VOLTER [VOLTAİRE] (BEŞİR FUAD)
biyografi
Beşir Fuad (d. 1852 - ö. 5 Şubat 1887)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Beşir Fuat’ın kaleme aldığı biyografi türündeki eser. Yazarın intiharından önce kaleme aldığı son eser olan Voltaire, altı gün içinde yazılmıştır. Türk edebiyatının ilk “tenkitli” biyografilerinden olan Voltaire’in önemi; yazarın hayatının, düşüncelerinin ve sanatının Osmanlı döneminde objektif bir bakış açısı ve eleştirel bir üslupla ayrıntılı olarak ele alınmasındadır. Orhan Okay, Tanzimat aydınları arasında pek çok eseri tercüme edilen fakat haklarında öznel hükümler verilen Victor Hugo ve Voltaire’i nesnel bir bakış açısıyla değerlendiren ilk ismin Beşir Fuad olduğunu ifade eder. On sekizinci asrın sonunda ve on dokuzuncu asrın ilk devrelerinde Reisülküttab Âtıf Efendi’nin hazırladığı Muvâzene-i Politike adlı lâyihada “Voltaire”den “meşhur zındık” olarak bahsedilirken Batılılaşma sürecinin hızlanmasıyla birlikte Voltaire, başta Münif Paşa olmak üzere Osmanlı aydınlarının düşüncelerinden etkilendiği, ilgi duyduğu bir isim olur.

Beşir Fuad, Orta Çağ’ın skolastik zihniyetine karşı çıkarak aklın ışığında gelişen bilim ve sanatın savunuculuğunu yapan Voltaire’in yaşamını ve sanatını ele alırken iyi yönlerinin yanı sıra eleştirel yönlerini de ortaya koyar. Eser, yayımlandıktan sonra Osmanlı matbuatında tartışmalara yol açar; Voltaire’e karşı ilk ciddi tepki Ahmet Midhat’a aittir. Tercüman-ı Hakikat’te tefrika edilip ve aynı yıl kitap olarak basılan bu tenkide Beşir Fuad yine Tercüman-ı Hakikat’te cevap verir. Ahmet Midhat Efendi eseri beğense de Voltaire’in fikirlerinin Hristiyanlıktaki taassup ve papazların zulmü ile mücadele ve ilmin gerçeklerini ortaya koyma etrafında toplandığını, Osmanlı toplumu ve aydınlarının bu düşüncelerden ilkine ihtiyacının olmadığını ifade eder. Voltaire hakkında ikinci münakaşa, Beşir Fuad’ın Saadet gazetesindeki gazel yarışmasına katılmasıyla başlar. Salahî imzalı bir manzumede Beşir Fuad’ın Voltaire’in taklitçisi olduğu söylenir; Voltaire ve Beşir Fuad’a eleştiriler yöneltirlir. Beşir Fuad bu tenkide Tercüman-ı Hakikat’te ilk ve son defa yazdığı bir şiirle karşılık verir. “Zülfikar” adlı biri, Saadet gazetesinde kaleme aldığı şiirde Beşir Fuad’ı Voltaire’i takdir ettiği için dinsizlikle suçlar. Bu suçlama üzerine Beşir Fuad, Tercüman-ı Hakikat’te Muallim Naci’ye bir açık mektup yazarak sert karşılıklar verir. Muallim Naci cevap olarak kaleme aldığı makalede Beşir Faud’a karşılık vermeyip tartışmayı kapatmaya çalışsa da Beşir Fuad yazının neşredildiği sabah intihar ettiği için bu yazıyı okuyamamıştır.

Eserin “Mukaddime” bölümünde insanlık tarihinin taassup dönemi olan Orta Çağ’ın başlaması ve Hristiyanlığın yaygınlaşması, İslamiyet’in doğuşu ve getirdiği “aydınlık” medeniyet, Rönesans’ın doğuşu, papazların toplumdaki hâkimiyetlerini korumak adına ilim ve fenne yönelen kimseleri eziyetle bastırmaları, tüm engellere rağmen insanlık tarihini yeniden aydınlığa kavuşturan dehaların taassupla mücadelesi ele alınır ve Voltaire’in aydınlar arasındaki konumu vurgulanır.

Biyografi kısmında Voltaire’in toplumsal ve siyasal ilişkileri, hayatının çalkantılı dönemleri, Hristiyanlığın getirdiği taassuba karşı çıkışı, eserlerinin toplumda uyandırdığı yankılar ve ölümü ele alınır. Voltaire adıyla şöhret bulan François-Marie-Arouet, 1694 yılında Paris’te dünyaya gelmiştir. Babası Mösyo Arouet muhasebe odası veznedarlığında görevlidir. Annesi Marguerite d’Aumard ise Poitou hanedanından bir aileye mensuptur. Dönemin geleneğine uygun olarak ailenin adını büyük çocuk taşırken François-Marie-Arouet’in adı annesi tarafından “Voltaire” olarak değiştirilmiştir. Babasının serveti sayesinde güçlü bir ilmî terbiye alan Voltaire, istemediği bir meslekte çalışmak zorunda kalmamıştır. Beşir Fuat, Voltaire’in bağımsız yaşamasının ona düşüncelerini serbestçe açıklama imkânı verdiğini vurgular. Cizvit okuluna yazdırılan Voltaire’in yeteneği, belagat hocası Rahip Poree’un dikkatini çeker. Cizvitler, Voltaire’i ileride kendi maksatları için kullanabileceklerini düşünseler de bu emelleri boşa çıkar. Cizvit okulunu tamamladıktan sonra Rahip Châteauneuf’un aracılığıyla büyük cemiyetlere kabul edilen Voltaire’i Mösyo Arouet hukuk alanında yetiştirmek istese de dönemin hukuk sisteminden nefret eden çocuk, kendini daha çok edebiyata verir. Oğlunun derslerini bırakıp trajedi yazmakla meşgul olduğunu gören adam, Voltaire’i Fransa’nın Flemenk büyükelçisi Marki de Châteauneuf’un yanına gönderir. Kısa sürede Madam du Noyer’in kızlarından birine âşık olan Voltaire, Marki de Châteauneuf tarafından tekrar ailesinin yanına gönderilir. Voltaire’in şiir yazması, sosyete âlemlerinde bulunmaya devam etmesi babasının hiddetini artırır; Mösyo Arouet, Voltaire’i bir avukatın yanına girinceye kadar geri dönmesine izin vermemek üzere evinden kovar. Avukatın yanında da çok fazla kalmayan Voltaire’e acıyan baba dostu Mösyo de Caumartin onu Saint-Ange’a götürür. Voltaire, Henriade ve Siécle de Louis XIV adlı eserlerini Caumartin’in babasından edindiği bilgilerle kaleme alır.

Saint-Ange’dan döndükten sonra saltanat vekili aleyhinde bir hicviye kaleme alan Voltaire, 1717 yılında tutuklanıp Bastille’e hapsedilir. Lingue adlı manzumesini burada tasarlar, Oedipe adlı trajedisini de yine Bastille’de tashih eder. Oedipe, geleneğe uygun biçimde aşktan bahseden bir trajedi olmadığı için oyuncular tarafından reddedilir; Voltaire trajedisinin oynanması için eserine aşk konusunu karıştırmaya mecbur olur. “Bizim papazlarımız boş fikirli halkın zannettiği gibi değildir; bütün ilimleri saflığımızdan ibarettir” mısraları nedeniyle mutaassıp güruh tarafından hicvedilen Voltaire’in Artémire adlı trajedisini beğenen halk, mutaassıpların aldatmalarıyla birlikte esere tepki gösterirler. Yazar, yine bu güruhun şiddetli baskıları nedeniyle Paris’ten ayrılır. Brüksel’de sürgün olan Jean-Baptiste Rousseau ile görüşür; birbirlerinin eserlerini okuyan iki şair, Voltaire’in bir yorumu nedeniyle düşman olarak ayrılırlar. Rousseau on beş yıl boyunca Voltaire’in aleyhinde konuşur, sessizliğini on beş yıl sonra bozan Voltaire, Rousseau’nun kötü şöhret kazanmasına neden olur. Henriade adlı eseri La Lingue adıyla yayımlanan Voltaire, bu eserde taassubun aleyhindedir ve Henri’yi över. Meşhur tarihçi Michelet, eserden hareketle Voltaire’in cesaretini takdir eder. Henriade, Oedipe ve Mariamne adlı eserleri Voltaire’i dönemin tüm edebiyatçılarından üstün kılar. Soylu meclislerinde fikirlerini açıkça ifade eden Voltaire’e düşman olan Şövalye Rohan ile Voltaire arasında yapılacak düello, Rohan ailesinin ayaklanmasıyla son bulur. Voltaire, Bastille’e sürülür, tekrar intikam alma hırsına kapılmasını önlemek amacıyla Bastille’den sonra Fransa’yı terk etmesi emredilir. İngiltere’ye giden Voltaire, Newton’un manevi etkisinin sürdüğü atmosferde Newton, Locke gibi aydınların düşüncelerinden etkilenir. Hayatını hurafelerin ve efsanelerin yıkımına vakfetmeye karar verir. Burada Brutus, La mort de César, Eriphyle ve birkaç piyes daha yazar. Papazların tiyatro oyuncuları üzerindeki baskılarını kırmak için mücadeleler verir. İngiltere’nin felsefe, edebiyat ve çeşitli düşüncelerinden Fransız milletini haberdar etmek amacıyla Les lettres sur les Anglais (İngilizler Hakkında Mektuplar)’ı kaleme alır. Bu eser, Fransa’da adeta bir “inkılap” meydana getirir; Fransızlar İngilizlerin kültür, felsefe, ekonomi, ticaret, dil vb. gibi hususiyetlerine merak salarlar. Eser, papazlar arasında dehşete yol açar; verilen bir kararla Voltaire’in Paris’ten sürgün edilmesini sağlar ve eseri yakarlar. O sırada Paris’te olmayan yazar, bir süre sonra dostları vasıtasıyla tekrar Paris’e dönüş izni alır.

Zengin olmayı amaçlayan Voltaire, bu arzusunda başarılı olur. Servetini muhtaç yazarlara yardım, kabiliyetli gençleri teşvik, mağdurları himaye, aydınlanmacı düşünceleri yayma uğruna harcar. Beşir Fuad, Voltaire’in dönemin bakış açısına göre ayıp sayılan zenginliğinin önemli bir meziyet olduğunu Voltaire ile Jean-Jacques Rousseau’nun yaşamını kıyaslarak vurgular. Londra dönüşünde Paris’i ve buradaki cemiyetleri terk ederek Madame de Chatelet ile birlikte Cirney’deki şatosunda uzlet hayatına çekilen Voltaire, Newton’un düşüncelerini yayma amacıyla Eléments (Unsurlar) adlı eserini kaleme alır. Bu eser, Fransa’da Descartes öğretisi hüküm sürerken aydınlanma ve ilerleme için önemli bir hizmettir. Tabiat ilimleri, tarih ve matematikle ilgilenen Voltaire, aynı zamanda trajedi eserleri yazmaya da devam eder. Bu sırada inzivada olmasına rağmen düşmanlarının entrikalarından kaçınamaz. Politikada da etkili ve söz sahibi olan yazar, kaleme aldığı bir piyes sayesinde saray tarafından himaye kazanır. Ayrıca kendisine memuriyet ve tarihçi unvanı verilir. Beşir Fuad, Voltaire’in Akademi’ye üye olarak düşmanlarından kurtulmak için Latoure isimli bir Cizvit’e Hristiyanlığa hürmeti ve Cizvitlere bağlılığı olduğuna dair yazdığı mektubu tenkit eder ve bu hareketin çirkin olduğunu vurgular. Voltaire, Akademi’ye kabul edildikten sonra da düşmanlarından kurtulamaz, bunun üzerine Madame de Chatelet ile birlikte Lehistan kralının yanına, Lonevillé kentine çekilir. Chatelet’in Newton tercümesini bitirdikten sonra ölümü üzerine tekrar Paris’e döner. Akademi’de rakibi olan, yeteneği daha az olduğu halde düşmanlarının himayesi nedeniyle daha çok övgü kazanan Crebillon’un eserlerinin edebi mahiyetini ortaya koyarak ondan intikam almak ister ve başarılı olur.

Büyük Friedrich’in teklifini kabul ederek Berlin’e giden Voltaire, huzur ve özgürlük ortamında çalışmalarına devam etse de kendisinden önce Akademi’den Friedrich’in yanına gelen âlimlerin düşmanlık ve entrikaları nedeniyle Berlin’den uzaklaşmaya çalışır. Leibzig ve Alsace’da bir süre ikâmet eder, düşmanlarının ve Cizvitlerin entrikalarından dolayı Cenova’ya gider. Cenova’dan ise Protestanların taassubunun aleyhinde tutum sergilediği için ayrılmak zorunda kalır; Fransa ve Cenova çevresinde ikamet ettikten sonra Ferney’de karar kılar. Burada bir tiyatro binası inşa ettirir. İlmî ve edebî eserlerini yazmaya devam eder. Eserlerinin bir kısmı yakılır, bazı eserleri düşmanları tarafından değiştirilir. Tarih alanında eksik gördüğü metotlarda düzenlemeler yapan Voltaire, tarih fennini adeta ihya eder. Fransa’nın ilerlemesine hizmet eden, faydalı bir eser olan Ansiklopedi’nin birinci cildinin yazımını Diderot ile birlikte tamamlar. Eser, toplumda oldukça büyük tartışmalara ve bölünmelere yol açar. Beşir Fuad, Voltaire’in Felsefe Sözlüğü adlı eserini şiirden çok hikmet ve hakikati savunması açısından tek başına yazarın tüm şöhretini sağlayacak kıymette görür. Hayalin karşısında, hakikatin yanında yer alan Beşir Fuad, asırlara damgalarını vuran dehaları hakikate yaklaşımlarıyla değerlendirir; on sekizinci yüzyıla “Voltaire yüzyılı” denmesinin temel nedeninin Voltaire’in asrın en büyük sanatkârı olmasının yanı sıra ilim ve fenne vukuf derecesiyle belirlenmesi gerektiğini vurgular. Bu anlamda on dokuzuncu yüzyıla “Victor Hugo yüzyılı” denmesinde tereddüt edilmesi gerektiğini açıklar. Zira, Victor Hugo Voltaire’den bir yüzyıl sonra gelmesine rağmen hikemî düşüncede Voltaire’in seviyesine ulaşamamıştır. Yaşamı boyunca taassup ve cehaletin karşısında olan yazarın fikirleri, Fransız toplumunda zamanla yankısını bulur. Akademi’ye büyük bir saygıyla kabul edilir, halk ona ve eserlerine büyük ilgi gösterir. Yaşamı boyunca muhalif ve düşmanları tarafından çeşitli eziyetlere uğrayan Voltaire, ölümünden sonra da düşmanca muamele ile karşılaşır.

“Hâtime”de Volter’in hayatını Hristiyanlığın taassup ve cehaletini yok etmeye vakfettiği üzerinde durulur. Yazarın eserlerini de bu amaca hizmet etmek amacıyla kaleme aldığını vurgulayan Beşir Fuad, onun yaşadığı tüm acı ve meşakkatlere rağmen hayatını terakkiye adamasını takdir eder. İnsanın kendisini toplumuna ve çağına kolayca kabul ettirebilmesi için dalkavukluğun yeterli olacağını vurgulayan Beşir Fuad, gelecekte kalıcı bir isim bırakmak için asrın düşüncelerinin incelenip muhakeme edilmesinin, bunlar arasında iyi ile kötünün ayırt edilip ortaya konmasının gerekliliğinden bahseder. Bu ise pek çok muhalefete neden olan, herkesin göze alamayacağı bir fedakarlıktır. Yaşamı boyunca günden ziyade geleceği düşünen Voltaire, öldükten sonra bile düşmanlarının hakaretine maruz kalsa da düşünceleri ve eserleri yok edilememiştir.

Beşir Fuad’a göre Voltaire’in eserlerinden yararlanabilmek için iki noktaya dikkat edilmelidir: Birincisi, Voltaire’in yaşadığı çağ ile asrımız arasındaki bilimsel gelişmelerdir. Voltaire’in çağında vasıtaların henüz gelişmemiş olması nedeniyle doğru kabul edilen bazı hükümler, bugün itibardan düşmüş olabilir. İkinci olarak, devrinin her hakikati söylemeye elverişli olmaması, bazen de vicdani kanaatinin aksine düşünceler yürütmüş olmasıdır. Beşir Fuad, bu durumun sadece Voltaire’in eserlerinde değil, asrın kalemi baskı altında bulunan tüm yazarlarının eserlerinde mevcut olduğunu vurgular. Önemli olan, bu düşüncelerin hangilerinin Voltaire’e, hangilerinin zamanın gereklerine ait olduğunu tespit edebilmektir. Voltaire’in düşünceleri tetkik edildiğinde, onun İslamiyet’i Hristiyanlığa tercih ettiği görüşünde olan Beşir Fuad, papazların İslamiyet hakkındaki suçlamalarına karşı Voltaire kadar hiç kimsenin İslamiyet’i savunmadığını ifade eder ve bu iddiasını ispatlamak için Voltaire’in eserinden iki ayrı parçaya ve bu parçalarda savunulan düşünceleri destekleyen ayetlerin tefsirdeki tercümelerine yer verir. Demir ve Meçin, Beşir Fuad’ın Voltaire’in Hz. Muhammed ve İslam aleyhinde kaleme aldığı Fanatizm veya Muhammed Peygamberin Hayatı adlı eseri “facia” olarak değerlendirdiğini fakat Voltaire’in bu eserde asıl hedefinin Hristiyanlık ve kilise olduğunu ileri sürdüğünü kaydederler ve kaleme aldığı biyografinin Osmanlı toplumunda tepki uyandırmaması için Voltaire’in İslamiyet’i savunan düşüncelerine geniş bir yer ayırdığını açıklarlar. Beşir Fuad, taassup ve zorbalığın hüküm sürdüğü bir dönemde Voltaire’in İslamiyet’i ve Osmanlıları müdafaa ettiği yönündeki dikkatini vurgulayarak eserine son verir.

139 sayfadan oluşan eser, 1304/1886 yılında (A. M.) Şirket-i Mürettibiyye Matbaası’nda basılmış, 2003 yılında Erdoğan Erbay ve Ali Utku tarafından yeni Türk harflerine aktarılıp sadeleştirilerek yayına hazırlanmıştır. Eserin bir örneği, Erzurum Atatürk Üniversitesi Merkez Kütüphanesinde 0125734 demirbaş numarasıyla kayıtlıdır.

Yazarın biyografisi için bk. “Beşir Fuat”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/besir-fuat


Eserden Örnekler


MUKADDİME

"Târih-i beşer, bir nazar-ı hakîmâne ile tedkîk olunur ise görülür ki, mihr-i tâbân-ı ilm ü irfân âsmân-ı efkârda tulû' ve gittikçe terakkî ve te'âlî ederek neşr eylediği envâr-ı hakîkat tedrîcen teessür eylemiş; yalnız bir kerre küsûf vaki' olmuştur.

Bu küsûf -ki edvâr-ı muhtelifesi dâhil-i hesâb olduğu hâlde on dört asır kadar imtidâd etmiştir- tevlîd eylediği zalâm-ı cehl ve ta’assubla Yunân-ı Kadîm ve Roma medeniyyetlerini en müdhiş bir karanlıkta bırakıp, bunların âsârını gözden nihân eylemiştir.

Bunun hikmeti ise, âlem-i Hristiyâniyyette yetişen ve cidden hakîm nâmına müstahak olanların teslîm ve i’tiraf eyledikleri veçhile, intişâr-ı Nasrâniyyettir.

Hristiyanlığın nâşirleri âmâl-i harîsânelerine tâbi’ olup, her nev’ tahrikâtı neşr, erâcîfi irtikâb etmişlerdir. Erbâb-ı akl ü dâniş nezdinde safsata ve efkâr-ı sakîmelerinin revâc bulamayacaklarını bildirdiklerinden evvel-emirde idrâki noksân olan esâfil-i nâsı, kadınları iknâ’ ve gittikleri memâlikin cârî olan usûl ve nizâmâtının muhtel olmasından istifâde bekleyen birtakım serserileri başlarına cem’ ederek tedricen tarafdârlarını arttırmışlardır. Evvelleri kendi hallerinde ve âsâyiş-perver göründükleri ve yalnız hürriyyet-i vicdâniyyeleri ta’arruzdan masun kalmaktan başka bir emel ve arzuları olmadıklarını beyân eyledikleri hâlde, mu’înleri tekessür edince hükûmetleri tehdîde, herkesi kuvve-i cebriyye ile Hristiyân etmeye, kanâ’at-i vicdâniyyelerini muhâfaza etmek isteyenler hakkında katl-i âmma başlamışlardır." (Beşir Fuad 2011: 25). 

Kaynakça


Ahmet Midhat (1 Kanun-i Sani 1887). Muhasebat-ı Leyliyye. nr.2561.

Ahmet Midhat (1887). “Voltaire”. Muhasebat-ı Leyliyye. s. 40-49.

Beşir Fuad (1 Kanun-i Sani1887). Muhasebat-ı Leyliyye. nr.2566.

Beşir Fuad (1999). Şiir ve Hakikat. hzl. Handan İnci. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Beşir Fuad (2011). Voltaire. hzl. Erdoğan Erbay, Ali Utku. Konya: Çizgi Kitabevi Yayınları. 

Beşir Fuad (29 Kanun-i Sani 1887). “Gazel”. Tercüman-ı Hakikat.

Beşir Fuad (4 Ş 1887). “Muallim Naci Efendi Hazretlerine”, Tercüman-ı Hakikat. nr.2595.

Beşir Fuad (7 Kanun-i Sani 1887). Muhasebat-ı Leyliyye. nr.2571.

Demir, Remzi (1999). Türk Aydınlanması ve Voltaire. İstanbul: Doruk Yayıncılık.

Meçin, Mahmut (2021). “Aydınlanma Felsefesinde Voltaire’in Yeri ve Osmanlı Aydınları Üzerindeki Etkisi”. Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 8 (1): 307-340.

Muallim Naci (6 Şubat 1887). “Beşir Fuad Beyefendiye”, Saadet. nr.634.

Okay, M. Orhan (1969). Beşir Fuad İlk Türk Pozitivist ve Natüralisti. İstanbul: Hareket Yayınları.

Salahî (18 Kanun-i Sani 1887). “Nazire”. Saadet. nr.618.

Zülfikar (2 Şubat 1887). “Varaka”. Saadet. nr.631.

Atıf Bilgileri


TUNÇ, Saliha. "VOLTER [VOLTAİRE] (BEŞİR FUAD)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/volter-voltaire-besir-fuad. [Erişim Tarihi: 14 Mart 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 BİNBAŞIYI DAVET, KOMEDYA BİR PERDE (BEŞİR FUAT) Beşir Fuat Diğer Büşra ALTUNTAS
Görüntüle
2 İKİ BEBEK (BEŞİR FUAT) Beşir Fuat Öğretmen Semira Miralay
Görüntüle
3 VİCTOR HUGO (BEŞİR FUAD) Beşir Fuad Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
4 MİFTAH-İ USUL-İ TALİM (BEŞİR FUAT) Beşir Fuat Dr. Öğr. Üyesi Can ŞAHİN
Görüntüle
5 USUL-İ TALİM (BEŞİR FUAT) Beşir Fuat Dr. Öğr. Üyesi Can ŞAHİN
Görüntüle
6 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
7 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
8 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
9 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
10 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
11 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
12 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
13 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
14 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
15 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle