- Yazar Biyografisi (TEİS)
Mustafâ Çelebi, Defteremîni - Madde Yazarı: Prof. Dr. Ayşe YILDIZ
- Eser Yazılış Tarihi:933/1527'den sonra
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:16. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Tercüme
- Türü/Formu:Mesnevi
- Yayın Tarihi:02/07/2021
VARKA VE GÜLŞÂH (MUSTAFÂ ÇELEBİ)
âşıkâne mesneviMustafâ Çelebi, Defteremîni (d.?/?-ö. 972-1569)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Defteremîni Mustafa Çelebi tarafından kaleme alınan çift kahramanlı aşk mesnevisi. Varka ve Gülşâh, konusunu İslam
öncesi Arap halk anlatılarından
almakla birlikte Arap edebiyatında mesnevi formu ile örneğine rastlanmayan bir
anlatıdır. Tabakatu’ş-Şuarâ, Kitâbu’ş-Şir
ve’ş-Şuarâ ile Kitabu’l-Egânî’de olay örgüsü açısından Varka ve Gülşah hikâyesi ile
benzeşen hikâyelere rastlanır. Şair Antere ile Abla, el-Murakkış, Urva b. Hizam ile Afra’nın aşk hikâyeleri Varka ve
Gülşah hikâyesi ile büyük benzerlik gösterir. Bağdatlı Ebu Muhammed el-Kârî (ö. 499-500/1106)’nin Mesâriu’l-Uşşâk adlı âşıklarla
ilgili aşk hikâyelerinin anlatıldığı ansiklopedik tarzdaki eserine dayanılarak
Murakkış adlı bir şairin
aşk hikâyesinden bahsedilir. İsim farklılıkları bir tarafa bırakılacak olursa
Varka ve Gülşah hikâyesiyle
Murakkış’ın hikâyesi arasında da dikkate değer benzerlikler mevcuttur (Ateş
1946: 1-19; Aykut 2004: 193-199).
Hikâyenin mesnevi formundaki ilk örneğine Gazneliler
devrinde Ayyûkî (11.yy.)’nin Farsça
yazdığı eseri ile rastlanır. Varka ve
Gülşâh, Türk edebiyatında ilk defa 770/1368-69’da Yûsuf-ı Meddâh tarafından
meclisler hâlinde mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında
bu konuyu ele alan en hacimli mesnevi ise Defteremini Mustafa Çelebi’ye aittir.
Mesnevinin yazılış tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, giriş kısmındaki
kasidelerden ve nüshadaki minyatürlerin üslubundan hareketle 1527’den sonra
olduğu tahmin edilmektedir. Mustafa Çelebi’nin 6712 beyitlik Varka ve Gülşah’ı mefâ’îlün mefâ’îlün
fe’ûlün kalıbıyla yazılmıştır. Mesnevi içinde 23 kıta, 4 gazel, 16 nazım, 2
kaside olmak üzere toplam 45 farklı nazım şekliyle yazılmış şiirler de yer
almaktadır (Yıldız 2009: 47-48).
Mesnevinin
konusu şu şekilde özetlenebilir: Arap yarımadasında
Benî Şeybe kabilesinde
Hümam ve Hilal adlı iki kardeş
bulunmaktadır. Hümam’ın bir oğlu,
Hilal’in bir kızı olur. Oğlana Varka kıza da Gülşah adını koyarlar.
Okul arkadaşlığı sırasında birbirlerine âşık olan bu iki kuzenin, on beş yaşına
geldiklerinde evlenmelerine karar verilir. Ancak düğün günü Gülşah’a âşık olan
başka bir kabilenin reisi Rebi İbni Adnan, Gülşah’ı kaçırır.
Gülşah’ı geri almak için
savaşlar yapılır. Bu savaşların birinde Varka’nın babası Hümam ölür ve Varka
esir düşer. Gülşah, Varka’yı kurtarmak için
çıkış yolları arar, Rebi İbni Adnan’a karşı bir takım hilelere başvurur. Rebi
İbni Adnan ve oğlu Bedî, Gülşah tarafından, Rebi İbni Adnan’ın diğer oğlu Gâlib
ise Varka tarafından öldürülür. Böylelikle düşmanlarından kurtulan Varka ve Gülşah
için yeniden bir düğün tertip edilecekken Gülşah’ın annesi
Varka’nın yetim ve fakir
olduğunu ileri sürerek Varka’nın karşılayamayacağı kadar başlık parası ister.
Varka, Yemen şahı olan
dayısının yardımını almak üzere Yemen’e doğru yola
çıkar. Çeşitli mücadelelerin ardından temin ettiği başlık parasıyla ülkesine
döner. Ancak Varka Yemen’deyken Gülşah, Şam sultanı Melik
Muhsin’le evlendirilir. Bu durumdan habersizce memleketine
dönen Varka’ya Gülşah’ın öldüğü
söylenir. Bir süre sonra Varka, gerçeği öğrenir. Gülşah’ı bulmak için Şam’a doğru yola
çıkar. Yolculuk sırasında yaşadığı mücadelelerin birinde yaralanır. Şam sultanı
Melik Muhsin tarafından
yaralı bir hâlde bulunarak saraya götürülür ve tedavisi yapılır. Böylelikle
Gülşah’ı bulmuş olur.
Kendisi sarayda iyi ağırlanan bir konuktur. Ancak Varka konuk olduğu ve
saygıyla ağırlandığı evde, evin hanımı konumundaki Gülşah’la görüşmeyi doğru
bulmayarak, memleketine gitmek bahanesiyle saraydan ayrılır ve yolda bir pınar
başında ölür. Varka’nın ölüm haberini
alan Gülşah, Varka’nın mezarının
başına giderek intihar eder. Varka’nın mezarı
açtırılarak Gülşah’la birlikte aynı
mezara gömülür. Bir gün Hz. Muhammed’in yolu bir sefer dönüşü Şam’a düştüğünde, Şam
sultanı Melik Muhsin, Hz. Muhammed ve arkadaşlarını konuk eder. Hz.
Muhammed, Melik Muhsin’den dinlediği bu hikâyeden etkilenir. Sahabe, Varka ve Gülşah’ın tekrar
dirilmesi için Hz. Muhammed’den dua etmesini isterler. Hz. Muhammed, onların
ömürlerinin tamamlandığını ancak kendi ömründen bağışta bulunacak olursa
dirilebileceklerini söyler. Bunun üzerine sahabe ömürlerinden bağışta bulunur.
Cebrail gelerek, ömür bağışlayanların ömürlerini geri verip Varka ve Gülşah’a kırk
yıllık yeni bir yaşam verildiğini müjdeler. Mesnevi hikâye kahramanlarının
tekrar hayat bulmasıyla sona erer.
Türk edebiyatında devamlılığı
olmayan mesnevi konularından biri olan Varka
ve Gülşâh, entrik unsur açısından zayıf, savaş sahnelerinin yoğun olduğu
beşerî aşkı konu alan çift kahramanlı bir aşk mesnevisidir. Aynı adlı
mesnevilere modellik etmiş Ayyûkî’nin eseri ile benzerliklerin yanı sıra
farklılıklar da barındırır: Varka ve Gülşâh mesnevisi, olay
örgüsü noktasında Ayyûkî’nin mesnevisinin yeniden yazımıdır. Mustafa Çelebi’nin olay örgüsüne bir katkısı yoktur. İki metin
arasında aynen tercüme beyitlere çok ender rastlanır. Ayyûkî’nin mesnevisi 2238 beyitken, Mustafa Çelebi’nin mesnevisi 6712 beyittir. Ayyûkî’nin mesnevisinin
yaklaşık üç katı bir hacme sahip bu mesnevide kimi nazım şekilleri ve türleri
yazar tarafından metne dâhil edilmişken olay örgüsünde bazı bölümler çok daha
uzun ve detaylı anlatılmıştır. Ayyûkî’de
mesnevi içinde yer alan tek farklı nazım şekli gazeldir. Mustafa Çelebi’de
mesnevi içinde, kaside, gazel, kıta ve nazım formunda toplam 44 faklı şekilde
şiirler yer alır. Ayyûkî mesnevisinin içinde mesnevi ile aynı vezinde 10 gazele
yer verilmişken Mustafa Çelebi’nin mesnevisinde
çoğu, mesneviden farklı vezinde 4 gazel 2 kaside, 23 kıt’a ve 15 nazma yer verildiği görülür.
