MÜNŞE’ÂT
münşe’ât
Ali Şîr Nevâyî (d. 844/1441- ö. 906/1501)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Ali Şir Nevâyî’nin çeşitli zamanlarda Hüseyin Baykara’ya, şehzadelere, yakınlarına ve dostlarına yazmış olduğu mektuplardan oluşan bir eser.

Doğu Türkçesinde münşeat türünün ilk örneği olma özelliğine sahip olan eser 897/1491-1492’den sonra yazılmıştır. Eserde dönemin toplum ve kültür hayatı, insan ilişkileri, tarihle ilgili bilgiler, özellikle Hüseyin Baykara ile çocukları arasındaki ilişkilerin durumu ve bu ilişkilerde Nevâyî’nin yeri gibi on beşinci yüzyılın ikinci yarısındaki Türkistan tarihini aydınlatacak bilgiler bulunur.

Eserde yer alan mektuplardaki içten ve akıcı üslup hemen dikkati çeker. Nevâyî’nin mensur Münâcât'ında da karşılaşılan bu üslupla yazılan metinler, ortak Türkistan Türkçesi nesrinin en güzel örnekleri olarak kabul edilir.

Münşe'ât, diğer tarihî metinlerde olduğu gibi, Tanrı’ya hamt, Hz. Peygamber’e salat ve selam içeren bir girişle başlar. Bu kısa girişten sonra asıl konuya girilir ve büyük makam sahipleri karşısında nasıl davranılacağı, nasıl sunum yapılacağı, Türklerin bu tür konulardaki durumu üzerinde kısaca durulur. Türklerle Farslar karşılaştırılır ve bu konuda Türklerin eksiklikleri olduğu belirtilir: “Türklerin yazışmaları ve anlayışlı kimselerin açıklama ve tavırları ile bir kişi bir kişiye hitaben bir şey yazdığında veya bir kişi gelen yazıya cevap verdiğinde ya da yazıyı getiren ulağı geri döndürecek olduğunda, sözleri güzel olmaktan uzak, yazdıklarının düzeni özensiz, edaları hoş nüktelerden yoksun ve içeriği de güzel beyitlerle bezenmemiş olurdu. Buna karşılık Farsça yazılan inşalar gönlü okşayıcı ve imlaları da oldukça özenli idi. Türkçe ile yapılan yazışmaların da Farsçadakiler örnek alınarak yapılması ve bu dilin mektuplarının da Farsça mektuplar gibi olması gerektiğini düşündüm.” Görüldüğü üzere Ali Şir Nevâyî, devletteki görevleri sırasında, özellikle Türk Divanı’nın beyi olduğu zamanlarda Türklerin okur yazar kitlesinin bile devlet yazışmalarında Farslar gibi işlenmiş bir sisteme sahip olmadıklarını, bunu bir düzene sokmak gerektiğini düşünür ve kendini sorumlu görüp ihtiyaç durumunda başvurulacak bir örnek olmak üzere bu eseri oluşturduğunu belirtir.

Eserin girişi, sanatkârane üslupla yazılmış bir bölümle devam eder. Burada evrenden, gökyüzünden ve yeryüzünden, dağlarla denizlerden, meclisten, dostluktan söz edilip Tanrı’ya bir kez daha hamt edilmiş ve “Tanrı’ya hamt tamam olduğu için şimdi kayığımızı Peygamber’in övgüsü deryasına sürelim.” cümlesiyle Hz. Peygamber’in övgüsüne geçilmiştir. Eserdeki ilk mektupta bazı devlet görevleriyle ilgili olarak padişah tarafından Horasan’a gönderilmesinden söz edilir. İkinci mektup, Esterabat valiliğine gönderilmesi üzerine muhtemelen Herat’taki üst düzey devlet görevlisi olan bir dostuna yazılmış ve ona birtakım öğütlerde bulunulmuştur. Bu mektupta ayrıca “Bir saatlik adalet, bütün insanların ve cinlerin ibadetinden daha hayırlıdır.” hadisi belirtilerek adaletin gerekliliği ve içkinin zararları üzerinde durulmuştur. Bu mektubun ilgi çekici bir yanı da Nevâyî’nin şahsına ait hiçbir hesabın içinde olmadığını belirtme gereği duymuş olması ve bunu mektuba yazmasıdır. Üçüncü mektup da Esterabat valiliği sırasında yazılmıştır. Bir dostuna yazıldığı anlaşılan bu mektupta da başkentteki düşmanlara karşı uyanık olunması ve halka yardım edilmesi yolunda birtakım uyarılar yapıldığı ve Herat’a olan hasretinin ifade edildiği görülür. Yazar, sonraki mektupta padişahtan gelen bir mektuptan ve bu mektubun kendisini ne kadar çok sevindirdiğinden söz eder. Bir sonraki mektubun muhatabının Hüseyin Baykara olduğu anlaşılıyor. Bu mektuptan anlaşılacağı üzere Hüseyin Baykara Nevâyî’den dağınık durumda olan şiirlerini toplamasını ve bir divan hâline getirip kendisine yollamasını istiyor ve şair, bu buyruğu yerine getirmekte geciktiği için özür dileyip sebebini anlatıyor. Baykara’ya yazılan bir başka mektupta da çok isteyip de bir türlü elde edemediği hacca gitmek için izin isteği dile getirildiği görülür. Şair, mektupların birinde şiirlerinin tertibinden ve oluşturduğu divanlardan söz eder ve bu divanların huzura gönderildiğini belirtir. Münşe'ât içindeki en ilgi çekici mektup, babayla oğulun arasını bulmak, aradaki düşmanlığı giderip barışı sağlamak için Bediüzzamân Mirza’ya yazılmış olandır. Nevâyî bu mektupta baba ile oğulun arasını bulmak için âdeta yalvarır, birtakım yanlışlara dikkat çekip şehzadeyi uyarır.

Münşe'ât''ın dili yer yer ağır olsa da dönem edebiyatının en akıcı metinlerinden biri olduğu söylenebilir. Nevâyî’nin mektuplardaki üslubu, samimi tavrı, okuyucuda onun kişiliğiyle ilgili bir kanaat oluşturacak niteliktedir. Eserin Süleymaniye ve Topkapı Kütüphanelerindeki ve Paris Bibliothèque Nationale’deki külliyatlarda da nüshaları bulunmaktadır.

Yazarın biyografisi için bk. "Alî Şîr Nevâî". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ali-sir-nevai

Eserden Örnekler


kulluk du‘âdın songra ‘arza-dâşt ol kim, bu fakîrning perîşân eş‘ârı ve âşüfte ebyâtıdın her ni kim tertîb libâsıga kirip irdi ve her kaysıga tedvîn âyîni birilip irdi, barça hümâyûn kütüb-hânega yitip irdi ve andagı kütüb silkige kirer şerefin kesb iter irdi. bu ötken ikki yılda kim, bu bende başıga havâdis-i rûzgârdın yüz nev‘ belâ ve ‘ışk-ı zebûn-küş bîdâdıdın yüz türlüg ibtilâ yüzlendi. allımga her şiddet kilse, çün ayturga bir yâr-ı gam-güsârım ve ileyimge her su‘ûbet yitse, çün izhâr kılurga bir refîk-ı sâhib-esrârım yok irdi, ol şiddet ve su‘ûbet mazmûnın birer beyt yâ matla‘ hayâl kılur irdim ve könglümni ol gussa ve endûhdın hâlî iter irdim, ve bu az vaktda köp nazm aytılgan irmiş ve her nev‘ şi‘r ve gazel yıgılgan irmiş.

(Kulluk duadan sonra arz şudur: Bu fakirin dağınık şiirleri ve perişan beyitlerinden her ne kadarı tertip giysisi giymişse ve her hangisine düzen verilmişse, tamamı kutlu kütüphaneye ulaşmıştı ve oradaki kitapların sırasına girme şerefini kazanmıştı. Bu geçen iki yılda bu kulun başına zamanın olaylarından dolayı yüz tür bela ve kendinden zayıf olanları ezenlerin aşkının zulmünden yüz türlü iptila geldi. Karşıma gelen şiddetleri paylaşmak için bir gam ortağım ve önüme çıkan zorlukları anlatmak için sırdaş diyeceğim bir dost yoktu. O şiddet ve zorlukları anlatmak üzere birer beyit ya da matla yazmayı düşünürdüm ve gönlümü o gam ve kaygıdan boşaltırdım. Az zamanda çok şiir yazılmış ve her tür şiir ve gazel yığılmış imiş.)

bu vaktda dârü’ş-şifâdagı gurebâ ve murazâdın ba‘zıga etıbbâ buyrugı bile bu nev‘ cins der-bâyist boluptur. hâtırga andak kildi kim, çün ol ferzend köprek evkât bu emrga iştigâl körgüzür, anıng süçi-hâneside şek yok ki, bu nev‘ cins bolgusıdur. andın birer nime yiberilse, nâtüvân garîblerga ve sıhhat sermâyesidin bî-nasîblerga eger kuvveti ve sıhhati yitişse, şek yok ki küllî sevâb anıng zımnıda bolgusı durur. kerem ü lutf birle kıl irsâl, bar ise bu sevâd ara yazgan. içiben köp günâh kazgandıng, içirüp bir sevâb hem kazgan.

(Bu zamanda darüşşifadaki gariplerle hastaların bazısına tabiplerin buyruğuyla bu tür bir uygulama yapıldı. Aklıma şu geldi; o evlat pek çok zamanını bu işle uğraşmaya ayırır, şüphesiz onun şarap mahzeninde bu tür şaraplar vardır. Ondan bir miktar gönderilse, çaresiz gariplere ve sağlık sermayesinden nasipsiz olanlara güç ve sağlık ulaşsa, şüphesiz büyük bir sevap kazanılacaktır. “Bu satırlarda yazılandan elinde varsa, kerem ve lütuf ile gönder. İçerek çok günah kazandın, içirip biraz da sevap da kazan”.)

Kaynakça


Alişer N.evaiy (2011). Tola Eserler Toplami On cildlik (Oninçi cild). Taşkent: Üzbekistan Matbuat ve Ahbarat Agentligi Gafur Gulam Namidagi Neşriyat-Matbaa İcadiy Üyi

Kononov, A.N., A.L. Kayumov, Ş. Şükürov, vd. (1983). Ali Şer Navoiy Asarları Tilining İzohlı Lugoti. Taşkent: Özbekistan S.S.R. Fen Neşriyatı.

Levend, Agâh Sırrı (1968). Ali Şir Nevaî IV. Cilt Divanlar İle Hamse Dışındaki Eserler. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

Türk, Vahit (2020). Ali Şir Nevâyî Kitâb-ı Münşeat. Ankara: Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları.


Atıf Bilgileri


Türk, Vahit. "MÜNŞE’ÂT". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/munse-at-tees-1. [Erişim Tarihi: 17 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 NESÂYİMÜ’L-MAHABBE MİN ŞEMÂYİMİ’L-FÜTÜVVE Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
2 RİSÂLE-İ MÜFREDÂT-I MU’AMMÂ ALÎ ŞÎR NEVÂÎ (ö. 906/1501) Dr. Öğr. Üyesi Fatma ŞENYÜZ
Görüntüle
3 MÎZÂNÜ’L-EVZÂN Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
4 MÜNÂCÂT Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
5 ÇİHİL HADÎS Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
6 SİRÂCÜ’L-MÜSLİMÎN Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
7 MAHBÛBU’L-KULÛB Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
8 NAZMÜ’L-CEVÂHÎR Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
9 HAMSETÜ’L-MÜTEHAYYİRÎN NEVÂYÎ, Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Ayşehan Deniz Abik
Görüntüle
10 HÂLÂT-I SEYYİD HASAN ERDEŞÎR BİG Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
11 HÂLÂT-I PEHLEVÂN MUHAMMED Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
12 TÂRÎH-İ ENBİYÂ VE HÜKEMÂ Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
13 TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ 'ACEM Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
14 VAKFİYYE Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
15 KÜLLİYÂT-I DEVÂVÎN / BEDÂYİ'Ü'L-BİDÂYE / NEVÂDİRÜ'N-NİHÂYE, HAZÂYİNÜ’L-ME’ÂNÎ (NEVÂYÎ) Alî Şîr Nevâyî/Nevâî, Fânî Prof. Dr. Günay Kut
Görüntüle
16 DÎVÂN (ŞEYH-ZÂDE ATÂYÎ) Atayî, Şeyh-zâde Atayî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
17 LEYLÂ vü MECNÛN Emîr Şeyhim Süheylî, Nizâmeddin Ahmed Dr. Öğr. Üyesi Selcen Koca
Görüntüle
18 DİVÂN (YÛSUF EMİRÎ) EMÎRÎ, Yusuf Emirî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
19 BENG Ü ÇAĞIR EMÎRÎ, Yûsuf Emîrî (öl. 1433-Herat) Doç. Dr. rabia şenay şişman
Görüntüle
20 DEH-NÂME (EMÎRÎ) Emîrî, Yûsuf Emîrî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
21 DÎVÂN (GEDÂYÎ) Gedâyî Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR
Görüntüle
22 YÛSUF U ZÜLEYHÂ (HÂMİDÎ) HÂMİDÎ, Ahmedî, Kutbüddîn Ahmed Câm Jendepil Dr. Öğr. Üyesi Selcen Koca
Görüntüle
23 DÎVÂN-I TÜRKÎ Harezmli Hâfız / Hâfız-ı Harezmî Doç. Dr. Yaşar Şimşek
Görüntüle
24 MAHZENÜ’L-ESRÂR (HAYDAR TİLBE, MÎR HAYDAR) Haydar Tilbe, Mîr Haydar Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR
Görüntüle
25 RİSÂLE-İ SULTÂN HÜSEYİN BAYKARA Hüseynî, Sultân Hüseyin Baykara, Hüseyin Baykara bin Mansûr bin Baykara bin Ömer Şeyh bin Timur Prof. Dr. Talip Yıldırım
Görüntüle