- Yazar Biyografisi (TEİS)
Ebüzziya Tevfik - Madde Yazarı: Dr. Öğr. Üyesi Feyzi Çimen
- Eser Yazılış Tarihi:1306 /1888
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Lügat
- Yayın Tarihi:18/08/2022
LUGAT-I EBÜZZİYÂ (EBÜZZİYA TEVFİK)
lügatEbüzziya Tevfik (d. 1849 - ö. 27 Ocak 1913)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Ebüzziya Mehmed Tevfik tarafından Avrupai tarzda modern imkânlarla hazırlanmış, resimlerle desteklenmiş, madde başları ve açıklamaları Osmanlıca-Osmanlıca (Türkçe-Türkçe) olan, madde başlarının rahat okunup doğru anlaşılabilmesi adına özel simge ve sembollerin kullanıldığı çok önemli bir 19. yüzyıl sözlük projesi. Eser, iki cildi yayımlanabilmiş yarım kalmış bir çalışmadır.
On iki senelik bir emeğin karşılığı olan sözlük, 2000 sayfa civarı olacak şekilde tasarlanmış olmasına rağmen iki cilt, 600+112, 712 sayfada kalmıştır. Sözlük, önce haftada bir cüz şeklinde fasikül fasikül yayımlanmış, daha sonra kitap şeklinde basılmıştır. Birinci cildin kitap biçiminde iki baskısı, ikinci cildin tek baskısı vardır. Birinci cildin ilk baskısı 1306/1889'da ikinci baskısı 1308/1890/1891 tarihinde yapılmıştır. İkinci cildin tek baskısı 1307/1890 tarihinde yapılmıştır (Gür 1998: 83). Sözlüğün her iki cildinin baskısı da İstanbul’da Matbaa-i Ebüzziya’da yapılmıştır. 1. cilt elif (ا) ila şın (ش) harfleri arasındaki maddeleri kapsamakta olup a harfi, “âb” kelimesi ile başlar ve “şeʾn > şüʾûn” kelimesi ile biter. 1. cilt her iki baskısında da 600 sayfadır. 2. cilt sad (ص) harfi ile “sab” (p) kelimesi ile başlar ve ayın (ع) harfi “ûd (عود)” kelimesi ile son bulur. 112 sayfadır. 112 sayfadan oluşan 2. cildin meşhur olan ve kütüphanelerde yaygın olarak bulunan nüshasından başka pek bilinmeyen bir nüshası daha vardır. Bu nüsha bilinen nüshadan 40 sayfa daha fazla olup 152 sayfadır, f (ف) harfiyle “fıkardamak” kelimesiyle biter (Gür 1998: 84). Birinci ve ikinci cilt sayfa numaraları olarak birbirini takip etmektedir. Bundan dolayı ikinci cildin sayfa numarası 601 ile başlar.
Sözlük, Arap harfli Osmanlı alfabesine göre alfabetik olarak sıralanmıştır. Sözlüğün yarım kalma sebebi Ebuzziya Mehmed Tevfik’in “yasak olan kelimeler üzerine fazlaca durması ve bunları açıklarken Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa gibi yazarlardan bol örnekler vermesidir (Ziyad 1998: 101). Ebüzziya Mehmed Tevfik’in Rebî-i Marifet’teki “Hitâmı kuvve-i karîbeye gelmiş lügatin yaklaşık 2000 sayfadan oluşabileceği” doğrultusundaki beyanından Âlim Gür, sözlüğün tamamlanmış olduğu hâlde baskısının bir şekilde tamamlanamadığı çıkarımını yapmıştır (Gür 1998: 84). Lügat-i Ebüzziya, 25x35 cm hacme sahip olup deri sırtlı mukavva kartonla kaplıdır. Eserin 1306 yılında yapılan baskısının jenerik sayfasında “Lügat-i Ebüzziya, Türkçede mütedâvil elfâz ve ıstılâhatın suver-i istimâlini muarref ve şevâhid ve emsâli şâmildir, Def’a-i evveli, Her hakkı kanûnen mahfuzdur, Maârif-i umûmiye nezâretinin ruhsatıyla tab edilmişdir, 1306, Kostaniye, Matbaa-i Ebüzziya” bilgileri yer almaktadır. Sonraki sayfada Matbaa-i Ebüzziya logolu amblem bulunur.
3 ila 20. sayfa aralığında giriş yerini tutan “Medhal” bölümü gelmektedir. Bu bölümde Ebüzziya Mehmed Tevfik, Türk sözlükçülüğü, sözlük hazırlama metodolojisi ve sözlüğünün özellikleri hakkında bilgiler vermiştir. Ebüzziya Mehmed Tevfik’in Lügat-i Ebüzziya’da takip ettiği usul ve yöntem şu şekilde özetlenebilir: “1. Dilde çoklukla kullanılan kelimeler dışında kalanlar alınmamıştır. 2. Zamanla manaları ve kullanılış şekilleri değişen kelimelerin hâlen kullanılışlarına göre açıklamaları yapılmış, ancak eski hâlleri (etimolojik bilgi) de anlatılmıştır. 3. Birkaç anlamı olan kelimelerden sadece geçerli anlamları açıklanmış, anlamları artık kullanılmayanların sadece manaları verilmiştir. 4. Galat olduğu hâlde kullanılan kelimeler bu hâlleri ile lügate alınmıştır. 5. Türkçede bulunmayan teknik kelimeler aynen alınmıştır. 6. Tanınmış yazarlardan örnekler verilerek kelimelerin nasıl kullanıldığı gösterilmiştir. 7. Arapça ve Farsça kelimelerin teklik ve çokluk ya da hâlleri ayrı ayrı verilmiş, tekil madde başında çokluk hâli, çokluk madde başında tekil hâli gösterilmiştir.” (Ziyad 1998: 101).
“Medhal” bölümü içinde sırasıyla sayfa 15’te “Hâtime”, sayfa 16’da “Kâide-i Cem-i Fârisî”, sayfa 17-19’da “Elifbâmıza dâir Bazı Mülâhazât”, sayfa 19’da “Alâmât-ı Harekât”, sayfa 20’de “İhtar” başlıkları yer almaktadır. “Elifbâmıza dâir Bazı Mülâhazât” başlığı altında kelimelerin “dürüst” okunabilmesi için doğru imlanın önemine işaret edilmiştir.
Doğru imla için Lügat-i Ebüzziya, sözlükçülük sahasına bazı yenilikler getirmiştir. Bunlar kısaca şöyledir: “1. Elif, vav ve kef harflerinin okunuşlarındaki karışıklığı önlemek için üzerlerine nokta, virgül, çizgi gibi işaretler koymuştur. Özel olarak döktürdüğü bu harflere, matbaacılık âleminde “Ebüzziya harfleri” denmektedir. 2. Okunması güç kelimelerin doğru imlasını sağlamak için hecelerin arasına sesli harfler koyarak ve heceleri okunuşlarına bölerek yazmıştır. 3. Türkiye’de ilk defa bazı Avrupa lügatlerinde olduğu gibi bazı kelimelerin yanına resim koymuştur. 4. Yine Avrupa lügatlerinde olduğu gibi belli konulara girildiğinde (hukuk için terazi, astronomi için hilal vb.) belli işaretler, küçük remizler kullanmıştır.” (Ziyad 1998: 101).
Ebüzziya Mehmed Tevfik, “Alâmât-ı Harekât” başlığı altında Arapça, Farsça, Türkçe için farklı olarak önerdiği tablo ile sözlüğün vokallerinin imla düzenini ortaya koymuştur. Okunuşu güç bazı kelimelerin doğru okunmasını sağlamak üzere ortaya koyduğu “takdî” yolu ile kelimeleri hecelere bölme yoluna gitmiştir. Ebüzziya Mehmed Tevfik, “Medhal’in son kısmı olan “İhtar” başlığı altında sözlüğünde madde başlarının daha anlaşılır olması için resimler kullanmıştır. Bu husus şöyle dile getirilmiştir: “Lugat kitablarını daha müfîd bir halde bulundurmak içün İngilizler kabîl-i resm olan esmâyı tasvîr ile irâe etmeyi îcâd etmişlerdi. Nef’î münker olmayan bu usûl az vakit içinde lugat telîf edenlerce kava’id-i külliyye rengini aldığından, elyevm İngiliz, Alman ve Fransız lisânlarında neşr olunan lugat kitabları tasâvîr ile tevşî’ olunmaktadır. Maârif-i hâzırada muktedâmız olan umem-i garbiyyeyi bu husûsta olan taklîd etmeye vecâib-i tarakkîden add ile iktizâ eden esmânın tasvîrlerini resm ve hakk ettirerek derc eyledim.” (Ebüzziyâ Mehmed Tevfik 1306/1889: 20).
“İhtar” başlığının hemen ardından denizcilik, siyaset, hukuk, harbiye, hendese, bitki, hayvan, maden vb. konulara ait madde başlarının izahında kullanılan simge ve işaretler tablosu yer almaktadır. Sayfa 21’den itibaren sözlük madde başları başlamaktadır. Sözlükteki kelimeler Arap harfli Osmanlı alfabesine göre alfabetik olarak sıralanmıştır. Sözlükte sayfalar iki sütuna bölünmüştür. Okuyucuya kolaylık sağlamak adına her sayfanın sağ ve sol üst köşesinde sayfada yer alan ilk ve son madde başına ve bu kelimeler arasında ise bap başlıklarına ve sayfa numaralarına yer verilmiştir. Matbaa-i Ebüzziya’nın ani bir şekilde kapatılmasından dolayı eserlerin talan edilmesinden sebep Lügat-i Ebüzziya’nın matbu adedi tam olarak tespit edilememiştir. Ebüzziya Mehmed Tevfik’in Lügat-i Ebüzziya’nın kullanımını kolaylaştırmak adına elif harfi ile başlayan kelimeleri a, e, i, o, u, ö, ü okunuşuna göre ayrı ayrı bölümlerde madde başı olarak dizmesi bilakis kullanım güçlüğü doğurmuştur (Ziyad 1998: 101). Sözlüğün bir diğer eksik yönü ise yazılı edebiyatta geçmeyen Türkçe kavram ve kelimeleri kapsamasındaki sınırlılığıdır (Gür 1998: 88). Tüm bunlara rağmen Ebüzziya Mehmed Tevfik’in maruz kaldığı zor şartlar altında kendinden önce Doğu ve Batıdaki birçok sözlüğü inceleyip onları kaynak olarak kullanmak suretiyle Osmanlı Türkçesinin söz varlığını bir bütün olarak ortaya koymak gayretiyle tek başına birçok ilke imza atan böyle modern bir sözlük hazırlaması şâyân-ı tebrik; çalışmasının harici baskılar neticesinde akim kalması cây-ı teessüftür. Lügat-i Ebüzziya Türk sözlükçülük tarihinin istikametine yaptığı tesirle mühim bir kaynak olarak karşımızda durmaktadır.
Yazarın biyografisi için bk. "Ebüzziya Tevfik". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ebuzziya-tevfik
Eserden Örnekler
MEDHAL
Her kavim müdemeddin mütekellim olduğu lisânın elfâzını nâtık bir lugat vücûda getirmiştir. Ezcümle lisânımızın erkân-ı asliyyesinden olan Arabî’de iki yüze karîb lugat tedvîn olunmuştır; Fârsî’de ise yüzden ziyâde ferheng mevcuttur. Bir lisân içün kâffe-i elfâzını muhit bir lugat kâfî iken, yalnız Arap lisânı içün iki yüze yakın lugat telîf olunması belki zâid görülür. Halbuki bir lisânın kâffe-i elfâzını cem etmek ve her lafzın her tarz istimâlini tahattur ve tayîn eylemek şahs-ı vahide müyesser olamayacağı gibi, şayet birçok ikdam ve tetebbu ve bir ömr-i medîd sayesinde bu muhalefet mertebe-i imkana getirilmiş olsa bile lugat, murûr-i ezmân ve hudûs-i eşya ile tagayyur ve tezâyud kanununa tabi bulunduğu cihetle bir lafzın bir karn içinde tebdîl-i tavr etmesi ve bâhusûs birtakım muhdesâta yeniden isimler verilmesi zarûrî olmasına göre asr-ı evvel te’lîf olunmuş bir lehçe bugün gerek elfâz ve gerek mânâ cihetiyle lugat âhiraya murâcaattan veyâhûd yeniden lugat tedvininden istiğna hâsıl ettiremez. Dünyanın hemen ekser memâlikinde mütearref olduğu haysiyetiyle lisân-ı umûmî meziyyetini haiz olan Fransız lisanının hâvî olduğu kelimâta lafzan ve mânâ hadd-i tayîn etmek isteyen “Akademi” heyet-i fâzilesi tarafından tertîb olunan ve “Akademi” nâmı verilen lugat kitabının haricinde andan pek çok ziyâde elfâz ve îzahâtı hâvî yüzlerle lugat telif olunmuştur. Yalnız “Beşrel” ile “Litre”nin lugatları Akademi Lugatı’nı dört defa vücûda getirir. Hâl böyle iken yine kanaat verecek derecede bir lugat tedvîn edilmemiş olduğunu iddia edenler bulunur. Lisânımızda ise heyet-i içtimaiyyemizin tarih teşekkülünden bu âna kadar “Merhum Şinasi’den mâadâ” Hiçbir sahib-i gayret zuhûr edup de yazmakta, söylemekte kullandığımız kelimâtı bir deftere zapt ile mânâsını işarete himmet etmemiştir. Filhakîka kütüphânelerimizde “Sıhâh” ve kâmûs tercümeleriyle şuûru ve “Burhan” gibi Arap ve Acem’in birkaç lugatı mevcuttur. Ve filhakîka bu lugatlar Türkçemizde mütedâvil bir hayli elfâzı camidir. Mamâfîh hiçbiri lisanımıza mahsûs olmadığından, ve tabîri ahârla her biri hâvî olduğu kelimâtın o lisândaki mânâsına tercüman olduğundan, bunlara bizim nazarıyla bakılamaz. Lisânımızda “Hançereli” gibi, “Biyanki” “Mâluf” birkaç Fransız lugatı te’lif edildi. Bugünkü günde (Velev ta’dâd olunacak mertebelerde kalîl ve hatta Türkçemizde mukâbilleri dahi mevcut olsun) lugatımıza biraz da kelimât-ı ecnebiyle dâhil oldu. Eğer Fransızca’dan Türkçe’ye olan bu lehçelere bizim diyebilmek doğru ise, Arap ve Acem ferhenglerinin tercümelerinde malımız nazarıyla bakabiliriz. Demek isteriz ki kâmûslar, ferhengler bizim olmamakta Hançerelilerin, Biyankilerin aynıdır. Zirâ başka bir lisânın lehçesini tercüme etmeğle, kendi lisanının lehçesini tedvîn eylemek beynindeki fark muhtâc-ı bahs değildir. Lisânımız ise ekseriyet üzre elfâz-ı Arabiyye ve kısmen elfâz-ı Farsiyye ile mahlût bulunduğu gibi, bir de kendi kelimâtımızın hâvî olduğundan, farz-ı muhal olarak, Arabî ile Farsî de tesaduf edeceğimiz müşkilâtı o lisanların lugat-ı mütercimeleriyle halluhu muvaffak olsak bile asıl Türkçe içün hangi lugata müracaat edeceğiz? Elbette aslı olan Çağatay Lugatı’na değil, zirâ bizim şive-i tekellümümüzle o lugat arasındaki fark, lafzan ve mana Latince ile İtalyanca veya Farsî’yle Kürtçe beynindeki fark kadar azîmdir [...]
HÂTİME
İhtimâl ki sırf arzuma mağlûbiyyetten ileri gelen şu teşebbüsümde iltizâm-ı savâb ve îfâyı hizmet maksadıyla pek çok hatalara düşülmüş olsun. Ne çâre ki milletimizin yüzlerle ashâb-ı irfânına göre bir himmet sarfıyla husûlü kâbil olan böyle bir lâzime-i lisânın benim gibi bir âcizin uhde-i gayretine kalmasına sebeb, yine o ashâb-ı irfânın himmetsizlikte gösterdikleri sebâttır. Bu cihetle her kelimesinde hata etmiş olsam dahî, hatâ-yı müctehid gibi, savâb olmasa da, sevâb olur itikâdındayım [...]
İHTÂR
Lugat kitablarını daha müfîd bir halde bulundurmak içün İngilizler kabîl-i resm olan esmâyı tasvîr ile irâe etmeyi îcâd etmişlerdi. Nef’î münker olmayan bu usûl az vakit içinde lugat telîf edenlerce kava’id-i külliyye rengini aldığından, elyevm İngiliz, Alman ve Fransız lisânlarında neşr olunan lugat kitabları tasâvîr ile tevşî’ olunmaktadır. Maârif-i hâzırada muktedâmız olan umem-i garbiyyeyi bu husûsta olan taklîd etmeye vecâib-i tarakkîden add ile iktizâ eden esmânın tasvîrlerini resm ve hakk ettirerek derc eyledim. (Ebüzziyâ Mehmed Tevfik 1306/1889: 5, 15, 20).
Kaynakça
Ebüzziya Mehmed Tevfik (1306/1889). Lugat-ı Ebuzziya, C.1. İstanbul: Matbaa-i Ebûzziyâ,
Ebüzziya Mehmed Tevfik (1307/1890). Lugat-ı Ebuzziya, C.2, , Matbaa-i Ebûzziyâ, İstanbul.
Ebüzziya, Ziyad (1994). “Ebüzziyâ Mehmed Tevfik (1849-1913)”. TDV İslâm Ansiklopedisi. C. 10., s. 374-378, https://islamansiklopedisi.org.tr/ebuzziya-mehmed-tevfik [Erişim tarihi: 13.08.2022]
Ebüzziya, Ziyad (1998) “Lügat-ı Ebüzziya”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Devirler, İsimler, Eserler, Terimler. C. 6. İstanbul: Dergah Yayınları, 101.
Gür, Âlim (1998). Ebüzziya Tevfik Hayatı; Dil, Edebiyat, Basın, Yayın ve Matbaacılığa Katkıları. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.
Lugat-ı Ebuzziya, https://insak.net/lugatlar/4_lugat-i_ebuzziya/ [Erişim tarihi: 10.08.2022].
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DURÛB-I EMSÂL-İ OSMÂNİYYE (EBUZZİYÂ TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Doç. Dr. Tuğçe Erdal |
Görüntüle | ||
2 | ECEL-İ KAZÂ (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Öğretmen HAYRUNNİSA GÜRBÜZ |
Görüntüle | ||
3 | HABÎBE YÂHUT SEMÂHÂT-I AŞK (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziyâ Tevfik | Öğretmen HAYRUNNİSA GÜRBÜZ |
Görüntüle | ||
4 | İMSÂKİYYE-İ NEVÎN (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Araş. Gör. Dr. Cemile Odunkıran |
Görüntüle | ||
5 | MUHÂTABA (MEHMED NÂZIM) | Mehmed Nâzım | Diğer ALİ ERBAY |
Görüntüle | ||
6 | MUHARRERÂT-I HUSÛSİYYE-İ ÂKİF PAŞA (ÂKİF PAŞA) | Âkif Paşa | Öğr. Gör. Abdullah Ezik |
Görüntüle | ||
7 | MÜNTAHABÂT-I TASVÎR-İ EFKÂR (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Dr. Ayşegül Ergişi |
Görüntüle | ||
8 | NÜMÛNE-İ EDEBİYYÂT-I OSMÂNİYYE (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
9 | SURÛRÎ-İ MÜVERRİH (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Dr. Ayşegül Ergişi |
Görüntüle | ||
10 | TAZARRU'ÂT-I SİNÂN PAŞA (EBÜZZİYÂ TEVFÎK) | Ebüzziyâ Tevfîk, Mehmed | Doç. Dr. Muhittin Turan |
Görüntüle | ||
11 | ÜÇ YÜZLÜ BİR KARI (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Dr. Ayşegül Ergişi |
Görüntüle | ||
12 | NAMIK KEMAL (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Dr. Öğr. Üyesi YASİN YAVUZ |
Görüntüle | ||
13 | MAKAME-İ TEVKİFİYE (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik | Dr. Ayşegül Ergişi |
Görüntüle | ||
14 | EZOP (EBÜZZİYA TEVFİK) | Ebüzziya Tevfik (1849-1913) | Prof. Dr. Süheyla Yüksel |
Görüntüle | ||
15 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
16 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
17 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
18 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
19 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
20 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
21 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
22 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
23 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
24 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |