- Yazar Biyografisi (TEİS)
Hüdâyî, Azîz Mahmûd - Madde Yazarı: Prof. Dr. Ali NAMLI
- Eser Yazılış Tarihi:?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Bilinmiyor
- Dönemi:17. Yüzyıl
- Dili:Arapça
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Dinî-Tasavvufî-Ahlaki Eser
- Yayın Tarihi:23/06/2022
MECÂLİS (EL-MECÂLİSÜ’L-VA‘ZIYYE, NEFÂİSÜ’L-MECÂLİS) (HÜDÂYÎ)
tasavvufî tefsirHüdâyî, Azîz Mahmûd (d. 948/1541 - ö. 1038/1628)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Müellifin vaaz ve irşad meclislerinde istifade etmek üzere hazırladığı Arapça notlarından oluşan eseri. Hüdâyî’nin tefsire dair faaliyetleri onun vaaz ve irşad hizmetleriyle yakından irtibatlıdır. Hazırladığı bu notlar zamanla birikerek Hüdâyî Tefsiri olarak bilinen eserin esasını teşkil etmiştir. Bu şekilde meydana gelen esere Hüdâyî’nin herhangi bir isim verdiğine dair elimizde bilgi mevcut değildir. Müridlerinden Nev‘îzâde Atâî (ö. 1045/1635) şeyhinin tefsirinin adını Mecâlis-i Tefsîr-i Şerîf olarak zikretmiş (Atâyî 2017: 1861), Kâtip Çelebi de (ö. 1067/1657) aynı ismi tekrarlamıştır (Kâtip Çelebi 1287: 114). Eserin geçirdiği safhaları doğru anlamak için Hüdâyî’nin zamanındaki hâlinin Mecâlis ya da el-Mecâlisü’l-va‘zıyye adıyla anılması uygun olacaktır.
1- el-Mecâlisü’l-va‘zıyye
Hüdâyî Tefsiri’nin yarıdan çoğunun aslı ve müellif hattı nüshası Üsküdar Hacı Selim Ağa Ktp.’dedir (Hüdayi Ef., nr. 276, 506 vr.). Bu yazma eser, Hüdâyî’nin vefâtından sonra eklendiği anlaşılan baş tarafındaki "el-Mecâlisü’l-va‘zıyye li-Hazreti’ş-Şeyh Mahmûd Hüdâyî Efendi -kuddise sirruh- bi-hattıhi’ş-şerîf" ifadesinden dolayı el-Mecâlisü’l-va‘zıyye adıyla kayıtlara geçmiş ve tefsirden farklı bir eser zannedilmiştir. Bu nüshada tefsir edilen âyetlerin belli bir sıralaması, mukaddime ve hâtime gibi kısımları bulunmamaktadır.
el-Mecâlisü’l-va‘zıyye’de Hüdâyî’nin 711 vaaz ve nasihat meclisi için hazırladığı, mükerrerler dâhil 1154 âyetin tamamının ya da bir bölümünün tefsiri yer almaktadır. Bazı meclislerin kenarlarında bulunan notlara göre bu yazma eser Hüdâyî’nin şeyhlik döneminin yaklaşık ilk yirmi üç yılına (991-1012/1583-1604) ait vaaz ve nasihat meclisleri için hazırlanmış tefsir notlarını içermektedir. Bu meclisler Sivrihisar, Üsküdar ve İstanbul gibi yerlerde; Şemsi Paşa, Mihrimah Sultan, Fâtih ve Ayasofya gibi camilerde, Hüdâyî’nin Üsküdar’daki zâviyesinde, hatta dost ve müridlerinin dâvetlerinde, hatta oğullarının sünneti ve yağmur duası gibi vesilelerle gerçekleşmiştir.
2- Nefâisü’l-mecâlis
Hüdâyî’nin vefatından sonra halifelerinden Filibeli İsmâil Efendi (ö. 1052/1643) şeyhinin hattıyla olan bütün tefsir meclislerini/metinlerini derleyip toplamış, tefsiri yapılan âyetleri Kur’an’da bulundukları sûre ve âyet numaralarına göre sıralamış, aynı âyetin mükerrer tefsirlerini birleştirmeden peş peşe yazmıştır. Tefsirin bu hâline Nefâyisü’l-mecâlis ya da Nefâisü’l-mecâlis adı da onun tarafından verilmiştir. Fâtiha ve Meryem sûresinden önceki iki kısa mukaddime de ona aittir. Nefâisü’l-mecâlis’in Filibeli İsmâil Efendi’nin hattıyla olan nüshalarından biri Süleymaniye Ktp.’de (Şehit Ali Paşa, nr. 172-174, bu nüshada eksiklikler ve karışıklıklar vardır.), diğeri Üsküdar Hacı Selim Ağa Ktp.’dedir (Hüdâyî Efendi, nr. 267, Meryem sûresinden sonrasına aittir). Nefâisü’l-mecâlis’in başka müstensihler tarafından istinsah edilen iki tam yazma nüshası bulunmaktadır (Âtıf Efendi Ktp., nr. 1553-1554; Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., Emanet Hazinesi, nr. 953-956). Eserin kütüphane kayıtlarında Mecâlis, Mecâlis müntehabe, Mietü Meclis mine’l-Kur’ân ve benzeri adlarla geçen eksik veya seçmeler yapılmak suretiyle meydana getirilmiş nüshaları da vardır.
Nefâisü’l-mecâlis’te toplam 1282 meclis bulunmaktadır. Başka bir ifâdeyle Hüdâyî bu tefsir notlarını ya da metinlerini 1282 vaaz meclisi için hazırlamış demektir. Sadece altı kısa sûrenin (Fâtiha, Zilzâl, Asr, Kevser, Kâfirûn ve İhlâs) tamamı tefsir edilmiştir. Yetmiş beş sûreden ise seçilen az veya çok sayıdaki âyetin tamamı ya da bir bölümü tefsir edilmiştir. Otuz üç sûreden ise hiçbir âyetin tefsiri yapılmamıştır.
Hüdâyî Tefsiri’nde çok sayıda âyet tekrar tekrar tefsir edilmiştir ki bunlar tefsir edilen âyetlerin yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır. 754 âyet birer defa, 311 âyet ikişer defa, 70 âyet üçer defa, 38 âyet dörder defa, 18 âyet beşer defa, 13 âyet altışar defa, altı âyet yedişer defa, dört âyet sekizer defa, üç âyet dokuzar defa, bir âyet on defa, bir âyet ise on üç defa tefsir edilmiştir. Hüdâyî’nin kendi hattıyla olan nüshada mükerrer tefsirler farklı zamanlarda yapıldıkları için farklı varaklarda bulundukları halde halifesi İsmâil Efendi’nin tertip ettiği Nefâisü’l-mecâlis nüshalarında art arda sıralanmıştır. Bu mükerrer tefsirlerde pek çok tekrarlar olduğu gibi farklılıklar da vardır.
Tamamı veya bir kısmı tefsir edilen toplam âyet sayısı -tekrarlar da dahil- 2031’dir. Tekrarlar sayılmadığında toplam tefsir edilen âyet sayısı 1219’dur. Buna göre Hüdâyî tefsirinde -âyetlerin mükerrer tefsirleri dikkate alınmazsa- Kur’an’ın yaklaşık beşte biri tefsir edilmiş olmaktadır.
Filibeli İsmâil Efendi şeyhi Hüdâyî’nin tefsir edeceği âyetleri Kur’an’dan “tefe’ül” ederek, İsmâil Hakkı Bursevî ise “intihâb tarîkı ile” seçtiğini söyler. Hüdâyî’nin genellikle vaaz ve nasihat meclislerine uygun düşecek, zamana, zemine, şartlara ve muhatapların durumlarına uygun âyetleri seçerek tefsir ettiği söylenebilir. Eserin önemli bir bölümünü oluşturan mükerrer tefsirler, içerikleri bakımından da tekrarlar barındırsa da farklı zaman, mekân ve muhataplar için yazılmış olduğundan farklı bilgiler de içermektedir. Hüdâyî’nin uzun irşad hayatı boyunca önem verdiği konularla ilgili âyetleri tekrar tekrar tefsir ettiği anlaşılmaktadır.
Hüdâyî’nin vaaz ve nasihat meclisleri için hazırladığı bir tür tefsir dersi de kabul edilebilecek bu metinler, tefsir ilmi açısından rivâyet ve dirâyet tefsir metotlarından pek çok özelliği içinde barındırır. Hüdâyî rivâyet-dirâyet, zâhir-bâtın, ibâre-işâret ayrımı yapılmadan Kur’an’ı bütün yönleriyle tefsir etme usulü benimsemekle birlikte tasavvufî şahsiyeti dolayısıyla tefsirin tasavvufî/işârî yönü, nasihat, mev‘ize ve irşad tarafı daha bariz ve öndedir. İsrâilî haberlere, hikâyelere, özellikle zâhid ve sûfîlerin sözlerine, hikâye ve menkıbelerine geniş yer verilmiştir. Filibeli İsmâil Efendi, şeyhinin vaaz meclisleri ve nasihat mahfilleri için hazırladığı bu tefsirde ilâhî mevhibelerden, ledünnî ilimlerden ve hakîkî sırlardan gönlüne doğan şeyler ile bazı değerli kimseler tarafından büyük veliler hakkında nakledilen hikâyeleri ve öğütleri yazdığını belirtir.
Hüdâyî’nin müridlerinden Nev‘îzâde Atâî (2017: 1861), ve Kâtip Çelebi (1287: 114) gibi Hüdâyî’nin tefsirini diğer tefsirlere mürâcaat etmeden yazdığını iddia edenler olmuşsa da tefsir incelendiğinde onun başka tefsirlere atıflar yaptığı, ilgili metinlerle mukayese yapıldığında ise zaman zaman atıf yapmadan ve isim vermeden diğer bazı tefsirlerden ve kaynaklardan faydalandığı açıkça görülmektedir. Hüdâyî, işârî yorumlar konusunda Kâşânî’nin Te’vîlât’ı başta olmak üzere işârî tefsirlerden de istifade etmiştir. Yer yer kendi gönlüne doğan yorumlarına da rastlanmaktadır.
Osmanlı döneminde yaygın olan kürsü şeyhliği, cami vaazları ve dersleri geleneği, Hüdâyî’nin etkisi ve örnekliği ile kurucusu olduğu Celvetiyye tarikatı şeyhlerince de devam ettirilmiştir. Özellikle Hüdâyî’nin takipçilerinden İsmâil Hakkı Bursevî Bursa Ulucami’de Kur’an’ı baştan sona vaaz olarak takrîren tefsir etmiş, bir taraftan da Rûhu’l-beyân adlı meşhur eserini kaleme almıştır.
Nefâisü’l-mecâlis hakkında Ömer Pakiş tarafından doktora tezi hazırlanmış (Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin Kur’an’ı Yorumlama Yöntemi (Nefâisü’l-mecâlis bağlamında), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul 2001) ve bu çalışma basılmıştır (Van 2005, İstanbul 2007).
Müellifin biyograifisi için bk. "Hüdâyî, Azîz Mahmûd". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hudayi-aziz-mahmud
Eserden Örnekler
“Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse, ” yâni cem‘de Allah’a ve farkta Rasûlü’ne itâat ederse; yine kim tevhîd ve farzları edâ konusunda Allah’a, (kendisini) tasdik ve sünnetleri edâ konusunda Rasûlü’ne itâat ederse “Allah onu, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Kim de yüz çevirirse, onu elem verici bir azaba uğratır.”
Nâfi‘, İbn Âmir ve Ebû Ca‘fer nûn ile “koyarız” diye, diğerleri ise yâ ile “koyar” diye okumuştur. “Onu azâba uğratır.” sözü de aynı şekilde “Onu azâba uğratırız.” diye de okunmuştur.
