- Yazar Biyografisi (TEİS)
Gülşehrî - Madde Yazarı: Prof. Dr. Kemal Yavuz
- Eser Yazılış Tarihi:717/1317-18
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Mesnevi
- Yayın Tarihi:14/10/2021
MANTIKU’T-TAYR / GÜLŞEN-NÂME (GÜLŞEHRÎ)
tasavvufi manzum hikâyeGülşehrî (d. ? - ö. 717/1317-18’den sonra)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Gülşehrî’nin 717/1317-1318 yılında yazdığı mesnevi. Türk edebiyatının önde gelen mesnevilerinden Mantıku't-Tayr, kendi zamanına kadar Türk edebiyatında yazılmış üçüncü, Anadolu’da başlayan edebiyatta ikinci mesnevidir. Mantıku't-Tayr yapı olarak Fars edebiyatının önde gelen şairi Ferîdüddîn-i Attâr’ın aynı addaki mesnevisine dayanır. Eser, 186 manzum hikâyeden oluşmaktadır. Gülşehrî de Şeyh Attâr gibi eserinde kuşların yolculuğunu anlatır. Bu yolculukta önder olarak Hüdhüd’ü seçer. Kuşların varacakları bir hedefleri bulunmaktadır. Bu yolculukta Kafdağı’na ulaşmak ve Sîmurg’a kavuşmak gerekir. Bunun için Hüdhüd; otuz kuşun içinden bülbül, papağan, tavus, hüma, kaz, doğan, keklik ve baykuş ile ayrı ayrı görüşür. Bu yolculuk zahmetli ve zor bir yolculuktur, kuşların itirazları vardır. Hüdhüd bunlara ayrı ayrı cevaplar verir ve hepsini yolculuk için ikna eder. Bu kısım, üç bölümden meydana gelen eserin birinci bölümüdür. İkinci bölümde kuşların adı zikredilmeyenlerle birlikte yola çıkmaları ve gayelerine ulaşmaları anlatılır. Fakat kuşların soruları bitmez. Bu bölümde Hüdhüd, kuşlara tahkik, taklit, ilim, adalet, gıybet, yalan, dedikodu ve boş konuşma, arif, şeyh, marifet, fütüvvet, cömertlik, el açıklığı, mürüvvet, günahkârlık, özür, nefis, öfke, vefa, hile, ayyarlık, hırsızlık, ikiyüzlülük, baştan çıkarmaklık, hikmet, peygamberler ile velilerin makamları, şeriat, tarikat ve hakikatte hükümlerin nasıl olduğu, tövbe ve gidecekleri yolun uzaklığı hakkında sorular sorarlar. Bu kısımda Hüdhüd bütün soruları cevaplar ve kuşlar topluluğunu bilgilendirerek dersler verir. Anlattığı İslâmiyet'tir, fakat işlediği konuya göre hikâyeler anlatır. Bu bölümde öğüdün büyük yeri vardır. Hemen her hikâyenin sonunda Gülşehrî’nin kendine verdiği öğütler okuyucuyu da içine alır. Üçüncü bölüm ise vadilerden meydana gelir. Sîmurga ulaşmak için gidilen bu zahmetli ve sıkıntılı yolculukta güçlükleri aşmak gerekir. Bunun için, önceki eziyetli durumlar bir tarafa istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yokluk vadilerinden de geçmek lazımdır. Otuz kuşun güçlükleri Hüdhüd’ün önderliğinde aşması, vardıkları yerin sonunda, hedefin kendileri olduğunu anlamaları ile eser sona erer. Sîmurg, otuz kuş anlamına geldiği gibi Kaf Dağı’nı mekân tutan kuşun da adıdır.
Dinî yönünü ağır basan, öğretici, didaktik ve tasavvufî bir eser olan Mantıku’t-Tayr 4437-8 beyittir. Mesnevinin kuruluş düzeni ve şekli Şeyh Attâr’a aittir. Eser 186 hikâyeden meydana gelmiştir. Bu hikâyelerin hepsi Attâr’ın Mantıku’t-Tayr’ından alınmamıştır. Yani eser aynen tercüme edilmemiş, başka eserlerden de hikâyeler eklenmiştir. Hikâyelerin yedisi Attâr’dan, beşi Celâleddîn-i Rûmî’nin Mesnevî’sinden, altısı Felek-nâme’den tercüme edilmiştir. Ayrıca Nizâmî ve Sa'dî-i Şirâzî’nin eserlerinden, Kâbûs-nâme, Kelile ve Dimne ile başka eserlerden de hikâyeler tercüme edilmiştir. Ancak konusunu başka yerden de alsa Gülşen-nâme yani Mantıku’t-Tayr’daki hikâyelerin çoğu Gülşehrî’ye aittir. Bu açıdan bakınca Mantıku’t-Tayr Türk hikâye edebiyatının başında yer alır. Gülşehrî’nin kendi hikâyelerini bir yana bırakırsak, özellikle Mesnevî’den tercüme ettiği beş hikâye ile Türk edebiyatında öncü konumda bulunduğunu söylemek mümkündür. Ayrıca söz konusu hikâyelerin şerh edilmesi ile de Mantıku’t-Tayr'ın şerh edebiyatımızın ilk örneği olduğunu belirtmek gerekir. İçindeki hikâyelerin sayısına bakınca Mantıku’t-Tayr’ın bir hikâyeler antolojisi durumunda bulunduğunu, hayvan hikâyeleri açısından ise fabl edebiyatımızın erken dönem örneği olarak dikkat çektiğini vurgulamak gerekir. Ahı Bişr gibi hikâyelerde devrindeki ahiliğin tenkidi yapılmış ve ahilik hakkında da bilgi verilmiştir. Kimi hikâyelerde Fars kahramanları hakkında alaylı ve mübalağalı anlatıma yer alması Mantıku’t-Tayr’ın bir başka yönüdür. Sanatlı bir anlatıma sahip olan Mantıku’t-Tayr’ın bir başka özelliği devrinde kaleme alınan Türkçe eserlere göre Arapça ve Farsça kelimelere daha fazla yer vermesi ve yanı sıra ilk defa Fars kahramanlarına geniş şekilde yer ayırmasıdır.
Mantıku’t-Tayr’ın bilinen altı nüshası vardır. Bunların ikisi İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi’nde Nu. 236 ve Nu. 1360; ikisi Türk Dil Kurumu Kitaplığı’nda Nu. A/120 ve Nu. B/6; biri Süleymaniye Kütüphanesi Fatih, Nu. 2557'de kayıtlıdır. Altıncısı Raif Yelkenci nüshasıdır. Agâh Sırrı Levend’in üzerinde çalıştığı ve tıpkı basımını yayımladığı bu nüsha kaybolmuştur. (Gülşehrî 1957). Bu, Mantıku’t-Tayr’ın en sağlam nüshasıdır. Mantıku’t-Tayr yazmaları içinde Süleymaniye Kütüphanesi Fatih 2557 numarada kayıtlı nüshada başta Şeyh-i Sanan Hikâyesi olmak üzere bazı hikâyelere yer verilmez. Müstensihin bu açıdan keyfi davrandığını belirtmek gerekir.
Mantıku’t-Tayr üzerinde ilk defa doktora çalışması yapan Müjgân Cunbur (1952)'dur. Eserin Fatih nüshası üzerinde Aziz Merhan doktora çalışması yapmış ve metnini neşretmiştir (2003). Son olarak mesnevinin altı nüshasının karşılaştırılması ile ortaya konan ve günümüz Türkçesi ile verilen metni Kırşehir Valiliği tarafından iki cilt halinde yayımlanmıştır (Yavuz 2007).
Şairin biyografisi için bk. "Gülşehrî". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/gulsehri
Eserden Örnekler
İbtidâ-yı Dâsitân-ı Sîmurg
Bir gice Çîn şehri üstinden meğer
Nâgehân Sîmurg geçdi cilveger
Bir kanadı düşdi Çîn’e key ulu
Sad hezârân dürlü nakş anda tolu
Halk çün kim ol kanadı gördiler
Dînlerinün külli terkin urdılar
Ol kanat nakşına çün inandılar
Ol kuşı ol bir kanadı sandılar
Eylediler ol kanatdan bî-karâr
Her biri bir dürlü nakşı ihtiyâr
Birisi güneşe tapdı vü sözi
Aya hatm itdi vü biri ılduzı
Biri puta tapdı ma'bûdum didi
Biri haça halk-ı maksûdum didi
Biri gûsâle tapdı iy azîz
Kılmadı kâfırlığı dînden temîz
Kim Müselmân-ısa ol kuşı sora
Kâfır anun kanadı nakşın göre
Ol kuşun yüz bin kanadı var-durur
Bir kanat nakşın tapan kâfır-durur
Âlem anun bir kanadıdur görün
Kanadın görenden ol kuşı sorun
Mü'min ol kuş birliğine inanur
Kâfır ol kuşı kanat nakşın sanur
Ol kuşa tap sen ki yüz bin kanadı
Var-durur her yirde bin bir adı
Bir kanadun nakşına aldanmagıl
Ol kuşı ol bir kanadı sanmagıl
Tenlü cânlu bin kanat bir murg olur
Bir kanat nakşı nite sîmurg olur
Kuşlar anun sâyesidür kamusı
Mülkinün pîrâyesidür kamusı
Sâyeden her kim yol ilte zatına
Lâcirem ol yoldan ire katına
Sâye anun pertevîdür iy aziz
Sâyeden sen zâtı eylegil temîz
Nakşa bakma gör kanat nenün-durur
Ol kuşa ir kim kanat anun-durur
Bir kanatdan olmagıl bin nakşa yâr
Kim anun yüz bin kanadı dahı var
Bir kanada niçe hayrân kalasın
Kuşı iste kim kanat çok bulasın
Niçe bu Gülşehrî her murgı bula
Murgı terk itsün ki Sîmurg'ı bula
Kendüzini komayınca âdemî
Olmaya ol pâdişâhun mahremi
Kendüzini çün kişi komak gerek
Halk etin bunca niye yimek gerek
Bir meniyi kodılar sâhib-fenâ
Yüz men arturdı dahı ol bir menâ (Yavuz 2017: b. 18-42)
Dâsitân-ı Merd ü Zen
Ol bir er bir avratı sever-idi
Anı görmeğe azîm iver-idi
Şat'dan ol yana-y-ıdı avrat evi
Sâhatı ser-sebz ü bünyâdı kavî
Er evi Şat'dan bu yana zer-nigâr
Sahnı bâg u sakfı dahı lâlezâr
Avratun ışkı eri almış-ıdı
Gerçi Şat'dan bu yana kalmış-ıdı
Ol hevâya gönli çün uçar-ıdı
Şatt'a düşüp ol yana geçer-idi
Yüzemez-iken suyu diler-idi
Yâri ogrına dişin biler-idi
Yâr-ıla yüz dürlü ayş ider-idi
Girü Şatt'a düşüben gider-idi
Bir gün ol avrat katında oturur
Nâgehân bakar yüzine vü görür
Bir benek konak gözinde avratun
Er düşer ortasına yüz mihnetün
Avrata eydür acab gördüm bugün
Bir konak gözünde kim yog-ıdı dün
Avrat eydür Şatt'a ayruk girmegil
Geçmege vü ömr boynın urmagıl
Eydür on yıldur ki Şatt'ı geçerem
Dicle'yi bir cür'a gibi içerem
Od gibi her gün düşerem ben suya
Şimdi girme didügün âhir neye
Avrat eydür kim bu konak iy canum
On yıl oldı kim gözümdedür benüm
İlla çün ışkun senün gâlib idi
Beni görmege becid tâlib idi
Hem geçer-idün Şat'ı durmaz-ıdun
Hem gözümdeki akı görmez-idün
Çün senün ışkun irişdi âhire
Lâcerem gözümdagı akı göre
Işk çün gitdi Şat'a düşmek azîm
Yüzemeyene hatardur iy hakîm
Işk-ıdı Şatt'a girüp kayırmayan
Gözümün bakup konagın görmeyen
Işk çün gitdi Şat'a girür-isen
Bogılasın bir kadem urur-ısan
Yüzebilmeyen kişi nite gire
Şatt'a vü kendüzinün boynın ura
Ol ere çün olmadı bu sır ayân
Şatt’a düşdi vü bogıldı bî-gümân
Işk evine akl-ıla girmez kişi
Sevdüginün aybını görmez kişi
Âşık ol degül ki sevdi yârını
Gördüginçe dil-rübâ dil-dârını
Yârınun çün rengi soldı âkıbet
Âşıkı andan kesildi âkıbet
Girü kendü işlerine başladı
Ne diler-ise cihânda işledi
Âşık ol-durur ki âlemden kese
Gönlini vü yâri zülfinde asa
Kamu âlemden kesüp yâra ire
Terk ide yâri vü Cebbâr'a ire
Işkı kimse eylemez-ise ayân
Sana Gülşehrî kıla bir bir beyân
Bu mesel böyle şeker-efşân u ter
Dâsitân-ı Şeyh-i San'an'dur meğer (Yavuz 2017: b. 289-318)
Kaynakça
Akalın Uyar, Berrin (2005). "The Poets Wrote Translated Mantiku’t-tayr in Turkish Literature". International Journal of Central Asian Studies (Prof. Dr. Mustafa Canpolat Armağanı), (10-1): 167-179.
Akdoğan, Yaşar (1998). İskendernâme’den Seçmeler. Ankara: KB Yay.
Banarlı, Nihâd Sâmi (1971). Resimli Türk Edebiyatı Tarihi. C. I. İstanbul: MEB Yay.
Canpolat, Mustafa (1995). Ali Şir Nevayî, Lisânü’t-Tayr. Ankara: TDK Yay.
Cunbur, Müjgân (1952). Gülşehrî’nin Mantıku’t-Tayr’ı. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.
Çelebioğlu, Amil (1999). Türk Edebiyatında Mesnevî (XV. Yy’a kadar). İstanbul: Kitabevi Yay.
Çiçekler, Mustafa (2006). Mantıku’t-Tayr, Kuşların Diliyle, Ferîdüddîn Attar. İstanbul: Kaknüs Yay.
Dilçin, Cem (1993). "Mantıku’t-Tayr’ın Manzum Çevirileri Üzerine Bir Karşılaştırma". A.Ü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, XXXVI (1-2): 35-52.
Feridüddîn-i Attar (2001). Mantık al-Tayr. C. I-II. (çev. A. Gölpınarlı. ). İstanbul: MEB Yay.
Gülşehrî. Mantıku’t-Tayr. İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi. Nu. 1360.
Gülşehrî. Mantıku’t-Tayr. İstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi. Nu. 236.
Gülşehrî. Mantıku’t-Tayr. Türk Dil Kurumu Kitaplığı. Nu. A/120.
Gülşehrî. Mantıku’t-Tayr. Türk Dil Kurumu Kitaplığı. Nu. B/6.
Gülşehrî. Mantıku’t-Tayr. Süleymaniye Kütüphanesi. Fatih Bölümü. Nu. 2557.
Gülşehrî (1957). Mantıku’t-Tayr. (hzl. A. S. Levend). Ankara: TDK Yay.
Kartal, Ahmet (2004). "Attar’ın Mantıku’t-Tayr’ı ile Gülşehri’nin Mantıku’t-Tayr’ının Mukayesesi". I. Kırşehir Kültür Araştırmaları Bilgi Şöleni (8-10 Ekim 2003) Bildiriler. Kırşehir: Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Yay. 297-329.
Kocatürk, Sadettin (1982). Gülşehri ve Felek-nâme. Ankara: KTB Yay.
Köprülü M. Fuad (1976). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yay.
Mansuroğlu, Mecdut (1958). Sultan Veled’in Türkçe Manzumeleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.
Merhan, Aziz (2003). Die “Vogelgesprache”, Gülşehrî und Die Anfauge der Turkischen Literatur. Göttingen.
Timurtaş, Faruk Kadri (2006). Yunus Emre Divanı. İstanbul: Babıali Kültür Yayıncılığı.
Yavuz, Kemal (2000). "Türk Edebiyatında Mesnevi’den İlk Tercüme Hikâyeler ve Bazı Dikkatler". Uluslararası Mevlâna Bilgi Şöleni, 15-17 Aralık 2000. Ankara: KTB Yay. 358-381.
Yavuz, Kemal (2004). "Çeşitli Yönleri ile Mantıku’t-Tayr ve Garib-nâme Mesnevîleri". İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 31: 345-356.
Yavuz, Kemal (2005). "Gülşehrî’nin Ahı Bişr Hikâyesi". I. Ahı Evran-ı Velî ve Ahilik Araştırmaları Sempozyumu, Kırşehir - 12-13 Ekim 2004. C. 2. Ankara. 999-1010.
Yavuz, Kemal (2007). Gülşehrî’nin Mantıku’t-Tayr’ı (Gülşen-nâme), Metin ve Günümüz Türkçesine Aktarma. C. I-II. Ankara: Kırşehir Valiliği Yay.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | FELEK-NÂME (GÜLŞEHRÎ) | Gülşehrî | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
2 | KERÂMÂT-I AHİ EVRAN (GÜLŞEHRÎ) | Gülşehrî | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
3 | [KUDÛRÎ TERCÜMESİ] (GÜLŞEHRÎ) | Gülşehrî | Araş. Gör. Uğur Altundaş |
Görüntüle | ||
4 | ARÛZ-I GÜLŞEHRÎ (GÜLŞEHRÎ) | Gülşehrî | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
5 | CÂMASB-NÂME (ABDÎ) | Abdî, Mûsâ | Prof. Dr. Müjgân Çakır |
Görüntüle | ||
6 | TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği |
Görüntüle | ||
7 | RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Öğretmen Ece Ceylan |
Görüntüle | ||
8 | NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) | Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz | Doç. Dr. Recep Uslu |
Görüntüle | ||
9 | DÎVÂN (ADLÎ) | Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
11 | DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
12 | DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) | Âfitâbî | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
13 | DÎVÂN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Doç. Dr. Osman Kufacı |
Görüntüle | ||
14 | HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle |