- Yazar Biyografisi (TEİS)
Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde - Madde Yazarı: Prof. Dr. Esat HARMANCI
- Eser Yazılış Tarihi:1537
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:16. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Mesnevi
- Yayın Tarihi:03/11/2021
ŞÂH U GEDÂ (YAHYÂ BEY)
âşıkâne mesneviYahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde (d. ?/? - ö. 990/1582)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Yahyâ Bey’in hamsesinde yer alan aşk konulu mesnevi. Şâh u Gedâ, eserinde kadın aşkını anlatmayı uygun bulmadığını ifade eden Yahyâ’nın, mesnevisini iki erkek kahraman olan Gedâ ve Şâh’ın aşkı üzerine kurguladığı bir anlatıdır. Eser, çift kahramanlı aşk mesnevileri grubunda değerlendirilse de klasik şark hikâyelerinden tamamen farklı kurgusu, kahramanlarının her ikisinin de erkek olması, hikmetler, öğütler ve nükteler içeren tahkiyesiyle öne çıkmıştır. Sehî Bey, tezkiresinde bu mesnevinin Yahyâ’nın kendi hasbihali olduğunu ifade ederken (İsen 2017:181), Âşık Çelebi de Yahyâ’nın Ahmed adında Şâh lakaplı bir saray kapıcısını sevip bu eseri tertip ettiğini bildirmektedir (Kılıç 2108: 287). Dolayısıyla Şâh u Gedâ, edebiyatımızda çift kahramanlı aşk anlatıları tasnifine dâhil edilmekle birlikte aynı zamanda sergüzeşt-nâme özelliklerini haiz bir “ben” anlatısıdır. Mesnevi, ismi sebebiyle ilk bakışta şah ve derviş hikâyelerinin bir varyantı gibi düşünülse de olay örgüsü ve hikâyeyi sunuş biçimi bakımından bu anlatılar arasında bir benzerlikten söz edilemez.
1537 yılında, fe‘ilâtün mefâ‘ilün fe‘ilün kalıbıyla kaleme alınan Şâh u Gedâ,1969 beyitten oluşan mürettep bir mesnevidir. Eserde ayrıca her biri beşer beyitten oluşan 5 gazel ve bir kıta yer almaktadır. Şâh u Gedâ’da sırasıyla besmele, tevhid, münacat, naat, miraciyye ve dört halifeye övgü bölümleri birbirini takip etmektedir. Devrin padişahı Kanûnî Sultan Süleyman (ö. 1566) övgüsünden sonra sebeb-i telif bölümü ve aşk ile âşığın hâllerine dair bir tasvir yer almaktadır. İstanbul, Ayasofya ve At Meydanı gibi gözde mekânların anlatıldığı bölümden sonra ise mesneviye konu olan Altunbaş, Ca‘fer-i Tayyâr, Şeker Memî ve Ahmed isimli dört güzel tasvir edilerek asıl hikâyeye geçilmektedir. Asıl hikâye; Gedâ’nın Şâh Ahmed’e âşık olması sonrasında yaşadığı acılar, tecrübeler ve kavuşma mücadelesine sahne olmaktadır. Eser, mesnevisinin tercüme olmadığını ve eseri bir hafta içerisinde tamamladığını bildiren Yahyâ’nın eserini çoğaltacak müstensihlere dua/beddualarının da yer aldığı hatime bölümüyle sonlanmaktadır.
Eserde, Gedâ isimli başkahramanın mecâzî aşka düşüp çeşitli sıkıntılara göğüs gerdikten sonra mecazdan ilâhîye geçiş yani mecazdan soyutlanıp ilahi aşka yönelişi hikmetli ve nükteli bir üslupla hikâye edilmektedir. Yahyâ Bey, mesnevisinde Şâh ve Gedâ arasındaki aşk oyununu anlatmayı hedeflerken kendi hikâyesini de âşık kimliğine eş olarak Gedâ tipi üzerinden kurgulamıştır. Gedâ, Rumeli’de yaşayan âlim bir zattır, fazilet sahibidir, sözleri ve davranışları hikmet üzeredir. Zariftir, mahirdir, nüktedandır, şairdir. Aşk yolunda her türlü güçlüğü, kınanmayı, hakir görülmeyi ve gülünç duruma düşmeyi göze almış, melâmet neşesini benimsemiş bir sâliktir.
Hikâyenin başında Gedâ’nın aşka düşme macerası rüyada âşık olma motifi üzerine kurgulanır. Rüyasında gördüğü güzel bir gence âşık olan Gedâ, ilim yolunu terk ederek yollara düşer ve İstanbul’a gelir. At Meydanı’nda gezerken bahsi geçen dört güzeli görür ve onlardan birinin rüyasında gördüğü genç olduğunu fark eder. O güzelin lakabının Şâh olduğunu öğrenir ve aşkı katlandıkça katlanır, aşkta dîvâne olur. Gedâ ve Şâh arasında yaşanan türlü olaylar ve söyleşmelerden sonra mesnevinin sonunda manevi âlemden bir ses duyulur ve Gedâ’ya aşk yolunda gafil olmaması gerektiği, aşkın ince bir yol olduğu ve çocuk oyuncağı olmadığı söylenir. Her güzelin fani olduğu ve güzelleri seyretmenin Hakk’ı seyretmekten ve görmekten alıkoyduğu vurgulanır. Asıl olan nefsin gözünü kör etmek ve hakiki olana yönelmektir. Çünkü gerçek dost Allah’tır. Bir vilayette iki şah, bir gönülde iki muhabbet olmaz denilir.
Mesnevi boyunca asıl hikâyede anlatılan olaylar arasında kopukluk vardır. Anlatıda, şairin okuyucuya uzunca öğütler verme gayreti, serüvenin kurgusunda iddialı bir bütünlük sağlayamadığı izlenimi vermektedir. Atasözü, deyim ve veciz sözlerden faydalanan şair, aşk ve âşıklığın hallerini anlattığı bölümlerdeki akıcılığı, Gedâ'yı vasfettiği bölümlerdeki nükteyi eserin her bölümünde yakalayamamış, asıl hikâyeye geçmeden önce sözü fazlaca uzatmış, yer yer tekrarlara düşmüştür. Şâh u Gedâ’da Yahyâ’nın dili sade, üslubu yalındır. Tercüme geleneğinden uzak telif bir mesnevi olan bu eser, yerli malzemenin kullanımı, dilinin sadeliği ve işlenen konunun mahallî oluşu ile yazıldığı devirde rağbet görmüş ve takdir edilmiştir.
Şâh u Gedâ’nın yurt içi ve yurt dışı kütüphanelerinde olmak üzere yüzün üzerinde nüshası mevcuttur. Mesnevi üzerine, 1993 senesinde Kazım Yoldaş tarafından bir yüksek lisans tezi yapılmıştır. İnceleme ve eserin tenkitli metnini ihtiva eden çalışma yayınlanmamıştır. Ayşe Sağlam ise 2016’da Yahyâ Bey ve Hamsesi isimli doktora tezinde şairin diğer mesnevileri ile birlikte Şâh u Gedâ mesnevisini incelemeye tabi tutmuş, eserin biçim ve muhteva unsurları ele alınırken çalışmada mesnevi metnine yer verilmemiştir.
Şairin biyografisi için bk. "Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yahya-bey-dukaginzade
Eserden Örnekler
İy basîret gözin küşâde iden
İy cihân içre râh-ı ‘ışka giden
Mürşidi ‘ışk olınca insânun
Açılur ‘ayn-ı ‘ibreti anun
Zerre nūr-ı basîte revzen olur
Katre bahr-i muhîte revzen olur
‘Âlem-i rûhı seyr iden tenden
Nûr-ı Hakk’ı görür bu revzenden
‘Işkdan behre-mend olam dir isen
Cânib-i Hakk’a yol bulam dir isen
Dinle ‘âşıklarun rivâyetini
Okı Şâh u Gedâ hikâyetini
……..
Var idi Rûm ilinde bir ‘âlim
Gündüzin sâ’im ü gice kâ’im
Bahs-i ‘ilm eylese eger fi’l-hâl
Hikmet ehlin iderdi mantıkı lâl
Sadef-i bahr-i ‘ilm idi deheni
Fi’l-mesel gevher idi her suheni
Gönül eglencesi vü hem-dem idi
Nüktedân ü zarîf-i ‘âlem idi
Mâ’rifet ehli idi şâ’ir idi
Hâsılı her hünerde mâhir idi
Nazm u nesrün ferîd-i ‘asrı idi
Berr ü bahrün vahîd-i dehri idi
Fuzalâsından idi devrânun
Adı ammâ Gedâ idi anun
……..
Gâfil olma bir ince yoldur ‘ışk
Oğlan oyuncağı degüldür ‘ışk
Seyr-i dilber virür egerçi sürûr
Cânib-i Hak’dan oyalar alıkor
Bilmiş ol her meh-i serî’ü’s-seyr
‘Âşıkun başına getürmez hayr
Kaynakça
İpekten, Halûk, Günay Kut, Mustafa İsen, Hüseyin Ayan ve Turgut Karabey (hzl.) (2017). Heşt Bihişt- Sehî Beg. https://ekitap.ktb.gov.tr/Eklenti/56165,hest-bihistpdf.pdf?0&_tag1 [Erişim tarihi: 02.11.2021].
Kılıç, Filiz (hzl.) (2018). Meşâ’irü’ş-Şu’arâ. ekitap.https://ekitap.ktb.gov.tr/Eklenti/59036,asik-celebi-mesairus-suarapdf.pdf?0. [Erişim tarihi: 02.11.2021].
Sağlam, Ayşe (2016). Taşlıcalı Yahyâ Bey ve Hamse’si. Doktora Tezi. Diyarbakır: Dicle Üniversitesi.
Yoldaş, Kazım (hzl.)(1993). Taşlıcalı Yahyâ Bey Şâh u Gedâ İnceleme-Metin. Yüksek Lisans Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN (YAHYÂ BEY) | Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde | Tuba Durmuş |
Görüntüle | ||
2 | EDİRNE ŞEHR-ENGÎZİ (YAHYÂ BEY) | Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde | Dr. Öğr. Üyesi Fatih Tığlı |
Görüntüle | ||
3 | İSTANBUL ŞEHR-ENGÎZİ (YAHYÂ) | Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde | Dr. Öğr. Üyesi Fatih Tığlı |
Görüntüle | ||
4 | GENCÎNE-İ RÂZ (YAHYÂ BEY) | Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde | Prof. Dr. Bekir Çınar |
Görüntüle | ||
5 | YÛSUF U ZELÎHÂ (YAHYÂ BEY) | Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde | Prof. Dr. Melike Gökcan |
Görüntüle | ||
6 | KİTÂB-I USÛL (YAHYÂ BEY) | Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde | Prof. Dr. Bekir Çınar |
Görüntüle | ||
7 | GÜLŞEN-İ ENVÂR (YAHYÂ BEY) | Yahyâ Bey, Taşlıcalı, Dukagin-zâde | Prof. Dr. Bekir Çınar |
Görüntüle | ||
8 | DÎVÂN (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
9 | MÜNŞE’ÂT (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
10 | TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş |
Görüntüle | ||
11 | KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Doç. Dr. Himmet BÜKE |
Görüntüle | ||
12 | HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
13 | ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlisî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
14 | ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) | Mesîhî, Îsâ | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
15 | DÎVÂN (ŞÂMÎ) | Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
16 | HEFT PEYKER (ABDÎ) | Abdî | Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ |
Görüntüle | ||
17 | CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) | Abdî | Prof. Dr. Adnan Ince |
Görüntüle |