- Yazar Biyografisi (TEİS)
Kâtib Çelebi - Madde Yazarı: Doç. Dr. FİDAN ÇERİKAN
- Eser Yazılış Tarihi:Ramazan–Zilhicce 1067/Haziran-Ekim 1657
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:17. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Tarih
- Yayın Tarihi:01/09/2022
TUHFETÜ'L-KİBÂR FÎ ESFÂRİ'L-BİHÂR (KÂTİB ÇELEBİ)
Osmanlı denizcilik tarihiKâtib Çelebi (d. 1017/1609-ö. 1067/1657)
ISBN: 978-9944-237-87-1
"Deniz Seferlerinde Büyüklerin Armağanı" anlamına gelen, 1055 (1645-46) yılında başlayan Girit Seferi dolayısıyla Osmanlıların ilk devirlerinden alarak eserin yazıldığı 1067 (1656) yılı başlarına kadar Osmanlı denizcilik tarihi hakkında bilgi veren önemli bir kaynak. Eser, Osmanlı ülkelerinin ilk sistematik coğrafya kitabı ve Osmanlı İmparatorluğu için Girit Seferinin önemi düşünüldüğünde eserin muhteviyatı sadece deniz tarihi değil, aynı zamanda Osmanlı tarihi açısından da kaynak niteliğindedir (Büyük Türk Klasikleri, 1987: 372). Kâtip Çelebi'nin metni yazma nedeni; 4 Muharrem 1067 (23 Ekim 1656) Pazar gecesi gördüğü rüyadır. Rüyası şöyledir: "Hz. Peygamber gazi kıyafetinde, kılıç kuşanmış olarak, eteğini beline dolamış vaziyette bir sahradadır. Arkadaşları kendisinden uzaktadır, Kâtip Çelebi ise bazı ilmî konularda onunla sohbet etmektedir. Oturma ile ayakta durma arası bir konumda iken peygamberin dizlerini öper ve kendisine bir konu tavsiye etmesini ister. Hz. Peygamber o zaman “Yâ Peygamber” ismiyle meşgul olmasını söyler. Bu ses kulaklarında tekrarlanır." Kâtip Çelebi rüyasını yorumlar ve gördüklerinden iki mana çıkarır. Birincisi Hz. Peygamber’in savaşçı kıyafeti ile kılıç kuşanmış olarak görünmesi, o sırada Bozcaada ve Limni’yi işgal eden Venediklilerin üstünlüğüne karşı hazırlıklı olmak manasına, diğeri ise kendisinin bundan sonra daha fazla şeriat ilimleri ile meşgul olması anlamına gelmektedir. Bu rüyadan hareketle Kâtip Çelebi, kendisinin Tuhfetü’l-Kibâr’ı eskilerin zaferlerini anlatmakla düşmana karşı hazırlık yapma görevini yerine getirmiş olduğunu düşünerek kaleme alır (Kâtib Çelebi, 2018: 33-35).
Tuhfetül-Kibâr, Kâtip Çelebi’ye yapılan bir sipariş üzerine yazılmıştır ve padişaha sunulması da bu nedenle önemlidir. Nitekim tamamlandıktan kısa bir süre sonra IV. Mehmet’e sunulan eser nüshası için o dönemde ilmiyenin en önemli mevkilerinde bulunan kişileri birer takriz yazmıştır. Bunlar arasında Şeyhülislâm Bolevî (Bolulu) Mustafa Efendi, Rumeli Kazaskeri Sun‘î-zâde Seyyid Mehmet Emin Efendi, sâbık Rumeli Kazaskeri Şaban Efendi ve Anadolu Kazaskeri Mehmet İsmetî Efendi bulunmaktadır. Takrizleri yazanların bulundukları görevlerden hareketle eserin saraya sunulma tarihini tespit etmek de mümkün olmaktadır. Bu takdirde, 1067 (1657) senesi başlarında eserini tamamlayan Kâtip Çelebi, senenin ortalarında temize çektirmek ve takrizleri yazdırmak suretiyle Tuhfetü’l-Kibâr’ı Saray’a sunmuştur. Eserin Saray’a ne zaman sunulduğu konusunda takrizleri yazanlar ile ilgili bilgiler ipucu vermektedir. O devrin takriz sahibi en üst düzey ulemasının bulundukları görevlere getirildikleri tarihler bilindiğine göre, takrizlerin Şa‘ban (Mayıs) ayından sonra ve Kâtip Çelebi’nin ölüm tarihi olan 27 Zilhicce 1067 (6 Ekim 1657)’den önce yazılmış olması gerekmektedir. Bu sebeple Kâtip Çelebi, Tuhfetü’l-Kibâr'ı Ramazan–Zilhicce 1067 (Haziran-Ekim 1657) arasındaki bir tarihte Saray’a yani on beş yaşındaki genç padişah IV. Mehmet’e sunmuş olmalıdır (Kâtib Çelebi, 2018: 35-36).
Tuhfetü’l-Kibâr, İslâm kaynaklarında yer almamış Batı coğrafyacılığı ile ilgili bilgilerin, Doğu coğrafyacılığına ait bilgilerle birleştirilmesiyle oluşturulmuş genel bir coğrafya kitabıdır. Kâtip Çelebi Tuhfetü’l-Kibâr’da, tarihte bilinen Osmanlı kaptanlarının “re’y ü tedbîrleri”ni ve bu sayede elde ettikleri başarılarını anlatmıştır. Eseri kaleme almasındaki amacı, deniz ve kara savaşlarının bazılarında kuvvet bulup gururlanan düşmanı görmesi sonucu söz konusu savaşlardaki gözlemlerini aktarmak, yenilgilerin sebebi bazı aksaklıkların giderilmesi adına da önerilerde bulunarak orduyu bezginlikten ve gevşeklikten kurtararak faydalı olabilmektir. Nitekim eserde tamamı deniz seferleri vesilesiyle verilmiş olmakla beraber çoğu kara seferlerine de tatbik edilebilecek mahiyette tavsiye ve öğütler bulunmaktadır. Bu bakımdan Tuhfetü’l-Kibâr " siyâset-nâme" tarzında bir eser olarak da değerlendirilebilir. Öyle ki eser, yazıldığı andan itibaren büyük ilgi görmüştür. Osmanlının ilk döneminden eserin yazıldığı tarihe kadar karada, denizde tedbirsizlik ve hatalar yüzünden uğranılan bozgunlara/başarısızlıklara çareler bulmak amacıyla yazılan eserde dünya haritası, Akdeniz ve Karadeniz, Akdeniz'de Osmanlı hakimiyetindeki adalar, Adriyatik denizi adaları ve buradaki sahil kentlerini gösteren dört harita ve iki pusula yer almaktadır. Eser, mukaddime, iki kısım ve hatimeden meydana gelmekte; eserde önce coğrafyanın önemi ortaya konularak Mora, Venedik, Arnavutluk ve diğer Akdeniz sahilindeki Avrupa memleketleri, özellikle Venedik dukalığı anlatılmakta; muhtelif kaynaklardan hareketle geçmişteki deniz fetihleri ve belli başlı derya kaptanlarının faaliyetleri sıralanmaktadır. Tersane-i Âmire ve donanma hakkında bilgilerin verildiği eserde malî sıkıntıların, asker, hazine ve reâyâ ile ilgili meselelerdeki bozulmanın sebepleri gösterilerek çözümler tavsiye edilmektedir. (Kâtib Çelebi, 1329: 145). Bu sebeple özellikle Girit Seferinin başlarında karşılaştığımız yenilmeleri anlatırken, hataları ve tedbirsizlikleri göstermek suretiyle, bunların sebeplerini ve önlemenin çarelerini kıssadan hisse kaydıyla birer birer işaret etmiş ve kitabının sonunda bunların hepsini vasâyâ (öğütler) bölümünde, kırk öğüt halinde toplamıştır. Kâtip Çelebi kitabının sonunda, düşmanın Osmanlı ülkelerine tecavüze fırsat bulmasının, malî düşkünlüğün, asker, hazine ve halk işlerindeki bozukluğun, gerekli tedbirleri almaktaki kusur ve ihmalden geldiğini, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman zamanlarındaki yollardan ayrılarak sonradan gelenlere 'ne yaparsak kanun olur' sanmalarının bu sonucu doğurduğunu tekrarlayarak kitabının asıl amacını güçlendirmektedir.
Eserin yurt içi ve yurt dışında bilinen 33 nüshası bulunmaktadır (Mesela bk. TSMK Revan 1193; TSMK, Revan 1190; TSMK, Revan 1189; İstanbul Üniversitesi, Nadir Eserler Kütüphanesi TY. 6118; British Library, Or. 7291; Leiden Üniversitesi Kütüphanesi, Warner Koleksiyonu, (Cod. Or. 825) İbrahim Müteferrika tarafından matbaanın ikinci eseri olarak basılan eser, İngilizce ve Fransızca çevirileri vardır (Gökyay, 1986: 42-44). Babinger Tuhfetü’l-Kibâr’ın İngilizce tercümesinden History of the Maritime Wars of the Turks adı altında bahsetmiş, mütercimin ismini ise sadece iki baş harften ibaret olarak J. C. seklinde vermiştir. Ayrıca “orijinal bir Farsça (!) el yazmasından” İngilizce’ye çevrildiğini belirttiği bu tercümenin Londra’da basıldığını da söylemiş fakat basım yılı olarak herhangi bir tarih göstermemiştir. (Babinger 2000: 222). Babinger’den naklen Gottfried Hagen da eserden bahsetmiştir (URL 2).
Yazarın biyografisi için bk. “Kâtib Çelebi". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/katib-celebi
Eserden Örnekler
Tuhfetü'l-Kibâr fî Esfâri’l-Bihâr'dan
Hasbiyallâhu vahdeh Bu mücelled-i şerîf ve mecmû‘-ı latîf müzekkir-i vekāyi‘-i sâbıka ve bâ‘is-i havâdis-i lâhika olup yenâbî‘-i ibârâtından cereyân eden zülâl-i ma‘ânî ve mezâri‘-i ta‘bîrâtından ser-ber-âverde olan ezhâr-ı mebânî mücâhidân-ı dîn ü devletin âb-ı rûyu ve murâbıtân-ı cihâd-endîşenin gül-i hoş-bûyu olmağla lâyık-ı enzâr-ı zevi’l-i‘tibâr ve sezâvâr-ı mütâla‘a-i üli’l-ebsâr olmuşdur. Ketebehû Mustafa el-fakīr. Ufiye anh.
Her-çend ki sultân-ı nâtıka meydân-ı belâgat ve rezm-gâh-ı berâ‘atda beyâz ve kalemden livâ ve alem ve midâd-ı siyâhîden sevâd u sipâhî ve sadâ-yı sarîrden edâ-yı nefîr ve eşkâl-i hurûfdan sihâm u süyûf ve evzâ‘-ı sutûrdan tertîb-i sufûf ede mümkin değildir ki bunun misli bir mecmû‘a-i latîfe vücûda gele. Nitekim câmi‘inin nazîri olmadığı gibi ki ol zât-ı ʿâlînin ceyb-i bî-ʿayb hâli cevâhir-i zevâhir-i fezâ’il ile hâlî ve nukūd-ı ulûm ve kemâlât ile mâlî ve bidâ‘at-i inşâ vu kitâbetde âlî olduğuna bedâyi‘-i âsâr-ı kilk-i sihr-nigârı delîl-i kâfî ve nebât-ı efkâr-ı tab‘-ı gevher-nisârı burhân-ı vâfîdir. Hakk sübhânehû ve te‘âlâ ol vücûd-ı mükerremi tûl-i ʿömr ile mu‘ammer eyleyüp fi’d-dünyâ ve’l-‘ukbâ mazhar-ı eltâf-ı Hudâ olalar bi-mennihî ve keremihî. Bundan ziyâde sahrâ-yı sahîfede darb-ı hıyâm-ı kelâm ve nasb-ı a‘lâm-ı aklâm münâsib-i hâl ve muktezâ-yı makām görülmedi. Nemmakahû el-abdü’l-fakīr ileyhi Sübhanehû es-Seyyid Mehmed el-Emîn el-kādı bi-asker-i Rumili. Ufiye anh.
Zihî pâkîze te’lîf-i latîf-i dil-pezîr ki hurşîd-i cihân-tâb-âsâ bî-misl u nazirdir. Bir kulzüm-i zehhârdır ki le’âlî-i girân seng-i nefâ’is-i vekāyi‘ ile mal-â-mâl ve hezârân hezâr-ı şeb-çirâğ-ı iber-pîşîn ile mânend-i zer-endûd-ı safha-i âsmân yegâne nüsha-i cihân-ı fadl u efdâldir. Her nâzenîn-i edâ-yı dil-nişîni ciğer-gûşe-i zebân-ı kâr-ekhân ve her ma‘nî-i rengîn-i tarab-engîzi bî-tekellüf nişîn-i halvet-serây-ı havâtır-ı ehl-i dâniş ü irfân olmağla mazhar-ı iltifât ve hüsn-i kabûl-i şehriyârî olmağa şâyeste-i sezâ-vâr olduğu misâl-i mihr-i münîr-i rûşen ü müstenîrdir. Harrerehû el-abdü’l-fakīr ileyhi Sübhânehû Mehmed İsmetî el-kādı bi-ʿasker-i Anadolu. Ufiye anh ve gufire leh.
Bu cerîde ki burc-i derârî-i ibret ve bu derc ki dürc-i cevâhir-i hikmetdir, felek-i atlas gibi envâ‘-ı cevâhir-i iber ile mâl-â-mâl ve esnâf-ı le‘âlî-i vekāyi‘-i bahr ü berr ile müzeyyen nüsha-i bî-misâldir. Nakş-bendân-ı kârhâne-i hikâyât ve tahrîr-keşân-ı nigâr-hâne-i rivâyât cerâ’id-i ahbâra hacle-i hayâlde bu zîver ile ârâyiş ü arâyis, nefâ’is-i âsâra minassa-i makālde bu zîb u fer ile nümâyiş vermemişlerdir. Hakkā ki mü’ellifi olan debîr-i bî-nazîrin takrîr-i hâme-i zebânı mahzen-i esrâr-ı fesâhat ve sarîr-i zebân-ı hâmesi matla‘-i envâr-ı belâgatdir zâhiri ma‘ârif ile ma‘mûr ve bâtını envâr-ı ilâhî ile pür-nûrdur. Ezâkahu’llâhü’l-kerîmü’l-cevâd, halâvet-i na‘îm-i neyli’l-murâd fi’l-mebde’i ve’l-me‘âd bi-hurmeti Muhammed ve âlihi’l-emcâd. Ketebehû el-fakīr Şa‘bân el-kādı bi-asâkiri’l-mansûre fî vilâyeti Rumili el-ma‘mûre sâbıkā. Ufiye anh (Kâtib Çelebi 2018: 69-70).
Kaynakça
Babinger, Franz (2000). Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri. 3. Baskı. (çev. C. Üçok). Ankara: KB Yay.
Kâtib Çelebi ( 2018 ). Tuhfetü'l-Kibâr fî Esfâri'l-Bihâr. (hzl. İdris Bostan; edt. Mustafa Çiçekler), Ankara: TÜBA Yay. https://tuba.gov.tr/tr/yayinlar/suresiz-yayinlar/turk-islam-bilim-kultur-mirasi-dizisi/tuhfetul-kibr-f-esfril-bihr-1.
Kâtib Çelebi (1329). Tuhfetü'l-Kibâr fî Esfâri'l-Bihâr. İstanbul: Matbaa-i Bahriye.
Kâtib Çelebi (1980). Tuhfetü’l-Kibâr fî Esfâri’l-Bihâr (Deniz Savasları Hakkında Büyüklere Armagan), I-II, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul.
Komisyon (1987). "Katib Çelebi". Büyük Türk Klasikleri. C.5. İstanbul: Ötüken Yay.
Leontiç, Mariya ( 2013). "Batı Dünyasında Pencere Açan Kâtip Çelebi'nin Makedonya İçin Önemi ve Değeri". BAL-TAM Türklük Bilgisi (18): 183-192.
Sarıcaoğlu, Fikret ( 2002). “Kâtib Çelebi’nin Otobiyografileri”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi (37): 297-319.
(URL 1). https://www.turkedebiyati.org/katip_celebi.html.
(URL 2). “Kâtib Çelebi”. http://www.ottomanhistorians.com/database/pdf/katibcelebi_en.pdf.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | FEZLEKETÜ'T-TEVÂRÎH (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Doç. Dr. FİDAN ÇERİKAN |
Görüntüle | ||
2 | DÜSTÛRÜ'L-AMEL (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Öğr. Gör. Uğur Kaya |
Görüntüle | ||
3 | FEZLEKE (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Prof. Dr. Hanife KONCU |
Görüntüle | ||
4 | TAKVÎMÜ’T-TEVÂRÎH (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Doç. Dr. FİDAN ÇERİKAN |
Görüntüle | ||
5 | KEŞFÜ’Z-ZUNÛN (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Doç. Dr. suat donuk |
Görüntüle | ||
6 | SÜLLEMÜ'L-VUSÛL İLÂ TABAKÂTİ'L-FUHÛL (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Doç. Dr. FİDAN ÇERİKAN |
Görüntüle | ||
7 | TUHFETÜ'L-AHYÂR Fİ'L-HİKEM VE'L-EMSÂL VE'L-EŞ'ÂR (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Doç. Dr. FİDAN ÇERİKAN |
Görüntüle | ||
8 | LEMEZÂT-I HULVİYYE EZ LEMEÂT-I ULVİYYE (MAHMUD CEMALEDDİN HULVÎ) | Mahmud Cemaleddin el-Hulvî | Diğer Özlem Şamlı |
Görüntüle | ||
9 | AHBÂRÜ’L-'İBER (ZA’ÎFÎ, MUHAMMED) | Za'îfî, Muhammed | Dr. Necmiye Özbek Arslan |
Görüntüle | ||
10 | KIRK HADİS TERCÜMESİ (FEYZÎ-İ KEFEVÎ) | Feyzî-i Kefevî | Prof. Dr. Adem Ceyhan |
Görüntüle | ||
11 | ZÜBDETÜ'N-NESÂYİH VE UMDETÜ'T-TEVÂRÎH (IYÂNÎ) | Iyânî, Cafer Iyânî Bey | Prof. Dr. Osman Ünlü |
Görüntüle | ||
12 | RÂZ-NÂME FÎ MENÂKIBİ'L-ULEMÂ VE'L-MEŞÂYİH VE'L-FUZELÂ (KEFEVÎ HÜSEYİN) | Kefevî, Hüseyin | ismail Aksoyak |
Görüntüle | ||
13 | ES-SEYFÜ'L-MESLÛLÜ FÎ ŞERHİ'R-RESÛLİ (MUSTAFA b. BÂLÎ) | Mustafa b. Bâlî | Araş. Gör. Oğuzhan Et |
Görüntüle | ||
14 | HADÎS-İ ŞERÎFLER MECMUASI (MUSTAFÂ b. BÂLÎ) | Mustafâ b. Bâlî | Araş. Gör. Oğuzhan Et |
Görüntüle | ||
15 | HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ MİFTÂH (MUSTAFA b. BÂLÎ) | Mustafâ bin Bâlî | Araş. Gör. Oğuzhan Et |
Görüntüle | ||
16 | TUHFE-İ ŞEMSÎ (ŞEMSÎ) | Şemsî, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
17 | KARAMAN-NÂME (ŞİKÂRÎ) | Şikârî | Araş. Gör. Mizan Coşkun Özgür |
Görüntüle |