MANSÛR-NÂME / MENÂKIB-NÂME-İ HALLÂC-I MANSÛR / DÂSİTÂN-I HÜSEYN EL-MANSÛR EL-BAĞDÂDÎ / HİKÂYE-İ GARÎBE-İ KUTBU’L-ÂRİFÎN HAZRET-İ ŞEYH MANSÛR (NİYÂZÎ)
Hallâc-ı Mansûr'un hayatı ve menkıbesi
Niyâzî, Niyâzî-i Kadîm (d. ? - ö. 914/1508 ?)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Yıldırım Bâyezîd dönemi şairlerinden Niyâzî-i Kadîm’in Hallâc-ı Mansûr’un hayatını ve menkıbesini anlattığı eser. İkisi matbu (1260, 1288) toplam 20 nüshası mevcut olan Mansûr-nâme, Ferîdüddîn Attâr’a atfedilen Farsça sekiz bin beyitlik Cevherü’z-Zât ile yine Attâr’ın Tezkiretü’l-Evliyâ’sının Hallâc’a dair kısımlarının serbest ve muhtasar çevirisi mahiyetindedir. Mesnevi nazım şekliyle ve aruzun “fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün” kalıbıyla yazılan metin, 1066 beyitten müteşekkildir (Tatcı 2003: 17; 1997: 82-83).

Bölüm başlıkları olmayan mesnevi, tevhid ve naat niteliğinde yazılmış on bir beyitle başlamaktadır. Akabinde aşkın öneminden kısa bir bahisle esas konuya geçilmektedir. Hikâye kısmında Hallâc-ı Mansûr’un aşk şarabı içmesinin ve Allah aşkının, aşk hâllerinin ortaya çıkmasının, bazı kerametler göstermesinin, sihirbazlıkla suçlanmasının, zindana atılmasının, Hallâc’ın fitneye sebebiyet vermemesi için devlet ricalinin Cüneyd-i Bağdâdî’den onu uyarması için ricada bulunmasının, Hallâc’ın "ene’l-hak" davasından vazgeçmeyişinin, bunun üzerine katli için fetva çıkarılmasının, Hallâc’ın asılmasının, yakılıp küllerinin Dicle’ye savrulmasının ve öldükten sonraki kerametlerinin anlatıldığı mesnevi dua ile tamamlanmaktadır (Tatcı 2003: 18). Manzumede cellat, mürit, müezzin ve gayb-ı ricâl gibi temsilî karakterler olsa da onların isimleri verilmemektedir. Bundaki amaç, esas ve örnek alınması gereken karakter olan Mansûr’u ön plana çıkarmaktır. Samimi bir üslupla kaleme alınan metinde Niyâzî, karşılıklı konuşmalarda sıkça araya girerek kendine hitaben "i dedem, i peder, cân-ı peder" gibi kalıplaşmış ifadelerle anlatıma akıcılık katmaya çalışmaktadır (Çolak 1986: LXII). Kullanılan bu hitaplar, müellifin eserini yaşlılık yıllarında kaleme aldığın düşündürmektedir. Eski Anadolu Türkçesinin dil hususiyetlerini yansıtan mesnevide aruz vezni devrinin diğer eserlerine göre başarılı sayılabilecek şekilde kullanılmıştır (Tatcı 1997: 91-93).

Üzerine iki yüksek lisans çalışması (Çolak 1986; Kıymaz 1993) yapılan Mansûr-nâme yayımlanmıştır (Tatcı 1997; 2008).

Şairin biyografisi için bk. "Niyâzî, Niyâzî-i Kadîm". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/niyazi-niyazii-kadim 

Eserden Örnekler


Mansûr-nâme'den

Didiler Mansûra kim i ışk eri
Niçün oldun tatlu cânundan beri

Çün Ene'l-Hak savtını terk itmedün
Şer' içinde ayağın berk itmedün

Key bil imdi seni berdâr iderüz
Dâr ağacında göresin n'iderüz

Pâre pâre kıluruz nâzük tenün
Sana çün yâr olmadı aklun senün

Çün Ene'l-Hak didün i meydân eri
Eyle bil kim seni komazuz diri

Yine Mansûr ol zamân âh eyledi
Cûşa geldi vü Ene'l-Hak söyledi

Şöyle çağırdı Ene'l-Hak cân-ı pâk
İşiden mahlûkdan oldı zehre çâk

Na'rasından bil ki zindân inledi
Taşı toprağı Ene'l-Hak söyledi

Didiler vaktidür imdi turasın
Alnunun yazusın anda göresin

Secde kılup turdı yirinden şu dem
Dinle Mansûrı n'iderler i dedem

Iş kulâbın takuban yitdiler
Aluban meydâna toğru gitdiler

Dem-be-dem çalar Ene'l-Hak sâzını
Âşık olur işiden âvâzını

Çün ki meydân içine girdi bular
Aluban dârağacına vardılar

Görüben Mansûru şol dem ıyân
Hayrete düşdi kamu pîr ü cüvân

Şâd u hurrem vardı Mansûr ilerü
Didi kim dostıla oldum rû-be-rû

Çün nasîb oldu bana meydân-ı ışk
Başumı top eylesün çevgân-ı ışk

Kayd-ı sûret bana râm olmış durur
Bu yalan dirlik harâm olmış durur

Didiler Mansûra kim i ışk eri
Nite toprağı salarsın gevheri

Didi kim toprak benüm arşum durur
Nüh felek seyrân-gehi ferşüm durur

Âşıka arş-ı azîm oldı turâb
Secde anunçün kılur ehl-i hitâb
...
Didiler Mansûra niçe kıyl u kâl
İş bu dem olmış durur katlün helâl

Virdi müftîler kamu fetvâ sana
Ger bu hâl ile ölürsen vâ sana

Didi Mansûr uş Hakka sundum elüm
Eyle bilün kim bana yokdur ölüm

Arduma atdum bu sûret tonını
Zîrâ cânım gördim devlet honını

Kendözinden her kim olmadı fenâ
Varıcak dârü'l-bekâda utana

Işk içinde çün bugün oldum şehîd
Tâli'üm bahtum benüm oldı sa'îd

Benven ol serheng-i uşşâk-ı cihân
Cânıla başum çü kıldum der-miyân

Çün özümden fâni oldum mutlaka
Yolumı toğru iletdüm ol Haka

Uş vucûdum cübbesin çâk eylerem
Hakka vâsıl oldum Ene'l-Hak söylerem

Hakkıla toldı içüm taşum safâ
Ayn-ı lutf oldı bana kahr u cefâ

Toğran imdi pâre pâre bu tenüm
Tâ ki vara Hazrete cânım benüm

Hazret ehl, bu fenâyı istemez
Hâk olur medh ü senâyı istemez (Tatcı 1997: 181-185)

Kaynakça


Çolak, Faruk (1986). Niyâzî’nin Mansûrnâmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Kıymaz, Necati (1993). Kitâb-ı Mansûr-ı Şehîd (İnceleme-Metin-İndeks). Yüksek Lisans Tezi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi.

Tatcı, Mustafa (1997). Mansûr-nâme - Niyâzî. İstanbul: MEB Yay.

Tatcı, Mustafa (2003). “Mansurnâme”. İslâm Ansiklopedisi. C. 28. İstanbul: TDV Yay. 17-18.

Tatcı, Mustafa 2008). Niyâzî-i Kadîm, Hallâc-ı Mansûr Menâkıbnâmesi. İstanbul: H Yay.

Atıf Bilgileri


Eren, Hulusi. "MANSÛR-NÂME / MENÂKIB-NÂME-İ HALLÂC-I MANSÛR / DÂSİTÂN-I HÜSEYN EL-MANSÛR EL-BAĞDÂDÎ / HİKÂYE-İ GARÎBE-İ KUTBU’L-ÂRİFÎN HAZRET-İ ŞEYH MANSÛR (NİYÂZÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/mansur-name-menakib-name-i-hallac-i-mansur-dasitan-i-huseyn-el-mansur-el-bagdadi-hikaye-i-garib. [Erişim Tarihi: 25 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (NİYÂZÎ) Niyâzî, Niyâzî-i Kadîm Dr. Kadriye Hocaoğlu Alagöz
Görüntüle
2 CÂMASB-NÂME (ABDÎ) Abdî, Mûsâ Prof. Dr. Müjgân Çakır
Görüntüle
3 TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği
Görüntüle
4 RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Öğretmen Ece Ceylan
Görüntüle
5 NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz Doç. Dr. Recep Uslu
Görüntüle
6 DÎVÂN (ADLÎ) Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM
Görüntüle
7 DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
8 DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) Adnî, Mahmûd Paşa Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
9 DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) Âfitâbî Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
10 DÎVÂN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Doç. Dr. Osman Kufacı
Görüntüle
11 HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle