- Yazar Biyografisi (TEİS)
Sinân Paşa, Yûsuf Sinâneddîn - Madde Yazarı: Prof. Dr. Mertol Tulum
- Eser Yazılış Tarihi:?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Tercüme
- Türü/Formu:Menkıbe
- Yayın Tarihi:24/10/2021
TEZKİRETÜ’L-EVLİYÂ (SİNÂN PAŞA)
evliya menkıbesiSinân Paşa, Yûsuf Sinâneddîn (d. 16 Recep 845 / 30 Kasım 1441 ? - ö. 24 Safer 891/1 Mart 1486)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Sinân Paşa'nın üçüncü ve son Türkçe eseridir. Aslında o bir "evliyâ [= veliler] tezkiresi" yazmayı ikinci eseri olan Maârif-nâme'yi henüz bitirmeden düşünmüş, bu arada birkaç velinin menakıbını da kaleme almıştır; ancak, kendi deyişiyle, araya giren işler ve engeller yüzünden devam edememiş ve sonradan bitirmek üzere bu yazdıklarını ayırarak onu ayrı bir kitap olarak düzenlemeye karar vermiştir. Bunu, Maârif-nâme'de, eserin yazılış sebebini anlattığı ‘giriş’ mahiyetindeki bölümde şu sözleriyle açıklar: “… Bu arada, bir iki ay geçince yazılanlar öyle bir yere erişti ki, ilgili bulunması yüzünden araya Tanrı dostlarının anılması girdi. O münasebetle meşhur tarikat ulularını anmak, onların menkabelerinden bir şeyler yazmak aklıma düştü. Bunun üzerine hemen oradan itibaren buna başladım; ahlak konusuna bağlı kalmayıp o yolu bıraktım. Ama birkaç azizin menkabeleri yazılınca engeller oldu; o zamandan sonra bugüne gelinceye dek yazılmadı, kaldı. Nihayet, tuttum, menakıba gelinceye kadarki yazdıklarımı ayırdım, onları başka bir kitap olarak düşündüm. ... Ümidim ileride o menakıbı da bitirmek, bu kitabı O'nun desteğiyle tamamlamaktır.”
Sinân Paşa'nın bu eseri Ferîdüddîn Attâr'ın aynı adı taşıyan eserine dayanır, ancak metnine doğrudan bağlı bir tercüme sayılamaz. O önce bağımsız bir tezkire yazmayı düşünmüş, ancak tezkire kitaplarının yazılmasından sonra pek çok tarikat ulusunun gelmiş olması ve kendi sözleriyle “bizim memleketimizin de nice ulularının bulunması” yüzünden, dolayısıyla hepsi hakkında doğru bilgiler elde edilmesine imkân bulunmayışı karşısında eserine alacağı adları kendi belirlemekten kaçınmış ve Attâr'ın tezkiresinde andığı velileri anmayı ve bunlara birkaç “müsellem [= bilinen ve değeri herkesçe benimsenmiş] azizleri” eklemeyi uygun bulmuştur.
Yukarıda da söylediğimiz gibi, Tezkiretü'l-Evliyâ her şeyden önce dili ve üslubu ile Sinân Paşa'nın damgasını taşır ve yalnızca menkabelerine yer verilen tarikat uluları hakkındaki bilgilerin kullanılması yanıyla Attâr'ın eserine dayanır. Paşa'nın bu eserini Attâr'dan ve benzerlerinden ayıran ve üstün kılan çok önemli bir yan bulunmaktadır; o da, özellikle hemen her veliden söz eden satırlar arasına koyduğu çok değerli açıklamalar ve notlardır. Bunlar kimi zaman bir sırlı söz ya da keramet üzerine yapılan bir yorum, kimi zaman ilk bakışta herkesçe doğru anlaşılıp kavranamayacak bir kapalıca sözün üstündeki örtüyü sıyıran bir açıklama, kimi zaman bir tutum ve hâl üzerine ileri sürülen bir görüş ile akıl ve mantık çerçevesinde yapılan bir değerlendirme, kimi zaman da bir konuyla ilgilendirerek kendi hayatında karşılaştığı durumlara dair (Şeyh Vefa'nın yargılanması sırasında yaptığı savunma, veba üzerine yapılan tartışma gibi) çok değerli tarih bilgileridir.
Öte yandan, Paşa'nın dil ve anlatım tarzı üç eserinde de aynı özellikleri taşır ve birkaç satır okumakla ona aidiyetini belli edecek ayırıcı niteliklere sahiptir; dolayısıyla başka Attâr tercümelerinden kolaylıkla ve hemen ayrılıp seçilmesini sağlayacak özge yanları vardır. Böyle olduğu hâlde yazma kitaplıkların fişlerinde Attar tercümesi olanlar onunmuş gibi gösterilmiş, ya da onun eseri başka adlara mal edilmiştir. Örnek olarak Fatih Kütüphanesi 4261, Ali Emiri-Şer‘iye 1351, Bayezid Umumi Kütüphanesi 601'deki nüshalar, fişlerinde Sinân Paşa'nınmış gibi gösterildiği hâlde onun değildir. Tarih-Coğrafya Yazmaları Kataloğu'nda yazarı belli olmayan kitaplar arasında gösterilen evliya tezkiresi (Hacı Mahmûd Efendi, 4549-2) ise Sinân Paşa'nındır.
Sinân Paşa'nın Tezkiretü'l-Evliyâ'sı üzerinde Emine Naskali dil konulu bir doktora çalışması yapmıştır (1981). Bu tezin çeviriyazılı metin kısmı yayımlanmıştır (1987).
Yazarın biyografisi için bk. "Sinân Paşa, Yûsuf Sinâneddîn". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sinn-pasa-yusuf-sinaneddin
Eserden Örnekler
Menâkıb-ı Râbi'a-i Adeviyye, razıya'llâhu anha
Ve birisi şol muhaddere-i hıdr-ı safâ ve mestûre-i setr-i ıstıfâ, mahrem-i harîm-i hâs ve mukarreb-i bâr-gâh-ı ihtisâs, mazhâr-ı esrâr-ı İlâhî ve menba'-ı kurb-i ihtirâk, mahdûme-i serâ-perde-i vahdet ve bânû-yi hânedân-ı gayret, sâniye-i Meryem-i şâfiyye, Hazret-i Râbi'a-i Adeviyye, razıya'llâhu anha ve arzahâ ve tayyaba uhrâhâ ke-mâ ahsene ûlâhâ. Egerçi hilkat-i cins-i nisvân ayb u noksân üzerinedür ve cibillet-i sınf-ı ünsâ kusûr-ı irfân üzerinedür ammâ aralarında ünsâlar olur kim niçe kümmel-i ricâl merâtebini koyup geçmişlerdür, râyiçlerinde ârifler olur kim hezâr ârifler makâmâtını ardlarında bırakmışlardur. Cümlesinden birisi ve aralarından bir ulusı Râbi'a'dur ki ricâl-i meşâyıh arasında anılup ve cümlesinden birisi sayılup zühd ü ibâdetde ahvâli var ki tezkirelerde hikâyetler olmışdur söylenür ve ilm ü ma'rifetde akvâli var ki elsün-i meşâyıhda rivâyetler olmışdur dinilür, zamânınun uluları katında mu'teber ü meşhûr ve sonra gelenlerün dillerinde mezkûr olmışdur. Aslında bir fakîrün kızı idi ve küçücekden kerâmâtı eksük degül idi. Sonra Hasan-ı Basrî hazretinden tevbe kıldı, vardı ibâdete meşgul oldı, meşhûre-i âfâk ve makbûle-i ahlâk oldı. Ehlu'llâh arasında mukarrerdür ki şol vakt ki hacca yöneldi, yol ortasında Ka'be ana istikbâle geldi. Bunun ma'nâsı bu degüldür ki sûret-i misâli ile Ka'be ana mütemessil ola veyâhûd basarına Hak ta'âlâ kuvvet virüp yol ortasından Ka'be'yi göre. Zîrâ bu iki tarîk dahı egerçi ehlu'llâh hazretlerinde olur ve bu iki üslûb dahı anlarun arasında çok bulınur ammâ bu husus bu kısmdan olmış degüldür ve bu kaziyye bu resm ile bulınmış degüldür. Ka'be istikbâle gelmek tamâm hakîkatdür egerçi bunun ma'nâsını tasavvur itmek azîm dikkatdür ve buna karînedür ki İbrâhîm-i Edhem ol vakt Ka'be'yi anda bulmadı, bir za'îfenün istikbâline gitmişdür dinildi. Ve buna münâfî degüldür ki her kişi ol vakt Ka'be'yi yirinde göre, âlem-i zâhirde yirinden ayrılmayup tura. Ammâ bunun anlanması gâyet müşkil olur ve anlayana da anlatması tamâm mufassal olur. (Naskali 1987: s. 64-65)
Kaynakça
Babinger, Franz (1934). “Sinan Paşa”. Encyclopédie de l'İslam. C. IV. Leyde-Paris. 450-451.
Gürsoy Naskali, Emine (1981). Sinan Paşa'nın Tezkiertü'l-Evliyası. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Gürsoy Naskali, Emine (1987). Sinan Paşa. Tezkiretü'l-Evliya. Ankara: KTB Yay.
Hoca Sa'deddîn (1279). Tâcü't-Tevârîh. 2 C. İstanbul.
Latîfî (1314). Tezkire-i Latîfî. İstanbul: İkdâm Matbaası
Mazıoğlu, Hasibe (1966). “Sinan Paşa”. İslâm Ansiklopedisi. C. X. İstanbul. TDV Yay. 666-670.
Mehmed Mecdî (1269). Hadâ'iku'ş-Şakâyık (Şakâyık-ı Nu‘mâniyye Tercümesi). İstanbul.
Mehmed Tâhir (1338). Osmânlı Müellifleri. C. 2. İstanbul.
Sivrihisarlı Sinan Paşa ve Nesir Edebiyatı (2017). (ed. A. Kartal ve Z. Koylu). İstanbul: Sivrihisar Belediyesi Kültür Yay.
Tulum, Mertol (2013). Sinan Paşa, Maârif-nâme - Özlü Sözler ve Öğütler Kitabı. Ankara. AKM Yay.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | TAZARRU’-NÂME (SİNÂN PAŞA) | Sinân Paşa, Yûsuf Sinâneddîn | Prof. Dr. Mertol Tulum |
Görüntüle | ||
2 | MA'ÂRİF-NÂME (SİNÂN PAŞA) | Sinân Paşa, Yûsuf Sinâneddîn | Prof. Dr. Mertol Tulum |
Görüntüle | ||
3 | CÂMASB-NÂME (ABDÎ) | Abdî, Mûsâ | Prof. Dr. Müjgân Çakır |
Görüntüle | ||
4 | TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği |
Görüntüle | ||
5 | RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Öğretmen Ece Ceylan |
Görüntüle | ||
6 | NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) | Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz | Doç. Dr. Recep Uslu |
Görüntüle | ||
7 | DÎVÂN (ADLÎ) | Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM |
Görüntüle | ||
8 | DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
9 | DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) | Âfitâbî | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
11 | DÎVÂN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Doç. Dr. Osman Kufacı |
Görüntüle | ||
12 | HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle |