- Yazar Biyografisi (TEİS)
Mehmed Salih Vecîhî Bey - Madde Yazarı: Öğretmen Nurullah YAŞAR
- Eser Yazılış Tarihi:1894
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Roman
- Yayın Tarihi:18/07/2021
MEHCÛRE (VECÎHÎ)
romanMehmed Salih Vecîhî Bey (d.1869 - ö.1904)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Kısa ömründe Servet-i Fünûn edebi topluluğundan bağımsız, kendine has tarzıyla yirmiden fazla eser veren Vecîhî’nin Mihridil romanından sonra neşredilen ikinci romanı. Eserleri bir müddet geniş okuyucu kitlesi tarafından okunmuş (Kocatürk 1964: 724) Vecîhî’nin şöhrete ulaşmasında büyük payı olan Mehcûre, vaka kurgusu ve şahısların genel karakteri yönüyle ilk dönem Türk romanlarının belli başlı özelliklerini yansıtması bakımından önemlidir.
Aşk, ihtiras, sefalet, yoksulluk, kimsesizlik ve ölüm temalarının sıkça işlendiği bu romanda; zavallı ve masum genç bir kızın başından geçen acıklı olaylar anlatılır: Çırpıcı Çayırı’nda bir gezinti esnasında Mehcûre’yi gören Mükerrem, Mehcûre’ye talip olur. Mehcûre ile Mükerrem evlenir. Hikmet ve Enîse adlarında iki çocukları olur. Ailesini geçindirmekten başka bir şey düşünmeyen Mükerrem’in birkaç yıl sonra tavırları değişir. Gözü Kâğıthane gezintisinde tanıştığı Ranâ’dan başkasını görmez olur. Ranâ olayını öğrenen Mehcûre’nin dünyası başına yıkılır, günden güne eriyen Mehcûre yataklara düşer, hastaneye yatırılır. Babalarının ilgisizliği karşısında annelerinin çektiği çileyi gören çocuklar sefalet içindedir.
Mükerrem’in Ranâ ile evleneceğini öğrenen Mehcûre, düğün gecesi ölür. Annelerinin ölümüyle tamamen sahipsiz kalan çocuklar, Ranâ’nın elinde cehennem hayatı yaşarlar. Evlendikleri günden itibaren Mükerrem’le Ranâ arasında başlayan güvensizlik yerini saygısızlığa bırakır. Mükerrem aldatıldığını öğrenir. Ranâ bu evliliğin yürümeyeceğini söyleyerek gıyabında yalancı şahitler vasıtasıyla Mükerrem’den boşanır. Boşanma hadisesinden sonra Mükerrem günlerce Ranâ’ya kapısında yalvarır. Hiçbir sonuç elde edemeyince bunalıma girer ve intihar eder. Vakanın kalan kısmı “Hikmet”te anlatılmak üzere roman burada sona erer.
Eserden Örnekler
MEHCÛRE
MUKADDİME
Bundan evvel tahrîrine cüret ettiğim (Mihridil) liyakat u ümidim fevkinde mazhar-ı takdir oldu.
Mukaddime-i kitapta temenni ettiğim tesâmühün bîdirîğ buyrulması sâyesinde gördüğü rağbet-i umûmiyye (Mehcûre)nin de tab'u neşrine cesaret verdi.
Mehcûre ki şu beyaz sahîfeleri şebreng-i mâtem eden vakâyi-i müellimesi, beyaz kefen içinde çürümüş bir cebîn-i pâkin tecüme-i hatt-ı siyahından teşekkül etmiştir. Vak'a cihetiyle Mihridil kadar sade ve basit olmamakla beraber o kadar küçük de değildi. Ondan diriğ olunmayan nazar-ı hata-pûşânenin buna da taallukundan ümitvâr bulunduğum için neşrine ve hatta bunu da müellifât-ı sâire ile takip ederek o vechile ifâ-yı lâzime-i şükrâna azmeyledim. Ve minallahi'ttevfîk. Vecîhî (Yaşar 2001: 20).
...
Nam-ı sernâme-i makal olan "Mehcûre" ki mezar denilen ittisalgâh-ı vücûd-u adem içinde cism-i nazenîni hem-cinsine mezar olacak bir avuç türâb haline tahavvül etmiştir. (Yaşar 2001: 21).
...
Mehcûre dünyaya herkes gibi giryân geldi. Hayatı herkes gibi bir girye-i ma'sumane ile bir feryâd-ı hazin ile başladı. Fakirâne bir odada doğdu. Fakat kadr-i kudûmune dünyalar değer bir nûr-u intizâr ferş etmişti. Dadılar, dayeler kucağına doğmadı. Fakat hizmetine ciddî iki hizmetkâr ihzâr olunmuş en müşfik, en rahîm bir valide ile en âkıl, en vazife-şinas bir pederin nazar-ı şefkatlerine, sâye-i himâyetlerine tevdi kılınmıştır. (Yaşar 2001:22).
...
Güzeldi. O derece ki gönlünün rahatını servete feda edecek kadar yanlış düşünüp de küfvünün, haddinin fevkine ta'lik-i nazar etseydi istediği gencin; arzu eylediği mukbilin haremgâhını hüsn-ü çeşm-ârâsı te'mîn ederdi. (Yaşar 2001:24).
...
Mükerrem komşuluk hasebiyle çocukluğunda Mehcûre'yi bin kere görmüş, vâkıa kızın malum olan ahlakından dolayı herkes gibi o da dûrû-dırâz görüşerek husûsiyet peyda edememiş ise de kabiliyet-i hüsn ü ânını daha o zamandan takdîr eylemişti. Fakat altı yedi seneden beri kızı görmemiş ve komşusu Âkif Efendi'nin kerimesi bulunmaktan başka yâdından ona ait bir hatıra kalmamıştı. (Yaşar 2001: 30).
Kaynakça
İkdam. (13 Ramazan 1313/27 Şubat 1896). nu:575 ; (22 Zilhicce 1313/4 Haziran 1896) nu:673.
Kocatürk, Vasfi Mahir (1964) . “Vecihi”. Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Edebiyat Yayınevi.724-725.
Önal, Mehmet (1985).Vecihi Bey’in Hikâyelerindeki Fiktif Yapı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Vecîhî. (1338-1340/1921-1923). Mehcûre ile Hikmet. İstanbul: Evkaf Matbaası.
Yaşar, Nurullah (2001). Mehcûre ile Hikmet ve Müellifi Mehmed Vecihi Bey. Yüksek Lisans Tezi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | MİHR-İ DİL (VECİHİ) | Vecihi | Diğer Saime Kemerci |
Görüntüle | ||
2 | HALİME (VECİHİ) | Vecihi | Akın ZENGİN |
Görüntüle | ||
3 | ÇOBAN KIZI (VECİHÎ) | Vecihi | Öğretmen Tuğçe Meç |
Görüntüle | ||
4 | HİKMET YAHUT MEHCÛRE'NİN KISM-I SÂNÎSİ (VECÎHÎ) | Mehmed Salih Vecîhî Bey | Öğretmen Nurullah YAŞAR |
Görüntüle | ||
5 | NERİME (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen Emre Şengül |
Görüntüle | ||
6 | HÜRREM BEY (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen Emre Şengül |
Görüntüle | ||
7 | SÂİL (VECİHİ) | Vecihi | Akın ZENGİN |
Görüntüle | ||
8 | MALİK (VECİHİ) | Vecihi | Dr. Öğr. Üyesi Fırat Karagülle |
Görüntüle | ||
9 | MESUDE (VECİHİ) | Vecihi | Dr. Öğr. Üyesi Fırat Karagülle |
Görüntüle | ||
10 | NEDÂMET (VECİHȊ) | Vecihî | Öğretmen Tuğçe Meç |
Görüntüle | ||
11 | MÜJGAN (VECİHİ) | Vecihi | Dr. Öğr. Üyesi Fırat Karagülle |
Görüntüle | ||
12 | HASBİHAL (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen DENİZ POLATER |
Görüntüle | ||
13 | VUSLAT (VECİHȊ) | Vecihi | Öğretmen Tuğçe Meç |
Görüntüle | ||
14 | HARABE (VECİHİ) | Vecihi | Araş. Gör. TEVFİK ERGUN |
Görüntüle | ||
15 | SEVDA-YI MASUMANE (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen Emre Şengül |
Görüntüle | ||
16 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
17 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
18 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
19 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
20 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
21 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
22 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
23 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
24 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
25 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |