RİYÂZÜ’L-CİNÂN (CİNÂNÎ)
didaktik-ahlâkî mesnevi
Cinânî, Mustafa (d. ?/? - ö. 1004/1595)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Cinânî’nin ilk eseri olan ahlâkî ve didaktik mesnevi. 986/1578 yılında Sultan III. Murad’a sunulan mesnevi hakkında kaynaklarda övgü dolu sözler kullanılmıştır. Atâyî, Cinânî’nin eserin 995/1586’da istinsah edilen bir nüshasını imza için babası Nev’î’ye gönderdiğini söyler (Nev‘îzâde Atâyî 2017: 1083). Birçok kaynakta Riyâzü’l-Cinân’ın, Âzerî Çelebi’nin Nakş-ı Hayâl’ine nazîre olarak söylendiği belirtilmiştir. Fakat hem Riyâzü’l-Cinân hem de Nakş-i Hayâl’deki ifâdeler eserin Nizâmî’nin Mahzenü’l-Esrâr mesnevîsine nazîre olarak yazıldığını göstermektedir.  Ayrıca Nakş-i Hayâl’de Cinânî ve Riyâzü’l-Cinân’ın övülmesi ve yüceltilmesi, Riyâzü’l-Cinân’ın daha önce te’lif edildiğini ve onun Nakş-i Hayâl’e nazîre olamayacağını gösterir. 

Eserin yazılış sebebini Cinânî, şu şekilde anlatmaktadır: Karanlık bir gece, etraf baykuşla doludur. Bursa’da, baykuş gibi virâne olan evinde oturmaktadır. Gözüne uyku girmeyen şaire aniden bir ağlama hissi gelip gözyaşlarını inci gibi döker. Hâlis bir niyetle günahlarına tövbe eder. Bu sırada bir meleğin sesini duyar: “Bu dertlerle ne zamana kadar inleyeceksin? Bu gam ve kederden kurtulup hizmete hazır ol. Çünkü o seni sır bahçesinin konuşan papağanı eyledi. Sana verilen bu kuvveti kullanıp bu fani dünyada kendinden bir yadigâr bırak!” Bunun üzerine Cinânî, günlerce düşünür, fallara bakar ve Nizâmî ile Câmî’nin yolundan gitmeye karar verir. Eserinin birkaç bölümü ortaya çıktıktan sonra araya feleğin kötülükleri girer ve eserini yarıda bırakır. Aradan bir süre geçtikten sonra Bursa’ya gelen Âzerî Çelebi’yle tanışır. Âzerî Çelebi geldikten sonra sohbet meclislerinde şairlerin yazdıkları şiirleri dinlemeye başlar. Cinânî de yarım bıraktığı eserini Âzerî Çelebi’ye sunar. Bu eseri okuyan Âzerî Çelebi, ona eserini tamamlamasını, elindeki bu mücevherin mutlaka bir alıcısının olacağını söyleyerek teşvik eder. Bunun üzerine Cinânî, eserine tekrar başlar ve 986 Zilhiccesinin başlarında (Ocak 1579) eserini tamamlar.

3330 beyit uzunluğundaki eser, besmele hakkında bir bölümle başlar. Burada Cinânî, besmeleyi oluşturan harflerin noktalarına kadar birtakım anlamlar yükler. Daha sonra, klasik bir mesnevide bulunan münâcât, naat, mirâc, kaleme hitap, söz’ün özelliklerini anlatan bölümler gelir. Nizâmî, Câmî ve Nevâî hakkındaki övgülerden sonra sebeb-i te’lif ve Sultan III. Murad’ın medhiyesiyle asıl konuya geçilir. Riyâzü’l-Cinân’ın yirmi “makâle”ye ayrılan Mahzenü’l-Esrâr’dan farkı yirmi “ravza”ya ayrılmasıdır. Her “ravza”da bir konu bulunmaktadır. Şair burada okuyucuya seslenerek birtakım öğütlerde bulunur. Ravzalardan sonra da “destan” başlığı altında konuya uygun hikâyeler anlatır. İlk ravzada hükümdara öğüt verilir. Devamındaki hikayede Halife Memûn ile veziri Yahya arasındaki bir konuşmayı nakleder. İkinci ravzada vezirlere öğütler vardır. Hikâyede ise bir vezirin bir katibi incitmesi ve sonrasında onun gönlünü alması işlenmiştir. Üçüncü ravzada vezirlerde bulunması gereken nitelikler zikredilmiştir. Ravzayı takip eden hikayede İbn Kuteybe’nin, huzurunda kabalık yapan bir bedeviyi hoş görmesi nakledilmiştir. Dördüncü ravzada kadılara verilen nasihatler yer alır. Şair bu konuyu desteklemek için Şureyh’in mahkemede oğluna karşı adil davranması aktarılmıştır. Beşinci ravza dünyaya itibar etmemeyi öğütler. Bölümün devamında kuyumcuda gördüğü altın kemeri gönlünden geçiren bir zahidin hikayesi anlatılır. Altıncı ravzada öfke ve düşmanlığın zararları anlatılır. Hikayede ise Ma’an ile bir Arap arasındaki konuşma zikredilir. Yedinci ravza sabır ve tahammül konusuna ayrılmıştır. Ravzanın sonundaki hikâyede ise Halid-i Kasrî’nin başından geçenler yer almaktadır. Sekizinci ravzada cömertlik konusu bulunmaktadır. Konuya uygun olarak anlatılan hikâyenin kahramanı, cömertliğiyle meşhur Ma’an’dir. Dokuzuncu ravza dostluk üzerinedir. Burada şair, hamama giden iki dostun konuşmalarını zikreder. Onuncu ravzada tevekkülün faziletleri anlatılır. Hikayede ise konu, susuz kalan bir zahidin başından geçenlerdir. On birinci ravzada uzlet ele alınır. Ravzadan sonra Tarsus’ta dağa çıkan üç arkadaşın hikayesi zikredilir. On ikinci ravzanın konusu tamahkarlık ve kanaat ele alınmıştır. Buradaki destanda bir zahide kızın, kendisine gönderilen parayı şüpheli buluşu ve iade etmesi anlatılır. On üçüncü ravzada ise cahile minnet etmeme öğütlenir. Ravzadan sonra anlatılan hikâyede Mansur döneminde, Ammare adlı bir hacibin başından geçen bir olay zikredilir. On dördüncü ravza ahde vefa konusu işlenmiştir. Konuya uygun olarak hacca giden birinin bir tanıdığının peygambere selam iletme talebini unutması ve sonrası anlatılır. On beşinci ravzada gıybet ve iftiranın kötülüğü anlatılır. Bir dilenciyi ayıplayan zahidin durumu, ravzadan sonra anlatılan hikayenin konusudur. On altıncı ravzada haramdan uzak durmak ve içkinin kötülüğü anlatılır. Ravzadan sonra da Harut ve Marut’un hikayesi nakledilir. On yedinci ravzada az konuşmanın fazileti ele alınır. Sühreverdli bir şeyhin durumu konuya örnek olarak anlatılır. On sekizinci ravza şeyhlerin faziletine dairdir. Bundan sonra şair Macuncu Baba’nın hikayesini anlatır. On dokuzuncu ravzada ilmin önemine yer verilmiştir. Burada Cinânî, hocası Muallim-zâde’nin hayatını anlatır. Yirminci ravza aşka ayrılmıştır. Ravzadan sonra zikredilen hikayede talebesine aşık olan bir hocanın durumu anlatılmıştır.

Eser, Mahmut Şarlı tarafından yayımlanmıştır (2017). 

Şairin biyografisi için bk. “Cinânî, Mustafa”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/cinani-mustafa 

Eserden Örnekler


Dâstân-i Hârût u Mârût u hüsrân îşân be-takdîr-i Hayy-ı lâ-yemût

[…]

Âdemi halk eyledi ol bi-niyâz

Anlara secdeyle buyurdı nemâz


Ucb ile İblîse gelüp kibr ü kîn

Eyledi izhâr-ı ‘adâvet hemîn


Mekre edüp sa’y-ı belîğin mezîd

Kıldı anı kurb-ı Hudâdan ba’îd


Menzil olup Âdeme bu hâk-dân

Beyt-i harâm içre edindi mekân

[…]

Cânib-i Bâbil’de meğer bir sabâh

Eylediler zühd ile ‘arz-ı salâh


Tâli’ olup eyledi nâgeh zuhûr

Mihr-i münevver gibi bir reşk-i hûr

[…]

Lu’bet-i mekkâre vü devr-i felek

Hûr-i perî-çihre vü reşk-i melek

[…]

Gökden inüp nâm ana beyne’1-enâm

Zühre idi ol büt-i zibâya nâm


Meclis-i şer’ içre tazallum-künân

Oldı açup ağzını gevher-feşân


Eyler iken ba’z-ı murâdın edâ

Anda zuhûr eyledi sırr-ı kazâ


Başladı zen ‘arz-ı niyâz etmeğe

‘İşve kılup şîve vü nâz etmeğe


Tarf-ı nikâbın götürüp nâzdan

‘Arz-ı cemâl eyledi açmazdan


Anları nefs eyledi şehvet-perest

Oldılar ol dem mey-i gafletle mest


Zâhir olup hükm-i tekâzâ-yı ‘ışk

Kıldı tahakküm ana sultân-ı ‘ışk

[…]

Bir niçe gün firkate sabr etdiler

Kisri anup sabr ile cebr etdiler


Âhir olup mâyil-i vasl-ı nigâr

Eylediler gâ’ilesin ihtiyâr


Mağlata-yı tevbe olup reh-nümâ

Anları sayd etdi bu dâm-ı belâ


Arza kılup şevk ile mâl ü menâl

İstediler behre-yi zevk-i visâl


Hûr-ı perî-çihre kılup imtinâ

Etmedi meyl-i heves-i ictimâ   (Şarlı 2017: 339- 346)

Kaynakça


Donuk, Suat (hzl.) (2017). Nev‘îzâde Atâyî- Hadâ’iku’l-Hakâ’ik fî Tekmileti’ş-Şakâ’ik, Nev‘îzâde Atâyî’nin Şakâ’ik Zeyli. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yay.

Mermer, Ahmet (1991). Azerî İbrâhim Çelebi - Nakş-ı Hayâl. Ankara.

Şarlı, Mahmut (hzl.)(2017). Cinânî, Riyâzü’l-Cinân (İnceleme-Metin-Çeviri). Ankara: TDK Yay.  

Atıf Bilgileri


Ünlü, Osman. "RİYÂZÜ’L-CİNÂN (CİNÂNÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/riyazu-l-cinan-cinani. [Erişim Tarihi: 04 Kasım 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DİVÂN (CİNÂNÎ) Cinânî, Mustafa Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
2 CİLÂÜ’L-KULÛB (CİNÂNÎ) Cinânî, Mustafa Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
3 BEDÂYİÜ’L-ÂSÂR (CİNÂNÎ) Cinânî, Mustafa Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
4 DÎVÂN (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
5 MÜNŞE’ÂT (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
6 TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş
Görüntüle
7 KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Doç. Dr. Himmet BÜKE
Görüntüle
8 HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
9 ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlisî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
10 ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) Mesîhî, Îsâ Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
11 DÎVÂN (ŞÂMÎ) Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
12 HEFT PEYKER (ABDÎ) Abdî Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ
Görüntüle
13 CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) Abdî Prof. Dr. Adnan Ince
Görüntüle