SERGÜZEŞT (SAMİPAŞAZÂDE SEZAİ)
roman
Samipaşazâde Sezai (d. 1859 - ö. 26 Nisan 1936)

ISBN: 978-9944-237-87-1



Samipaşazâde Sezai'nin romantizmden realizme geçiş örneği olarak kabul edilen, esaret konulu romanı. Sezai, romanı ile dönemin köle ve cariye kullanımının insanlık dışı uygulamalarını esir bir kız üzerinden ortaya koyarak kapsamlı bir eleştiri sunar. Dilber’in başından geçenler, romanın olay örgüsünü oluşturur. Ancak Dilber, romanda başkişi olmanın gerektirdiği psikolojik derinliğe sahip değildir, sadece esirliği ve yaşadığı imkânsız aşk ile ön plandadır. Romanda realist ve romantik üsluplar bir arada kullanılmıştır. Özellikle realist bakış açısıyla yapılan mekân tasvirleri ve bazı diyaloglardaki sadelik Tanzimat romanı için yenidir. Romanın dil ve üslubunda birtakım kusurlar da dikkat çekmektedir. Bazı tasvir cümlelerinin uzunluğu ve sanatkârane niteliği, anlatımın akıcılığını ve doğallığını bozmaktadır. Özellikle başarılı mekân tasvirlerinde yazarın resimle ilgisinin rolü olduğu söylenebilir. Ressam bakış açısını yansıtan yazar, canlı ve renkli tasvirleriyle beğeni kazanır. Tasvirlerde dış âlemin iç âlem üzerindeki etkileri lirik ve sanatkârane bir üslupla dile getirilir. Tanzimat romanlarında sıkça görülen meddah etkisi Sergüzeşt'te de varlığını hissettirmektedir. Bu bağlamda yazarın, kendi yorum ve duygularına yer vermesi, karakterlerine karşı tutumunu sezdirmesi realizme aykırılığı yönüyle eleştiri konusudur.

Romanın girişinde Rusya kumpanyasının Batum’dan gelen bir vapurundan indirilen ikisi on altı, on yedi, diğeri dokuz yaşlarında üç Çerkez esirin, esirci Hacı Ömer ile kaderlerine doğru yaptığı yolculuktan söz edilir. Hacı Ömer, oldukça duygusuz, işine sadece ticaret gözüyle bakan biridir. Üç esir, önce Hacı Ömer’in evine götürülür. Romanda esirlerin bekletildikleri evlerde özgürlüklerinin kısıtlanma şekilleri esirlerin ifadeleriyle anlatılır. Küçük esir, esircinin evine gelişinden birkaç hafta sonra Mustafa Bey’in hanımına satılır. Yazarın gerçekçi ve resme has bir bakış açısıyla tasvirini yaptığı mekânlardan ilki, Dilber’in esir olarak gittiği bu evdir. Romanda kişi tasvirleri iyi ve kötü imajlar üzerine kurulmuştur.  Esaretin gerçek yüzü, küçük esirin karşılaştığı insanların kendisine muameleleri üzerinden gerçekçi bir yöntemle ifade edilir. Ayrıca esirler eşya gibi satılır, kusurları olduğunda daha ucuza verilebilir, bu nedenle küçük esirin sağlıksız görünümünden dolayı saatlerce pazarlık edilir ve ona Dilber ismi verilir. Dilber, küçük yaşına rağmen bu evde ağır işlerden sorumdur, buna karşın sürekli aşağılanma ve kötü muamele ile karşılaşır. Kendisine insanca yaşamını sürdürebileceği sağlıklı bir ortam sunulmaz. Dilber, evde gördüğü eziyetlerden ve “Pis Çerkes, Dilenci kız, tenbel” gibi hakaretlerden dolayı kaçar, ancak başarısız bir girişim olarak eve geri dönmek zorunda kalır. Dilber özgürlüğüne kavuşmayı bekleyen bir kuş gibidir. Bu nedenle de romanda, Dilber ile kuşlar arasında tezada dayalı bir ilişki kurulur. Dilber,  eve döndüğünde daha büyük eziyetlerle karşılaşır, ancak kısa bir süre sonra Mustafa Efendi'nin Erzurum vilayetine atanmasıyla yeniden esirciye satılır.

Esircinin Edirnekapı’daki harabe evinin tasviri de romandaki realist tasvirlerdendir. Bu eski ev, kötü muameleye maruz kalan esirlerin durumuyla özdeş bir şekilde korku uyandıracak şekilde tasvir edilir. Esir kızların, esir ticaretine zarar vermesi endişesiyle birbirleriyle dertleşmeleri yasaktır, aksi halde kırbaçlanarak cezalandırılırlar. Dilber,  Edirnekapı'daki bu evde okuma yazmayı ve ud çalmayı öğrenir, on iki yaşına geldiğinde Batılı zihniyete sahip Asaf Paşa’nın ailesine satılır. Romanda üçüncü önemli mekân tasviri de Moda'da bulunan ve Batılı bir tarzda döşenen Asaf Paşa'nın konağına aittir. Bu tasvir, Halit Ziya Uşaklıgil’den önce en mükemmel ve gerçekçi tasvir olarak kabul edilir. Dilber, bu evde iyi şartlara sahip olduğu ve iyi bir eğitim aldığı için mutludur. Asaf Paşa'nın ressam oğlu Celal, çeşitli kıyafetlerle birlikte Dilber’in resmini yapmaktan zevk alır, zamanla aralarında bir aşk meydana gelir. Ancak Celal’in ailesi, esirlerle kendileri arasında büyük bir sınıf ayrılığı gördüğü için bu aşka karşı çıkar. Asaf Paşa ve Zehra Hanım, evlilikte asalet ve ikbal şartları ararken, Celal, güzellik, namus ve sevgiyi önemser, yine de ailesine karşı Dilber’i koruyamaz. Celal, kendi fikirlerini sanatıyla ifade etmekten yanadır, ancak çevresinin fikirlerini değiştirecek güce sahip değildir. Bu yönleriyle romanda gerçek bir kişiliği yansıtmaktan uzaktır. Romanda evlilik usulleri de eleştiriye tâbi tutulan konular arasındadır. Zehra Hanım'ın, Dilber'i esirciye satması, Celal'i büyük bir yıkıma uğratır, Celal, Dilber'i kaybettiğini anladığı gün beyin iltihabı geçirerek ağır hastalanır. 

Dilber, son olarak Mısır’da Doğu’ya has mimariye sahip bir evde esirdir. Efendisinin odalığı olmaya razı olmadığı için şiddet ve tehditlere maruz kalan, hapsedilen Dilber, gönlündeki aşkı kirletmemek uğruna her türlü zorluğu göze almaktadır. Hadım köle Cevher, hapsedildiği yerden Dilber’i kurtarır, ancak ağır yaralanır. Dilber’i İstanbul’a ve sevdiğine ulaştıracak vapur biletini kendisine verdikten sonra vefat eder. Dilber ise, yalnız başına, yarı çıplak halde İstanbul’a gidemeyeceği için çaresiz bir şekilde kendini Nil nehrine bırakır. Yazar, bu ölümün bir esir için hürriyete kavuşmak olduğunu ifade eder.

Samipaşazâde Sezai, romanda yer verdiği esaretin kötülüğü konusuna annesinin Çerkez cariye olması ve yetiştiği konak dolayısıyla vâkıftır. Cariyelerin yaşadığı sıkıntıları, zorlukları gözlem ve tetkik yoluyla eleştirel bir şekilde yansıtan Sezai, herkesin hürriyet konusunda eşit olduğu fikrini savunur. Romanda kimsesiz ve çaresiz esir kızların durumunu gözler önüne sererek, okuyucuların merhamet duygularına seslenen yazar, esirlerin insanî haklarını hatırlatır. Romanda esirlerin söz konusu dehşet dolu hayatlarının tasviri, Batılıların Afrika ve Amerika üzerinden gerçekleştirdikleri köle ticaretini hatırlatmakta, yazarın, esirlere karşı muamele konusunda Doğu ve Batı arasındaki farkı gözetmemesi, Doğu ile özdeşleşen oryantalist imgelere yer vermesi, Batılı oryantalist bakış açısının varlığını sezdirmektedir. Romana dair muhtelif çalışmalar yapılmıştır (Çoruk 2012, Dino 1954; Kerman 2009, 2004).

Yazarın biyografisi için bk. “Samipaşazâde Sezai”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sezai-samipasazade

Eserden Örnekler


Eserden Örnekler

-Bu yatağı aşağı indirin de ben sizin esiriniz olayım. Sana su taşırım. Bebeklerini giydiririm. Odanı süpürürüm. Beni bırakma.

-Ben seni burada dolaba saklarım, seni kimse bulup götüremez.

Bir çocuğun bir çocuktan medet umması, diğerinin insanlık sevgisine açık olan sevgiyle beslenmiş küçücük dost kalbinden doğan bir hisle, yegâne kurtuluş çaresi olarak ben seni dolaba saklarım yolundaki himaye edici masum vaadini işitmek ne kadar tesirlidir. Bu gizli konuşma ile verdikleri kurtuluş kararı üzerine, ikisinin de meleklerin ağzı işe öpülmeye lâyık olan masum, temiz yüzlerinde sevinç nuru görünmeye başladı. Zavallı çocuklar! Sizin o mini mini elleriniz, eski Asya vahşetinin kullandığı ve birkaç asırdan beri insanlığın tahakküm yükü altında inlediği esaret zincirlerini kırmak için değil, belki kendi gibi küçük kuşları, güzel çiçekleri okşamak içindir (Sami Paşazade Sezai, 2004: 18).

Kaynakça


Kaynakça

Akyüz, Kenan (1995). Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri (1860-1923). İstanbul: İnkılap Kitabevi.

Banarlı, Nihad S. (1971). Resimli Türk Edebiyatı Tarihi II. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.

Bayrak, Ö., Namlı, T., Güler, A. F., Özlük, N., Aslan, C., Özger, Balık, M., Kadızade, E. D., Somuncu, S., Yaprak, T. (2015). Yeni Türk Edebiyatı I (Şiir-Roman). (Ed. Özcan Bayrak). İstanbul: Kesit.

Çetin, Nurullah (2016). Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı. Ankara: Nobel.

Çoruk, Ali Şükrü (2012). "Oryantalizmin Sergüzeşti", Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, V: 36 (36): 79-100.

Dino, Güzin (1954). “Samipaşâzade Sezai Bey’in ‘Sergüzeşt’ İsimli Romanında Gerçekliğin Payı” DTCF Dergisi, X: 139-152.

Duman, Halûk H. (2005). Metin Çözümleme Yöntemleri, Tanzimat Dönemi. İstanbul: Duyap.

Enginün, İnci (2006). Yeni Türk Edebiyatı Tanzimat’tan Cumhuriyet’e (1839-1923). İstanbul: Dergâh.

Evin, Ahmet, Ö. (2004). Türk Romanının Kökenleri ve Gelişimi. İstanbul: Agora Kitaplığı

Kaplan, Mehmet (1976). Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar I. İstanbul: Dergâh.

Karaalioğlu, Seyit K. (1978). Resimli Motifli Türk Edebiyatı Tarihi II-Tanzimattan Cumhuriyete. İstanbul: İnkılap ve Aka Basımevi.

Kerman, Zeynep (2009). “Sergüzeşt Romanında Mekân”, Yeni Türk Edebiyatı İncelemeleri. 2. Bs. s.117-121, İstanbul: Dergâh.

Kerman, Zeynep (2009). “Samipaşazade Sezai’nin Roman ve Hikâyelerinde Kuş Motifi”, Yeni Türk Edebiyatı İncelemeleri. 2. Bs. s.122-129, İstanbul: Dergâh.

Okay, M. Orhan (2007). “Tanzimatçılar: Yenileşmenin Öncüleri (1860-1896)” Türk Edebiyatı Tarihi III içinde. (Ed. T. S. Halman vd.). İstanbul: KTB Yay. 61-82.

Parlatır, İsmail (1989). “Tanzimat Nesri”. Büyük Türk Klasikleri. C. 9. İstanbul: Ötüken Neşriyat. 11-194.

Sevük, İ. Habib (1942). Tanzimattan Beri I-Edebiyat Tarihi. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Sezai, Sami Paşazade (2004). Sergüzeşt. (hzl: Zeynep Kerman). İstanbul: MEB Yay.



Atıf Bilgileri


Noyan, Sema. "SERGÜZEŞT (SAMİPAŞAZÂDE SEZAİ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/serguzest-samipasazade-sezai. [Erişim Tarihi: 07 Ekim 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 ŞÎR (SAMİPAŞAZÂDE SEZAİ) Samipaşazade Sezai Dr. Ayşegül Ergişi
Görüntüle
2 BİR DÜŞMÜŞ KADIN (SAMİPAŞAZÂDE SEZAİ) Samipaşazade Sezai Diğer ALİ ERBAY
Görüntüle
3 KÜÇÜK ŞEYLER (SAMİPAŞAZÂDE SEZAİ) Samipaşazâde Sezai Öğr. Gör. Burcu ÇAKIN ERDAĞ
Görüntüle
4 RUMUZÛ'L-EDEB (SAMİPAŞAZÂDE SEZÂİ) Samipaşazade Sezai Öğretmen Ahmet Aydemir
Görüntüle
5 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
6 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
7 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
8 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
9 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
10 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
11 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
12 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
13 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
14 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle