TERCÜME-İ MÜLTEKA'L-EBHUR/MEVKÛFÂT (MEVKÛFÂTÎ MEHMED EFENDİ)
Hanefi fıkhına dair temel ve oldukça yaygın metinlerden biri olan Mülteka'l-Ebhur'un Türkçe tercüme ve şerhi
Mevkûfâtî Mehmed Efendi (d. ?/? - ö. 1065/1655)

ISBN: 978-9944-237-87-1


İbrâhîm b. Muhammed b. İbrâhîm el-Halebî'nin (ö. 956/1549) Mülteka'l-Ebhur isimli meşhur Arapça eserinin fıkıh sahasında yaptığı tercümelerle bilinen Mehmed Mekûfâtî tarafından yapılan tercüme ve şerhidir. Halebî’nin en tanınmış eseri olan Mülteka’l-Ebhur Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuş, aynı zamanda kadıların ve müftülerin başvuru kaynaklarından birini teşkil etmiştir. 13 Receb 923/1 Ağustos 1517 tarihinde telif edilen eser, yazıldığı tarihten itibaren birçok şerh, hâşiye ve tercüme faaliyetine konu olmuştur (Has 2020: 31/549-52).

Mevkûfâtî'nin yarım sayfayı aşkın bir hamdele ve salvele ile başlayan tercümesinde mütercim-şarih gençlik yıllarını ilimle geçirdiğini beyan ettikten sonra tercüme-şerh ettiği eserin önemi ve tercüme gerekçesini izah eder. Buna göre daima Mülteka'l-Ebhur'un mütalaası ile vakit geçirdiğini belirten Mevkûfâtî, bu eserin insanlar arasında çok meşhur olup birçok şerî meseleyi ihtiva ettiğini ifade eder. Ancak lafızları muğlak olduğu için herkesin bu eserden yeterince istifade edemediğini düşünen yazar, herkesin faydalanabilmesi için eseri Türkçe olarak şerh edip kapalı yönlerini beyan ettiğini, şerhini yaparken mükellef ıstılah ve ibarelerin olduğu münşiyane bir dil ve üsluptan uzak bir Türkçe kullandığını belirtir. Eserini kaleme alırken konuyla ilgili birçok kaynağa da başvurduğunu yazan Mevkûfâtî daha sonra Sultân İbrâhîm’in (1640-1648) övgüsüne yer verir. “Sebeb-i te’lîf” başlığı altında eserini kaleme alma sebebi noktasında başka bir vesileden bahseden müellif “Benim Mültekâ’ya olan meylimi gören bazı dostlar, Mustafâ Paşa zamanında herkesin rahat bir hayat geçirdiğini, şeriata uygun bir hayatın devam ettiğini” söyleyip kendisinden şu talepte bulunduklarını söyler: “kitâb-ı Mültekâ ki mesâ’il-i şer’iyyenin zübdesidür Rûmî lisân ve Türkî zebân ile şerh eyleyesin sanâ’at-ı Arabiyyeden bî-habîr olanlar dahi behremend olup fevâyid ‘âm olurdı…”. Dostlarının bu isteğini yerine getirerek şerhini bahsi geçen Paşa'nın adına kaleme aldığını özellikle belirten Mevkûfâtî, ardından da Paşa'nın bazı kahramanlıklarına değinip şerhine başlar. Önce kaynak metni veren şarih daha sonra bu metni genişleterek, yeri geldikçe uzunca açıklamalara yer verip açıklayarak Türkçeye tercüme eder (Yazar 2014: 76).

Mehmed Mevkûfâtî Şerh-i Sadruşşerîa adlı eserinde verdiği bilgiye göre Mülteka’nın birinci bölümünü Sultan İbrahim, ikinci bölümünü de IV. Mehmed adına şerh etmiştir (Yazar 2014: 76).

Oldukça hacimli olan bu şerh-tercümenin yazma eser kütüphanelerinde birçok nüshası bulunduğu gibi, Arap harfli baskıları da mevcuttur. Sadık Yazar konuyla ilgili çalışmasında eserin 40 kadar yazma nüshasını tespit ettiği gibi eserin Bulak, Kahire ve İstanbul'da olmak üzere 17 farklı baskısı olduğunu belirlemiştir (Yazar 2014: 76). Bu baskıların bir kısmında eserin adı yazarına nispetle "Mevkûfât" olarak geçmektedir. Eser ayrıca Ahmed Davudoğlu tarafından da sadeleştirilmiştir (1991).

Müellifin biyografisi için bk. "Mevkûfâtî Mehmed Efendi ". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/mevkufati-mehmed-efendi

Eserden Örnekler


Bâbu Haddi'ş-Şürb

Bu bâb hadd-i şürbün ahkâmı beyânındadur. "Men şeribe hamren ve lev katraten fe-uhize ve rîhuhâ mevcûdun": Bir kimse hamr içse ve eger bir katre dahi olursa ve ahz olına hâl bu ki hamrun kokusu mevcûd ola. "ev câ'e bihî sekrâne ve lev min nebîzin ve şehide bi-zâlike reculâni ev ekarra bihî merraten ve inde ebî Yûsuf merrateyni ve ulime şürbuhû tav'an hadden zâ- sahhan": yahud ol kimseyi sekrân getürseler eger sekr-i nebîz ile dahi olursa ve iki recul şürbine şehâdet eyleseler yahud kendüsi içdügine bir def'a ikrâr eylese ve Ebû Yûsuf katında iki def'a ikrâr eylese ve dahi şürbi tav'an idügi ma'lûm olsa ayık oldukda hadd olınur (Mehmed Mevkûfâtî  1290/1873: 369).

Kaynakça


Davutoğlu, Ahmed (1991). Mevkûfât, Mültekâ Tercümesi. İstanbul: Sağlam Yayınevi.

Has, Şükrü Selim (2020). "Mülteka'l-Ebhur". İslam Ansiklopedisi. C. 31. İstanbul: TDV Yay. 548-551.

Mehmed Mevkûfâtî  (1290/1873). Tercüme-i Mülteka'l-Ebhur. İstanbul.

Yazar,  Sadık (2014). "Osmanlı Döneminde Fıkıh Sahasında Yapılan Türkçe Tercümeler”.  Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi TALİD (Türkiye'de İslami İlimler: Fıkıh - Osmanlı Dönemi II Sayısı (23): 49-166.

Atıf Bilgileri


Yazar, Sadık. "TERCÜME-İ MÜLTEKA'L-EBHUR/MEVKÛFÂT (MEVKÛFÂTÎ MEHMED EFENDİ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/tercume-i-multeka-l-ebhur-mevkufat-mevkufati-mehmed-efendi. [Erişim Tarihi: 22 Haziran 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 TÂRÎH-İ MEVKÛFÂTÎ (MEVKÛFÂTÎ MEHMED EFENDİ) Mevkûfâtî Mehmed Efendi Prof. Dr. Müjgân Çakır
Görüntüle
2 TERCÜME-İ SADRU'Ş-ŞERÎ'A/TERCÜME-İ ŞERH-İ VİKÂYETÜ'R-RİVÂYE (MEVKÛFÂTÎ MEHMED EFENDİ) Mevkûfâtî Mehmed Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
3 CÂMİ'U'L-MÜŞKİLÂT/TERCÜME-İ TELHÎSÜ'L-CÂMİ'İ'L-KEBÎR (MEVKÛFÂTÎ MEHMED EFENDİ) Mevkûfâtî Mehmed Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
4 LEMEZÂT-I HULVİYYE EZ LEMEÂT-I ULVİYYE (MAHMUD CEMALEDDİN HULVÎ) Mahmud Cemaleddin el-Hulvî Diğer Özlem Şamlı
Görüntüle
5 AHBÂRÜ’L-'İBER (ZA’ÎFÎ, MUHAMMED) Za'îfî, Muhammed Dr. Necmiye Özbek Arslan
Görüntüle
6 KIRK HADİS TERCÜMESİ (FEYZÎ-İ KEFEVÎ) Feyzî-i Kefevî Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
7 ZÜBDETÜ'N-NESÂYİH VE UMDETÜ'T-TEVÂRÎH (IYÂNÎ) Iyânî, Cafer Iyânî Bey Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
8 RÂZ-NÂME FÎ MENÂKIBİ'L-ULEMÂ VE'L-MEŞÂYİH VE'L-FUZELÂ (KEFEVÎ HÜSEYİN) Kefevî, Hüseyin ismail Aksoyak
Görüntüle
9 ES-SEYFÜ'L-MESLÛLÜ FÎ ŞERHİ'R-RESÛLİ (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafa b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
10 HADÎS-İ ŞERÎFLER MECMUASI (MUSTAFÂ b. BÂLÎ) Mustafâ b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
11 HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ MİFTÂH (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafâ bin Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
12 TUHFE-İ ŞEMSÎ (ŞEMSÎ) Şemsî, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
13 KARAMAN-NÂME (ŞİKÂRÎ) Şikârî Araş. Gör. Mizan Coşkun Özgür
Görüntüle