- Yazar Biyografisi (TEİS)
Neriman Nerimanov - Madde Yazarı: Dr. Ahmet ÇAM
- Eser Yazılış Tarihi:1899
- Yazıldığı Saha:Azerbaycan
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Tiyatro
- Yayın Tarihi:11/10/2022
NADİR ŞAH (NERİMAN NERİMANOV)
tiyatro oyunuNeriman Nerimanov (d. 14 Nisan 1870 - ö. 19 Mart 1925)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Neriman Nerimanov’un 1899’da yazdığı yedi perdelik tiyatro oyunu. Nadir Şah, Azerbaycan edebiyatında tarihî trajedinin ilk örneği olarak kabul edilmektedir (Ehmedov 2005: 141; 2016: 269). Eserin konusu, 18. yüzyılın ilk yarısında İran ve çevresinde hüküm süren Nadir Şah’ın hükümdar olmadan önceki hayatı, tahta çıkışı ve ölümüyle neticelenen hükümdarlık serüvenidir.
İlk perde, 1717 yılında İsfahan’da devleti yönetemeyecek durumda olan Şah Hüseyn Han’ın kendisine yakın vezirlerden Edhem Han ile sohbetiyle başlar. Kurnaz bir siyaset izleyen Edhem Han, ülkenin bazı topraklarının kaybedildiğinin farkındadır ve bunun için yapılması gerekenler hususunda kendi konumuna zeval gelmeyecek şekilde çözüm aramaktadır. Oyuna sonradan dâhil olan Gürcü Bey, Edhem’in tüm engellemelerine rağmen, düşmanın ilerlediğini ve Nadir’in elden çıkan topraklara hâkim olmak istediğini şaha haber verir. Diğer vezirlerin de bu haberi kışkırtmasıyla veziri Edhem’i huzura çağırtan Şah Hüseyn Han fenalaşır, tahta yığılır; perde kapanır.
İkinci perde, Horasan’da Nadir’in evinin önünden geçen iki yolcunun onun kötü namıyla ilgili yaptıkları konuşmayla başlar. Özbekler üzerine yaptığı seferden zaferle dönen Nadir, yolunu endişeyle gözleyen karısı Gülcahan ve oğlu Rzakulu’ya kavuşur. Nadir’in dayısı Cavad ve Gülcahan, eşkıyalık ve kaçakçılıkla meşgul olan Nadir’i bunlardan vazgeçmesi için ikna ederler. Nadir, beraberindekilere artık vatan ve millet uğruna savaşacağını söyler, onları da bu yolda ikna eder. Hep birlikte Horasan’ı düşman elinden kurtarmaya karar verirler ve perde kapanır.
Şah Tehmas’ın kapısında duran iki askerin konuşmalarıyla başlayan üçüncü perde, Nadir’in şahın huzuruna çıkmasıyla devam eder. Nadir, Horasan’ı düşmandan kurtarmak için şahtan izin ister. Cesaretinden ötürü şahın övgüsünü kazanan Nadir’in şahtan sefer için gerekli izni almasıyla perde kapanır.
Horasan Kalesi önünde Nadir ve yakın dostu Mirze Mehdi’nin diyaloğuyla başlayan dördüncü perde, Nadir ve Sistan elçisinin konuşmalarıyla devam eder. Nadir, karşı tarafın anlaşma şartlarını içeren teklifi beğenmez. Ardından Afganistan’dan bir mektup alır, Mirze Mehdi’ye okutur. Kaleye son saldırısını düzenlemek için askerlere emir verir ve perde kapanır.
İsfahan’da başlayan beşinci perdede Şah Tehmas ve veziri Heyder Han, Nadir’in yaptıkları hakkında konuşmaktadırlar. Heyder, Nadir’den gelen mektupların bir kısmını saklamıştır; Tehmas’ı da Nadir’e karşı kışkırtmaktadır. Zorlu mücadelelerden sonra Nadir İsfahan’a gelir. Tehmas onu huzuruna getirtir, bunca zaman olan biteni haber vermemesinden ötürü Nadir’i suçlar; ölüme mahkûm ettirir. Şah Tehmas, Mirze Mehdi’yle konuştuktan sonra Nadir’in suçsuz olduğunu, tahtında gözü olmadığını ve veziri Heyder’in kendisini kışkırttığını anlar ancak iş işten geçmiştir. Haksız yere zindanda yatan Nadir, şaha karşı çıkar. Nadir, vezirlerin de desteğini alarak tahta oturur; perde kapanır.
Altıncı perde, Mirze Mehdi’nin Nadir’in başarılarını öven ama henüz kırk altı yaşında olmasına rağmen kısa sürede yaşlanıp çökmesine üzüldüğünü anlatan monoloğuyla başlar. Daha sonra sahneye giren Nadir, veziriyle bazı devlet meseleleri, özellikle Sünni ve Şii mezheplerini birleştirme fikri hakkında konuşur. Nadir, mezheplerin birleşmesi fikrini benimsemeyen mollaları cezalandırır. Dolayısıyla bu hareketiyle molla kesimini karşısına alır. Ava çıktığı bir gün Nadir Şah’a suikast düzenlenir. Kolundan yaralanan Nadir, veziri Mehemmed Han’ın yönlendirmeleriyle oğlu Rzakulu’yu bu işin sorumlusu olarak görür. Mirze Mehdi ve Gülcahan’ın çaba ve yalvarışlarına aldırış etmez, hanedanın tek veliahdı olan oğlunun gözlerinin çıkarılması emrini verir. Bu olay sonrasında Gülcahan fenalaşır ve perde kapanır.
Yedinci perdenin başında Mirze Mehdi önceki olayları özetler. Nadir Şah, hayat ışığı sönmüş ve aklını yitirmiş bir vaziyette sahneye girer. Biricik oğlunu haksız yere kör ettirmesi, onu ve karısını derinden yaralamıştır. Daha sonra Saleh, Musa ve Eli Eşref Beyler, Rzakulu’yu ziyaret amacıyla saraya girerler; asıl niyetleri ise Nadir Şah’ı öldürmektir. Sonunda Nadir’in odacısını da yanlarına çekip bu hedeflerini gerçekleştirirler, oğlu Rzakulu’dan af diledikten sonra Nadir Şah son nefesini verir. Karısı Gülcahan, Nadir Şah’ın üzerine yığılır ve oyun sonlanır.
Nadir Şah, konusunu tarihî olaylardan almasına rağmen yazıldığı dönemin toplumuna da mesajlar veren bir eserdir. Doğu’nun baskıcı yönetim biçimlerinin yalnızca kanlı facialara yol açtığı ve asıl kurtuluşun halk hâkimiyetiyle olacağı fikri eserde açıkça işlenmiştir. Nadir Şah’ta her ne kadar 18. yüzyılın olayları tasvir edilse de aslında anlatılmak istenen 19. yüzyılın sosyal ruhu, esaretten sabrı tükenen halkın gazabı, nefreti ve millî uyanışıdır. Müellif, eserinde şahın kişiliğinden ziyade karanlıkta olan toplumun alışılageldiği üzere hükümdarın şahsını kutsal saymaması gerektiği ve eğer hükümdar ülkeyi yönetemiyorsa da onu alaşağı etmek gerektiğini savunmuştur. Eserin ilk (1899) ve ikinci neşri (1913) arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır (Ehmedov 2016: 284-287). Farsça sözlere ve kalıp ifadelere sıkça yer verilen eser, Azerbaycan Türkçesiyle kaleme alınmıştır.
Eserden Örnekler
Nadir (әvvәl yavaş sәc ilә, sonra getdikcә sәsini ucaldır)- Qibleyi-alәmin mәrhәmәti mәnim üzәrimdә çoxdur. Bu vaxtadәk sidqi-qәlblә dövlәt vә millәtә qulluq etmişәm: vәtәnimizi düşmәnlәrdәn xilas etmişәm. Xorasandan sonra qibleyi-alәmin xәbәri olmaya-olmaya әfqanların üstünә getmişәm, yerlәrini alıb özlәrini dağa-daşa salıb vaxtında şahıma xәbәr etmişәm. Amma bu qulluqlarımın әvәzindә qibleyi-alәmin tәrәfindәn nәinki böyük mәrtәbәyә vә hәtta bir xoş nәzәrә dә layiq olmamışam. Mәn heç! Amma qoşun, qoşun üçün padşahımın "mәrhәba" sәsi qüvvәti-qәlb vә böyük sәadәtdir... Dövlәtә bugünәdәk mәn xәyanәt etmәmişәm, bununla belә, qibleyi-alәm! Bir saat bundan әqdәm, necә ki, eşitdim, buyruq vermişsiniz mәni hәbsә salsınlar... Çox tәәccüb! Çox tәәccüb! Sәbәb? Sәbәb? İnsanın biinsaf, biqeyrәtliyi vә paxıllığı! Bilirәm, hamısını bilirәm, fәqәt qibleyi-alәm! Özümә cürәt edib deyirәm: hәmişә padşah ilә millәtin arasında olan pәrdә dövlәtin viran olmağına vә millәtin bәdbәxtliyinә әn birinci sәbәb olubdur. Bu pәrdә vәzirlәrdәn ibarәt bir şeydir ki, hәm padşahı vә hәm dә millәti qaranlıqda saxlar. Nә padşahın millәtdәn vә nә millәtin padşahdan xәbәri olmaz. Millәtin zülmdәn ah vә nalә sәsini padşah eşidәrsә, vәzirlәr deyәrlәr: qibleyi-alәm! Sәni millәt alqışlayır, alqışlayır... Ağılsız, fәrasәtsiz öz vәzifәsini anlamayan padşah bu sözlәrә inanar, inanıb da zavallı millәtin daima göz yaşına vә axırda vәtәnin puç olmağına sәbәb olar. İndi, hәzәrat! Bir padşah ki, dövlәti vә millәti tapşıra biinsaf, bimәrifәt şәxslәrә (baxır Heydәr xana vә sәsini ucaldır), bir padşah ki, canfişan olan qoşunun vә sәrkәrdәnin qәdr-qiymәtini bilmәyә (üzünü xanlara) tac vә sәltәnәtә layiq deyil. Hәrgah istәyirsiniz vәtәnimiz hәr fәsaddan xali vә asudә ola gәrәkdir belә padşah sәltәnәtdәn xaric olsun...
Cәfәr xan, Rza xan, Mәhәmmәd xan (hamı qılınclarını siyirib)- Doğru buyurursunuz... Nadir şah sağ olsun! Nadir şah sağ olsun! (Şah Tәhmas vә Heydәr xan özlәrini itirirlәr vә dillәri tutulur.) (Nerimanov 2004: 139).
Kaynakça
Ehmedov, Teymur (2005). Neriman Nerimanovun Dramaturgiyası. Bakü: Nurlar.
Ehmedov, Teymur (2016). Neriman Nerimanov (Heyatı, mühiti ve edebi-bedii yaradıcılığı). Bakü: Nurlar.
Nerimanov, Neriman (2004). Seçilmiş Eserleri (hzl. Teymur Ehmedov). Bakü: Lider Neşriyyat.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | MEVLİD (ABDÎ) | Abdî | Doç. Dr. Hasan Kaya |
Görüntüle | ||
2 | ÇIÇEK BAHÇESİ (KISM-I EDEBÎ) | Ahmed Cemal | Dr. Kadriye Hocaoğlu Alagöz |
Görüntüle | ||
3 | MAHSÛL-İ ÖMRÜM (MEHMED NÂİM) | Mehmed Nâim | Dr. Kadriye Hocaoğlu Alagöz |
Görüntüle | ||
4 | MUSAVVİRÂT-I ŞEVK (NÂMIK) | Nâmık, Alî Rızâzâde Nâmık Kemâl | Prof. Dr. Beyhan KESİK |
Görüntüle | ||
5 | BIR MÜTEVERRİMENİN HİSSİYÂTI (TEPEDENLİZÂDE HÜSEYİN KAMİL) | Tepedelenlizâde Hüseyin Kamil | Dr. Necla Dağ |
Görüntüle | ||
6 | BEYTÜ’L-HAZEN (FÂİZ) | Ferâizcizâde Osman Fâiz | Prof. Dr. Beyhan KESİK |
Görüntüle | ||
7 | GEHVÂRE-I EDEB (GELİBOLULU MEHMED RIF'AT) | Rıf’at, Gelibolulu Mehmed Rıf'at | Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan UZUN |
Görüntüle | ||
8 | İNŞİRÂH (MEHMED CEMÂL) | Mehmed Cemâl ( d. ?/? – ö. 1305/1887-88’den sonra) | Prof. Dr. Beyhan KESİK |
Görüntüle | ||
9 | FERSÛDE (MESUD) | Erganili Mesud | Dr. Kadriye Hocaoğlu Alagöz |
Görüntüle | ||
10 | TERÂNELERİM (HALÎL RÜŞDÎ) | Halîl Rüşdî | Prof. Dr. Beyhan KESİK |
Görüntüle | ||
11 | BİR BÎÇÂRENİN TÂRİH-İ HAYÂTI (CEMİL) | Cemil | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
12 | GONCA-İ HAYÂTIM (SALÂHÎ) | Mehmed Selâhaddîn | Prof. Dr. Beyhan KESİK |
Görüntüle | ||
13 | ŞERHU NAZMİ'L-LE'ÂLÎ / ZİYÂ'U'L-KULÛB | Ahmed el-Behisnî | Dr. Öğr. Üyesi Ömer Faruk Güler |
Görüntüle | ||
14 | NAZMÜ'L-LE'ÂLÎ DER-TERCÜME-İ NESRÜ'L-LE'ÂLÎ (KÂSIM) | Kâsım | Prof. Dr. Adem Ceyhan |
Görüntüle | ||
15 | CİNÂNÜ'L-CENÂN (VÂHİDÎ) | Vâhidî | Prof. Dr. Adem Ceyhan |
Görüntüle | ||
16 | TEMSİLÂT (MİRZA FETHALİ AHUNDZÂDE) | Mirza Fethali Ahundzade | Araş. Gör. Seher Erenbaş Pehlivan |
Görüntüle | ||
17 | NAZM VE NESR HAKKINDA (MİRZA FETHALİ AHUNDZÂDE) | Mirza Fethali Ahundzade | Araş. Gör. Seher Erenbaş Pehlivan |
Görüntüle | ||
18 | TENĠİD RİSALESİ (MİRZA FETHALİ AHUNDZÂDE) | Mirza Fethali Ahundzade | Araş. Gör. Seher Erenbaş Pehlivan |
Görüntüle | ||
19 | KRİTİKA (MİRZA FETHALİ AHUNDZÂDE) | Mirza Fethali Ahundzade | Araş. Gör. Seher Erenbaş Pehlivan |
Görüntüle | ||
20 | KEMALLÜDDÖVLE MEKTUBLARI (MİRZA FETHALİ AHUNDZÂDE) | Mirza Fethali Ahundzade | Araş. Gör. Seher Erenbaş Pehlivan |
Görüntüle | ||
21 | HEKÂYET-İ YUSUF ŞAH (VEYA ALDANMIŞ KEVÂKİB) (MİRZA FETHALİ AHUNDZÂDE) | Mirza Fethali Ahundzade | Araş. Gör. Seher Erenbaş Pehlivan |
Görüntüle | ||
22 | YEYERSEN KAZ ETİNİ GÖRERSEN LEZZETİNİ (EBDÜRREHİM ESEDOĞLU HAKVERDİYEV) | Ebdürrehim Esedoğlu Hakverdiyev | Dr. Ahmet ÇAM |
Görüntüle | ||
23 | DAĞILAN TİFAK (EBDÜRREHİM ESEDOĞLU HAKVERDİYEV) | Ebdürrehim Esedoğlu Hakverdiyev | Dr. Ahmet ÇAM |
Görüntüle |