- Yazar Biyografisi (TEİS)
İzzet Molla, Keçeci-zâde Muhammed İzzet - Madde Yazarı: Dr. Öğr. Üyesi Ali Emre Özyıldırım
- Eser Yazılış Tarihi:1240/1824-25
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Hasb-i Hâl
- Yayın Tarihi:19/07/2022
MİHNET-KEŞÂN (İZZET MOLLA)
manzum sergüzeşt-nâme / hasbihal / hatıraİzzet Molla, Keçeci-zâde Muhammed İzzet (d. 1200/1786 - ö. 1245 /1829)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Şairin 15 Cumâde'l-âhire 1238 - 15 Cumâde'l-âhire 1239 / 28 Şubat 1823 - 15 Şubat 1824 arasındaki tam bir yıllık Keşan sürgününü hikaye eden eser. Mesnevi nazım biçimiyle ve aruzun "fe'ûlün fe'ûlün fe'ûlün fe'ûl" kalıbıyla yazılmış olup toplam 4167 beyitten oluşmaktadır. Bununla beraber İzzet Molla altı bendlik bir tahmis ile kendisi tarafından yazılan kısa bir mensur mektubu da metne dahil etmiştir. Ayrıca eserde farklı vesilelerle yazılmış olan altı gazel, dört kaside, dört rubai ve beşi tarih manzumesi olmak üzere altı kıta da bulunmaktadır. Eserin müsveddeleri Keşan dönüşünden bir yıl sonra şair tarafından küçük ilavelerle tamamlanmış ve Âtıf-zâde Vahîdüddin ve Hüsâmüddin kardeşler tarafından toplanıp tebyiz edilmiştir. Dolayısıyla eserin telif tarihi 1240'tır.
Mihnet-keşân, şairin bir yıl içinde yaşadığı olayları bir arada verdiği için sergüzeşt-nâme; birçok yerde bu olayların ruh hali üzerindeki etkilerini aktardığı için hasbihal türlerinin bütün özelliklerini yansıtmaktadır. Nitekim şair kendi eseri için "sergüzeşt" ve "hasbihal" nitelemesini açıkça kullanmıştır. Bununla beraber eseri seyahat-nâme veya hatırat olarak kabul etmek de mümkündür. Klasik mesnevi kalıplarına uygun olarak tevhit, münacat, na't, medh-i çehâr-yâr ve padişah (II. Mahmud) övgüsüyle başlayan eser kronolojik bir sırayla İzzet Molla'nın bir yıllık sürgün macerasını neredeyse bütün ayrıntılarıyla hikaye etmektedir. Şair, eserine Galata kadısı olduğu sırada eski hamisi Hâlet Efendi'nin Kasım 1822'de II. Mahmud tarafından sürgüne yollanıp öldürülmesi üzerine ortaya çıkan olayların kendisini ilgilendiren tarafını kısaca özetleyerek başlar. Bu olaylar başladığı sırada Halet Efendi'yle aslında arasının bozuk olduğunu özellikle vurgulamak için geriye dönerek 1819 ve 1821 yılında yaşanan bazı olaylar hakkında kısa açıklamalarda bulunur. Bu kısımların şairin yakından şahit olduğu tarihî olayların arka planını görmek ve himaye ilişkilerinin içyüzünü anlamak açısından belge değerinde olduğunu söylemek mümkündür. İzzet Molla, Halet Efendi'yle arasının bozuk olmasına rağmen eski hamisini korumak için onun lehinde bazı sözler sarf ettiğini ve kendisini çekemeyenlerin dedikoduları üzerine II. Mahmud'un emriyle hamamda yıkandığı bir sırada sürgün emrini aldığını ifade eder.
Eserin bundan sonrasını kurgusal açıdan şu şekilde bölümlere ayırmak mümkündür: 1.Sekiz günlük İstanbul-Keşan yolunda yaşananlar ve konaklanan köy ve kasabaların tanıtılması. 2. Keşan'a ulaşan şairin ilk izlenimleri ve şehirde tanıştığı kişiler hakkında tespit ve tasvirleri. 3. Afganistan'dan gelip Gelibolu'da ikamet eden Talat isimli bir şairle önce Farsça mektuplaşarak tanışmaları, daha sonra dostluk kurmaları ve beraber geçirdikleri günlerin ve kısa yolculukların hikayesi. 4. Talat'ın gidişinden sonra şairin Keşan'daki hayatının; tanıştığı ilginç tiplerin, ramazan günlerinin, mesirelerin, köylere ve Rüstem Baba Bektaşî Tekkesine yapılan kısa yolculukların anlatılması. 5. Evli bir Rum kadının şairin uşağı ve eski maşuku Muhammed'e âşık olmasıyla yaşanan olaylar. 6. Şairin Keşan'daki son ayları ve civarda bulunan Yenice Köyüne yolculuğu. 7. O sırada sadrazam olan Galip Paşa'ya yazdığı kaside üzerine, II. Mahmud tarafından affedilen şairin Edirne üzerinden tekrar İstanbul'a dönüşü, dönüş yolunda uğradığı yerlerin tasviri ve İstanbul'da ailesine kavuşması. 8. Şairin bir yıl içinde, yazdığı tarih kıtasıyla tekrar padişahın gözüne girmesi. Bununla beraber bu bölümler kendi içinde tam bir bütünlük göstermez ve özellikle şairin padişaha ve çeşitli devlet adamlarına yazdığı kasidelerle veya İstanbul'dan gelen haberler üzerine farklı amaçlarla yazılan manzumelerle ya da İstanbul'daki dostlarından aldığı mektuplarla sık sık bölünür. Son kısımda şairin eserin sebeb-i telifine dair kısa açıklamaları dikkat çekmektedir.
İzzet Molla eserini bir ibret vesikası bırakmak amacıyla yazdığını, mesnevinin "yek-saded" olmadığını, herkesin derdine hitap eden çok yönlü bir eser olduğunu özellikle belirtmiş, adeta kurgusal bir bütünlükten özellikle kaçındığını ihsas etmiştir. Eser klasik mesnevi kalıplarına uygun bir şekilde özür ve hâtime bölümleriyle son bulur. İzzet Molla böyle bir eser yazması için Keşan'da tanışıp dost olduğu Talat isimli Afgan şairin kendisini teşvik ettiğini özellikle vurgular. Talat hem şairin yaşadıklarını "Gurbetkede" adıyla kaleme almasını istemiş hem de eser için Farsça bir takriz ve besmele manzumesi yazmıştır. Nitekim şair bu manzumelerle beraber Talat tarafından yazılan toplam 106 Farsça beyte de eserinde yer vermiştir. İzzet Molla biraz da bu teşviklerin etkisiyle sürgün günlerinde kendisini oyalayacak bir meşgale olarak yaşadıklarını yazmaya karar vermiş fakat Mihnet-keşân ismini uygun görmüştür. Şair, bu ismi tercih etmesinin sebebi olarak hem eserin mihnet çeken birçok insanın derdine tercüman olduğunu hem de böyle bir adlandırmanın Keşan ismini çağrıştırdığını söyler. Ziya Paşa'nın Harâbât'ta eserin adını latife yoluyla "Mihnet-i Keşan" şeklinde anması ise daha sonraki yıllarda yanlış anlamalara ve tartışmalara sebep olmuştur (Özyıldırım, 2007: 31-33).
Mihnet-keşan, bir yanıyla, özellikle biçimsel açıdan klasik mesnevi geleneğinin özelliklerini büyük oranda yansıtmaktadır. Bununla beraber eser, boyunca ortaya konan gerçekçi gözlemler, taşra hayatına ait tasvirler ve sosyal eleştiriler bakımından hasbihal ve sergüzeşt-nâme türü eserlerde örneği olmayan bir renklilik ve çeşitlilik göstermekte, yeni ve "modern" bir hassasiyetin ve dönüşümün belirtilerini yansıtmaktadır. Ayrıca Keşan ve çevresi hakkında verilen tarihî ve coğrafî bilgiler, yöre insanın gündelik hayatına dair ayrıntılar ve folklorik özellikler, bölgenin tarihî yapıları hakkında söylenenler eseri çeşitli açılardan dokumanter bir kaynak haline getirmektedir. Taşra hayatının öne çıkan tipleri, ayanların halkla ilişkisi, devlet adamlarının halk gözündeki algısı gibi sosyal ve sınıfsal detayları ve bu detayların şairin bakış açısı ve psikolojisi üzerindeki etkilerini de eserde görmek mümkündür.
Mihnet-keşân'ın diğer bir özelliği neredeyse bütün tasvirlerde ve olay aktarımlarında mizahî bir tonlamanın ön planda olmasıdır. Bu mizah eğilimi şairin mizacıyla ilgili olduğu kadar edebî değişim ve dönüşüm dönemlerinin de bir özelliğidir. Mihnet-keşan, İzzet Molla gibi İstanbul'da yetişmiş, ulema kökenli bir aileye mensup olup aynı zamanda dönemin siyasî hayatında ve ilmiye bürokrasisi içinde bulunan bir şairin taşra hayatıyla yüzleşmesini, içinde yer aldığı himaye bağlantılarının insanî boyutlarını, arkadaş çevresiyle, ailesiyle ve devlet yöneticileriyle kurduğu sosyal ilişkilerini ve ruh halini, hayallerini, kaygılarını ve korkularını görebilmek açısından kayda değer zengin ayrıntılar barındırmaktadır. Bütün bu özellikler klasik mesnevilerde benzeri olmayan bir dönüşümün göstergeleri olarak okunmaya açıktır. Şairin neredeyse bütün tasvirlerini kendi ruh dünyasıyla ilişkilendirmesi esere yansıyan yeni bir "benlik" şuurunun yansıması olarak görülebilir (Özyıldırım 2007; Yılmaz 2015).
Mihnet-keşân bu farklı özelliklerinden dolayı büyük bir ilgi görmüş ve sevilerek okunmuştur. Nitekim eserin yazıldığı 1825 yılından yayımlandığı 1269/1852 yılına kadar geçen 27 yıllık süre içinde dönemi için oldukça uzun bir mesnevi olmasına rağmen yirmi nüshasının üretilmiş olması dikkat çekicidir. Bununla beraber muhteva açısından klasik mesnevi geleneğinin dışında bazı özelliklere sahip olması ve mizahî vurgusu Osmanlı ediplerinin esere ihtiyatla yaklaşmasına sebep olmuştur. Muallim Naci'nin mesneviyi "pek tuhaf" olarak nitelemesi bu tavrın tipik örneklerinden biridir (Muallim Nâcî 1308: 216). Mihnet-keşân oldukça erken bir tarihte Avrupalı araştırmacıların da dikkatini çekmiş, eserin bazı bölümleri Avusturyalı meşhur Oryantalist Ottokar von Sclhechta-Wssehrd tarafından 1863 yılında Almancaya tercüme edilerek kısa bir değerlendirmeyle beraber Leipzig'de yayımlanmıştır (Dumanlı 2019). Sclhechta-Wssehrd, aynı zamanda eseri Ovidius'un sürgün mektuplarıyla karşılaştırmıştır. Ayrıca Gibb de eserin önemine dikkat çekerek kısa bir değerlendirmede bulunmuş, Mihnet-keşân'a şairin şahsiyetinin damga vurduğunu dile getirmiştir (Gibb 1905). Mihnet-keşan'ın edebî yenileşme ve modernleşme açısından öncü bir eser olarak değerini ve önemini vurgulayan ve daha önce Ziya Paşa'nın dikkat çektiği şairin aynadaki yansımasıyla karşılaşması latifesinden hareketle mesnevinin başkahramanı konumundaki şairin Türk edebiyatında bir "ferd" olarak kendisiyle yüzleştiğini ifade eden Tanpınar'ın tespitleri daha sonraki yıllarda eser üzerine çalışanlar için önemli bir dayanak noktası olmuştur. (Tanpınar 1985, Özgül 2018, 486-88). Nitekin Tanpınar'dan sonra Mihnet-keşân'ı Tanzimat öncesinde başlayan edebî yeniliğin ilk örneği olarak kabul etme eğilimi ve bu yolda yapılan değerlendirme ve incelemeler sürekli vurgulanmıştır (Tural 1976, Korkmaz 1988, Özyıldırım 2007, Tüzin 2008, Babacan 2019).
1269/1852 yılında Cerîde-i Havâdis Matbaasında litografi usulüyle basılan eserin yirmi adet yazma nüshası bulunmaktadır. Bu nüshalar içinde Viyana (Osterreischische Nationalbibliothek, 2838), İstanbul (Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, 2898) ve Ankara (DTCF Kütüphanesi, Saib Sencer I, 4360) nüshaları büyük ihtimalle müellif nüshasından kopyalanmış yazmalar olarak önemlidir. Eserin yazma nüshalardan hareketle oluşturulan tenkitli metni, şair ve eser hakkında geniş bir incelemeyle beraber doktora tezi olarak hazırlanmış (Özyıldırım 2002) ve bu tez daha sonra bazı değişikliklere ilaveten şairin bacanağı Vakanüvis Esad Efendi'nin takrizi ve Viyana ile İstanbul nüshalarının tıpkıbasımlarıyla beraber yayımlanmıştır (Özyıldırım 2007). Ayrıca eserin tertip açısından hatalar barındıran matbu nüshasından hareketle hazırlanmış "popüler" bir neşri de bulunmaktadır (Ceylan, Ozan Yılmaz 2007).
Şairin biyografisi için bk. "İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/izzet-molla-kececizade-mehmed-izzet
Eserden Örnekler
Âgâz-ı destân ve şikâyet ez-cihân
Benim ile derd ortağıdır kalem
Nola ser-güzeştim ederse rakam
Galata kazâsında hâkim idim
Ne sâhib-adâlet ne zâlim idim
Edip dûdmân-ı kazâ iltihâb
Tutuşdu bizim dâmen-i intisâb
Ne hâlet ise oldu ol ber-taraf
Yine kavl-i âlem olup muhtelef
Kimi der kim urma kimi der kim ur
Adûlarda hîç yok idi tur otur
Kimi der ki yüz mü düyûnu aceb
Bolay kim çekeydi o yüzden taab
Kimi der ki nefy eylemişler bugün
Kimi der götürdü çavuş anı dün
Kimi der ki dün ağzını kokladım
Bakalım ne dermiş diyü yokladım
Kimi der ki aslâ degil hâceti
Yerinde herîfin yine devleti
Mecâlisde nefyim havâdis idi
Benim kîl ü kâlim mebâhis idi
Beş ay böyle etdi zamânım mürûr
O pençe bana haylice verdi zûr
Bana şâh-ı âlem kerem eyledi
Cihânı bu illet verem eyledi
Fakat ben mi gördüm o şehden kerem
Odur kâinâta veliyyü'n-niam
Sözüm yok hased eylese şâirân
Neden hasmım oldu biraz kaltabân
Kaçıp gitdim İstavroz'a bir zamân
Yine kalmadı bildiginden cihân
Sükût eyledim kahrı var dediler
Biraz söyledim zahrı var dediler
Şaşırdım hulâsa pes ü pîşimi
Bırakdım Hudâya bütün işimi
Dedim ey hudâvend-i bî-kes-nevâz
Benim etdigime göre bunlar az
Velâkin cihâna ne tavr eyledim
Sitanbulluya ben ne cevr eyledim
Kimin hânesin eyledim târ u mâr
Neden bu belâya ben oldum dûçâr
Çalışdım ne münkirlerin define
Savaşdım niçe şerlerin refine
Neler çekdigim Hak taâlâ bilir
Birazın dahı halk-ı dünyâ bilir
Yedim Hâlet’in nân-ı ihsânını
Çalışdım halâs etmege cânını
Kaderle meğer pençeleşmek imiş
Demir pehlevânla güleşmek imiş
[Eserin son bölümünden]
Budur berg-i sebz-i diyâr-ı Keşan
Nola olsa makbûl-i mihnet-keşân
Degildir Kazıkcı hikâyâtı bu
Degildir Suyolcu rivâyâtı bu
Degildir Zenân-nâme’si Fâzıl'ın
Degil kârı zen-pâre-i câhilin
Bu dûşîzenin fethine er gerek
O er de benim gibi server gerek
Bu manzûme Şeh-nâme'ye pûrdur
Kalem Rüstem'im derse mazûrdur
Bunu eyleme hamselerle kıyâs
Benim pençem anlardan etmez hirâs
Degil yalınız bu bahâr u hazân
Degil yalınız vasf-ı şehr-i Keşan
Yazıldı niçe fıkra-i la-yuad
Degil sâir âsârveş yek-saded
Ne vâdîden açsan eder kîl ü kâl
Olur herkesin derdine hasb-i hâl
Bizim mefsedet-pîşegân-ı zamân
Ararlar içinde merâm-ı nihân
Düşerler reh-i dîgere serserî
Hikâyât-ı manzûme kalır geri
Çogalır görür ise kör gözleri
Aceb bunda hikmet nedir sözleri
Ne derse desin bir alay har-nijâd
Be-hakk-ı Hudâ budur ancak murâd
Beyân eyledim sadme-i devleti
Garîbin bu mikdâr olur hıdmeti
Nice jâj-hâyânı terhîb eder
Rızâ-yı hümâyûna tergîb eder
Görürler içinde olan mihneti
Tefekkür ederler gam-ı gurbeti
Bilenler yeniden teeddüb eder
Dahi görmeyenler taaccüb eder
Sakın gelmesin terbiyemden aceb
Edebsizden ögrenmelidir edeb (Özyıldırım 2007: 34-35, 299-300).
Kaynakça
Babacan, İsrafil (2019). "Sergüzeştnâmeden Hatıraya Geçiş Eseri: Mihnet-keşân". Akademik Dil ve Edebiyat Dergisi, 3 (1). 1-13.
Ceylan, Ömür - Ozan Yılmaz (2007). Bir Sürgün Şaheseri Mihnet-keşan. İstanbul: Sahaflar Kitap Sarayı.
Cihan, Ahmet (2005). "İzzet Molla ve Keşan". Keşan Sempozyumu Bildiri Tam Metinleri (ed. Sibel Turan). İstanbul: Keşan Belediye Başkanlığı. 114-121.
Dumanlı, Çiğdem (2019). "Bir Osmanlı Âliminin Tüy Kaleminden: Keçeci-zade İzzet Molla'nın Mihnet-keşân'ı ve Viyana Şarkiyatında Almanca Çevirisi". Tarihin Peşinde-Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 21.135‐160.
Gibb, E. J. Wilkinson (1905). A History of Ottoman Poetry (vol. IV). London: The Trustees of the E.J.W Gibb Memorial.
Gökalp, Haluk (2009). Eski Türk Edebiyatında Manzum Sergüzeştnameler. İstanbul: Kitabevi Yay.
Kazancıgil, Ratip - Murat Tuğrul (2005). "Mihnet-keşan'daki Keşan ve Rüstem Baba Bektaşi Dergahı". Keşan Sempozyumu Bildiri Tam Metinleri (ed. Sibel Turan). İstanbul: Keşan Belediye Başkanlığı. 95-101.
Korkmaz, Ramazan (1988). Keçecizade İzzet Molla ve Mihnet-keşân Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi. Elazığ: Fırat Üniversitesi.
Maştakova, Elena İ. (1976). "Stradinya v Kesane İzzeta Molli". Turcolociga. 274-283.
Muallim Nâcî (1308). Esâmî. İstanbul Oy, Aydın (1974). "Mihnet-keşan'da 150 yıl Önceki Tekirdağ". Türk Folkloru Araştırmaları (302): 7079-7081.
Özgül, Metin Kayahan (2018). Divan Yolundan Pera'ya Selametle -Modern Türk Şiirine Doğru. İstanbul: YKY.
Özyıldırım, Ali Emre (2002). Keçeci-zade İzzet Molla'nın Mihnet-keşân'ı ve Tahlili. Doktora tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.
Özyıldırım, Ali Emre (2005). "Keçeci-zâde İzzet Molla'nın Mihnet-keşân'ında Keşan ve Çevresi". Keşan Sempozyumu Bildiri Tam Metinleri (ed. Sibel Turan). İstanbul: Keşan Belediye Başkanlığı. 87-94.
Özyıldırım, Ali Emre (2007). Keçeci-zâde İzzet Molla ve Mihnet-keşân. 2 C. Cambridge MA: The Department of Near Eastern Languages and Literatures Harvard University.
Özyıldırım, Ali Emre (2009). "Sergüzeştnâmeler Üzerine Hasbihal Veya Hasbihâlin Sergüzeşti". Nazımdan Nesire Edebî Türler (hzl. Hatice Aynur, Hanife Koncu, Müjgân Çakır, Selim Sırrı Kuru, Ali Emre Özyıldırım). İstanbul: Turkuaz: 134-166.
Özyıldırım, Ali Emre (2018). "Two Poets Two Works: Some Conclusions from Ebkâr-ı Efkâr and Mihnet-keşân on the Constants and Functions of the Ottoman Mesnevis from the 16th Century to the 19th Century". An Iridescent Device: Premodern Ottoman Literature (ed. Christiane Czygan, Stephan Conermann). V&R unipress - Bonn University Press: Göttingen: 131-146.
Özyıldırım, Ali Emre (2022). "Ben-Anlatı Örneği Olarak İzzet Molla'nın Mihnet-Keşan'ında Özeleştiri: Yorumlar, Çözümlemeler". Osmanlı Literatüründe Ben Anlatıları 15-17 Haziran 2022 (yayımlanmamış bildiri) Schlechta-Wssehred, Ottokar von (1863). "Fuad Pascha's Vater und dessen Tristria". Leipzig.
Tanpınar, Ahmed Hamdi (1985). 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi.İstanbul: Çağlayan Tural, Sadık Kemal (1976). "Mihnet-i Keşan'ın Yenileşme Tarihimizdeki Yeri". Türk Kültürü, 163: 430-445.
Tüzin, Derya (2008). Sürgün Yolunda Bir Yenileşme Serüveni: Mihnet-keşan. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.
Yılmaz, Gökçehan Aysel (2015). "Keçeci-zâde İzzet Molla'nın Mihnet-keşan'ında Mekân ve Psikoloji İlişkisi". Turkish Studies, 10 (16): 1237-1257.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DEVHATÜ’L-MEHÂMİD FÎ TERCEMETİ’L-VÂLİD (İZZET MOLLÂ) | İzzet Mollâ, Keçeci‐zâde İzzet Molla | Doç. Dr. Nilüfer Tanç |
Görüntüle | ||
2 | GÜLŞEN-İ AŞK (İZZET MOLLÂ) | İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi | Dr. Öğr. Üyesi Ebubekir Sıddık Şahin |
Görüntüle | ||
3 | BAHÂR-I EFKÂR (İZZET MOLLÂ) | İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi | Dr. Öğr. Üyesi Ebubekir Sıddık Şahin |
Görüntüle | ||
4 | HAZÂN-I ÂSÂR (İZZET MOLLÂ) | İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi | Dr. Öğr. Üyesi Ebubekir Sıddık Şahin |
Görüntüle | ||
5 | NÂZ U NİYÂZ (İZZET MOLLÂ) | İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi | Dr. Öğr. Üyesi Ebubekir Sıddık Şahin |
Görüntüle | ||
6 | DİVANÇE (VÂZIH) | Mustafâ Vâzıh | Araş. Gör. Giyasi BABAARSLAN |
Görüntüle | ||
7 | MEVRİDÜ’L-VÜSÛL FÎ MEVLİDİ’R-RESÛL (İBRÂHÎM ZİKRÎ) | İbrâhîm Zikrî | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
8 | ED-DÜRERÜ'L-MÜNTAHABÂTÜ'L-MENSÛRE FÎ ISLÂHİ'L-GALATÂTİ'L-MEŞHÛRE / GALATÂT-I HAFÎD EFENDİ | Hafîd, Mehmed Hafîd Efendi | Doç. Dr. Ramazan Ekinci |
Görüntüle | ||
9 | TARÎKÜ'L-İHTİSÂR | Nûrî, Osman Hanyevî | Prof. Dr. Orhan Kurtoğlu |
Görüntüle | ||
10 | TUHFETU SABRÎ AN-LİSÂNİ BULGARÎ | Mehmed Sabrî | Dr. Öğr. Üyesi Özkan Uz |
Görüntüle | ||
11 | RAVZ-I VERD | Şâkir, Ahmed Paşa | Prof. Dr. Ramazan Sarıçiçek |
Görüntüle | ||
12 | KENZ-İ FUSAHÂ (ABBAS KEMÂL EFENDİ) | Abbas Kemâl Efendi, Kerküklü | Diğer Öznur ÖZER |
Görüntüle | ||
13 | DÎVÂN (ABDÎ) | Abdî, Abdülkerîm Abdî Efendi | Prof. Dr. Beyhan KESİK |
Görüntüle | ||
14 | MEVLİD (ABDÎ) | Abdî | Doç. Dr. Hasan Kaya |
Görüntüle | ||
15 | DÎVÂN (ABDÎ) | Abdî, Şarkîkarahisarlı | Dr. Hacer SAĞLAM |
Görüntüle |