ZAFER-NÂME-İ HÂNÎ/GAZÂ-NÂME/SELİM-NÂME (SÂBİT)
manzum gazavat-nâme
Sâbit, Alâaddin (Ali) (d. ?/? - ö. 11 Şaban 1124/5 Eylül 1712)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Sabit'in manzum eseri. Mesnevi nazım biçimiyle ve Şeh-nâme vezni olan "fe'ûlün fe'ûlün fe'ûlün fe'ûl" kalıbıyla yazılan eser 426 beyitten oluşmaktadır. Eserin biçimsel açıdan klasik mesnevi kalıplarına uymayan bazı özellikleri vardır. Alışılmışın aksine besmele, tevhid, münacat, naat ve padişah medhiyesi gibi giriş kalıplarına sahip olmayan eser, doğrudan şairin kaleme hitap ettiği 29 beyitlik sebeb-i telif içerikli bir girişle başlar ve aktarılan olayların bitişiyle aniden son bulur; dolayısıyla eserde alışılmış bir hâtime bölümü de yoktur. Eserin adına herhangi bir beyitte yer verilmez, bununla beraber iki farklı başlıkta hikayenin baş kahramanı olan dönemin Kırım hanı Selim Giray'a atfen "Zafer-nâme-i Hânî" ibaresinin geçmesi Sabit'in isim tercihini açıkça gösterir. Zamanla esasen bir tür gösteren "Zafer-nâme" adıyla anılan mesneviyi, yine türünden hareketle "Gazâ-nâme" ve kahramanından hareketle "Selim-nâme" adıyla tanıtan tarihî kaynaklar da vardır (Çapan 2005: 125; Ersoy 2010: 103). Mesnevi esasen Kırım Hanı Selim Giray'ın 10 Şaban 1100 / 30 Mayıs 1689 tarihinde Kırım'ın stratejik mevkilerinden Or-kapı / Ur-kapı'da (Prekop / Perekop) az bir askerle büyük bir Rus taburunu mağlup etmesi üzerine kaleme alınmış bir gazâ-nâmedir. Mesneviyi sehven farklı savaşlarla ilişkilendiren bazı kaynaklar varsa da bu hatalar tashih edilmiştir (Akün 1993: 13; Karacan 1991a: 27 vd.). Bununla beraber Sabit eserinde, sadece bu zaferi değil, savaşın daha öncesinde Edirne’de yaşanan bazı tarihî olayları da işlemiştir.

Aktarılan olayların tarihî gerçeklerle birebir uyumlu olduğu ve özellikle Silahtar Tarihi ile örtüştüğü tespit edilmiştir (Karacan 1991a: 38-43; Gültekin 2019: 113; Şen 2012; Şen 2013: 94; Karaçay-Türkal 2012: 1233-34; Demir 2006: 26). Sabit’in içinde bulunduğu bürokratik çevre kanalıyla doğru haberlere ulaştığı tahmin edilebilir. Sabit, eserin en başında yer alan sebeb-i telif içerikli girişte, aşk konusunun özgün bir eser yazmak için uygun olmadığını, aynı konuların sürekli işlendiğini, sevgiliye ait klişeleşmiş teşbih unsurlarının artık eskidiğini ve bıkkınlık verdiğini dile getirir. Bu bölümde şairin sevgilinin güzellik unsurları ile savaş aletleri arasında kurduğu ilişkiler edebî bir başlangıç olmuştur. Şairin bu bölümde açıkça "uğranmamış semt" ve "ayak basmamış yer" istediğini söyleyerek özgünlük arayışını ifade etmesi ve "hâs bir ihtirâ" peşinde olduğunu vurgulaması onun edebî açıdan niyetini ve amacını gösteren ifadelerdir.  Dört ana bölümden oluşan mesnevinin ilk kısmı II. Süleyman'ın cülusu (2 Muharrem 1099 / 8 Kasım 1687), biat töreni ve Avusturya (Üngurus-Nemçe) seferini düzenlemek üzere Edirne'ye gidişiyle (15 Zilkade 1099’da / 11 Eylül 1688) başlayıp Edirne'de toplanan devlet erkânının istişare ve yardım için Selim Giray'ı davet etmeye karar vermeleri ve hanı karşılama merasimiyle son bulur (9 Rebiülâhir 1100 / 31 Ocak 1689). İkinci bölüm han ile sultanın Edirne'de buluşmalarına ve II. Süleyman'ın bahar aylarında düşmana karşı başlatılacak olan harekât için Selim Giray'dan yardım talebine ayrılmıştır (3-6 Cemâzitelevvel 1100 / 23-26 Şubat 1689). Bu bölüm Selim Giray'ın söz konusu talebi kabul etmesi ve kışı geçirip baharı beklemek üzere ordugâhı olan Kili'ye doğru yola çıkmasıyla son bulur. 24 beyitlik bir şitâiyye ile başlayan üçüncü bölüm Kili'ye baharın gelmesi ve Selim Giray'ın Avusturya seferi için hazırlıklarıyla devam eder; fakat tam bu sırada Rusların Leh'lerle ittifak halinde Kırım yarımadası üzerine asker sevk ettiklerini öğrenen hanın, kısa bir istişareden sonra Ruslara müdahalenin daha acil olduğuna karar vererek altı gün içinde Kili'den Kırım'ın Kanlıcak mevkiine ulaşmasıyla son bulur. Zafer-nâme'nin asıl konusu olan Or-kapı (Prekop) zaferinin işlendiği dördüncü bölüm savaşla ilgili tasvirler açısından hayli zengindir. Bununla beraber Sabit'in savaşın aşamaları hakkında verdiği bilgiler de eseri adeta tarihî bir belgeye dönüştürmüştür. Selim Giray'ın düşman ordusu içine casus yollaması, askerin kalabalık düşmandan korkması üzerine müftünün devreye girerek askerleri cesaretlendirmesi, savaşın büyük bir zaferle sonuçlanması üzerine yapılan kutlamalar ve nihayet yeni bir baskın istihbaratı alan hanın, Yeğen Mirza Şah Kadir komutasında bir grup asker göndererek düşmanı bir kere daha mağlup etmesi (Şevval 1100 / Temmuz 1689) bu bölümde işlenen tarihî olaylardır

Zafer-nâme sadece bir Osmanlı şairi tarafından bir Kırım hanı için yazılan tek müstakil gazavat-nâme olarak değil kullanılan edebî dil ve üslup bakımından da türdeşlerinden ayrılmaktadır. Sabit her ne kadar tevhid, naat ve hatime gibi klasik mesnevi geleneğinin bazı temel unsurlarına iltifat etmeyerek gelenek içinde bir özgünlük ortaya koyma kaygısıyla diğer kısa mesnevilerinde yaptığı gibi bir çeşit deformasyon yaratmışsa da konunun işlendiği bölümde daha geleneksel bir kurgu oluşturmuş, her ana bölümün sonuna sakiye ve mutribe hitap eden "girizgah" beyitleri eklemiştir. Eseri, genellikle hareketli savaş sahnelerini hamasi duygularla ve klişe ibarelerle aktaran türdeşlerinden ayıran en önemli farklardan biri tasvir bölümlerinin edebî açıdan son derece renkli ve özgün olmasıdır. Nitekim eser klasik ve modern kaynaklarda da bu özellikleriyle anılmıştır (Ersoy 2010: 117; Levend 1956: 208). Özellikle kış tasviri ile son bölümde yer alan savaş tasviri Sâbit üslubunun bütün edebî özelliklerini yansıtmaktadır (Özyıldırım 2012). Bu tasvirlerde yer alan başta atasözü ve deyimler olmak üzere konuşma diline ait unsurların ustaca kullanımı bu açıdan dikkat çekmektedir. Dolayısıyla Zafer-nâme hem işlenen konuların tarihî olaylara birebir uygunluğu bakımından, ama daha önemlisi şairin dilinin ve üslubunun özgünlüğü ve edebîliği açısından Türk Edebiyatı içinde kendi türünün en başarılı örneği kabul edilebilir. 

Zafer-nâme Osmanlı döneminde İstanbul'da Matbaa-i Ebuzziya'da 1299 ve 1311 yıllarında iki kere basılmıştır. Büyük çoğunluğu yazma Sâbit Divanı nüshaları içinde yer almakla beraber kütüphanelerde müstakil nüshalarına da rastlanan eserin, sadece dört divandan hareketle hazırlanmış tenkitli metni ise mesnevi üzerine ayrıntılı bir incelemeyle beraber yayımlanmıştır (Karacan 1991a).

Yazarın biyografisi için bk. "Sâbit, Alâaddin (Ali)". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sabit-alaaddin-ali

Eserden Örnekler


Şûr-engîzî-i Hâme-i Senâ-hânî be-Nazm-ı Zafer-nâme-i Cenâb-ı Hânî

Gel ey rahş-ı kilk-i belâgat-nigâr

Cedelgâh-ı ma'nâyı kıl pür-gubâr


Fezâ-yı belâgatte bir toz kopar

Çemenzâr-ı endîşeden söz kopar


Gül ü sûsenün mâ-cerâsın gider

Siperden kılıcdan getür bir haber


Yeter pîçiş-i turra-i müşk-bend

Atup tutmak ister kemân u kemend


Yeter vasf-ı zülf-i girih-der-girih

Gözüm halkalandı misâl-i zirih


Yeter gamze-i kâfir ile sitîz

O da'vâyı fasl eylesin tîğ-i tîz


Yeter midhat-i yâl ü bâl-i bütân

Hırâmende olsun nihâl-i sinân


Süvârân-ı meydân-şinâs-ı hayâl

Bu vâdîleri eylesün pây-mâl


Kühendür bu bünyâd-ı hâtır-hırâş

Harâb oldı kalmadı taş üzre taş


Bu da'vâki bin kerre mesmû'dur

Anun istimâ'ı da memnû'dur


Niçün vasf-ı Kays'a olur beste dil

Gönül minnet Allâh'a Mecnûn degil


Urup nazm-ı Leylî vü Mecnûn'a el

Deliye söz atma sakın vâz gel (Karacan 1991a: 61-62)



Sıfat-ı şitâ Kılıç gibi geldi zamân-ı şitâ

Keser tîgdür tünd-bâd-ı sabâ


Olup cebhe-pür-çîn-i ebr âsumân

Yüzinden yere zehr akardı hemân


Ayagın üşitmiş gibi cûybâr

Tabîb-i sipihr üstine basdı kar


Cihân oldı gurrende dîv-i sepîd

Ana yah cebe ebr amûd-ı hadîd


Yatur kışlada keştiler der-hıyâz

Ki berf üstine tente çekmiş beyâz


Hıyâz üzre kartopu kim akdur

Tabaklarda gül-nâr-ı berrâkdur


Çakıl taşı havz-ı cemed rîşede

Şeker peyniri gösterür şîşede


Meger câme-şûy oldı çerh-i berîn

Köpürmiş sudur berf tekne zemîn


Asup yahdan âvîzeler câ-be-câ

Cihân mumcu dükkânıdur gûyiyâ (Karacan 1991a: 74-75)


Olup üçlerin himmeti reh-nümây

Hücûm eyledi üç tarafdan alay


Kuruldı yine bezm-i rezm-i vegâ

Müselles getürdi kazâ gûyiyâ


Boyandı mey-i hûn ile yir yüzi

Kazâ sundı a'dâya aşkar gözi


İdüp sînesin safha-i imtihân

Sülüsden elifler çekerdi sinân


Aceb nahl-bend idi tîg-i dü-dem

Ki aşladı bir nahle üç kat kalem

....

Murassa egerli agalar bile

Mücevher-külâh mirzalar bile


Südüs hissedir hasma şeş-per hele

Olup altıdan sûret-i mes'ele


Çeküp gâh şemşîr ü geh şeş-peri

Ururlardı birbirine safları


Salup ol siyeh kûh-ı pûlâda çeng

Hücûm etmiş ebr-i siyâha peleng


Olup nev-arûs-ı zafer tâlibi

Sarılmışdı tabura ejder gibi (Karacan 1991a: 85-86)

Kaynakça


Akün, Ö. Faruk (1993). “Sâbit”. İslâm Ansiklopedisi. C. X. İstanbul: MEB Yay. 10-14.

Çapan, Pervin (2005). Mustafa Safâyî Efendi Tezkire-i Safâyî: Nuhbetü’l-Âsâr Min Fevâ’idi’l-Eş’âr İnceleme-Metin-İndeks. Ankara: AKM Yay.

Demir, Uğur (2006). Tarih-i Mehmed Giray (Değerlendirme-Çeviri Metin). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Ersoy, Ersen - Uğur Öztürk (2010). "Umdetü'l-ahbâr'da Şair Biyografileri". Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi (5): 101-120.

Gültekin, İbrahim (2019). Halim Giray Gülbün-i Hânân (Kırım Tarihi). Ankara: KB Yay. e-kitap: https://ekitap.ktb.gov.tr/Eklenti/66937,gulbun-i-hananpdf.pdf?

Karacan, Turgut (1991a). Sâbit, Zafername. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.

Karacan, Turgut (1991b). Bosnalı Alaeddin Sabit: Divan. Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi.

Karaçay-Türkal, Nazire (2012). Silahdar Fındıklılı Mehmed Ağa, Zeyl-i Fezleke (1065 - 22 Ca.1106 / 1654 - 7 Şubat 1695). Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Levend, Agâh Sırrı (1956). Gazavat-nâmeler ve Mihaloğlu Ali Bey'in Gazavat-nâmesi. Ankara: TTK Yay.

Özyıldırım, Ali Emre (2012). "Sâbit'in Türk Edebiyatındaki Yeri Üzerine Bazı Sorular". Türkbilig (23): 1-10.

Rypka, Jan (1924). Beitrage zur Biographie Charakteristik und Interpretation des Türkischen Dichters Sabit. Pragae: Universitatis Carolinae Pragensis.

Şen, Muhammet (2012). "Rusya'nın Kırım'ı İşgal Teşebbüsleri Karşısında Kırım Hanlığı Kuvvetlerinin Perekop Zaferi (1689)". Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi XII (1): 503-516.

Şen, Muhammet (2013). Kırım Hanlığı'nda I. Selim Giray Han Dönemi (1671-1704). Doktora Tezi. İzmir: Ege Üniversitesi.

Atıf Bilgileri


Özyıldırım, Ali Emre. "ZAFER-NÂME-İ HÂNÎ/GAZÂ-NÂME/SELİM-NÂME (SÂBİT)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/zafer-name-i-hani-gaza-name-selim-name-sabit. [Erişim Tarihi: 16 Eylül 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (SÂBİT) Sâbit, Alâaddin Ali Doç. Dr. abdulkadir erkal
Görüntüle
2 DERE-NÂME/HÂCE FESÂD VE SÖZ EBESİ (SÂBİT) Sâbit, Alâaddin Ali Dr. Öğr. Üyesi Munise KOÇ
Görüntüle
3 BERBER-NÂME (SÂBİT) Sâbit, Alâaddin Ali Akın ZENGİN
Görüntüle
4 AMRÜ'L-LEYS (SÂBİT) Sâbit, Alâaddin Ali Akın ZENGİN
Görüntüle
5 EDHEM Ü HÜMÂ (SÂBİT) Sâbit, Alâaddin Ali Dr. Öğr. Üyesi Munise KOÇ
Görüntüle
6 LEMEZÂT-I HULVİYYE EZ LEMEÂT-I ULVİYYE (MAHMUD CEMALEDDİN HULVÎ) Mahmud Cemaleddin el-Hulvî Diğer Özlem Şamlı
Görüntüle
7 AHBÂRÜ’L-'İBER (ZA’ÎFÎ, MUHAMMED) Za'îfî, Muhammed Dr. Necmiye Özbek Arslan
Görüntüle
8 KIRK HADİS TERCÜMESİ (FEYZÎ-İ KEFEVÎ) Feyzî-i Kefevî Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
9 ZÜBDETÜ'N-NESÂYİH VE UMDETÜ'T-TEVÂRÎH (IYÂNÎ) Iyânî, Cafer Iyânî Bey Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
10 RÂZ-NÂME FÎ MENÂKIBİ'L-ULEMÂ VE'L-MEŞÂYİH VE'L-FUZELÂ (KEFEVÎ HÜSEYİN) Kefevî, Hüseyin ismail Aksoyak
Görüntüle
11 ES-SEYFÜ'L-MESLÛLÜ FÎ ŞERHİ'R-RESÛLİ (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafa b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
12 HADÎS-İ ŞERÎFLER MECMUASI (MUSTAFÂ b. BÂLÎ) Mustafâ b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
13 HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ MİFTÂH (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafâ bin Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
14 TUHFE-İ ŞEMSÎ (ŞEMSÎ) Şemsî, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
15 KARAMAN-NÂME (ŞİKÂRÎ) Şikârî Araş. Gör. Mizan Coşkun Özgür
Görüntüle