- Yazar Biyografisi (TEİS)
Abdülhak Hâmit Tarhan - Madde Yazarı: Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu
- Eser Yazılış Tarihi:1875
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Tiyatro
- Yayın Tarihi:20/01/2022
SABR U SEBAT (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN)
TiyatroAbdülhak Hâmit Tarhan (d. 2 Ocak 1852-ö. 13 Nisan 1937)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Abdülhak Hâmid Tarhan’ın yazdığı ikinci tiyatro eseri. Sabr u Sebat, beş fasıllık mensur bir dramdır. Abdülhak Hâmid, bu eserini Maliye Kalemi’ndeyken yazar. Sabr u Sebat bir tavsiye üzerine yazılır. Abdülhak Hâmid’in akrabası olan Ahmet Vefik Paşa, genç yazarın ilk eserini okuduktan sonra ondaki istidadı fark eder ve ona atasözleri ve deyimlerimizden istifade ederek millî bir tiyatro eseri yazmasını tavsiye eder. Hayatı aşırılıklarla dolu Abdülhak Hâmid, bu tavsiyeye uyarak; hatta bu tavsiyeyi biraz da ileri götürerek Sabr u Sebat’ı âdeta bir atasözleri ve deyimler sözlüğü hâline getirir.
Sabr u Sebat, Abdülhak Hâmid’in Edirne ve Paris izlenimlerinin bir ürünüdür. Muhtemeldir ki Abdülhak Hâmid, Edirne’ye gittiğinde rastladığı kahvehane ve müdavimlerini gözlemlemiş ve bunu eserine yansıtmıştır. Daha çocuk yaşta gittiği Paris’te dikkatini çeken salonlar Sabr u Sebat’ta bir dekor, bir fotoğraf hareketsizliğinde ele alınır. Paris’te bir salonda geçen sahnedeki şahıs kadrosunun tavır ve hareketleri canlılıktan ve gerçeklikten uzak bir görünüm arz eder. Onlar sanki çocuk gözüyle görülenlerin hafızaya bir fotoğraf karesi şeklinde hapsedilmiş halidir. Abdülhak Hâmid’in sonra yazacağı tiyatro eserlerinden yapı ve tema olarak farklı olan ilk üç eserinden ikincisi olan Sabr u Sebat, gelenekten ve geleneksel Türk tiyatrosundan beslenilerek yazılmış bir dramdır. Yazar, çok genç yaşta yazdığı Sabr u Sebat’ı sahnelenmeye en uygun eseri olarak belirtir. Ancak arzu ettiği ilgiyi görmeyen bu eserinden sonra Abdülhak Hâmid, tiyatrolarında yapısal ve tematik açıdan değişikliklere gidecektir.
Bu eser, birbirini seven iki âşığın karşılaştıkları bütün engelleri aşarak kavuşmalarını, sabır ve sebatlarının mükâfatını görmelerini konu edinir. Raksâver adlı bir cariyenin ezber bozan direnişi ele alınır. Kadere ve geleneğe rıza göstermesi beklenen Raksâver, tam tersine mücadeleyi sürdürür ve vuslata erer. Abdülhak Hâmid’in annesinin de Kafkasya’dan getirilmiş bir cariye olmasının tesiri bu eserde kuvvetle hissedilir. Eserin muhtevasını oluşturan konular, Tanzimat devri ve öncesinde sıklıkla ele alınan konulardır. Geleneksel anlatılarımızda sıklıkla karşılaştığımız motifler yeni bir form içerisinde verilmeye çalışılır: Cariye almak ve ondan çocuk sahibi olmayı istemek, buna engel olmak isteyenleri uzaklaştırmak, aile büyüklerinin istekleri doğrultusunda evlilikler gerçekleştirmek, aşkı uğruna yollara düşmek, evden ve evlatlıktan uzaklaştırılmak, kalan miras ile zenginleşmek, evlat edinmek… gibi.
Eserin ilk baskısı tarihsizdir. Ömer Faruk Akün’ün tespitlerine göre Sabr u Sebat, 1875 yılında yayımlanmıştır. Eserin sonraları yapılan taklit baskılarında da tarih konulmamıştır.
Abdülhak Hâmid Tarhan’ın biyografisi için bk. "Abdülhak Hamit Tarhan". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/tarhan-abdulhak-hamit
Eserden Örnekler
“Falcı Karı – Dinleyin hanımlar, dinleyin. Sabiha Hanım – (Terennüm eder gibi) İşte başlarız söze… Falcı Karı – A be dinleyecek misiniz Zehra Hanım’ın falını? Birkaç Ağızdan – Dinliyoruz. Dinleyeceğiz. Sen söyle, hele başla bakalım. Sabiha Hanım – Baktığın falın hükmünü söyleyeceksin değil mi? Falcı Karı – A be hanımlar, küçük hanım tiz günde muradına erecek. Bir civana varacak, bir civana varacak ki dünya güzeli eline su dökemeyecek. A be dinliyor musunuz? (Sabiha Hanım’dan başka hepsi ayrı ayrı) Ey? Ey… Dinliyoruz. Söyle. Ey sonra… Sonra… Falcı Karı – O civan önceden Zehra Hanım’ı istemezmiş. Yine Birkaç Ağızdan – Ha. İşte bak gördün mü? Ben size demedim mi? Gördün mü Adile Hanım? Falcı Karı – Sonram civan nâdim düşecek. İki omuzlarını kaldırıp başını öne eğecek. A be işitiryor musunuz? Dibi düz nâdim olacak. Yine Birkaç Ağızdan – Ey, tamam. Öyle ya. Ey, sonra? Nâdim olacak ha? Ey? Falcı Karı – Küçük hanımın Paşa babasının eteğine varacak, ayağına düşecek, Zehra Hanım’ı isteyecek. Yalvaracak, yüz suyu dökecek, kaçan küçük hanımın Paşa babası da bunu gördireğin hu hu huy deyip kızını o civana verecek. Yine Birkaç Ağızdan – Ey…Aferin, aferin sana. Ey daha sonra… Müjde hanım müjde! Falcı Karı – Kırk gün kırk gece düğün dernek olacak, kırklar sofralarını kuracak. Yediler şerbet dağıtacak. Yedi iklimin kibarları buraya toplanacak. Artık bir mürüvvet bir mürüvvet ki, çalgı mı istersin? Çıgane mi istersin. Sabiha Hanım – (Kendi kendine) Çengi mi istersin? Çengâne mi istersin? Yine Birkaç Ağızdan – Ey…ey…sonra. Emine Molla – İyi dinleyin çocuklar. Bu karının dedikleri çıkar. Ey sonra? Adile Hanım – Düğün nerede olacak kadın? Düğün. Falcı Karı – A be nerede olacak? Saray içinde- kaçan bilseniz hanımlar nice gözümün önüne geliyor. A be fısıldaşmayın kızlar- ulak verin. Ortaoyunu mu olmayacak. Pehlivanlar mı güleşmeyecek. Dünyadaki oyunların hepiciği hepiciği tekmil hepiciği. Yine birkaç ağızdan - Ey…Ey…Daha? Sabiha Hanım – (Kendi kendine) Çingene çalar Kürt oynar –(Cehrî) Ayı da oynayacak mı karı ayı da oynayacak mı? Falcı Karı – A be kız hepiciği dedik a ayımı istersin? Maymun mu istersin. Köçek mi istersin? Hepiciği hepiciği ne ki istersin var. Sabiha Hanım – Desene dünya yerinden oynayacak! (Kendi kendine) Çingene düğünü! Ayının kırk hikâyesi varmış hepsi ahlat üzerine. Emine Molla – Zahir ne sanıyorsun? Ben bile şu ak saçıma ziller takıp oynayacağım…ya. Zehra Hanım – Of! Benim bile daha şimdiden yüreğim oynamağa başladı. Emsal Kalfa – Ey kadın. Kaleiçinde hani bir oyun varmış tiyatora mı ne diyorlar. O da oynayacak mı? Falcı Karı – Tarator mu ha. O da var. O da oynayacak. Sabiha Hanım – Bence asıl tiyatro burası. Bizi böyle görenler kendilerini tiyatroda zannederler. Emin Molla – Canım tarator da nedir. O nasıl şey öyle? Midelerde mi oynayacak. ” (Tarhan 1998: 28-30)
Kaynakça
Akün, Ömer Faruk (1967). “Abdülhak Hâmid’in Basılı Eserleri Hakkında Yeni Bilgiler”. Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. XV (15): 107-159.
Enginün, İnci (2006). “Abdülhak Hâmid Tarhan”. Tanzimat Edebiyatı, Ankara: Akçağ Yayınları. 411-555.
Karaburgu, Oğuzhan (2011). “Abdülhak Hâmid Tarhan'ın Tiyatro Eserlerine Yeni Bir Tasnif Teklifi”. Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları. 6: 273-284.
Karaburgu, Oğuzhan (2012). Şâirin Sahneye Düşen Gölgesi, Abdülhak Hâmid Tarhan’ın Tiyatroları Üzerine Bir İnceleme. İstanbul: Kesit Yayınları.
Karaburgu, Oğuzhan (2013). “Abdülhak Hâmid Tarhan’ın Sabru Sebat İsimli Tiyatro Eserinde Geleneksel Türk Tiyatrosunun İzleri”. Prof. Dr. Önder Göçgün’e Armağan. Denizli: Pamukkale Üniversitesi Yayınları.
Tarhan, Abdülhak Hâmid (1875). Sabr u Sebat. İstanbul: Mekteb-i Sanayi Matbaası.
Tarhan, Abdülhak Hâmid (1994). Abdülhak Hâmid’in Hatıraları. (hzl. İnci Enginün). İstanbul: Dergâh Yayınları.
Tarhan, Abdülhak Hâmid (1998). Sabr u Sebat, İçli Kız, Liberte, Yadigâr-ı Harb. (hzl. İnci Enginün). İstanbul: Dergâh Yayınları.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | MACERÂ-YI AŞK (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hâmit Tarhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
2 | İÇLİ KIZ (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hâmit Tarhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
3 | DUHTER-İ HİNDÛ (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hâmit Tarhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
4 | NESTEREN (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hâmit Tarhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
5 | NAZİFE (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hâmit Tarhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
6 | SAHRA (ABDÜLHAK HAMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Tarhan | Prof. Dr. İHSAN SAFİ |
Görüntüle | ||
7 | TÂRIK yahud ENDÜLÜS FETHİ (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hâmit Tarhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
8 | TEZER YAHUT MELİK ABDURRAHMANÜ’S-SÂLİS (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Târhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
9 | EŞBER (ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN) | Abdülhak Hâmit Tarhan | Doç. Dr. Oğuzhan Karaburgu |
Görüntüle | ||
10 | MAKBER (ABDÜLHAK HAMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Tarhan | Prof. Dr. İHSAN SAFİ |
Görüntüle | ||
11 | ÖLÜ (ABDÜLHAK HAMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Tarhan | Prof. Dr. İHSAN SAFİ |
Görüntüle | ||
12 | BELDE YAHUT DİVANELİKLERİM (ABDÜLHAK HAMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Tarhan | Prof. Dr. İHSAN SAFİ |
Görüntüle | ||
13 | BUNLAR ODUR (ABDÜLHAK HAMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Tarhan | Prof. Dr. İHSAN SAFİ |
Görüntüle | ||
14 | HACLE (ABDÜLHAK HAMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Tarhan | Prof. Dr. İHSAN SAFİ |
Görüntüle | ||
15 | KAHBE YAHUT BİR SEFİLENİN HASBİHALİ (ABDÜLHAK HAMİT TARHAN) | Abdülhak Hamit Tarhan | Dr. Ayşe Sandıkkaya Aşır |
Görüntüle | ||
16 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
17 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
18 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
19 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
20 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
21 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
22 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
23 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
24 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
25 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |