MÜNŞE'ÂT (VEYSÎ)
mektuplar
Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed (d.969/1561-ö.1037/1628)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Veysî’nin çeşitli vesilelerle devlet adamlarına, dostlarına yazdığı mektuplar ile bir şiire yazdığı takrizden oluşan eseri. Eser, kataloglarda “Münşe’ât, Münşe’ât-ı Veysî, Mükâtebât” isimleriyle kaydedilmiştir. Eserin başında, Türkçe bir dörtlükle başlayıp Arapça bir ibare ile devam eden “Allah’a hamd ve Peygambere salavat” bölümü yer almaktadır. Hemen akabinde, Veysî “Ammâ ba’d…” ifadesiyle başlayarak eserin yazılış sebebini (sebeb-i te’lif) anlatır: “Zaman zaman yüksek makam ve rütbe sahibi zatlarla, fazilet ve kemal sahibi dostlarla yazışırdım. Düşünce kazmasıyla gönül ocağından kazıp çıkardığım cevherlerden gerdanlık yapar zamanın boynuna takardım. Belagat ve fesahat esintisiyle açılan çiçeklerle dünyanın dört bir tarafını güzel rayiha ile doldururdum. Ancak bütün bunlar zaman rüzgârının önünde hazan yaprakları gibi dağılıp giderdi. Dostlarımın ısrarlı telkinleriyle bu mektuplardan dikkate değer olanları derleyip düzenlemeye karar verdim.” (Veysî 1286: 286) Bu ifadelerden bizzat Veysî tarafından derlenerek Münşe’ât adı altında bir seçki oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Ancak nerede ve ne zaman yazıldığı bilinmeyen Münşe’ât’ın, her bir nüshanın içerdiği yazılardaki çeşitlilik telif sürecinin yazarın vefatından sonraya da sarktığı ve her müstensihin bir takım ilavelerde bulunmasıyla seçkiden ziyade bir mecmuaya dönüştüğü izlenimini vermektedir. Gültekin, Münşe’ât’taki yazıların sırasıyla tehniyet-nâmeler, şefaat-nâmeler, tahiyyet-nâmeler, taziyet-nâmeler ve itiraz-nâmeler olmak üzere beş bölüm halinde tertip edildiğini (2007: 106) belirtiyorsa da söylediği gibi düzenlenmiş bir nüshaya ulaşılamamıştır. İçerik ve tertip bakımından birbirinden farklı olan matbu ve yazma nüshalarda 15-80 arasında değişen sayıda yazı bulunmaktadır. Bu yazıların arasında ihtida etmiş Avrupalı iki Yahudiye verilen tezkire ile bir kasideye yazılmış bir takriz de yer almaktadır. Nergisî’ye ait olanı hariç metinlerin tamamı Veysî’ye aittir. Bu metinler; Es'ad Efendi, Kemal Efendi, Aziz Efendi, Bostan-zâde vb. Rumeli kazaskerlerine; Cemâlî-zâde Efendi, Rodosî-zâde, Abdülkerim Efendi, Ahî-zâde Hüseyin Efendi, Ganî-zâde Efendi, Fayizî, Nergisî, Sünbül Ali Efendi vb. kadılara; Kapudan Hafız Paşa, Nasuh Paşa, Sadrazam Mehmed Paşa, Üveys Paşa vb. devlet ricaline ve bazı gönül dostlarına tebrik, taziye, iltimas, tavsiye ve özür gibi çeşitli münasebetlerle yazdığı mektup ve kısa not (ruka)lardır (Veysî 1286; Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi 3330; Nuruosmaniye 4287, 4976).

Veysî’nin yazışmalarında kullandığı dil sanatlı nesrin zirvesini temsil etmektedir. Bu dil, Arapça ve Farsçadan alınma oldukça zengin ve çeşitlilik arz eden söz varlığına ve gramatikal yapılara sahiptir. Arapça ve Farsça yapılı birleşik isim ve sıfat öbekleri, zincirleme isim ve sıfat tamlamaları, Arapça, Farsça ve Türkçe kurallara göre oluşturulmuş girişik tamlamalar bu dilin belirleyici özelliklerinden biridir. Bu dilde, fiilimsilerden oluşan yan cümleciklerin ana cümleye eklemlenmesiyle uzayan ve anlama zenginlik katan girişik cümlelerin baskın olduğu görülmektedir. Bağlı ve sıralı cümleler de sık sık başvurulan yapılardır. Kısa ve basit cümleler yok denecek kadar azdır. Başka dillerden alınan söz varlığı ögelerinin ve gramatikal unsurların Türkçe sözdiziminin dokusunu zedelemeyecek biçimde uyum sağlayarak bütünleşmesi Veysî’nin nesir diline kattığı bir değer olarak karşımıza çıkar. Ayrıca dilin secili yapısı metne bir ahenk ve musiki kattığı gibi, teşbih ve istiare, mecaz ve telmih, iktibas ve tazmin vb. sanatlar metni anlam ve çağrışım bakımından oldukça cazip bir tabloya dönüştürür. Bu yazılarda kullanılan ayet ve hadisler, Arapça, Farsça ve bir kısmı Veysî’ye ait olan Türkçe manzume parçaları metne apayrı bir edebî değer katmıştır.

Kaynaklarda yurt içi ve yurt dışındaki kütüphanelerde 50 civarında nüshası bulunduğu belirtilen Münşe’ât (Gültekin 2007:107-108), yazarın Dürretü’t-Tâc, Hâb-nâme ve Şehâdet-nâme adlı diğer eserleriyle beraber İstanbul’da (1286/1869) basılmıştır. Münşe’ât-ı Veysî hakkında Erciyes Üniversitesinde yapılmakta olan bir doktora çalışması henüz tamamlanmamıştır.

Yazarın biyografisi için bk. “Veysi”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/veysi-uveys-celebi-uveys-mehmed

Eserden Örnekler



Sütûr-ı İstikâmet-nişânında Hicrândan Şikâyet ve Bir Sadîk-ı Hâssa Haber-i Muhabbet-işâret Olınmış Mektûb-ı Belâgat-nişânlarıdur.

Bekâ-yı ‘omr-ı tu bâd ey güzîde yâr-ı kadîm

Ki mâ zı-şevk-ı tu kerdîm cân be-Hak teslîm

Vedâ’-ı rûz-ı cüdâyî zihî kıyâmet-vakt 

Firâk-ı yâr-ı girâmî zihî ‘azâb-ı elîm

[Ey seçkin eski dost! Senin ömrün daimi olsun ki biz senin arzun heyecanıyla canı Hakk’a teslim ettik. Ayrılık gününde vedalaşma hengâmı ne kıyameti andıran bir vakittir! Aziz sevgiliden ayrılma ne acıklı bir azaptır!]

Mahzâ cânib-i mekârim-nisâb-ı uhuvvet-penâhı sûret-i derd-i dilden âgâh etmek niyyet-i hâlisesiyle târ [u] pûd-ı elfâzla ibâret-i firkat-âmîzi minvâl-i hasb-i hâle nesc edüp her birin hatâyisi numune-i pergâle-i ciğer ve nakş-ı gül ü sünbüli misâl-i dâğ-ı dil-i âh-ı seher olmak üzre şekl-i mektûbda bir turfa perniyân-ı âteşî-reng-i abkariyü’l-üslûb tarhına azîmet ve huzur-ı izzetlerine tesyârı tasmîm olunmışidi. Lakin seyl-âb-ı eşk-i hasret elvâh-ı hâfızada mersûme olan nukûş-ı mezâmîn u ma’ânîyi ki enmûzec-i üstâd-ı mütefekkiredür, fenâ-pezîr edüp zebâne-i sûz-ı firâk dahı zevâyâ-yı hâne-i dimâğda bulunan esbâb-ı cem’iyyeti külliyen ihrâk etmekle ser-rişte-i hüsn-i tedbîre dest-res emr-i asîr olup kumâş-ı ma’hûdun sûret-nümâ-yı vücûd olması düşvâr olmağın bâlâ-yı sâmi’a-ı yârân-ı ma’rifete ol mesned-ârâ-yı serîr-i fazîletin ilbâs etdiği hıla’-ı fâhire-i eş’âr-ı Hassân-pesendden bu cins girân-bahâ isti’âre olınup ber-dâşte-i pîşgâh-ı vâlâları kılınmışdur.

Rubâ’î :

Benüm ol bâdiye-peymâ-yı vâdi-i idbâr

Ki ehl-i derde felek etdi kâfilesâlâr

Benüm ol kâfilesâlâr-ı ehl-i gam ki bana

Elem ne cây-ı ‘azîmet verür ne cây-ı karâr (Veysî 1286: 301-302)


İki Nefer-i Efrenc-i Yahûdî Müselmân Oldukda Merhûm Mezbûr Harîflere Verdiği Tezkire Sûretidir.

Bâ’is-i anber-pâşî-i kalem-i serî’ü’l-beyân budur ki ahsen-i medâyin-i Endülüs’den medîne-i metîne-i Roma’da kûşe-nişîn-i zulumât-ı küfr olan eşhâs-ı Efrenc'den işbu hâmilü’l-kitâb keşiş-i kullâb-ı hidâyet ile ki fi’l-hakîka mıknâtîs-ı âhen-dilân-ı dalâletdir, memalik-i İslâmiyeye gelüp şi’âr-ı kisvet-i müselmânî birle hırâmân-ı ravza-i İslâm olmak ârzûsuna düşüp me’âbir ve me’âkilden hezâr güne hülle-i hîle-i tederru’ile güzerân edüp mevride-i Dubrovnik’den şi’âb-ı cibâl-i Bosna’dan medîne-i Üsküb-ı behişt-üslûba ziyy-i Yahûd'da mütemessil olup şimdiden sonra kabûl-i şi’âr-ı İslâm eylesek vücûdumuza isâbet-i zarar ihtimâl-i ba’îddür, diyü fi’l-hâl mahkeme-i muhakkime-i şerî’at-ı garrâya ikisi de mütemessil olup hilye-i celiyye-i İslâm ile tezeyyün taleb etdiklerinde lisân-ı muntalıku’l-beyân-ı hâkimü’ş-şer’le telkin-i kelime-i lâ ilahe illa’llâh Muhammedün rasûlu’llâh olındukda dîn-i kefereden samîm-i kalbleriyle teberrî etdiklerinde biri Ahmed ve biri Muhammed ismiyle müşerref olup hasbe’l-kudret ehl-i İslâm mu’tâd oldukları libâsla kendilere imdâd olınup dâru’s-saltanati’l-Kâhire savbına azîmet etdiklerinde zebân-şinâs olmadıkları ecilden merâhil u benâdirde kendilerin dest-i ta’arruz-ı zalemeden hıfz ümmidiyle bu rukka-i belâgat-ihtivâ ellerine def’ olındı ki hîn-i ihticâcda tercümân-ı lisân-ı hâlleri ola. (Veysî, Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi 3330. vr.154b)

Kaynakça


Gültekin, Hasan (2007). Türk Edebiyatında İnşa: Tarihi Gelişim-Kuram-Sözlük-Metin. Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.

Haksever, Halil İbrahim (1995). Eski Türk Edebiyatında Münşeatlar ve Nergisî’nin Münşeati. Doktora Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.

Veysî (1286). Dürretü’t-Tâc, Hab-nâme, Münşe’ât, Şehâdet-nâme. İstanbul: Vezirhanı Matbaası.

Veysî. Münşe’ât. Nuruosmaniye 4287.

Veysî. Münşe’ât. Nuruosmaniye 4976.

Veysî. Münşe’ât. Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi 3330.

Atıf Bilgileri


ÇALDAK, Süleyman. "MÜNŞE'ÂT (VEYSÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/munse-at-veysi. [Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÜRRETÜ'T-TÂC FÎ-SÎRETİ SÂHİBİ'L-Mİ'RÂC (VEYSÎ) Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
2 HÂB-NÂME (VEYSÎ) Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
3 FÜTÛH-I MISR (VEYSÎ) Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
4 MERACÜ'L-BAHREYN (VEYSÎ) Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
5 DÜSTÛRÜ'L-'AMEL FÎ MÜBÂHÂTİ'L-'İBÂDÂT (VEYSÎ) Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
6 GURRETÜ'L-'ASR Fî TEFSîRİ SÛRETİ'L-NASR (ÂLÎ, ADANAVÎ HÜSEYİN ÂLÎ EFENDİ) Âlî, Adanevî Hüseyin Âlî Efendi, Hüseyin Çelebi b. Abdullah Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
7 HEDİYYETÜ'L-MUHLİSÎN VE TEZKİRETÜ'L-MUHBİTÎN (ŞEYH BÂLÎ b. ÜVEYS) Şeyh Bâlî b. Üveys Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
8 DÎVÂN (VEYSÎ) Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
9 HİCVİYYE (VEYSÎ) Veysî, Üveys Çelebi, Üveys b. Mehmed Prof. Dr. Süleyman ÇALDAK
Görüntüle
10 LEMEZÂT-I HULVİYYE EZ LEMEÂT-I ULVİYYE (MAHMUD CEMALEDDİN HULVÎ) Mahmud Cemaleddin el-Hulvî Diğer Özlem Şamlı
Görüntüle
11 AHBÂRÜ’L-'İBER (ZA’ÎFÎ, MUHAMMED) Za'îfî, Muhammed Dr. Necmiye Özbek Arslan
Görüntüle
12 KIRK HADİS TERCÜMESİ (FEYZÎ-İ KEFEVÎ) Feyzî-i Kefevî Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
13 ZÜBDETÜ'N-NESÂYİH VE UMDETÜ'T-TEVÂRÎH (IYÂNÎ) Iyânî, Cafer Iyânî Bey Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
14 RÂZ-NÂME FÎ MENÂKIBİ'L-ULEMÂ VE'L-MEŞÂYİH VE'L-FUZELÂ (KEFEVÎ HÜSEYİN) Kefevî, Hüseyin ismail Aksoyak
Görüntüle
15 ES-SEYFÜ'L-MESLÛLÜ FÎ ŞERHİ'R-RESÛLİ (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafa b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
16 HADÎS-İ ŞERÎFLER MECMUASI (MUSTAFÂ b. BÂLÎ) Mustafâ b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
17 HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ MİFTÂH (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafâ bin Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
18 TUHFE-İ ŞEMSÎ (ŞEMSÎ) Şemsî, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
19 KARAMAN-NÂME (ŞİKÂRÎ) Şikârî Araş. Gör. Mizan Coşkun Özgür
Görüntüle