VARKA VE GÜLŞÂH (MUSTAFÂ ÇELEBİ)
âşıkâne mesnevi
Mustafâ Çelebi, Defteremîni (d.?/?-ö. 972-1569)

ISBN: 978-9944-237-87-1



Defteremîni Mustafa Çelebi tarafından kaleme alınan çift kahramanlı aşk mesnevisi. Varka ve Gülşâh, konusunu İslam öncesi Arap halk anlatılarından almakla birlikte Arap edebiyatında mesnevi formu ile örneğine rastlanmayan bir anlatıdır. Tabakatu’ş-Şuarâ, Kitâbu’ş-Şir ve’ş-Şuarâ ile Kitabu’l-Egânî’de olay örgüsü açısından Varka ve Gülşah hikâyesi ile benzeşen hikâyelere rastlanır. Şair Antere ile Abla, el-Murakkış, Urva b. Hizam ile Afra’nın aşk hikâyeleri Varka ve Gülşah hikâyesi ile büyük benzerlik gösterir. Bağdatlı Ebu Muhammed el-Kârî (ö. 499-500/1106)’nin Mesâriu’l-Uşşâk adlı âşıklarla ilgili aşk hikâyelerinin anlatıldığı ansiklopedik tarzdaki eserine dayanılarak Murakkış adlı bir şairin aşk hikâyesinden bahsedilir. İsim farklılıkları bir tarafa bırakılacak olursa Varka ve Gülşah hikâyesiyle Murakkış’ın hikâyesi arasında da dikkate değer benzerlikler mevcuttur (Ateş 1946: 1-19; Aykut 2004: 193-199). 

Hikâyenin mesnevi formundaki ilk örneğine Gazneliler devrinde Ayyûkî (11.yy.)’nin Farsça yazdığı eseri ile rastlanır. Varka ve Gülşâh, Türk edebiyatında ilk defa 770/1368-69’da Yûsuf-ı Meddâh tarafından meclisler hâlinde mesnevi nazım şekliyle kaleme alınmıştır. Türk edebiyatında bu konuyu ele alan en hacimli mesnevi ise Defteremini Mustafa Çelebi’ye aittir. Mesnevinin yazılış tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, giriş kısmındaki kasidelerden ve nüshadaki minyatürlerin üslubundan hareketle 1527’den sonra olduğu tahmin edilmektedir. Mustafa Çelebi’nin 6712 beyitlik Varka ve Gülşah’ı mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün kalıbıyla yazılmıştır. Mesnevi içinde 23 kıta, 4 gazel, 16 nazım, 2 kaside olmak üzere toplam 45 farklı nazım şekliyle yazılmış şiirler de yer almaktadır (Yıldız 2009: 47-48).

            Mesnevinin konusu şu şekilde özetlenebilir: Arap yarımadasında Benî Şeybe kabilesinde Hümam ve Hilal adlı iki kardeş bulunmaktadır. Hümam’ın bir oğlu, Hilal’in bir kızı olur. Oğlana Varka kıza da Gülşah adını koyarlar. Okul arkadaşlığı sırasında birbirlerine âşık olan bu iki kuzenin, on beş yaşına geldiklerinde evlenmelerine karar verilir. Ancak düğün günü Gülşah’a âşık olan başka bir kabilenin reisi Rebi İbni Adnan, Gülşah’ı kaçırır. Gülşah’ı geri almak için savaşlar yapılır. Bu savaşların birinde Varka’nın babası Hümam ölür ve Varka esir düşer. Gülşah, Varka’yı kurtarmak için çıkış yolları arar, Rebi İbni Adnan’a karşı bir takım hilelere başvurur. Rebi İbni Adnan ve oğlu Bedî, Gülşah tarafından, Rebi İbni Adnan’ın diğer oğlu Gâlib ise Varka tarafından öldürülür. Böylelikle düşmanlarından kurtulan Varka ve Gülşah için yeniden bir düğün tertip edilecekken Gülşah’ın annesi Varka’nın yetim ve fakir olduğunu ileri sürerek Varka’nın karşılayamayacağı kadar başlık parası ister. Varka, Yemen şahı olan dayısının yardımını almak üzere Yemen’e doğru yola çıkar. Çeşitli mücadelelerin ardından temin ettiği başlık parasıyla ülkesine döner. Ancak Varka Yemen’deyken Gülşah, Şam sultanı Melik Muhsin’le evlendirilir. Bu durumdan habersizce memleketine dönen Varka’ya Gülşah’ın öldüğü söylenir. Bir süre sonra Varka, gerçeği öğrenir. Gülşah’ı bulmak için Şam’a doğru yola çıkar. Yolculuk sırasında yaşadığı mücadelelerin birinde yaralanır. Şam sultanı Melik Muhsin tarafından yaralı bir hâlde bulunarak saraya götürülür ve tedavisi yapılır. Böylelikle Gülşah’ı bulmuş olur. Kendisi sarayda iyi ağırlanan bir konuktur. Ancak Varka konuk olduğu ve saygıyla ağırlandığı evde, evin hanımı konumundaki Gülşah’la görüşmeyi doğru bulmayarak, memleketine gitmek bahanesiyle saraydan ayrılır ve yolda bir pınar başında ölür. Varka’nın ölüm haberini alan Gülşah, Varka’nın mezarının başına giderek intihar eder. Varka’nın mezarı açtırılarak Gülşah’la birlikte aynı mezara gömülür. Bir gün Hz. Muhammed’in yolu bir sefer dönüşü Şam’a düştüğünde, Şam sultanı Melik Muhsin, Hz. Muhammed ve arkadaşlarını konuk eder. Hz. Muhammed, Melik Muhsin’den dinlediği bu hikâyeden etkilenir. Sahabe, Varka ve Gülşah’ın tekrar dirilmesi için Hz. Muhammed’den dua etmesini isterler. Hz. Muhammed, onların ömürlerinin tamamlandığını ancak kendi ömründen bağışta bulunacak olursa dirilebileceklerini söyler. Bunun üzerine sahabe ömürlerinden bağışta bulunur. Cebrail gelerek, ömür bağışlayanların ömürlerini geri verip Varka ve Gülşah’a kırk yıllık yeni bir yaşam verildiğini müjdeler. Mesnevi hikâye kahramanlarının tekrar hayat bulmasıyla sona erer.

            Türk edebiyatında devamlılığı olmayan mesnevi konularından biri olan Varka ve Gülşâh, entrik unsur açısından zayıf, savaş sahnelerinin yoğun olduğu beşerî aşkı konu alan çift kahramanlı bir aşk mesnevisidir. Aynı adlı mesnevilere modellik etmiş Ayyûkî’nin eseri ile benzerliklerin yanı sıra farklılıklar da barındırır: Varka ve Gülşâh mesnevisi, olay örgüsü noktasında Ayyûkî’nin mesnevisinin yeniden yazımıdır. Mustafa Çelebi’nin olay örgüsüne bir katkısı yoktur. İki metin arasında aynen tercüme beyitlere çok ender rastlanır. Ayyûkî’nin mesnevisi 2238 beyitken, Mustafa Çelebi’nin mesnevisi 6712 beyittir. Ayyûkî’nin mesnevisinin yaklaşık üç katı bir hacme sahip bu mesnevide kimi nazım şekilleri ve türleri yazar tarafından metne dâhil edilmişken olay örgüsünde bazı bölümler çok daha uzun ve detaylı anlatılmıştır.  Ayyûkî’de mesnevi içinde yer alan tek farklı nazım şekli gazeldir. Mustafa Çelebi’de mesnevi içinde, kaside, gazel, kıta ve nazım formunda toplam 44 faklı şekilde şiirler yer alır. Ayyûkî mesnevisinin içinde mesnevi ile aynı vezinde 10 gazele yer verilmişken Mustafa Çelebi’nin mesnevisinde çoğu, mesneviden farklı vezinde 4 gazel 2 kaside,  23 kıt’a ve 15 nazma yer verildiği görülür. Ayyûkî’de Sultan Mahmud’a yönelik 44 beyitlik bir methiye ile herhangi bir başlık taşımayan 5 beyitlik tevhit ve 11 beyitlik naat dışında başka bir türe rastlanmaz. Ancak Mustafa Çelebi’de, tevhit, münacat, naat, miraciye, dört halife övgüsü, Kanûnî’ye yönelik iki methiye, sâki-nâme ve şehrengiz benzeri mahbup şiirleri görülür.

            Varka ve Gülşâh’taki “ölümden sonra dirilme” motifinin Türk edebiyatına özgü olduğu ve Anadolu sahasında bu konuda ilk mesneviyi kaleme alan Yûsuf-ı Meddah tarafından esere ilave edildiği şeklinde tekrarlanan bilginin, Farsça ve Türkçe metnin karşılaştırılması neticesinde doğru olmadığı anlaşılmıştır. Her iki mesnevide de kahramanların ölümden sonra dirilmeleri görülür.

Eser üzerine Ayşe Yıldız tarafından doktora tez çalışması yapılmış (Yıldız 2008) ve çalışma daha sonra kitaplaştırılmıştır (Yıldız 2009; Yıldız 2018).  

            Fars edebiyatı aracılığıyla Türk edebiyatına geçen Varka ve Gülşah hikâyesinin Avrupa edebiyatına etkileri de söz konusudur: Ortaçağ Fransız edebiyatının ürünü olan Floire et Blancheflor, Arap edebiyatında sözlü gelenekte yaşayan Varka ve Gülşah anlatısının kaynakları arasında gösterilen (Urva ile Afra, Antere ile Abla ve el-Murakkış)  hikâyelerin Endülüs Emevîleri yoluyla Avrupa’ya geçişi sırasında Fransız edebiyatına girmiş olduğu tahmin edilmektedir (Ateş 1946: 19; Ateş 1953: 37). Benzer unsurlar olmakla birlikte hikâyenin, Varka ve Gülşâh’a kaynaklık eden Arap hikâyelerinden ayrıldığı çok yön ve yerelleşme olduğu da belirtilmelidir.

Azerî, Türk, Özbek, Türkmen, Kazak, Tacik, Fars ve Afgan edebiyatlarında hikâyenin halk varyantlarının olması konunun Türk ve Orta Doğu edebiyatlarında yayılmış olduğunun da bir göstergesidir.

Varka ve Gülşah anlatısı modern sanatlara da ilham olmuştur: 20.yy.ın başlarında Taşkent’te manzum-mensur karışık olarak kaleme alınan iki Varka ve Gülşah hikâyesi; Özbek Dramaturg Hurşid Şerefüddinov’un bu konuyu işlediği piyes; ayrıca, 11 Ekim 2001 tarihinde ressam Günseli Kato ve müzisyen Mercan Dede tarafından Esma Sultan Yalısı’nda Varka ve Gülşah konulu resim ve müziğin bir arada olduğu doğaçlama bir gösteri ile Nilüfer Magriso’nun bu doğaçlama gösteriden etkilenerek kaleme aldığı Varka’ya Akan adlı şiir de bu yansımalar arasında değerlendirilebilir.

Varka ve Gülşâh hikâyesinin kaynakları arasında gösterilen şair Antere’nin hayat hikâyesi, Kitabu’l-Egânî ve benzer eserlerden yola çıkılarak romanlaştırılmıştır. Hicaz, Suriye ve Irak’ta üç farklı şekilde anlatılan bu hikâyenin Hicaz versiyonu 32 bölümdür. Hicaz versiyonundan kaynaklı roman 1306-1311/1889-1894’te Kahire’de basılmıştır. Suriye ve Irak versiyonları ise el-Esmaî Hikâyesi ile birleştirilmiş ve biraz daha farklılıklar taşıyan bir anlatı hâline dönüşen şekliyle Beyrut’ta 1869-1871 yılında 6 cilt olarak basılmıştır (Furat 1996: 92-93).

 

Şairin biyografisi için bk. “Mustafa Çelebi, Defteremîni”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğühttp://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/mustafa-celebi-defteremini.

Eserden Örnekler


Varka ve Gülşâh’tan

[…]

Sataşdı yolda nâ-geh bir tabîbe

Hazâkatle bakup bu bî-nasîbe

 

Görür mihr-i ruhından gitmiş envâr

Gam-ı ‘ışk ile düşmiş cânına nâr

 

Nedür didi dil ü cânında bu derd

Nedür iden ‘izârun verdini zerd

 

Komamış nâr-ı gam bagrında yagı

Düketmiş yagını şevkun çerâgı

 

Dilün muhtâc olup şevk-ı delîle

Tenün dutmış göyünmiş bir fetîle

 

Didi lutf ile Varka ol tabîbe

Devâ mihrün yiter şâm-ı garîbe

 

Tabîbüm çok zemândur hasteyem ben

Za’îf ü ‘âciz ü dil-besteyem ben

 

Cihânda bir onılmaz derde düşdüm

Gıdâ-yı derd ile perverde düşdüm

 

El urdı dutdı nabzın merd-i hâzık

Didi bir dil-bere olmışsın ‘âşık

 

İşün ‘ışk ile bir Allâha kalmış

Hayâtun derd ile bir âha kalmış

 

‘İlâc olmaz sana dârû vü merhem

Semûm-ı ‘ışka pâ-zehr olmaz emsem

 

İrişmezse elün ger vasl-ı yâra

Yigitsin yüri git Allâh onara  (Yıldız 2009: 187-188)

Kaynakça


Ateş, Ahmed (1345/1966) “Yek Mesnevi Gom Şode Ez Dore-i Gazneviyân Varka ve Golşah-ı Ayyûkî”. Mecelle-i Danişkede-i Edebiyat (4): 1-13.

Ateş, Ahmed (1946). “Varka ve Gülşah Mesnevisinin Kaynakları”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 2(1-2):1-19.

Ateş, Ahmed (1953). “Farsça Eski Bir Varka ve Gülşah Mesnevisi”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi (5): 33-50.

Aykut, A. Sait (2004). “Ölüm: Aşk ve İnanç Renginde”. Cogito, Ölüm Bir Topografya (40): 193-199.

Dankoff, Robert (1984). The Lyric in Romance: The Use of Ghazals in Persian and Turkish Masnavis”. Journal of Nearn Eastern Studies 43(1): 9-25.

Ertaylan, İsmail Hikmet (1945). Türk Edebiyatı Örnekleri-I. İstanbul

Furat, Ahmet Suphi (1996). Arap Edebiyatı Tarihi – Başlangıçtan XVI. Asra Kadar- İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.

Magriso, Nilüfer. “Varka’ya Akan”.  http://www.nilufermagriso.com/ic.html (erişim tarihi:10.07.2007).

Özergin, Kemal (1970). “Selçuklu Sanatçısı Nakkaş Abdülmü’min el-Hoyî Hakkında”. TTK Belleten XXXIV (134): 219-229.

Saferli, Aliyar (hzl.) (1966). Azerbaycan Edebiyatı Mesihi- Varqa ve Gülşa.(Kiril Harfli).Bakû.

Saferli, Aliyar (hzl.) (2005). Azerbaycan Edebiyatı Mesihi- Varqa ve Gülşa.(Latin Harfli).Bakû.

Yıldız, Ayşe (hzl.) (2009). Mustafa Çelebi Varka and Gülşah. P.I-II-III. The Department of Near Eastrern Languages and Civilitions. edt. Cemal Kafadar-Gönül Alpay Tekin.Harvard University.

Yıldız, Ayşe (hzl.)(2008). Türk Edebiyatında Varka ve Gülşah Mesnevileri ve Mustafa Çelebi’nin Varka ve Gülşah Mesnevisi. Doktora Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.

Yıldız, Ayşe (hzl.) (2018). Defteremini Mustafa Çelebi Varka ve Gülşâh. https://ekitap.ktb.gov.tr/Eklenti/58903,defter-emini-mustafa-celebi-varka-ve-gulsahpdf.pdf?0 (erişim tarihi: 11. 04.2021).

Zülfekârî, Hasan(1374). Manzumehâ-yı Âşıkâne-i Edeb-i Farisi. Tahran.

Atıf Bilgileri


YILDIZ, Ayşe. "VARKA VE GÜLŞÂH (MUSTAFÂ ÇELEBİ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/varka-ve-gulsah-mustafa-celebi. [Erişim Tarihi: 15 Mart 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
2 MÜNŞE’ÂT (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
3 TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş
Görüntüle
4 KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Doç. Dr. Himmet BÜKE
Görüntüle
5 HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
6 ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlisî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
7 ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) Mesîhî, Îsâ Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
8 DÎVÂN (ŞÂMÎ) Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
9 HEFT PEYKER (ABDÎ) Abdî Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ
Görüntüle
10 CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) Abdî Prof. Dr. Adnan Ince
Görüntüle