- Yazar Biyografisi (TEİS)
İntizâmî - Madde Yazarı: Prof. Dr. Sadık Yazar
- Eser Yazılış Tarihi:1611'den önce
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:16. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Sergüzeştname
- Yayın Tarihi:08/06/2022
TUHFETÜ'L-İHVÂN (İNTİZÂMÎ)
sergüzeştnâmeİntizâmî (d. 947/1540? - ö. 1021/1612'den sonra.)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Şehzade Mehmed’in 1582’de gerçekleştirilmiş sünnet şenliği için yazdığı Sûr-nâme'si ile bilinen Bosnalı İntizâmî'nin (ö. 1021/1611’den sonra) manzum olarak kaleme aldığı sergüzeştnâmesi. İntizâmî bu eserinde, çocukluk yıllarından başlayarak ‘koca’yıp gözden düştüğü yıllara kadar, hayatını büyük oranda macera merkezli kesitler üzerinden anlatıp geniş bir otobiyografisini verdiği gibi ‘klasik çağ’ın izlerini taşıyan II. Selim ve III. Murad devrine dair de birçok konu ve kişiyi eserine almıştır.
Klasik Türk edebiyat türlerinden sergüzeştname türünde kaleme alınan esere Tuhfetü'l-İhvân adı verilmiştir. Tuhfetü’l-İhvân, mesnevi nazım biçimi ve aruzun “fe‘ilâtün mefâ‘ilün fe‘ilün” kalıbı ile yazılmış olup yapılan neşrine göre 4379 beyitten oluşmaktadır. Ancak eserin 4003. beytinden sonraki kısmı aruzun “mefâ‘îlün mefâ‘îlün fe‘ûlün” kalıbı ile yazılmıştır (Okuyucu ve Yazar 2020: 83).
Eldeki nüshalarında “Pâdişâh-ı İslâm Sultân Aḥmed bin Sultân Muhammed’ün Vasfı Beyânındadur” başlığı altında bir medhiye yer almakta olan eserin, I. Ahmed’in tahta çıktığı yıl olan 1603 yılında birinci versiyonunun tamamlandığı, sonraki gelişmelere bağlı olarak şairin 1608 yılında ikinci bir versiyonu oluşturduğu düşünülürken Nasuh Paşa için eklenen kısmın ise, bu kısmın sonunda yer alan tarih beytine nazaran 1020/1611 yılında kaleme alındığı ileri sürülmüştür (Okuyucu ve Yazar 2020: 89).
Osmanlı telif geleneğinde örnekleri sıklıkla görüldüğü üzere eserin kaleme alınışı dostların talebine bina edilmişse de sebeb-i telif bölümü dikkatli bir okumaya tâbi tutulduğunda Tuhfetü’l-İhvân’ın sadece dostların talebi üzerine yazılmadığı, şairin bu eseriyle yaşlılık döneminde içine girdiği ekonomik darboğazdan çıkmasını sağlayacak bir hâmi bulma amacını da güttüğü düşünülmektedir (Okuyucu ve Yazar 2020: 92).
Mesnevi nazım biçiminin gelenekselleşen giriş bölümlerinden sonra kendi sergüzeştini anlatmaya başlayan İntizâmî, eserinde kendisinden 3. şahıs olarak bahsedip eser boyunca anlattığı konuya uygun mensur başlıklar kullanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun XVI. yüzyılda Rumeli coğrafyasında ulaşabildiği uç sınırlara yakın bir bölgede, Foça’da doğup hayatının önemli bir kısmını bu coğrafyada tüccar ve bürokrat olarak geçiren İntizâmî’nin ana çizgileriyle hayatını tahkiye ettiği Tuhfetü’l-İhvân’ın bir Osmanlı bürokratının geniş bir coğrafyaya yayılan ayrıntılı ve sürükleyici hayat hikâyesini kahir ekseriyetle kronolojik bir düzende verdiği görülmüştür. Bu itibarla eserde; sibyân okulunda uğradığı haksızlık, ilim yoluna niyetlenmişken kendisine verdiği sözü tutamayıp ticaret hayatına geçişi, bir iftira ve nifak sonucunda tıkıldığı hapishane köşelerinde unutulması, kumaş dükkanının yanıp kül olması neticesinde büyük bir hayal kırıklığına uğraması, devlet adamları yanında uzun yıllar kâtip olarak çalışması, koçu ile seyahat ederken uçurumdan düşüp parça parça olmaktan, donmuş Tuna nehrinin üzerinden geçmeye çalışırken boğulmaktan ve Foça’daki evine dönüşü sırasında karlar altında kalıp donmaktan son anda kurtulması, bir hatuna gönül kaptırıp yaptığı kaçamaklardan kadın kılığına bürünerek kurtulması, uçbeyleriyle akınlara çıkması, Darüssaâde’de yeni bir hayata başlaması, Sûr-nâme kitabını yazıp padişaha sunması, Eğri seferine katılıp sefer dönüşünde türlü türlü zorluklarla karşılaşması, ahir ömründe kalabalık ailesiyle birlikte zorluklarla boğuşması gibi geniş yelpazedeki birçok hadise tahkiye edilmiştir. Eserde, bir Osmanlı bürokratının gençlik coşkusu, heyecanı, hayal kırıklıkları, kötü alışkanlıkları, dibe vurmaları, başarıları ve tabii ki pişmanlıklarını dram tadında görmek mümkündür (Okuyucu ve Yazar 2020: 309).
Tuhfetü’l-İhvân isimli mesnevisinde İntizâmî bir yandan küçük bir Boşnak şehri olan Foça’daki çocukluğundan başlayarak 70 yıllık hayat hikâyesini kronolojiye bağlı şekilde anlatırken diğer taraftan çevresinde bulunduğu önemli devlet adamları ve onlarla ilgili tarihî hadiseler hakkında bilgi vermektedir. Dolayısıyla eser orijinal bir hayat hikâyesi olmanın ötesinde tarihe tanıklık etmek ve bazı önemli bilgileri vermek gibi bir özelliği de haizdir (Okuyucu ve Yazar 2020: 54).
İntizâmî eserine toplamı 43 beyit tutan 4 kıta, 3 müfred, bir kaside ve bir gazel dâhil etmiştir. Tamamı kendisine ait olan bu şiirler, İntizâmî’nin günümüze ulaşan eserleri dışında başka şiirlerinin de varlığını belgeleyip bir divanının olabileceğine işaret etmesi bakımından önemlidir. Ayrıca şair bu eserinde, kendisinin bir diğer eseri olan Budin Şehrengiz'inden de birkaç beyit vermektedir (Okuyucu ve Yazar 2020: 87).
Eserin Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Manzum, 1150 (AE) ve Atatürk Kitaplığı, Belediye Yazmaları 108 (B) olmak üzere yer yer birbirini tamamlayan iki nüshasına ulaşılmıştır. Eserin neşrini gerçekleştiren Cihan Okuyucu ve Sadık Yazar eldeki nüshalar üzerinde yaptıkları incelemenin Tuhfetü’l-İhvân’ın iki ayrı versiyonunun kurulmuş olabileceğine işaret ettiğini belirtirler. Bu anlamda; güçlü karinelerin işaretiyle Ali Emiri nüshasının birinci versiyonun müellif hattı nüshası, Nasuh Paşa’yı konu alan bir zeyli barındıran B nüshasının ise ikinci versiyonun müellif hattı bir nüshadan ya da müellif hattından çoğaltılan bir nüshadan kopyalandığı tahmin edilmiştir (Okuyucu ve Yazar 2020: 311).
Tuhfetü’l-İhvân, manzum olarak kaleme alınmış bir mesnevi olmakla birlikte, özellikle çift kahramanlı aşk hikâyelerini tahkiye eden kimi mesnevilere kıyasla mecazlı anlatım bakımından daha sınırlı olan bir eserdir. Bunda yazarın metni kurmaktaki amacı önemli rol oynamıştır. Kuvvetle muhtemeldir ki eserini kaleme alırken tabii olarak metnini türlü yollarla edebileştirme kaygısı taşımakla birlikte İntizâmî’nin birincil amacının, başından geçen hadiseleri nazım yoluyla kaleme alıp dolaşıma sokma, daha özelde ise bu eser sayesinde sesini bir hâmiye duyurmak olduğu anlaşılmaktadır. Bu amacına binaen zihnini “anlat”maya ve tahkiye etmeye yoğunlaştıran şairin kurduğu metni, sözün hakikat anlamı dışındaki kullanımlarına yoğun olarak başvurup edebileştirmesi, özellikle ses ve lafız açısından yaptığı edebileştirmeye oranla daha sınırlı bir düzeyde kalmıştır (Okuyucu ve Yazar 2020: 314).
İntizâmî ile ilgili ilk bilimsel çalışmaları yapanlardan olan Şeref Boyraz ve Mehmet Arslan, Sûr-nâme’nin Atatürk Kitaplığı nüshasının kenarında kayıtlı olan eksik nüshasını da görmüş ve şairle ilgili bazı önemli bilgileri buradan iktibas etmiştirler. Ancak araştırmacılar, bu eksik nüshada, kayıp varaklarda kaldığı için eserin adını tespit edemedikleri gibi diğer bazı mühim bilgilere de ulaşamamışlardır. Arslan, eseri Manzum Târihçe olarak isimlendirmiştir. Eserin Ali Emîrî nüshasını gören İbrahim Olgun, Türk Dili Dergisi’nin Anı özel sayısında hazırladığı anı kaynakçasında, “Basılmamış Anı Yapıtlarından Saptanabilenler” başlıklı kısımda yazarın adını hataen Bosnalı Nizamî olarak kaydetmiş olsa da eserin adını ve türünü isabetli bir şekilde tespit edip künyesini de vermiştir; ancak bu bilgi de araştırmacıların gözünden kaçmış gibidir (Okuyucu ve Yazar 2020: 49-51). Millet Kütüphanesi’ndeki nüshasının Sadık Yazar tarafından tespit edilmesiyle birlikte Tuhfetü’l-İhvân’ı ele alan bazı çalışmalar da yapılmıştır. Cihan Okuyucu'nun konuyla ilgili iki, Sadık Yazar'ın da bir bildirisi vardır. Eser Cihan Okuyucu ve Sadık Yazar tarafından geniş bir incelemeyle birlikte neşredilmiştir (2020).
Şairin biyografisi için bk. "İntizâmî". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/intizami
Eserden Örnekler
Safvet-i Bezm ü ‘Îş-i Yârân ve İntizâmî’nün Bir Duhtere Gönül Virüp ‘Âşık Olmasıdur
Bir gün olmışdı sohbet-i ihvân
Ter müheyyâ ma’îşet-i yârân
Zevk çağı imiş safâ ânı
‘İşret eyyâmı nûşun âvânı
Herkes elde dutar-idi tolu câm
Aluban böylece cihândan kâm
Geh ġabûkı sabûha irdürüben
Geh sabûhı gabûka durguruban
Virmeyüp hîç aralık bir ân
İtdiler böyle ‘îş niçe zamân
Hîç ayak kalkmadın piyâle ile
Ya’nî deşt-i safâda lâle ile
[...]
Ol zamân İntizâmî’nün fikri
Nâ-gehân sevmiş-idi bir bikri
Sevdi ammâ key istikâmet-ile
Hak güvâhı durur sadâkat-ile
Olmamış-ıdı hîç dest-dırâz
Vasl-ı dîdâra idi bunca niyâz
Cânı ol duhterün hayâlinde
'Işkveş sarılur nihâlinde
Kûy-ı dildâre meyl idüp durdı
Geldi kapusını açuk gördi
Giricek ev içine kıldı nazar
Yalunuz bir o vü bir ol duhter
Cism-i bî-rûh buluşdı cânı ile
Kîl ü kâl itdi mû-miyânı ile
Geldi nâ-gâh o dem karındaşı
Ana kardaş velî buna nâşî
Dakk-ı bâb itdi girdi katlarına
Düşdi havf u hirâs cânlarına
Yalunuz o sıġınacak yiri yok
Kamu yirde kazâ kapusı açuk
Dayanup bir hasîr dîvâre
Durur-ıdı görince bî-çâre
Oturacak zamân degül gördi
O hasîra sarıluban durdı
Sâhib-i hâne girdi çün içerü
Bu hasîrun içinde durur örü
Geldi oturdı yimek itdi taleb
Gör kulın nice saklar ulu Çalab
Sazun içine kim bürünmiş-idi
Hâme içinde nâle dolmış-idi
Zehr ola yidügin nice o şûm
Yandı fânûs içinde niteki mûm
Iztırârî bu karşuda kâyim
Bûriyâ habsine katı nâdim
Öksürükden sıġındı Allâh’a
Yok mecâli o demde bir âha
Dutulup şasta mâhîveş mebhût
Iztırârî samût olup ke’l-hût
Muhtasar yidi itmedi tatvîl
Kodı ihmâli eyledi ta’cîl
Geldi cân gitmesi ile anun
Yüri bostânda mı biter cânun
Şol ki zen-pâredür meded şeksüz
San’atı andan ögrenür hırsuz
Düşünür dürlü dürlü efkâre
Vaslına dilberün arar çâre
Böyle çok dâmdan rehâ buldı
Dâne dükenmedin safâ buldı
Gâhî nisvân şekline girdi
Gündüzin vardı maksada irdi
İntizâmî Bir Gice Duhterün Evine Varup ve Karındaş Nâ-gâh Anda Bulunduğıdur
İtdi bir gün tekâzî-i dîdâr
Ârzû itdi vuslat-ı dildâr
Kalbden kalbe yol mukarrerdür
Dilde matlûb hod musavverdür
Kopdı yârün karîhasından o dem
Bundan özge olur mı hîç kerem
Niçe bir fürkat içre sûz u güdâz
Şem’e pervâne eylesün pervâz
‘Andelîbün yiri-durur gülzâr
Bâ-husûs ola ol gül-i bî-hâr
Kardaşum bu gice yabâna gider
İtme ihmâli ġafleti ko gider
Ahşam oldı vü geçdi vakt-i ‘aşâ
Kûy-ı dildâre oldı cilve-nümâ
Kapu yanında anı bekler imiş
Gelmesi ile gönlin egler imiş
Görmedin bildi geldügin dildâr
İki gönül bir olicek iy yâr
Hîç hâyil ola mı kevn ü mekân
Ehle açılur işbu sırr-ı nihân
Dâyesi hem-nişîni hem-râzı
Bir hevâda iderdi pervâzı
Kapuyı açup aldılar içerü
Kapadılar kapuyı berk girü
Didi ol duhter-i melek-manzar
Kıl sükûtı samût ol eyle hazer (Okuyucu ve Yazar 2020: 481-87).
Kaynakça
Arslan, Mehmet (1999). Türk Edebiyatında Manzum Surnameler (Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri). Ankara: AKM Yay.
Arslan, Mehmet (2008). Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri 2 - Manzum Sûrnâmeler. İstanbul: Çamlıca Yay.
Arslan, Mehmet (2009). Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri 2, İntizâmî Surnamesi. İstanbul: Sarayburnu Kitaplığı.
Boyraz, Şeref (1994). Sûrnâme-i Hümâyûn’da Folklorik Unsurlar. Yüksek Lisans Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.
Boyraz, Şeref (1995). “İlk Mensûr Sûrnâme Müellifi: İntizâmî”. Türklük Bilimi Araştırmaları (1): 227-231.
İntizâmî. Tuhfetü’l-İhvân. Atatürk Kitaplığı Belediye. No. 108.
İntizâmî. Tuhfetü’l-İhvân. Millet Kütüphanesi. Ali Emiri Efendi. No. 1150.
Okuyucu, Cihan ve Yazar, Sadık (2020). Tuhfetü'l-İhvân: XVI. Yüzyıldan Bir Kâtibin Sergüzeşti. İstanbul: Yazma Eser Kurumu Başkanlığı Yay.
Olgun, İbrahim (1972). “Anı Kaynakçası”, Türk Dili 25 (246): 662-82.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | SÛR-NÂME-İ HÜMÂYÛN (İNTİZÂMÎ) | İntizâmî | Prof. Dr. Gisela Procházka-Eisl |
Görüntüle | ||
2 | BUDİN ŞEHRENGÎZİ (iNTİZÂMÎ) | İntizâmî | Prof. Dr. Sadık Yazar |
Görüntüle | ||
3 | DÎVÂN (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
4 | MÜNŞE’ÂT (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
5 | TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş |
Görüntüle | ||
6 | KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Doç. Dr. Himmet BÜKE |
Görüntüle | ||
7 | HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
8 | ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlisî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
9 | ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) | Mesîhî, Îsâ | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN (ŞÂMÎ) | Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
11 | HEFT PEYKER (ABDÎ) | Abdî | Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ |
Görüntüle | ||
12 | CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) | Abdî | Prof. Dr. Adnan Ince |
Görüntüle |