MÎZÂNÜ’L-EVZÂN
ilmî ansiklopedik edebî eser
Ali Şir Nevâyî (d. 844/1441 - ö. 906/1501)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Aruz vezninin esaslarını öğretmek üzere yazılmış bir eser.

Mîzânu’l-Evzân, kesin tarih bilinmemekle birlikte Agâh Sırrı Levend’e göre 1492’de, Kemal Eraslan’a göre ise 1490 yılında Nevâyî tarafından yazılmıştır.   Eser, Doğu Türkçesinde bu alanda yazılan ilk eser olma özelliğini taşır.

Mîzânu’l-Evzân, Abdurrahman Câmi’nin Aruz risalesine nazire olarak yazılmış edebiyat bilimiyle ilgili değerli bir kaynak eserdir. Nevâyî eserini yazarken El-Halil, Şems-i Kays, Hâce Nâsır-ı Tûsî ve Abdurrahman Câmi’nin aruzla ilgili eserlerine başvurduğunu, bu kitaplarda bulunmayan bazı vezinleri de aruz biliminin esaslarına dayanarak tespit edip eserine aldığını bildirir.

Nevâyî eserine Tanrı’ya hamt ve şükür ile başlar, dostu ve hükümdarı Hüseyin Baykara’dan, onun kendisine olan desteklerinden söz edip, onun meclislerinin zamanın şairleriyle diğer sanatkârlarının toplanma yeri olduğunu, bu meclislerde sürekli nazım ve nesirden söz edildiğini, Baykara’nın da iyi bir sanatkâr olduğunu, onun Emir Hüsrev Dehlevî’nin şiirlerini toplatıp güzel bir divan tertip ettirdiğini belirtir. Nevâyî’nin bu bölümde yer alan şu cümleleri, kendini nasıl değerlendirdiğini göstermek bakımından ilgi çekicidir: Acem şairleri ve Fars fasihleri hangi üslupta söz gelini ortaya koymuşlarsa, ben de Türk dili ile kalem oynatarak yazdım ve hangi kaidede mana güzellerini süslemişlerse, Çağatay sözleri ile ben de süsledim, öyle ki bu anılan dil ve söz binası, nazımla uğraşan hiçbir kimseye el vermemiş ve hiçbir yazara nasip olmamıştır.

Bu girişten sonra eserde şu konulara yer verilmiştir: Aruz teriminin anlamı, sekiz salim tef’ile ve bu tef’ilelerden yapılan zihaflar ve fer’leri, bahirler, bahirlerin yer aldığı daireler, şiir takti’i, bahirlerde yer alan vezinler ve kendi nazmından örnekler. Daha sonra o çağda halk arasında yaygın olan tuyuğ, koşuk, çenge, muhabbet-name, müstezat, arazvârî, türkî gibi aruzla yazılan ve bestelenebilen nazım türleri hakkında bilgi verilir. Türklere ait bir nazım türü olan çenge hakkında şu bilgiler verilir: Yine çengedir ki Türk ulusu zifaf ve kız göçürme toylarında söylerler. O, çok etkili bir şarkı türü olup iki çeşittir: Bir çeşidi hiçbir vezinle uyuşmaz, bir çeşidi ise münserih-i matvî-i mevkûf bahrinde söylenen beyit hâlinde olur. Yâr sözünü refif olarak kullanırlar, şöyle ki: Kaysı çemendin isip kildi sabâ, yâr yâr Kim demidin tüşti ot canım ara, yâr yâr.


Eserin sonunda Baykara’nın şiirleriyle ilgili şu cümle dikkat çeker: "Hazret-i Sultân-ı Sâhip-kıran bu veznin pek fazla akıcılık ve letâfetinden, ruhu besleyiciliği ve selâsetinden dolayı bütün şiirlerini fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün vezniyle yazmıştır." Daha sonra ise eserin yazılma sebebi olarak Arap ve Acem dillerinde aruz ile ilgili birçok eser yazılmış olduğu hâlde Türk diliyle bu konuda yazılmış hiçbir eserin olmadığını, dolayısıyla Arapçayı ve Farsçayı bilmeyen Türklerin bu fende Türkçe şiir yazmaya hevesli ve istekli olanlarının yazılan bu eserlerden yararlanamadıklarını, kendisinin bu yüzden bu eseri yazdığını ifade eder. Bilindiği üzere Ali Şir Nevâyî farklı konularda çok eser yazmış bir şahsiyettir. O, yazdığı eserlerinin hemen hepsinde yazma gerekçesi olarak buna benzer ifadelere yer verir.

Eseri yayımlayan Kemal Eraslan, eserin önemiyle ilgili olarak şunları belirtir: Mîzânu’l-Evzân’ın Taşkent’teki yazmalarına dayanarak bir girişle metnini yayımlayan İzzet Sultanov, eserin önemini iki noktada belirtmektedir: 1. Arap ve Fars şiirinde kullanılan aruz veznini tanıtmak, 2. Yüzyıllardan beri süregelen Özbek şiirindeki tecrübeleri aruzla birleştirmek. Bizce Sayın Sultanov’un ikinci maddede ifade edilen değerlendirmesi “Türk şiirinde yüzyıllardan beri devam eden tecrübeleri aruzla birleştirmek ve Türklerin millî vezinleri olan hece vezni yanında, aruz vezninin nazma kazandırdığı âhenk imkânlarından faydalanmak, böylece Fars şiiri ile rekabet edecek bir seviyeye gelmek.” olarak ifade edilebilir. 

Eğitim ve öğretim amacıyla yazılan eserin sanat amacıyla yazılan eserlere göre yalın bir dili olduğu söylenebilir. Eserin Süleymaniye ve Topkapı kütüphanelerindeki Nevâyî külliyatlarında ve Paris Bibliothèque Nationale’deki külliyatta nüshaları bulunmaktadır.

Yazarın biyografisi için bk. "Alî Şîr Nevâî". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ali-sir-nevai

Eserden Örnekler


Ve olça sikkiz usûldın Fârisî şi’rde kesîrü’l-vukû’dur, bişdür: Mefâ’îlün, fâ’ilâtün, müstef’ilün, mef’ûlâtü, fe’ûlün. Ve Türkçe şi’rde hem olça mülâhaza kılılıpdur, bu erkândın özge vukû tapmas, meger tekellüf bile bu iş asldın her birige niçe fer’dür kim tagayyürler sebebidin ki anı arûzîler zihâf dirler, hâsıl bolur. Ol cihetdin zihâf ve fürû arasıda bir fasl tertîb birildi.

(Bu sekiz asıldan Fars şiirinde sıkça kullanılan beş tanedir: Mefā’īlün, fā’ilātün, müstef’ilün, mef’ūlātü, fe’ūlün. Türkçe şiirde de düşünüldüğünde bu asıllardan başka görülmez, ancak bu beş asıldan her birine pek çok değişiklikler (illetler) tatbik edilerek fer’ler elde edilir ki aruzla uğraşanlar buna zihâf derler. Bu sebeple zihâf ve fürû arasında bir fasıl tertip edilmesi uygun görüldü.)

garaz bu makâlâtdın ve maksûd bu arz-ı hâlâtdın bu irdi kim çün türkî elfâzı bile kim nazm vâkı boluptur, aŋa zâbıtaî vü kânûnî yok iken durur, ol fen revâcı üçün kişi arûz fennide kitâbî yâ risâle bitimeydür. bu huceste zamânda kim zamân pâdişâhı dîvân tertîb birdiler ve mubârek hâtırların şi’r vezniga ve beyt taḳṭî’iga meşgûl kıldılar, bu cihetdin türkî şi’rniŋ pâyesi parsî şi’rdin ötti ve beytniŋ mertebesi beytü’l-haremga yitti.

(Bu sözlerden niyet ve bu arz-ı hâlden maksat; Türk dili ile nazım yazılmasına rağmen, aruz vezninin kural ve kanunlarına ve bu fennin yayılmasına dair kimsenin kitap veya risale yazmamış olmasıydı. Zaman padişahının, divan tertip ettiği ve mübarek hatırlarını şiir veznine ve beyit taktîsine meşgul kıldıkları bu kutlu zamanda, Türkçe şiirin düzeyi, Farsça şiirin düzeyinden yüksek oldu ve beytin mertebesi Beytü’l-harem’e ulaştı.)

Kaynakça


Alişer Nevaiy (2011). Tola Eserler Toplami Onınçı cilt. Taşkent: Uzbekistan Matbuat ve Ahbarat Agentligi.

Eraslan, Kemal (1993). Alî-Şîr Nevâyî Mîzânu’l-Evzân. Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.

Levend, Agâh Sırrı (1958). "Türkiye Kitaplıklarındaki Nevai Yazmaları". Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1958: 127-209.

Levend, Agâh Sırrı (1968). Ali Şir Nevaî IV. Cilt Divanlar İle Hamse Dışındaki Eserler. Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.

Sultan, İzzat, A. Kayumov, G. Hazarov vd. (1999). Ali Şer Navoiy Hamsetü’l-Mütahoyyirin – Halati Sayyid Hasan Ardeşer–Halati Pahlavan Muhammed – Nazmü’l-Cavahir. Taşkent.

Atıf Bilgileri


Türk, Vahit. "MÎZÂNÜ’L-EVZÂN". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/mizanu-l-evzan. [Erişim Tarihi: 17 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 NESÂYİMÜ’L-MAHABBE MİN ŞEMÂYİMİ’L-FÜTÜVVE Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
2 RİSÂLE-İ MÜFREDÂT-I MU’AMMÂ ALÎ ŞÎR NEVÂÎ (ö. 906/1501) Dr. Öğr. Üyesi Fatma ŞENYÜZ
Görüntüle
3 MÜNÂCÂT Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
4 ÇİHİL HADÎS Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
5 SİRÂCÜ’L-MÜSLİMÎN Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
6 MAHBÛBU’L-KULÛB Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
7 NAZMÜ’L-CEVÂHÎR Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
8 HAMSETÜ’L-MÜTEHAYYİRÎN NEVÂYÎ, Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Ayşehan Deniz Abik
Görüntüle
9 HÂLÂT-I SEYYİD HASAN ERDEŞÎR BİG Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
10 HÂLÂT-I PEHLEVÂN MUHAMMED Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
11 TÂRÎH-İ ENBİYÂ VE HÜKEMÂ Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
12 TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ 'ACEM Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
13 VAKFİYYE Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
14 MÜNŞE’ÂT Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
15 KÜLLİYÂT-I DEVÂVÎN / BEDÂYİ'Ü'L-BİDÂYE / NEVÂDİRÜ'N-NİHÂYE, HAZÂYİNÜ’L-ME’ÂNÎ (NEVÂYÎ) Alî Şîr Nevâyî/Nevâî, Fânî Prof. Dr. Günay Kut
Görüntüle
16 DÎVÂN (ŞEYH-ZÂDE ATÂYÎ) Atayî, Şeyh-zâde Atayî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
17 LEYLÂ vü MECNÛN Emîr Şeyhim Süheylî, Nizâmeddin Ahmed Dr. Öğr. Üyesi Selcen Koca
Görüntüle
18 DİVÂN (YÛSUF EMİRÎ) EMÎRÎ, Yusuf Emirî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
19 BENG Ü ÇAĞIR EMÎRÎ, Yûsuf Emîrî (öl. 1433-Herat) Doç. Dr. rabia şenay şişman
Görüntüle
20 DEH-NÂME (EMÎRÎ) Emîrî, Yûsuf Emîrî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
21 DÎVÂN (GEDÂYÎ) Gedâyî Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR
Görüntüle
22 YÛSUF U ZÜLEYHÂ (HÂMİDÎ) HÂMİDÎ, Ahmedî, Kutbüddîn Ahmed Câm Jendepil Dr. Öğr. Üyesi Selcen Koca
Görüntüle
23 DÎVÂN-I TÜRKÎ Harezmli Hâfız / Hâfız-ı Harezmî Doç. Dr. Yaşar Şimşek
Görüntüle
24 MAHZENÜ’L-ESRÂR (HAYDAR TİLBE, MÎR HAYDAR) Haydar Tilbe, Mîr Haydar Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR
Görüntüle
25 RİSÂLE-İ SULTÂN HÜSEYİN BAYKARA Hüseynî, Sultân Hüseyin Baykara, Hüseyin Baykara bin Mansûr bin Baykara bin Ömer Şeyh bin Timur Prof. Dr. Talip Yıldırım
Görüntüle