"Cennâtin" kelimesinin çoğul ve nekre yapılması, İbn Abbâs (r.anhümâ)’nın zikrettiği üzere cennetlerin yedi adet olmasından dolayıdır. Bunlar firdevs cenneti, adn cenneti, naîm cenneti, dâru’l-huld, me’vâ cenneti, dâru’s-selâm ve illiyyûndur. Amellerin ve amel işleyenlerin farklılığına göre bu cennetlerin her birinde de mertebeler ve dereceler vardır.
Cennete girmek itâate bağlıdır. Fakat bu illiyyet yönünden değil sebebiyyet yoluyladır. Bu yüzden nazm-ı şerifte ‘cennete koyma’ itâata değil Allah Teâlâ’ya isnad edilmiştir. Bu durum Ehl-i sünnet’in amel cenneti zorunlu kılmaz şeklindeki görüşüne ters düşmez. Büyüklerden biri (Hasan-ı Basrî) “Amelsiz cennet talep etmek, günahlardan bir günahtır.” demiştir. Çünkü hikmet, sebebe bağlı olarak meydana gelen şeylerin (müsebbebât) sebeplerin neticesi olmasını gerektirir.
Rivâyet edilir ki İbrâhim b. Edhem bir hamama girmek istedi. Hamamcı ondan ücret talep etti. Bunun üzerine İbrâhim b. Edhem iç çekti ve “Bir kimseyi şeytanın evine ücretsiz girdirmezlerse, Rahmân’ın evine nasıl amelsiz girdirilir?” dedi.
Sonra itâatin mertebeleri vardır. Şerîat mertebesinde itâat, ahkâma riâyet etmek, emirleri yerine getirmek ve yasaklardan kaçınmakla olur. Tarîkat mertebesinde itâat mücâhede ve hevâyı ezmekle olur. Bu ise Nebevî hadiste geldiği üzere en büyük cihâddır. Çünkü nefis kibir, ucüb ve riyânın mâdeni; pintilik, tamah ve hevânın kaynağıdır. Nefsin yerilen ahlâkı şeytana uyarak günahları işlemeye ve Allah Teâlâ’ya verilen sözleri bozmaya çağırır. İnsanda bu yerilen ahlâk olmasaydı Allah Teâlâ’ya âsî olmaz ve şeytana uymazdı. Halbuki şeytan düşmandır.
Kulun şerîat ve tarikat makamında itâati onu ilâhî ma‘rifete ulaştırır. O ise ârif için dünyada peşin cennettir. İnsanların ve cinlerin yaratılmasından maksat da odur. Bu sebeple İbn Abbâs (r.anhümâ) Allah Teâlâ’nın “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” [ez-Zâriyât, 51/56] sözündeki ibâdeti/kulluğu ma‘rifet olarak tefsir etmiştir.
Mâlik b. Dînâr “İnsanlar en hoş şeyi tatmadan dünyadan çıkıp gidiyorlar.” dedi. Kendisine “O nedir?” diye sorulunca “Allah’ı ma‘rifettir.” dedi.
Büyüklerden birisi: “Dünyada bir cennet vardır ki ona giren âhiret cennetine de başka bir şeye de iştiyak duymaz ve [hiçbir şeyden] yabancılık çekmez.” dedi. “O nedir?” diye sorulunca “Allah Teâlâ’yı ma‘rifettir.” diye cevap verdi.
Ben derim ki: Belki de Allah Teâlâ bu nükteye işâret olmak üzere cennete girmeyi âhirette olma şartına bağlamadı. Kim Allah Teâlâ’yı dünyada tanır, cem‘ ile Allah Teâlâ’ya itâat eder ve fark ile Rasûlü’ne itâat ederse irfan cennetine girmiş ve cennetlerin en yücesinde nimetlere nâil olmuş olur. Faydalı ilim ve ilâhî ma‘rifet ancak Allah’a ve Rasûlü’ne itâat ile mümkün olur.
(Bu metin Hüdâyî’nin 8 Cemâziyelâhir 1002 (1 Mart 1594) tarihinde İstanbul Fâtih Sultan Mehmed Câmii’ndeki ilk vaaz meclisi için hazırladığı notlardan seçilerek Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Hüdâyî bu mecliste Fetih sûresinin 17. âyetinin ikinci yarısını tefsir etmiştir. Bu âyet Hüdâyî Tefsiri’nde on üç defa tefsir edilmiş olup en çok tefsiri yapılan âyettir. (Hüdâyî, el-Mecâlisü’l-va‘zıyye, Üsküdar Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdayi Ef., nr. 276, vr. 258b-259a; a.mlf., Nefâisü’l-mecâlis, Süleymaniye Ktp., Şehit Ali Paşa, nr. 174, vr. 160b-161b).
Kaynakça
Atâyî, Nev‘îzâde (2017). Hadâiku’l-hakâik fî tekmileti’ş-Şakâik. haz. Suat Donuk. İstanbul: Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları.
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. el-Mecâlisü’l-va‘zıyye. Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdayi Ef., nr. 276.
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. Nefâisü’l-mecâlis. Süleymaniye Ktp., Şehit Ali Paşa, nr. 172-174.
Hüdâyî, Azîz Mahmûd. Nefâisü’l-mecâlis. Âtıf Efendi Ktp., nr. 1553-1554.
Kâtip Çelebi (1287). Fezleke. c. II. İstanbul.
Namlı, Ali (2018). “Vaaz ve Nasihat Meclislerinden Tam Bir Kur’an Tefsirine Doğru: Celvetiyye’de Tefsir Dersleri Geleneği”, Osmanlı’da Tefsir Dersi Gelenekleri: Saray-Tekke-Medrese. (ed. Ömer Kara vd.). İstanbul: İlim Yayma Vakfı. 289-314.
Pakiş, Ömer (2001). Azîz Mahmûd Hüdâyî’nin Kur’an’ı Yorumlama Yöntemi (Nefâisü’l-mecâlis bağlamında). Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi (Tez basılmıştır: Van 2005, İstanbul 2007).
Yılmaz, Hasan Kamil (2007). Azîz Mahmûd Hüdâyî ve Celvetiyye Tarîkatı. İstanbul: Erkam Yayınları.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN-I İLÂHİYÂT (HÜDÂYÎ, AZÎZ MAHMÛD) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Dr. Murat Ayar |
Görüntüle | ||
2 | VÂKIÂT (ET-TİRÜ’L-MESBÛK EL-MÜŞTEMİLÜ MÂ-CERÂ MİNE’T-TÂİFİ Fİ-ESNÂİ’S-SÜLÛK) (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
3 | CÂMİ’U’L-FEZÂ’İL VE KÂMİ’U’R-REZÂ’İL (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
4 | MİFTÂHU’S-SALÂT VE MİRKÂTÜ’N-NECÂT (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
5 | HÜLÂSATÜ’L-AHBÂR FÎ AHVÂLİ’N-NEBİYYİ’L-MUHTÂR (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
6 | HABBETÜ’L-MAHABBE (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
7 | KEŞFÜ’L-KINÂ’ ‘AN VECHİ’S-SEMÂ’ (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
8 | HAYÂTÜ’L-ERVÂH VE NECÂTÜ’L-EŞBÂH (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
9 | EL-FETHÜ’L-İLÂHÎ (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
10 | FETHÜ’L-BÂB VE REF’U’L-HİCÂB (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
11 | MECMÛA-İ HUTÂB (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
12 | MERÂTİBU’S-SÜLÛK (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
13 | HÂŞİYE KUHİSTÂNÎ FÎ ŞERH-İ FIKH-I KEYDÂNÎ (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
14 | TECELLİYÂT (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
15 | NECÂTÜ’L-GARÎK Fİ’L-CEM’İ VE’T-TEFRÎK (HÜDÂYÎ) | Hüdâyî, Azîz Mahmûd | Prof. Dr. Hasan Kamil YILMAZ |
Görüntüle | ||
16 | DÜSTÛRÜ'L-AMEL (KÂTİB ÇELEBİ) | Kâtib Çelebi | Öğr. Gör. Uğur Kaya |
Görüntüle |