TEVÂRÎH-İ ANTÂKİYE (NAZMÎ)
Antakya'nın ilk dönem tarihi
Nazmî, Edirneli (d. ?/? - ö. 993/1585/86?)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Edirneli Nazmî’ye (ö. 1560’tan sonra) ait olduğu düşünülen, Antakya’nın tarihine dair mensur eser. Tevârîh-i Antâkiye, tarihî ve bibliyografik kaynaklarda da, Antakya ile ilgili kitap ve çalışmalarda da, varlığı tespit edilene kadar Nazmî ile ilgili yayınlarda da adından söz edilmeyen, meçhul bir eserdir. Bilinen yegâne nüshası, Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphanesi 5336 numarada kayıtlı bir mecmuanın içerisindedir. Üzerinde istinsah tarihi bulunmamakla beraber muhtelif yapraklarında yer alan çeşitli konular için düşülmüş tarihler, mecmuanın 16. yüzyılın ikinci yarısında düzenlendiğini göstermektedir. Söz konusu mecmuada görülen son tarih 993/1585-86’dır. Edirneli Nazmî’nin ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu mecmuanın düzenleniş tarihinin şairin ömür sürdüğü döneme oldukça yakın olduğu anlaşılmaktadır. Abdülbaki Gölpınarlı, hazırladığı katalogda eserin tavsifini yaparken “...Nazmî mahlasının bulunduğuna göre bu eserin, Nazîreler mecmuası sahibi olup 955/1548'de vefat eden Nazmî’ye aid olması ihtimali vardır.” (1971: 317) değerlendirmesinde bulunur. Eserin tam metninin yayımlandığı çalışmada Tevârîh-i Antâkiye’nin Edirneli Nazmî’ye aidiyetine dair ayrıntılı bir değerlendirme neticesinde eserin müellifi Nazmî’nin Edirneli Nazmî olduğu hususu “kuvvetle muhtemel” görülmüştür (Köksal 2004: 47-50).

Eser, sözü edilen risaleler mecmuasının 29b-49a sayfaları arasında yer alır. Bilinen tek nüsha sondan eksiktir. Tevârîh-i Antâkiye mensur olmakla birlikte 19 adet manzume de esere serpiştirilmiş durumdadır. Bunlardan üçü Ahmedî, Ahmed Paşa ve Necâtî’ye aittir. Diğer şiirlerin sekizi Nazmî mahlasıyla yazılmıştır. Tevârîh-i Antâkiye, mevcut hâliyle Antakya’nın sadece İslâm öncesi ve kısmen Eyyûbîlere kadar olan dönemini anlatan bir eser görünümündedir. Kısa mukaddimesindeki “...medîne-i Antâkiye ne üslûb ile imâret oldugın bildürür.” (Köksal 2004: 61) ibaresinden bu eserin şehrin kuruluş dönemleriyle ilgili bir tarih olduğu anlaşılmaktadır. Tevârîh-i Antâkiye’de tarih, efsane ve hurafe iç içe girmiş durumdadır. Antakya’nın kuruluşu, yapıları, köprüleri, hamamları, surları, kaleleri vs. ile şehrin İslâm öncesi mimarî yapısı hakkında kayda değer bilgiler vardır. Eserin kayda değer bir tarafı da dinler tarihi ve halkbilimini ilgilendiren zengin malzeme ihtiva etmesidir. Müneccimler, kâhinler, tılsımlar, büyüler eserde önemli yer işgal eder. Özellikle, şehrin muhtelif yerlerindeki binalara çeşitli figürler ve heykelcikler şeklinde yapılmış ve her birinin bir özelliği olan tılsımlardan bahsedilen bölümler dikkat çekicidir. Eser, Antakya’nın kuruluş dönemini ihtiva etmesine rağmen müellif zaman zaman İslâm sonrası Antakya’dan ve İslâmî rivayetlerden de söz eder. Tevârîh-i Antâkiye, biri “Medh-i Antâkiye” başlıklı iki manzumeyle sona erer.

Tevârîh-i Antâkiye’de, dili eserin bütününden farklı olarak daha ağır olan baştaki birkaç cümlelik tevhîd ve naat bölümleri dışında seci hiç kullanılmamıştır. Mensur eserlerde pek rastlanmayan bir tarzda sıkça devrik cümlelere yer verilmiştir. Hatta devrik cümle kullanılışını, bu eserin başta gelen üslûp özelliği olarak kaydedebiliriz.

Eser M. Fatih Köksal tarafından inceleme, metin ve sözlük hâlinde yayımlanmıştır (2002).

Yazarın biyografisi için bk. “Nazmî, Edirneli”.  Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/nazmi-edirneli 

Eserden Örnekler


(...) Ol dem melikün ‘izzeti ve ragbeti dahı ziyâde oldı. Andan sonra Şeyh Bavlus eyitdi: Her kim ki Îsâ dîninde ola bu sanemlerden hîç komayalar, didi. Ol sanemler ki altundan ve gümüşdendür. Anları bozup kendülerün mesâlihine harc ideler. Ve ol kim agaçdan ve tahtadandur, anı Nehr-i Maklûb’a bıragup îmânların dürüst ideler. Ol günde melik binüp begleri ile ve vüzerâlarıyla ve ehl-i memleket ile ve Şem’ûn ve Yûzâ ve Bavlus ile cemî’ şehri gezdiler. Her ne yerde buyût-ı esnâmları var idiyse bozdılar ve yıkdılar. Nehr-i Maklûb’a bırakdılar. Ve cemî’ memleketde nidâ itdürdiler ki kimesne ayruk saneme tapmayalar. Andan sonra Yûzâ, Sîs memleketine varup anlarun ehlini dahı döndürdi esnâm ibâdetinden Allâh te’âlâ ‘ibâdetine, dîn-i Mesîh -’aleyi’s-selâm- üzerine. Ve ammâ Bâbu’l-cinân’a niçün Bâbu’l-cinân didiler? Anunçün kim ol vakt feth itdüklerinde evvel îmâna gelen ol kapunun önindeki mahalle îmâna geldiler. Ve andan sonra esnâmları ol kapudan Nehr-i Maklûb’a dökdiler. Ve evvel feth itdükde ol kapuyı açuk buldılar. Anda gâzîler eyitdiler: Hâze’l-bâbu ke-misli Bâbi’l-cinâni (Bu kapı cennetlerin kapısı gibidir) diyüp ol vakt adına Bâbu’l-cinân didiler. Ammâ bu târîh Yûnân’dan nakl olan târîh üzerinedür. Ammâ ol târîhde Seydî Habîbü’n-neccâr, Se’âlibî zikr itdügi gibi zikr itmedi kıssasında. Allâh te’a Antâkiye’yi Kur’ân-ı Kerîm’inde iki mevzi’de zikr eyledi. Bir kerre karye didi ve bir kerre medîne didi (Köksal 2004: 74).

Kaynakça


Köksal, M. Fatih (2004). “Edirneli Nazmî’ye Ait Olması Kuvvetle Muhtemel Bir Eser: Tevârîh-i Antâkiye”. Journal of Turkish Studies – Türklük Bilgisi Araştırmaları (Prof. Dr. Günay Kut Hatıra Sayısı). Harvard University (28/I-3): 47-108.

Gölpınarlı, Abdülbâki (1971), Mevlânâ Müzesi Yazmalar Kataloğu. C. III. Ankara: MEB Yay.

Atıf Bilgileri


Köksal, Mehmet Fatih. "TEVÂRÎH-İ ANTÂKİYE (NAZMÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/tevarih-i-antakiye-nazmi. [Erişim Tarihi: 21 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (NAZMÎ) Nazmî, Edirneli Doç. Dr. Güler Doğan Averbek
Görüntüle
2 PEND-NÂME-İ ATTÂR TERCÜMESİ (NAZMÎ) Nazmî, Edirneli Dr. Öğr. Üyesi Tuba Onat Çakıroğlu
Görüntüle
3 MÜNŞEÂT MECMÛASI (NAZMÎ) Nazmî, Edirneli Doç. Dr. Hasan Gültekin
Görüntüle
4 MECMA’U’N-NEZÂ’İR (EDİRNELİ NAZMÎ) (Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, III. Ahmet Bölümü, 2644; Nuruosmaniye Kütüphanesi, 4222; Nuruosmaniye Kütüphanesi, 4915; Handschriftenabteilung der Österreichischen Nationalbibliothek, Wien H.0.142) Nazmî, Edirneli Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle
5 DÎVÂN (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
6 MÜNŞE’ÂT (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
7 TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş
Görüntüle
8 KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Doç. Dr. Himmet BÜKE
Görüntüle
9 HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
10 ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlisî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
11 ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) Mesîhî, Îsâ Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
12 DÎVÂN (ŞÂMÎ) Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
13 HEFT PEYKER (ABDÎ) Abdî Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ
Görüntüle
14 CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) Abdî Prof. Dr. Adnan Ince
Görüntüle