RUMÛZU’T-TEVHÎD (ŞÜKRÎ)
Dinî-Tasavvufî Eser
Şükrî, Yûsuf Şükrî (d. ?/?-ö. 1292/1876)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Yûsuf Şükrî'nin tevhîdin anlamı, çeşitleri, sırları, hakikati; nübüvvet, nübüvvetin mertebeleri, ilim gibi konuları açıkladığı eseri. Müellif eserini 1279 yılı Ramazan ayının ilk on gününün sonlarında yazdığını ve Rumûzu't-Tevhîd olarak isimlendirdiğini belirtmektedir. Eser, Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Mahmud Efendi Bölümü'nde 2762 demirbaş numarası ile kayıtlı olup Urfevî Hacı Halil Zârî Efendi'nin matbaasında 17 Recep 1286/ 23 Ekim 1869 yılında İstanbul'da basılmıştır. Eserin Mısır Milli Kütüphanesi Mecâmiu Türkî Tal'at'ta (No: 64, vr. 134-158) yazma bir nüshası bulunduğu belirtilse de ilgili nüshaya ulaşılamamıştır (Ceyhan vd. 2016: 10). Eserde konuların açıklanmasında ayet ve hadislerden faydalanılmıştır.

Matbu olan eserde konuya başlanılmadan önce fihrist ve müellifin memleketi olan Harput'a ilişkin yazdığı şiirler yer almaktadır. Mensur olarak kaleme alınan eser (Giriş ve sondaki manzum kısımlar hariç) klasik tertibe uygun olarak hamdele ve salvele ile başlamaktadır. Yûsuf Şükrî, tevhîdin anlamı, çeşitleri ve mertebelerine değinmiş; zikrin en üst mertebesinin "La ilahe illallâh" olduğunu ifade etmiştir. Yûsuf Şükrî'ye göre tevhîd; tevhîd-i hakîkî ve tevhîd-i resmî olmak üzere ikidir. Tevhîd-i hakîkîye denk bir şey bulunmaz ve kâinatta ona eşit bir nesne yoktur. Tevhîd-i resmînin ise böyle bir hususiyeti bulunmamaktadır. Tevhîd-i resmî bir kâğıda yazılarak konsa ve mizanda tartılsa bütün amellerden daha ağır gelecektir.

Kelime-i Tevhîd'in sırasıyla tevhîd-i efâl, tevhîd-i sıfat ve tevhîd-i zât mertebeleri bulunmaktadır. Tevhîd-i efâl, her fiilin fâilinin Allah olduğunu bilmek; tevhîd-i sıfat hayat, irade, kudret, semi, basar ve kelam gibi sıfatların Hakk'ın aksi ve onun tecellisi olduğunu müşahede etmektir. Tevhîd-i zât, Allah'ın birliğine ve zâtına işaret etmektedir. Kainattaki her şey Allah'ın varlığının tecellisidir ve bu mertebeye ulaşan kişi her yerde ve şeyde Hakk'ın Zâtı'na mazhar olur. Bu makamda Allah'ın birliği “Lâ mevcûde illallâh” ile dile getirilmektedir.

Kelime-i Tevhîd'in harflerinde, kelime sayılarında birtakım remiz ve işaretler bulunduğu; ondaki harflerin sıralamasında bile hikmetlerin var olduğu dile getirilerek bunlara çeşitli anlamlar yüklenmiştir. Bütün harflerin aslı, elif harfinden oluşmuştur. Kelime-i Tevhîd, on iki harften müteşekkildir. Bu harflerin her biri usûl-i isnâ aşereden bir asla delalet etmektedir. Her asıl da bin ism-i ilahiyyeye işaret eder. Bundan dolayı tevhîd on iki bin mertebe olur. Kelime-i Tevhîd zikri ile çeşitli manevi makamlar kat edilir. Kelime-i tevhîdin yedi kelime olması, cehennemin yedi kapısı olduğuna ve her kelimenin cehennemin bir kapısına set teşkil ettiği şeklinde yorumlanmıştır. Daha sonra Kelime-i Tevhîd'in "Muhammedun Resulullâh" kısmına dair açıklamalara değinilen eserde, Allah ve Muhammed isimlerinin bir arada kullanılmasının hikmetine, peygamberin kavminin yöneticisi olduğuna, Hz. Muhammed'e isim verilişine, peygamberlerin soyunun takvaya dayalı olduğuna, risaletin/nübüvvetin dört mertebesi (şeriat, tarikat, marifet ve hakikat) bulunduğuna, ehl-i keşfin hakîkat ve şerîat olmak üzere iki nuru bulunduğuna, "levlake levlâk" rivayetine ve ilmin üç mertebesine (ilme'l-yakîn, ayne'l-yakîn ve hakke'l-yakîn) ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

Eser üzerine Kenan Şeker yüksek lisans semineri hazırlamış (2006), Veysel Akkaya eseri merkeze alarak Kelime-i Tevhîd'in tasavvufi yorumuna dair bir bildiri sunmuştur (2015). Ayrıca İbrahim Saylan'ın (2018), Yûsuf Şükrî'nin eserlerinde yer alan hadisleri değerlendirdiği yüksek lisans tezi bulunmaktadır.

Müellifin biyografisi için bk. “Şükrî, Yûsuf Şükrî”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sukri-yusuf-sukri 

Eserden Örnekler


... Biri tevhîd-i hakîkî ve biri tevhîd-i resmîdir. Tevhîd-i hakîkî odur ki kıyâmetde mîzâna konulmaz zîrâ ana denk olur bir nesne yokdur ki anınla mukâbil oluna. Tevhîd-i resmî ise böyle degildir. Nitekim âhiretde bir kimsenin günâhına müte‘allik toksan tokuz ‘aded sicilli ihrâç olunsa gerekdir ki her birinin imtidâdı göz irdigi kadar... (Yusuf Şükrî Harpûtî. No. 2762, 2.)

...

... ve risâlet ve nübüvvet dört mertebedir. Evvelkisi mertebe-i şerî‘atde olan risâletdir ki ahkâm ve şerâyi‘a dâ`irdir. Nitekim (Yâ eyyühe'n-nebiyyü belliğ mâ ünzile ileyke min rabbik) ana remz ve işâretdir ve bu mertebe ‘avâm [u] nâsa göredir ve bu pâyede rahmet oldıkları ıslâh-ı tabî‘ate mevkûfdur. Ya‘ni her kim ki anun getürdigi şerâyi‘-i garrâ ile ‘âmil ola bu cihetle ıslâh-ı tabî‘at itmesiyle resûlullâh ‘aleyhi's-selâmın ‘umûm-ı rahmetinin eseri anın hakkında bi-kaderi'l-isti‘dâd zuhûr ider. (Yusuf Şükrî Harpûtî. No. 2762, 37.)

Kaynakça


Akkaya, Veysel (14-16 Mayıs 2015). "Yusuf Şükrü Harputî’nin “Rumûzu’t-Tevhid” Adlı Eserinde Kelime-i Tevhid’in Tasavvufi Yorumu". Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Uluslararası Harput’a Değer Katan Şahsiyetler Sempozyumu, Elazığ.

Ceyhan, Adem vd. (2016). "Harputlu Yûsuf Şükrî’nin Nesâyih (Nasihatlar)i". Sûfî Araştırmaları 7(13): 1-46.

Saylan, İbrahim (2008). Yûsuf Sükrü Harpûtî ve Eserlerinin Hadîs Açısından Değeri. Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Şeker, Kenan (2006). Yusuf Şükrü Harputi'nin Rumûzu't-Tevhîd Adlı Eserinin Sadeleştirilmesi ve Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Semineri. Elazığ: Fırat Üniversitesi.

Yûsuf Şükrî Harpûtî (1286). Rumûzu't-Tevhîd. Süleymaniye Kütüphanesi. Hacı Mahmud Efendi. No. 2762.

Atıf Bilgileri


TİYEK, MUHAMMET AKİF. "RUMÛZU’T-TEVHÎD (ŞÜKRÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/rumuzu-t-tevhid-sukri-tees-1706. [Erişim Tarihi: 18 Eylül 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 NASÎHATNÂME / NESÂ’İH (ŞÜKRÎ) Şükrî, Yûsuf Şükrî Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
2 SİLSİLE-İ SAFÂ Lİ NESEBİ MUHAMMED MUSTAFÂ (YÛSUF ŞÜKRÎ) Şükrî, Yûsuf Şükrî Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
3 ŞERH-İ USÛLİ’L-HADÎS-İ Lİ DÂVÛDİ’L-KARSÎ ‘ALÂ RİSÂLETİ’L-BİRGİVÎ (ŞÜKRÎ) Şükrî, Yûsuf Şükrî Araş. Gör. Münevver Tiyek
Görüntüle
4 MİFTÂHÜ'L-KULÛB (AZMÎ) Azmî, Hüseyin Azmî Dede Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Mete
Görüntüle
5 NUHBETÜ'L-ÂDÂB (AZMÎ) Azmî, Hüseyin Azmî Dede Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Mete
Görüntüle
6 KENZÜ'L-FEYZ Fİ'S-SÜLÛK VE ÂDÂBİ'T-TARÎKİ'L-HALVETİYYE (HARÎRÎZÂDE) Mehmed Kemâleddîn, Harîrî-zâde Araş. Gör. Ayşenur Aydınlı
Görüntüle
7 MEDÂR-I VÂHİDİYYET VE MERKEZ-İ AHADİYYET (HARÎRÎZÂDE) Mehmed Kemâleddîn, Harîrîzâde Dr. Öğr. Üyesi Betül Saylan
Görüntüle
8 RAVZATÜ'L-ALİYYE FÎ TARÎKATİ'Ş-ŞÂZELİYYE (HARÎRÎZÂDE) Mehmed Kemâleddîn, Harîrîzâde Dr. Öğr. Üyesi Betül Saylan
Görüntüle
9 SEYRÜ'L-ESMÂ VE SIRRU'L-MÜSEMMÂ FÎ ŞERHİ'L-ESMÂ'İ'L-İSNÂ AŞERE ER-RUFÂ'İYYE (HARÎRÎZÂDE) Mehmed Kemâleddîn, Harîrîzâde Dr. Öğr. Üyesi Betül Saylan
Görüntüle
10 ŞERH-İ TUHFETÜ'L-MÜRSELE (HARÎRÎZÂDE) Mehmed Kemâleddîn, Harîrîzâde Dr. Öğr. Üyesi Betül Saylan
Görüntüle
11 TİBYÂNU VESÂ'İLÜ'L-HAKÂYIK FÎ BEYÂNİ SELÂSİLİ'T-TARÂ'İK (HARÎRÎZÂDE) Mehmed Kemâleddîn, Harîrîzâde Dr. Öğr. Üyesi Betül Saylan
Görüntüle
12 DÎVÂN (SERMEST) Abdullah Sermest, Kilisli Doç. Dr. Osman Kufacı
Görüntüle
13 ÂDÂBÜ’Z-ZÂKİRÎN VE NECÂTÜ’S SÂLİKÎN Fuhûlî, Karamollazâde Şeyh Abdülhamîd Dr. Öğr. Üyesi Betül Saylan
Görüntüle