Ayyûkî’de Sultan Mahmud’a yönelik 44 beyitlik bir methiye ile herhangi bir
başlık taşımayan 5 beyitlik tevhit ve 11 beyitlik naat dışında başka bir türe
rastlanmaz. Ancak Mustafa Çelebi’de, tevhit, münacat, naat, miraciye, dört
halife övgüsü, Kanûnî’ye yönelik iki methiye, sâki-nâme ve şehrengiz
benzeri mahbup şiirleri görülür.
Varka ve Gülşâh’taki “ölümden sonra dirilme” motifinin Türk
edebiyatına özgü olduğu ve Anadolu sahasında bu
konuda ilk mesneviyi kaleme alan Yûsuf-ı Meddah tarafından
esere ilave edildiği şeklinde tekrarlanan bilginin, Farsça ve Türkçe metnin
karşılaştırılması neticesinde doğru olmadığı anlaşılmıştır. Her iki mesnevide
de kahramanların ölümden sonra dirilmeleri görülür.
Eser üzerine Ayşe Yıldız
tarafından doktora tez çalışması yapılmış (Yıldız 2008) ve çalışma daha sonra
kitaplaştırılmıştır (Yıldız 2009; Yıldız 2018).
Fars edebiyatı aracılığıyla Türk
edebiyatına geçen Varka ve Gülşah hikâyesinin Avrupa edebiyatına etkileri de söz
konusudur: Ortaçağ Fransız edebiyatının ürünü olan Floire et Blancheflor, Arap edebiyatında
sözlü gelenekte yaşayan Varka ve Gülşah anlatısının
kaynakları arasında gösterilen (Urva ile Afra, Antere ile Abla ve el-Murakkış) hikâyelerin
Endülüs Emevîleri yoluyla Avrupa’ya geçişi
sırasında Fransız edebiyatına girmiş olduğu tahmin edilmektedir (Ateş 1946: 19;
Ateş 1953: 37). Benzer unsurlar olmakla birlikte hikâyenin, Varka ve Gülşâh’a kaynaklık eden Arap hikâyelerinden
ayrıldığı çok yön ve yerelleşme olduğu da belirtilmelidir.
Azerî, Türk, Özbek, Türkmen, Kazak, Tacik, Fars ve Afgan
edebiyatlarında hikâyenin halk varyantlarının olması konunun Türk ve Orta Doğu
edebiyatlarında yayılmış olduğunun da bir göstergesidir.
Varka ve Gülşah anlatısı modern sanatlara
da ilham olmuştur: 20.yy.ın başlarında Taşkent’te manzum-mensur
karışık olarak kaleme alınan iki Varka ve Gülşah hikâyesi; Özbek
Dramaturg Hurşid Şerefüddinov’un bu konuyu işlediği piyes; ayrıca, 11 Ekim 2001
tarihinde ressam Günseli Kato ve müzisyen
Mercan Dede tarafından Esma
Sultan Yalısı’nda Varka ve Gülşah konulu resim ve
müziğin bir arada olduğu doğaçlama bir gösteri ile Nilüfer Magriso’nun bu doğaçlama gösteriden etkilenerek kaleme aldığı
Varka’ya Akan
adlı şiir de bu yansımalar arasında değerlendirilebilir.
Varka ve Gülşâh hikâyesinin
kaynakları arasında gösterilen şair Antere’nin hayat hikâyesi,
Kitabu’l-Egânî ve benzer
eserlerden yola çıkılarak romanlaştırılmıştır. Hicaz, Suriye ve Irak’ta üç farklı
şekilde anlatılan bu hikâyenin Hicaz versiyonu 32 bölümdür. Hicaz versiyonundan
kaynaklı roman 1306-1311/1889-1894’te Kahire’de basılmıştır.
Suriye ve Irak versiyonları
ise el-Esmaî Hikâyesi ile
birleştirilmiş ve biraz daha farklılıklar taşıyan bir anlatı hâline dönüşen
şekliyle Beyrut’ta 1869-1871
yılında 6 cilt olarak basılmıştır (Furat 1996: 92-93).
Şairin biyografisi için bk. “Mustafa Çelebi, Defteremîni”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/mustafa-celebi-defteremini.
Eserden Örnekler
Varka ve Gülşâh’tan
[…]
Sataşdı yolda nâ-geh bir tabîbe
Hazâkatle bakup bu bî-nasîbe
Görür mihr-i ruhından gitmiş envâr
Gam-ı ‘ışk ile düşmiş cânına nâr
Nedür didi dil ü cânında bu derd
Nedür iden ‘izârun verdini zerd
Komamış nâr-ı gam bagrında yagı
Düketmiş yagını şevkun çerâgı
Dilün muhtâc olup şevk-ı delîle
Tenün dutmış göyünmiş bir fetîle
Didi lutf ile Varka ol tabîbe
Devâ mihrün yiter şâm-ı garîbe
Tabîbüm çok zemândur hasteyem ben
Za’îf ü ‘âciz ü dil-besteyem ben
Cihânda bir onılmaz derde düşdüm
Gıdâ-yı derd ile perverde düşdüm
El urdı dutdı nabzın merd-i hâzık
Didi bir dil-bere olmışsın ‘âşık
İşün ‘ışk ile bir Allâha kalmış
Hayâtun derd ile bir âha kalmış
‘İlâc olmaz sana dârû vü merhem
Semûm-ı ‘ışka pâ-zehr olmaz emsem
İrişmezse elün ger vasl-ı yâra
Yigitsin yüri git Allâh onara (Yıldız 2009: 187-188)
Kaynakça
Ateş,
Ahmed (1345/1966) “Yek Mesnevi Gom Şode Ez Dore-i Gazneviyân Varka ve Golşah-ı
Ayyûkî”. Mecelle-i Danişkede-i Edebiyat (4): 1-13.
Ateş,
Ahmed (1946). “Varka ve Gülşah Mesnevisinin Kaynakları”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 2(1-2):1-19.
Ateş,
Ahmed (1953). “Farsça Eski Bir Varka ve Gülşah Mesnevisi”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi (5): 33-50.
Aykut,
A. Sait (2004). “Ölüm: Aşk ve İnanç Renginde”. Cogito, Ölüm Bir Topografya (40): 193-199.
Dankoff, Robert (1984). The Lyric in Romance: The Use
of Ghazals in Persian and Turkish Masnavis”. Journal of Nearn Eastern Studies 43(1): 9-25.
Ertaylan,
İsmail Hikmet (1945). Türk Edebiyatı
Örnekleri-I. İstanbul.
Furat, Ahmet Suphi (1996). Arap Edebiyatı Tarihi – Başlangıçtan XVI. Asra
Kadar- İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.
Magriso,
Nilüfer. “Varka’ya Akan”. http://www.nilufermagriso.com/ic.html (erişim tarihi:10.07.2007).
Özergin, Kemal (1970). “Selçuklu Sanatçısı Nakkaş Abdülmü’min el-Hoyî
Hakkında”. TTK Belleten XXXIV (134):
219-229.
Saferli, Aliyar (hzl.) (1966). Azerbaycan Edebiyatı Mesihi- Varqa ve
Gülşa.(Kiril Harfli).Bakû.
Saferli, Aliyar (hzl.) (2005). Azerbaycan Edebiyatı Mesihi- Varqa ve
Gülşa.(Latin Harfli).Bakû.
Yıldız,
Ayşe (hzl.) (2009). Mustafa Çelebi Varka
and Gülşah. P.I-II-III. The Department of Near Eastrern Languages and
Civilitions. edt. Cemal Kafadar-Gönül Alpay Tekin.Harvard University.
Yıldız,
Ayşe (hzl.)(2008). Türk Edebiyatında
Varka ve Gülşah Mesnevileri ve Mustafa Çelebi’nin Varka ve Gülşah Mesnevisi.
Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Yıldız,
Ayşe (hzl.) (2018). Defteremini Mustafa
Çelebi Varka ve Gülşâh. https://ekitap.ktb.gov.tr/Eklenti/58903,defter-emini-mustafa-celebi-varka-ve-gulsahpdf.pdf?0
(erişim tarihi: 11. 04.2021).
Zülfekârî,
Hasan(1374). Manzumehâ-yı
Âşıkâne-i Edeb-i Farisi. Tahran.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
2 | MÜNŞE’ÂT (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
3 | TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş |
Görüntüle | ||
4 | KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Doç. Dr. Himmet BÜKE |
Görüntüle | ||
5 | HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
6 | ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlisî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
7 | ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) | Mesîhî, Îsâ | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
8 | DÎVÂN (ŞÂMÎ) | Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
9 | HEFT PEYKER (ABDÎ) | Abdî | Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ |
Görüntüle | ||
10 | CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) | Abdî | Prof. Dr. Adnan Ince |
Görüntüle |