MAİŞET (SADRİ MAKSUDİ ARSAL)
roman
Sadri Maksudi Arsal (d. 5 Ağustos 1879 - ö. 20 Şubat 1957)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Sadri Maksudi tarafından yazılan Tatarca roman. Maksudi’nin bilinen tek edebî eseridir. Yazar, romanı yazma sebebini şu şekilde açıklar: “Türk dilleri arasında Kazan şivesinin de edebî bir dil olmaya hakkı bulunduğunu, bu dilde edebiyat yaratmanın millî gelişmemizin büyük şartı, önemli bir basamağı olduğunu anlayanlardandım.” Ön sözde, 1902 yılında Kazan’da meydana gelen büyük yangın nedeniyle ilk baskının yeteri kadar halka ulaşamadığını ve bu yüzden eseri yeniden basmaya karar verdiklerini açıklar. Sadri Maksudi’nin kızı Adile Ayda, okulda arkadaş olan edebiyata meraklı Ayaz İshaki ve Sadri Maksudi’nin birbirlerinden gizli roman yazma denemeleri yaptıklarını ve Sadri Maksudi’nin Maişet’i yazıp bitirdiğini ifade eder.

Maişet’in baş karakteri Halit Efendi, K. şehrinde deri ticareti ile uğraşan, büyük bir servete sahip bir kişidir. Zenginliği nedeniyle gittiği her yerde itibar görür ve sözü dinlenir. Halit Efendi, mahallesindeki medreseye maddî yardımda bulunur ve bu yüzden medresenin işlerine karışmayı da kendisinde hak görür. Eğitimi olmamasına rağmen eğitimle ilgili konuşmalara katılır ve eğitimdeki yeniliklere karşı olduğunu her fırsatta açıklar. Her türlü yeniliğe karşı olan Halit Efendi, tamamen eskilik taraftarıdır. Halit Efendi’nin en büyük şansı Halime Abıstay’la evlenmiş olmasıdır. Halime Abıstay, zengin bir aileden güzel, iffetli ve ahlâklı bir kadındır. Fatih adında bir oğlu ve Hadiye adında bir kızı vardır. Halit Efendi altmış yaşına geldiğinde eşi Halime Abıstay hayatta olmasına rağmen ikinci bir eş almaya niyetlenir. Hüseyin Efendi, genç bir kız olan Rabia’ya Mahrûy adlı bir kadını aracı olarak gönderir. Rabia’nın annesi Latife Abıstay, Mahrûy’un Halit Efendi tarafından gönderildiğini öğrenince oğlu Fatih için kızına talip olduklarını düşünerek sevinir. Fakat Halit Efendi, genç Rabia’yı kendisi için istemektedir. Latife Abıstay buna karşı çıkar. Rabia’nın babası Hüseyin Efendi parayı çok sevdiğinden kızı Halit Efendi ile evlenirse kendisinin daha çok zenginleşeceğini düşündüğü için bu teklifi kabul eder. Kısa zamanda Halit Efendi’nin ailesi bu durumu öğrenir. İyi eğitimli, Tatarcadan başka Rusça da bilen, Osmanlıca okuyup yazan bir genç olan Fatih, babasının ikinci bir eş olarak bir genç kız almaya kalkışmasına üstelik bu kızın Rabia olmasına çok üzülür. Fatih, bir buçuk yıl önce methini duyduğu Rabia’yı kız kardeşi Hadiye’yi ziyarete geldiğinde tanımış ve onu beğenmiştir. Rabia’ya mektup yazarak duygularını anlatmış ve ondan da olumlu cevap almıştır. İki genç mektuplaşırlar ve görüşürler. Fatih, babasının Rabia’ya talip olması haberi üzerine Rabia’ya bir mektup yazarak babasına direnmesini ve evlenmek istemediğini söylemesini ister. Elçiye evet cevabı verilmesi üzerine Rabia, Fatih’e bir mektup yazar. Annesinin de bu evliliğe razı olmadığını ama bir şey yapamadıklarını anlatır. Fatih, bu mektup üzerine üç mektup yazar. Bunlardan birincisi Rabia’ya, ikincisi Hüseyin Efendi’ye, üçüncü mektup ise Hoca’yadır. Nikah günü Hoca, Hüseyin Efendi’nin evine gelerek Fatih’in mektupta kendisine yazdıklarını anlatır ve Halit Efendi ile Rabia’nın nikahını engeller. Aynı hafta Fatih’le Rabia büyük bir düğünle evlenirler. Halit Efendi Rabia’yı alamamanın öfkesiyle evde herkese bağırıp çağırmaya başlar. Halime Abıstay ve Hadiye evi terkederek Fatih ve Rabia’nın yanına giderler. Halit Efendi yalnız kalır. Bir süre sonra hastalanır. Fatih her gün babasını görmeye gelir, Hadiye eve döner. İki evlat babalarına bakarlar. Fazla vaktinin kalmadığını söyleyen Halit Efendi, Halime Abıstay’dan af dilemek ister. Ölmeden önce Halime Abıstay’la helalleşir, yeniden nikahlanır. Ölüm döşeğinde çocuklarına nasihatler verir. Halit Efendi’nin ölümünden sonra Fatih ve Rabia baba evine taşınırlar. Fatih ve Rabia’nın bir oğlu olur. Fatih, oğluna Raşit ismini verir. Raşit, Fatih ve Rabia gibi iyi ahlâklı, terbiyeli anne babaya sahip olduğu için şanslıdır. Böyle bir ailede yetişeceği için o da iyi ahlâklı ve terbiyeli bir insan olacaktır.

Maişet romanının merkezinde yaşlı ve zengin kişilerin genç bir kızı ikinci eş olarak alma âdeti, Halit Efendi vasıtasıyla eleştirilir. Eserde medreselerin bozulması, cahil hocaların ve ostazbikelerin okuttukları erkek ve kız çocuklarının cahil kalması ve terbiyeden yoksun kalmaları anlatılır. Eğitimde modernleşme, kızların okuması, kızların kendi eşlerini seçme özgürlüğünün önemine dikkat çekilir. Annenin iyi eğitim alması ve ahlâklı olmasının çocuk terbiyesindeki önemi vurgulanır. Halit Efendi zengin ama cahildir. Ticarette, eğitimde ve hayatın her alanında eskiden yanadır, yeniliğe karşıdır. Fatih, annesi Halime Abıstay’dan iyi bir terbiye alır. Eğitime önem vermeyen babası yüzünden başta yarı cahil ve kötü bir hoca eline düşmüşse de Kamil adlı hocası sayesinde yeni usulde eğitim görür.

Rusya Müslümanları arasında kadimci-ceditçi çatışmasının yaşandığı döneme ait olan Maişet romanında Ruslaşmaya sebep olacağı düşüncesiyle Rusça eğitime karşı çıkan kadimcilere karşı Fatih karakteriyle cevap verilir adeta. Fatih Rusça öğrenmesine, Rusça gazete ve dergileri takip etmesine rağmen millî ve dinî kimliğini muhafaza etmiş bir Tatar gencidir. Fatih, Rabia’nın da okuyup yazmasını teşvik eder. Romanın sonunda Raşit’in çok bahtlı bir çocuk olduğu vurgulanır. Raşit’in gelecekte büyük bir adam olabilmesi için sadece babası Fatih’in bilgili olmasının yetmeyeceği, Fatih’ten çok annesi Rabia’nın ilim sahibi ve terbiyeli olmasının şart olduğu belirtilir.

Maişet, Sadreddin bin Molla Nizameddin Maksudi imzasıyla yayımlanmıştır. 1. baskısı 1900 yılında, 2. baskısı 1914 yılında yapılmıştır. Maişet’in 1914 yılında Orenburg’da Vakıt Matbaası tarafından yapılan Arap harfli 2. baskısının ön sözünde Sadri Maksudi, romanı çok genç yaşta 1899’da yazdığını ve 1900 yılında yayımladığını ifade eder.

Yazarın biyografisi için bk. “Sadri Maksudi”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/arsal-sadri-maksudi 

Eserden Örnekler


O yıllarda “K” şehrinde Yahudi ve Ruslar arasında dericilikle uğraşanlar çok olmadığından deri ticareti tamamen Müslümanların elindeydi, kazancı da çok iyiydi. Bu yüzden Halit Efendi altmış yaşlarına geldiğinde dört, beş yüz bin sumluk servet sahibi oldu. Halit Efendi iri gövdeli, yuvarlak yüzlü bir insandı. Bu yaşlarına geldiğinde sakalı, saçı, bıyığı her biri yarı yarıya ağarsa da yüzünün revişinden, ağarmayan kısımlarından eskiden kara saçlı olduğunu anlamak mümkündü. Halit Efendinin dış görünüşü dürüst, takva sahibi, saf gönüllü insanlar görünümündeydi.

Aynı zamanda Halit Efendi mürüvvetli, dürüst, cömert tabiatlı, iyi bir insandı. Çok büyük bir servet sahibi olmasına bir de bu güzel sıfatlar eklenince şehir halkı arasında sözü geçen, itibarlı insanların en önde gelenlerinden biri haline geldi. Her nerede bir toplantı olsa Halit Efendi orada bulunur, nerede bir konuşma olsa katılırdı.

Halit Efendi güzel gönüllü olduğundan insanlar için kaygılanır, halkın menfaatini düşünürdü. Sözünün geçtiği kişilere her zaman vaaz ve nasihat ederdi. Halit Efendi’nin vaazı, her zaman eskilik hakkındaydı.

Dünyada eskilikten daha çok sevdiği bir şey yoktu. Her işte eski olanı, önceki devirdeki halini seviyordu. Onun düşüncesine göre halkın fakirleşmesinin sebebi yeni çıkan şeylerdi. Kendisinin bu düşüncesini kanıtlamak için çeşitli deliller sunardı. Elbette delilleri de fikirleri gibi eskiydi.

Halit Efendi, kendi fikrine çok güvenen, aklına çok inanan bir insan olduğundan her işte, her konuda fikrinin dürüst, düşüncesinin doğru olduğunu kabul ediyordu. Bu yüzden haddi olmayan işlere de karışıp tavsiye vermek, nasihat etmek onun âdetiydi. Öncelikle tüccar olduğundan ticaret hakkındaki sözlerini, nasihatlerini doğru kabul etmek uygunsa da başka konularda çok konuşup bilgiçlik taslaması pek de yerinde değildi (Maksudi 1914: 3-4).

Kaynakça


Ayda, Adile (1991). Sadri Maksudi Arsal. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Bayramlı, Ayşen Uslu (2007). “Sadri Maksudi’nin Ölümünün 50. Yılı Anısına: Sadri Maksudi’nin Hayatı ve Maksudi’nin Az Bilinen ‘Maişet’ Romanı Hakkında”. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 10, (17): 101-109.

Maksudi, Sadreddin bin Molla Nizameddin (1914). Maişet. Orenburg: Vakıt Matbaası.

Remi, İsmail (1993). “Maksudi”. Tatarstan, (6): 81-82.


Atıf Bilgileri


Uslu, Ayşen. "MAİŞET (SADRİ MAKSUDİ ARSAL)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/maiset-sadri-maksudi-arsal-tees-1402. [Erişim Tarihi: 17 Eylül 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 BEHÉTSÉZ YÉGÉT (ALİASGAR KEMAL) Galiesgar Kamal Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
2 TAALLÜMDE SAADET (M. AYAZ İSHAKİ İDİLLİ) M. Ayaz İshaki İdilli Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
3 SALİH BABAYNIN ÖYLENÜVİ (FATİH KERİMİ) Fatih Kerimi Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
4 BİR ŞAKİRD İLE BİR STUDENT (FATİH KERİMİ) Fatih Kerimi Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
5 HÜSAMEDDİN MOLLA (MUSA AKYİĞİTZÂDE) Musa Akyiğitzâde Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
6 MAVERAÜNNEHİRDE SEYAHAT (ZAHİR BİGİYEV) Zahir Bigiyev Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
7 CİHANGİR MAHDUMNIN AVIL MEKTEBİNDE OKUVI (FATİH KERİMİ) Fatih Kerimi Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
8 ATEŞ İLE BARUT ARASINDA (MEHMED RA'UF BEY) Ra'ûf, Mehmed Ra'ûf Bey, İstanbullu Doç. Dr. Dilek ÇETİNDAŞ
Görüntüle
9 ESER-İ KÂMİL PAŞA/ ESER-İ KÂMİL (YUSUF KÂMİL PAŞA) Yusuf Kâmil Paşa Hatem Türk
Görüntüle
10 GÜNÂH-I KEBÂİR (ZAHİR BİGİYEV) Zahir Bigiyev Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle