TA'LÎM-İ EDEBİYAT (RECAİZÂDE MAHMUT EKREM)
retorik, belagat, edebi bilgiler
Recaizade Mahmut Ekrem (d. 1 Mart 1847-ö. 31 Ocak 1914)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Recaizade Mahmut Ekrem tarafından hazırlanan belagat ve edebi bilgiler kitabı. Bu eser, Türk edebiyatının Batı’ya yönelme safhasında, onun nazariyatta sözcülüğü vazifesini üstlenmiş, Batı tesirinde gelişen edebiyatımızın kaide ve prensiplerini tespit etmiş, bu yolda yeni yetişecek nesillere rehberlik yapmış bir eserdir. Recaizade Mahmut Ekrem, bu eseriyle bir taraftan yenileşmenin önünü açarken, diğer taraftan eski edebiyat nazariyesi ve retorik geleneğinin dışına çıkarak, modern edebiyat nazariyesi ve retoriğin ilk örneğini vermiş olur. Tanpınar, eseri “Arabın bedii ve beyanı ve belagatiyle ilk hesaplaşmamız onunla başlar” şeklinde değerlendirerek eserin eski belagat ve retorik anlayışının dışına çıkan yeniliğini vurgular.

Tanzimat sonrası edebiyatın en belirgin karakteri, önceki dönemin soyuta ve imgeye dayanan anlayışını değiştirerek, gerçekliği edebiyatın temel belirleyeni hâline getirmiş olmasıdır. Recaizade Mahmut Ekrem de eseriyle bu anlayışın zeminini oluşturmaya çalışmıştır. Bu bağlamda Ta’lim-i Edebiyat’ı bir ihtiyacın ürünü olarak değerlendirmek de mümkündür. Yenileşme döneminin değişen insan ve varlık anlayışının sonucu, edebiyatın da insana ve varlığa bakışı değişmiş ve bu değişim, zorunlu olarak, kendinden önceki retorik ve nazariyat anlayışının dışında, yeni bir anlayışın ortaya çıkması sonucunu doğurmuştur. Ta’lîm-i Edebiyat’ın Namık Kemal’in 1866’da Tasvir-i Efkâr’da çıkan “Lisan-ı Osmani’nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazatı Şamildir” makalesindeki görüş ve düşüncelerden ilham alınarak yazıldığını söylemek gerekir. Bu makale yeni Türk edebiyatının programını çizen önemli bir metindir. Recaizâde Mahmut Ekrem’in de, Ta’lim-i Edebiyat’ın başında ve sonunda bu makaleden alıntılar yapmış olması, eseri üzerindeki etkiyi açıkça ortaya koymaktadır. Namık Kemal’in “ifade, hüsn-i tabiisine hail olan külfetli sanatlardan tecrid edilmeli ve lisanımıza mahsus bir belâgat kitabı yazılıp okutulmalıdır" cümlesi Recaizâde Mahmut Ekrem’in çıkış noktası gibidir. Türkçeye özgü bir belagat kitabının yazılması gerektiği düşüncesi, Tanzimat sonrasında şekillenen yeni edebiyatımızın Arap ve Fars taklidinden kurtulması gerektiği yönündeki yaklaşımın da bir sonucudur.

Ta’lîm-i Edebiyat’ta kadar yazılmış olan belâgat kitapları geleneksel belagat anlayışını temel almışlardır. Arap ve Fars edebiyatlarının belâgat ilke ve kurallarını Türk diline uygulayan bu anlayışa karşılık, Ta’lîm-i Edebiyat ilk defa Türkçeye mahsus bir belagat kitabı oluşturmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Bu bağlamda Ta’lîm-i Edebiyat’ı yeni devrenin ihtiyaç duyduğu edebiyat bilgisini üreten bir eser olarak da değerlendirmek gerekir. Namık Kemal de eserin edebiyatımızdaki bu bilgi ihtiyacını karşıladığını yazdığı takrizde şöyle ifade etmiştir: “Milletin edebiyâta olan kâbiliyet-i külliyesini tarîk-i istikmâle sevk için lâzım olan esbâbın biri de kavâ’id-i edebin bize mahsûs bir tarzda tedvîni idi. Meziyyâtını ifhâma nâmını zikr etmek kâfî olan edîb-i ma’rifet-perver Ekrem Bey Ta’lîm-i Edebiyyât’ında bu ihtiyâcı îfâ eyledi.” Ta’lîm-i Edebiyat’ın 1299–1882 tarihli hurûfat baskısı “fasıl” adını taşıyan dört bölümden oluşmaktadır. “Kuvâ-yı Zihniyyenin Edebiyyâtta Fi’li” başlığını taşıyan ilk fasılda “mebhas” adı verilen altı konu ele alınır. Bunlar sırasıyla şunlardır: 1. Mebhas: Efkâr 2. Mebhas: Hissiyât 3. Mebhas: Hüsn-i Tabi’at 4. Mebhas: Kuvve-i Hayâliyye 5. Mebhas: Zarâfet yahut Nüktedânlık 6. Mebhas: Kuvve-i Hâfıza Birinci fasıldaki bu altı bölümün dışında “Dehâ ve Hünerverî” ile “Sanâyi’de Güzellik Neden İbârettir?” başlıklarını taşıyan ancak “mebhas” ibaresiyle verilmeyen iki bölüm daha bulunmaktadır. Ta’lîm-i Edebiyat’ın ikinci faslı “Esâlîb” başlığı altında üslup konusuna ayrılmıştır. Bu bölümde de konu altı başlık altında ele alınmıştır. Bu başlıklar şunlardır: 1. Mebhas: Fesâhat 2. Mebhas: Vuzuh 3. Mebhas: Tabî’iyyet 4. Mebhas: Münakkahiyyet 5. Mebhas: Âheng-i Selâset 6. Mebhas: Muvâfakat “Tezyinât-ı Üslûb—Envâ’-ı Mecâz” başlığını taşıyan üçüncü fasılda mecaz konusu üzerinde duran Recaizâde Mahmut Ekrem, bu fasılda ise üç bölümde konuyu ele alır: 1. Mebhas: Mecâz-ı Tahyîlî 2. Mebhas: Mecâz-ı Teblîğî 3. Mebhas: Ma’rifet-i Mecâz Ta’lîm-i Edebiyat’ın bu bahsinde Recaizâde Mahmut Ekrem, mecaza dayanan anlam sanatlarını ayrı başlıklar altında ayrıntılı bir şekilde örneklerle açıklamaya çalışır. Mecâz-ı Tahyîlî başlığı altında; İstiare, İstiare-i Temsiliyye, Teşbih, Mecâz-ı Mürsel, Ta’rîz-Kinâye, Tevriye-Telmîh, Tezât-Mukabele, Edeb-i Kelâm, Teşhis-İntak, Müşâkele, Îhâm ve Mübalagâ sanatlarını inceleyen Recaîzâde Mahmut Ekrem, Mecâz-ı Teblîğî başlığı altında ise İltifat, İstifham, Nidâ, Kat’, Terdîd, Rücû’, Aks, Tekrîr ve Tedrîc sanatlarını inceler. Bu sanatları tanımladıktan sonra örnekler veren Recaîzâde Mahmut Ekrem, hem eski edebiyat geleneğine ait örnekleri hem de yeni edebiyat anlayışına bağlı örnekleri verir. Bu örnekleri verirken de yukarıda söylendiği gibi hakikate ve tabiata uygunluk ölçütlerini her zaman ilk plânda tutar. Eserin son faslı “Sanayi’i-i Lafziyye” adını taşır. Recaizâde Mahmut Ekrem bu bölümde söz sanatlarını ele alır. Tenâsüb, Îhâm-ı Tenâsüb, Îhâm-ı Tezât, Tensîk-i Sıfat, İktibâs-Tazmîn, Telmi’, Tesnîs ve Mülhâkatı, İttihâd-ı İştikâk ve Şibh-i İştikâk, Kalb, Secî’-Tarsî, Secî, Secîin Şartları, Tarsî, Vasf-ı Tahsînî ve Îcâd ve Tervîc-i Elfâz başlıkları altında sanatlar ele alınır.

Ta’lîm-i Edebiyat, Türk edebiyatında yeni bir dönemin yeni edebiyat anlayışını oluşturmak gibi önemli bir işlev yerine getirmiştir. Türkçeye özgü bir belâgat kitabı niyetiyle hazırlanan bu eser, sırf bu niyetiyle bile yeniliğin hazırlayıcısı olmuştur. Eserin diğer önemli bir özelliği seçilen örneklerin büyük bir çoğunluğunun yeni edebiyat anlayışına sahip yazarlardan seçilmiş olmasıdır. Ta’lîm-i Edebiyat’ın yayımlanması Recaizâde’nin Mekteb-i Mülkiye’de hocalığa başladıktan sonra gerçekleşmiştir. Bu okulda verdiği edebiyat derslerine dair haberler devrin gazetelerinde yayımlanmıştır ve bu haberlerde Recaizâde’nin derslerinin çok verimli olduğu ve ders notlarının kitap hâlinde hazırlandığı bildirilmiştir. 3 Ekim 1879’da Mekteb-i Mülkiye’de “Edebiyat-ı Osmaniye” muallimliğine atanan Recaizâde Mahmut Ekrem’in ders notlarının taş baskıları yapılmaya başlanmıştır. 1879–1880 ve 1881–1882 ders yıllarında mükerreren taş baskıları yapılan Ta’lîm-i Edebiyat’ın hurûfat baskısı 1882’de yapılmıştır. Bu baskının kapağındaki “Mekteb-i Mülkiyye-i Şâhâne nâmına 1296 sene-i hicriyyesinde telif olunarak mükerreren taş basmasıyla tab’ olunmuş idi” ibaresi eserin daha önceki taş baskılarını işaret etmektedir. Ta’lîm-i Edebiyat’ın 1882’de yapılan hurûfat baskısından sonra iki baskısı daha yapılmıştır. Bunlardan ilki yine 1299–1882 tarihin taşımaktadır. Diğer baskı ise 1330 tarihini taşımaktadır. 1299 baskısında II. Abdülhamid’in methedildiği ve yazarın padişaha karşı şükranlarını ifade eden üç sayfalık kısmın baskıda bulunmasını dikkate alındığında bu devrede (1908’den sonra) ikinci baskıları yapılan diğer eserlerde bu nevi methiyelerin çıkarıldığı dolayısıyla sâbık hükümdara methiyesinin Meşrutiyet’ten sonra yapılmasının mümkün olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, matbaa bilgisinin bulunmayan 1330 tarihli baskının kaçak olduğu söylenebilir.

Yazarın biyografisi için bk. "Recaizade Mahmut Ekrem". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü.  http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/mahmut-ekrem-recaizade

Eserden Örnekler


Efkârın Meziyyât-ı Husûsiyyesi Sâdelik
Sâdelik dediğimiz meziyyet zihinde bi’s-sühûle ve bilâ-eşkâl hâsıl olan ve açık ve sehlü’l-idrâk hakîkat-leri ifâde eden efkâra mahsûstur. Fuzûlî’nin: Elbette gider gelen cihâna Mısrâ’ının mutazammın olduğu fikr-i hakîkat gibi. Vâkı’â bu fikir sâde olduğu gibi ta’bîrâtı da sâdedir. Lâkin dîğer bir üslûb-ı müzeyyen ile de ifâde olunsa me-ziyyet-i asliyyesi olan sâdeliği zâyi’ olmaz.
Hissiyyât

Efkârdan sonra ve esâlîbden evvel mâhiyyet ve me-ziyyetine ıttılâ’ı lâzım olan bir şey vardır ki o da hissiyyâttır. Zirâ edîbâne bir şey yazmak için yalnız lafz ve ma’nâ yollarını mülâhaza eylemek yani efkâr ve esâlîbe hasr-ı nazar etmek kâfî değildir. Zihnimize çarpan şeylerden kalben müteessir olmamız ve düşündüğümüz şeyleri hissetmemiz dahi iktizâ eder. Hissiyyât dediğimiz şeyler eşhâs ve eşyânın kulûbumuzda hâsıl ettiği meyl veya husûmet, meserret veya mahzûniyyet, merhamet veya nefret gibi teessürât-ı mütehâlifeden ibârettir. Hissiyyât müfrit, şedîd ve dâimî olur ve erbâbını mağ-lûb ederek efkâr ve amâllerinin medâr-ı münferidi bulu-nursa ihtirâsât nâmını alır. Edebiyyâtta hiss ve ihtirâsa birer lisân vermek lâzım gelse birininkinde i’tidâl ve halâvet, dîğerininkinde şiddet ve harâret görülür. Meselâ biri lem’adır ki kalbi nûra gark eder. Dîğeri alevdir ki müfekkireyi yakar. Bu hâle göre “Leylî-nâme-i Fuzûlî” ile “Zavâllı Çocuk” birer te’lîf-i hissî olacağı gibi “Hüsn ü Aşk” ile “Vatan yahut Silistre” dahi birer te’lîf-i ihtirâsî sayılır. (Recaîzâde Mahmut Ekrem 1299/1882: 32). 

Kaynakça


Tanpınar, Ahmet Hamdi, 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, Çağlayan Kitabevi, İstanbul 1997.

Yetiş, Kazım, Namık Kemal’in Türk Dili ve Edebiyatı Üzerine Görüşleri ve Yazıları, Alfa Yayınları, İstanbul 1996.

Yetiş, Kazım, Talîm-i Edebiyat’ın Retorik ve Edebiyat Nazariyâtı Sâhasında Getirdiği Yenilikler, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurum, Ankara 1996.

Onan, Necmettin Halil, Namık Kemal’in Talîm-i Edebiyat Üzerine Bir Risalesi, Millî Eğitim Yayınevi, Ankara 1950.

Recaîzâde Mahmut Ekrem, Ta’lîm-i Edebiyyât, Mihran Matbaası, İstanbul 1299/1882.

Atıf Bilgileri


Kacıroğlu, Murat. "TA'LÎM-İ EDEBİYAT (RECAİZÂDE MAHMUT EKREM)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/ta-lim-i-edebiyat-recaizade-mahmut-ekrem. [Erişim Tarihi: 09 Haziran 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 AFÎFE ANJELİK (RECÂİZÂDE MAHMUT EKREM) Recâizâde Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
2 ARABA SEVDÂSI (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
3 ATALA yâhut AMERİKAN VAHŞİLERİ (RECÂİZÂDE MAHMUT EKREM) Recâizâde Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
4 KUDEMÂDAN BİRKAÇ ŞÂ'İR (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
5 MES PRİSONS (ME PRİZON) TERCÜMESİ (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
6 MUHSİN BEY YÂHUT ŞAİRLİĞİN HAZÎN BİR NETÎCESİ (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
7 MÜNTEHÂBÂT-I EDEBİYYE (RECAÎZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Öğretmen Emre Şengül
Görüntüle
8 NÂÇÎZ (RECAÎZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Öğretmen Emre Şengül
Görüntüle
9 NAĞME-İ SEHER (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
10 PEJMÜRDE (RECAÎZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Öğretmen Emre Şengül
Görüntüle
11 SÂ'İME (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
12 ŞEMSÂ (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Öğretmen Emre Şengül
Görüntüle
13 TAKDÎR-ELHÂN (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Öğretmen Emre Şengül
Görüntüle
14 TAKRÎZÂT (RECAİZÂDE MAHMUT EKREM) Recaizâde Mahmut Ekrem Doç. Dr. Selçuk Atay
Görüntüle
15 TEFEKKÜR (RECAİZADE MAHMUT EKREM) Recaizade Mahmut Ekrem Dr. Öğr. Üyesi GİZEM AKYOL
Görüntüle
16 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
17 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
18 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
19 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
20 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
21 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
22 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
23 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
24 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
25 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle