SİHÂM-I KAZÂ (NEF'Î)
hiciv şiirleri
Nef'î, Ömer Efendi (d. 982?/ 1572?-ö. 1045/1635)

ISBN: 978-9944-237-87-1



Nefî'nin klasik edebi gelenek içinde kaside ustası olmasına rağmen şöhretine gölge düşüren kötü şöhretinin ürünü olan hicivlerinin yer aldığı şiir mecmuası. Sihâm-ı Kazâ, “Kaza Okları” anlamındadır. Edebiyatımızda yergi üslubunun en meşhur eseridir. Mecmuanın ne zaman düzenlendiği bilinmiyor. Eser, nüktedan bir zihnin ürünüdür. Dönemin yönetici, bürokrat, bilim insanı, aile ve sanatçılarını yeren şiir külliyatıdır. Mecmua, şairin, Türkçe Dîvân’ında da çok daha az sayıda yer alan hicivlerine nazaran, anlatım tarzları açısından çeşitlilikler gösterir. Ancak mevcut şiirlerin çoğunluğu ağır sosyal eleştiriler ve küfre varan söyleyişlerdir. Ağır yergi örneklerinde, toplumda yaşanan haksızlıklar ve yolsuzluk yer alır. Eser şairin; nükte, latife, eleştiri, itham, tehdit, yergi, sövgü ve müstehcenlik seviyesindeki küfürlerinin toplamıyla oluşur. Doğu kültüründe yergi; şairlerin kovuşturulması, cezalandırılması veya öldürülmesine neden olmuştur. Şair Nef’î’nin hicivleri nedeniyle öldürüldüğü meşhur rivayetlerdendir. Şairin “yergileri: Engerek yılanının öldürülmesinin dört mezhepte caiz olması gibi, Nefi'nin öldürülmesinde de bir sakınca yoktur şeklinde, kendi aleyhine bir kamuoyu oluşturulmasına zemin hazırladı” (Akkuş 2018: 15). Yöneticiler, bilgin ve bürokratlar, şair ve sanatçılardan oluşan bir direnç noktası, eser şairinin trajik ölüm sebebi olarak algılanmasına, ölmeden önce gözden düşmesine, görevden uzaklaştırılmasına ve sıkıntılar yaşamasına neden oldu.

Sihâm-ı Kazâ, Nef’î’nin babasını yerdiği bir gülmece ile başlar. Eserin ilk şiiri, adeta bir zihin zarafeti sergiler. Diğer şiirlerde ise, devlet adamları, sanatçılar, bilim insanları ve devrin tanınmış meslek erbabı nükte, latife, yergi ve sövgülere konu olmuştur. Mevcut nüsha başlıklarına göre Sihâm-ı Kazâ’da; 12 kaside, 2 terkib-bend ve 208 şiir tespit edilmiştir.. “Nefi'nin hicivlerine konu olan kişiler farklı konum ve mesleklere mensuptur. Aile çevresinde babası Mehmed Bey; devlet erkanından, Gürcü Mehmed Paşa, Kemânkeş Ali Paşa, Ekmekçizâde Ahmed Paşa, Bâkî Paşa, Recep Paşa ve Halîl Paşa değişik üsluplarla yerilir. Şairin sanat çevresinden birçok kişiyle de karşılıklı atışmaları vardır. Hicvine konu olan diğer şahsiyetler şunlardır: Nev’îzâde Atâyî, Kafzâde Fâizî, Uruszâde, Fırsatî, Bahsî, Mantıkî, Ganizâde Nâdirî, Veysî, Hekimbaşı, Derviş Ali, Mehmet Bali, Tıflî, Itrî, Riyâzî ve Azmizâde Hâletî” (Akkuş 2018: 15).

Sihâm-ı Kazâ’nın şiir toplamı dikkate alındığında, dermede yer alan şiirlerin; hezel, nükte, mizah, mülatafa gibi, mizah-yergi arasında yer alabilecek örnekler olduğu görülür. Dostlarıyla şakalaşmalarını, şair bizzat latîfe kavramıyla ifade eder. Safet Sıdkı; Mecmua adının, şairin kendi hezeliyât mecmuasına verdiği isim ve şairin babasına yazdığı şiirinin de, tehzil olduğunu kaydetmiştir (1943: 24). Nef’î, hiciv mecmuasındaki kaside ve terkib-bendlerinde daha ciddi; kıta nazım şekliyle yazdığı yergilerinde daha senli-benli ifadelerle, şaka, nükte, alay ve küfür üsluplarını kullanır. Eserde yergiye muhatap olan kişiler; domuz çobanı, Ermeni, çingene, timsah, köpek, eşek, hadım, hain, yağlı tulum yüzlü, rüşvetçi, cimri, bazergan vb. aşağılayıcı, onur kırıcı ifadelerle hedef alınır. Şair hicivlerinde, kendine hitap ediliş şeklini esas almıştır: “İnce hayallerle bezenmiş sanatlı, zeka ürünü şiirler; kaba sözler, itham, küfür gibi sıradan ifadeler bir aradadır. Şair kendine hitap ediliş şekline göre tavır alarak ince nüktelere incelikle, kaba hitaplara kabalıkla cevap verir. Edebe aykırı sataşmalara Nefî'nin cevabı daha da edep dışıdır. Onun mecmua nüshalarında bulunmayan Tahir Efendi ilgili dörtlüğü ve Şeyhülislâm Yahyâ ile karşılıklı hicivleri zarif hiciv örnekleri olarak kabul görmüştür” (Akkuş 2018: 14). Eserde, kaside, terkib-bend, terci-bend, kıta-i kebire ve dörtlüklere yer verilmiştir. Bazı dörtlükler veya dörtlüklerin bazı mısraları Farsça’dır. Eserin dili, sade konuşma diliyledir. Dili akıcı, üslubu oturaklıdır. Dörtlük dışındaki şiirlerde Arapça-Farsça kelime sayısı artar, zincirleme tamlamalar kullanılır. Özellikle dörtlüklerde kullanılan dil, günümüz okuyucusunun da çok zorlanmadan anlayebileceği bir seviyededir. Günün okuyucusuna yabancı gelen kelimeler ise, sokak dili olarak tanımlanabilecek halk dilinin argo/müstehcen kelimeleridir. Şairin, sanat gücüne dair edebi söyleyiş ve sanatlı kullanımlarına yer verilmez. Kıtalarda, klasik edebi geleneğe uygun olarak, son iki mısrada anlam yoğunlaştırılmış, özlü söz seviyesine yükselen yoğun anlamlı cümleler yer almıştır.

Eserle ilgili yayın çalışmalarından, şaire bağlanarak şöhret olan şiirlerinden alıntıların yanı sıra, eser üzerinde kitap seviyesinde dört ayrı çalışma bulunmaktadır. Sihâm-ı Kazâ’nın derli-toplu ilk yayını Saffet Sıdkı tarafından seçmeler şeklinde yapılmıştır (İstanbul 1943).  Metinde, yazılması doğru bulunmayan kelimelerin yeri boş bırakılmıştır. Eserin ilk bilimsel yayını, Metin Akkuş tarafından yapılan seçmeli-karşılaştırmalı metin neşridir (1988). Çalışmanın hazırlanma döneminde, mecmuanın bulunabilen 7 yazma nüshası karşılaştırılarak metnin tamamı okunmuş ancak seçme şiirlerin tenkitli metni verilmiştir. Metinde sanatlı söyleyiş dışında kaldığı düşünülen şiirler alınmamış, kaydedilen metinlerdeki müstehcen kelimeler noktalamalarla karşılanmıştır.   Sihâm-ı Kazâ neşri üzerine, yakın tarihli iki çalışma daha bulunmaktadır (Başdaş 2018; Öztürk 2020).


Eserden Örnekler


 1

Kaside

Der-Hakk-ı Peder-i Hîş [Mehmet Bey]

Saâdet ile nedîm olalı peder Hâne

Ne mercimek görür oldı gözüm ne tarhâne


Zügürtlük âfetim oldı acep midir etsem

Peder gibi buradan ben de arz-ı cer Hâne


Eger müsâade etmezse bir tulum yaga

İki tulum kımız olsun nedür zarar Hâne


Buna da hısset olur mı ki günde bin Tatar

Tulum tulum kımızı pîşkeş çeker Hâne


Peder de mi acep imsâk Hânda mı bilmem

Nezâketile bunu kim suâl eder Hâne


Peder degül bu belâ-yı siyehdür başıma

Sözüm yerinde n´ola güç gelirse ger Hâne


Benim zügürtlükile ellerim taş altında

Müzahrefâtın o dürr ü güher satar Hâne


Ben ıztırâbile bunda semâa girmede ol

Dü beyt okur nagamâtile def çalar Hâne


Zügürd olursam olaydım ne çâre kâil idim

Olaydı baş sokacak denli muhtasar hâne


Hudâ bilir ki sözüm serteser hakîkatdir

Baş agrıdır der isem lîk serbeser Hâne (Akkuş 1998: 145-148)



Kaside

Der-Hakk-ı Mezbûr


Gürcü hınzîri a samsûn-ı muazzam a köpek

Kande sen kande nigehbânî-i âlem a köpek


Vây ol devlete kim ola mürebbîsi anın

Bir senin gibi denî cehl-i mücessem a köpek


Ne güne kaldı meded devlet-i Âl-i Osmân

Hey yazık hey ne musîbet bu ne mâtem a köpek


Ne ihânetdür o sadra bu zamânda ki anın

Olmaya sahibi bir Âsaf-ı ekrem a köpek


Hidmet-i devlete sâir vüzerâdan göreler

Bir fürûmâye koca ayıyı akdem a köpek


Bu mahallerde ki Bagdâdı ala şâh-ı Acem

Arz-ı rumı ede teshîr Abaza hem a köpek


Satdınuz iki taşaksız bir olup hânlıgı

Kimseyi etmedinüz bu işe mahrem a köpek


Pâymâl eylediniz saltanatın ırzını hem

Yok yere oldu telef ol kadar âdem a köpek


Hîç hânlık satılır mı hey edebsiz hâin

Tutalım olmamış ol fitne muazzam a köpek


Gide Bagdâd'a kıra askeri hân-ı Tâtâr

Olasın sen yine düstûr-ı müfehhem a köpek


Sen kadar düşmen-i devlet mi olur a hınzîr

Ne durur saltanatın sâhibi bilsem a köpek


Addolunsa eger esbâb-ı nizâm-ı devlet

Seni katl eylemedir cümleden akdem a köpek


Ehl-i dil düşmeni dîn yohsulu bir melûnsun

Öldürürlerse eger cân-be-cehennem a köpek


Sende İslâm eseri olsa eger zerre kadar

Eylemezdün Alamanzâdeyi hemdem a köpek


Bu kadar cürmile sen sağ olasın da yine ben

Vâcibü´l-katl olam ey bahtek-i azlem a köpek (Akkuş 1998: 155-161)



Kaynakça


Akkuş, Metin (1998). Hicvin Ankaları: Nefi ve Sihâm-ı Kazâ (İnceleme-Karşılaştırmalı Seçme Metinler). Ankara: Akçağ Yay.

Akkuş, Metin (2008). Klâsik Türk Şiirinin Anlam Dünyası/Edebi Türler ve Tarzlar. Erzurum: Fenomen Yay.

Ebüzziya Tevfik (1305). Nef'î. İstanbul: Ebüzziya Matbaası.

Saffet Sıtkı [Bilmen] (1943). Nefi ve Sihâm-ı Kazâsı. İstanbul: Aydınlık Yay.

Başdaş, Cahit (2018). Nef’î Sihâm-ı Kazâ (Dil Özellikleri-Metin-Dizin). İstanbul: Kriter Yay.

Öztürk, Furkan (2020). Nef’î Sihâm-ı Kazâ (Eleştirel Basım). İstanbul: Dünbugünyarın Yay.

Atıf Bilgileri


AKKUŞ, Metin. "SİHÂM-I KAZÂ (NEF'Î)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/siham-i-kaza-nefi. [Erişim Tarihi: 21 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (NEF'Î) Nef'î, Ömer Efendi Prof. Dr. Metin AKKUŞ
Görüntüle
2 FARSÇA DÎVÂN (NEF'Î) Nef'î, Ömer Efendi Doç. Dr. Sadık Armutlu
Görüntüle
3 TUHFETÜ'L-UŞŞÂK (NEF'Î) Nef'î, Ömer Efendi Dr. Öğr. Üyesi Leyla Alptekin Sarıoğlu
Görüntüle
4 LEMEZÂT-I HULVİYYE EZ LEMEÂT-I ULVİYYE (MAHMUD CEMALEDDİN HULVÎ) Mahmud Cemaleddin el-Hulvî Diğer Özlem Şamlı
Görüntüle
5 AHBÂRÜ’L-'İBER (ZA’ÎFÎ, MUHAMMED) Za'îfî, Muhammed Dr. Necmiye Özbek Arslan
Görüntüle
6 KIRK HADİS TERCÜMESİ (FEYZÎ-İ KEFEVÎ) Feyzî-i Kefevî Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
7 ZÜBDETÜ'N-NESÂYİH VE UMDETÜ'T-TEVÂRÎH (IYÂNÎ) Iyânî, Cafer Iyânî Bey Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
8 RÂZ-NÂME FÎ MENÂKIBİ'L-ULEMÂ VE'L-MEŞÂYİH VE'L-FUZELÂ (KEFEVÎ HÜSEYİN) Kefevî, Hüseyin ismail Aksoyak
Görüntüle
9 ES-SEYFÜ'L-MESLÛLÜ FÎ ŞERHİ'R-RESÛLİ (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafa b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
10 HADÎS-İ ŞERÎFLER MECMUASI (MUSTAFÂ b. BÂLÎ) Mustafâ b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
11 HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ MİFTÂH (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafâ bin Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
12 TUHFE-İ ŞEMSÎ (ŞEMSÎ) Şemsî, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
13 KARAMAN-NÂME (ŞİKÂRÎ) Şikârî Araş. Gör. Mizan Coşkun Özgür
Görüntüle