KİTÂBU’N-NASÎHA (CÂHİDÎ)
nasihatname
Câhidî, Ahmed (d. ?/? - ö. 1070/1659)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Câhidî'nin tarikat adâb ve erkânıyla ilgili eseri. Arap alfabesi ile yazılmıştır. Câhidî Ahmed Efendi, Kitâbu’n- Nasîha’nın telifini Hicrî 1026 yılı Ramazanının sonlarında yani Miladî 1617 Eylül’ünde tamamlamıştır. Bu eserde tarîkat âdâb ve erkânıyla ilgili bilgiler verilmektedir (Aydın 2016: 9). Eserde alt başlık kullanılmadan birçok konuya değinilmiştir. Ele alınan konunun anlatımında muhteva birliği yoktur, ele alınan konu tamamlanmadan başkasına geçilmektedir. İşlenen konulardan bazıları şunlardır: İman ve küfür, şükür, namaz, tövbe, ilim, Miraç, hac; ahlâk, ömür, gaflet, nefis, fakirlik, keramet; inananların farkları, sahabe sevgisi, evliya düşmanlığı, ehl-i dünya olmak, münafıklık (Er 2010: 22-24; Çamlıca 2006: 24).

Kitâbu’n- Nasîha sohbet tarzında kaleme alınmıştır. Tasavvufî terminolojiden ziyade halkın kolayca anlayacağı kelimeler tercih edilmiştir. Bunda nasihatlerin insanlar tarafından doğru anlaşılması isteği etkili olmuştur. Bazen de “ey gafiller, ey ahmak mukallitler” şeklinde huzurunda olmayan üçüncü şahıslara hitap ettiği görülmektedir (Er 2010: 19).

Kitâbu’n- Nasîha'nın 6 yazma nüshası vardır. Bu nüshalar; Süleymaniye Kütüphanesi Uşşâkî Tekkesi Bölümü 119, 292, 294, 334, 458 numarada kayıtlıdır. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kütüphanesindeki nüsha ise henüz kataloğa işlenmemiş ve numarasızdır (Çamlıca 2006: 20). Bu nüshalardan Süleymaniye Kütüphanesi Uşşâkî Tekkesi Bölümü 292 ve 458 numaralı olanlarda sadece Kitâbu’n- Nasîha bulunurken, diğerlerinde yazarın Tevhid-i Zât adlı eseri de vardır.

Kitâbu’n- Nasîha üzerine akademik olarak iki yüksek lisans tezi hazırlanmıştır (Coşkun 2005, Çamlıca 2006). Ayrıca eser günümüz Türkçesine aktarılarak Eceabat Belediyesi tarafından kitap olarak yayımlanmıştır (Er 2010).

Câhidî'nin biyografisi için bk. "CÂHİDÎ, Ahmed". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/cahidi-ahmed

Eserden Örnekler


Bilin ki, ehl-i tarîkat iki türlüdür, demişler. Biri şarkî ve biri garbîdir, derler. Biri âsândır ve biri darbîdir derler. Ya’ni riyâzetli olanın adı şarkîdir, ilimle olanın adı garbîdir. İmdi bu sözlerin zâhirine bakıp tarîk-i şarkiyyeden ve tarîk-i garbiyyeden mahrûm kalma. Nitekim şimdiki zamânın ol ehl-i hevâları ki fukarâ-i sâbirîndeniz derler illeri gezerler, riyâzet yok, mücâhede yok. Ya’ni derler ki; bizim ilmimiz ayn-ı riyâzettir. Kişi gün istemekten murâd, günün nûrunu görmektir. Kendi nûru olan günü neyler derler, bu sözü ağızdan öğrenmişlerdir. Yâhut kitaptan. Ammâ bu sözlerin hakîkattan hiç haberleri yoktur ve onlar taklîd zulmetinde helâk olmuşlardır. Avâmlar da onları fükarây-ı sâbirînden sanırlar. Ammâ degillerdir, ehl-i hevâlardır. Zîrâ hemen fukarâ libâsların giyip fukarâya benzemişlerdir. Ammâ fükarây-ı sâbirînin akvâlinden ve ahvâlinden ve ef’âlinden ve menâzilinden dahî, merâtibden hiç haberleri yoktur ve iki cihânda mahrûm ve mezmûmlardır. İmdi hiç bir mürşid-i sâdık dahı şarkîler makâmına erişmeyince garbîler makamına erişemediler. Ve ey gâfil-i magrûr! Gün şarkdan dogar, ziyâsı kamu vardıgı yerin zulemini nûr eyler. Eger gün şarkdan dogmasa, cemi’ âlem zulmette kalırdı, taklîd zulmetinde kalan ilmine magrûrlar gibi. İmdi gün evvel şarktan dogar, eflâkı tamam seyrân eder, âhâr-ı dâr-ı magribde pinhân olur. İmdi makâm-ı şarka erişenler Uzzât u Lât’ı unuturlar. Ol vakit Hakk Teâlâ'nın nûr-i zâtı reşn eder, tecellî eder, envâr-ı sıfâtı o demde gönülleri onlara iner. Nefîslerinin sıfatlarını yok ederler ondan sonra seyr-i ilâllâh hâsıl olur ve ashâb-ı serden olur. Gün gibi magribde pinhân olurlar. Yârın haşr olacak gine gün gibi dogarlar. İmdi şarkîden murâd ehl-i riyâzettir. Zîrâ hakîkat riyâzâtdan dogar, gün evvel meşrikda dogdugu gibi. Ve garbîden murâd, tamam ilm-i ledünde kâmil olanlardır ki, gün gibi magribden pinhân olmuşlardır. Kâfırler ve münâfıklar ziyâsın görmesinler diye. Hakk Teâlâ onları sır magribinde gizler, münâfıklar arasında garib olmuşlardır (Çamlıca 2006: 102- 103).

Kaynakça


Aydın, Abdullah (2016). Ahmed Câhidî Uşşâkî, Dîvân-ı İlâyiyât. İstanbul: H Yay.

Coşkun, Şerife Saygın (2005). Ahmed Câhidî ve Kitâbu’n-Nasiha Adlı Eseri. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi.

Çamlıca, Orhan (2006). Ahmed Câhidî’nin Nasihatnâme ve Tevhid-i Zât Adlı Risalelerinin Tahlili. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Er, Hamit (2010). Ahmed Câhidî Efendi Nasihatnamesi. Çanakkale: Eceabat Belediyesi Kültür Yay.

Atıf Bilgileri


AYDIN, ABDULLAH. "KİTÂBU’N-NASÎHA (CÂHİDÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/kitabu-n-nasiha-cahidi. [Erişim Tarihi: 04 Haziran 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂN (CÂHİDÎ) Câhidî, Ahmed Prof. Dr. ABDULLAH AYDIN
Görüntüle
2 TEVHİD-İ ZÂT' (CÂHİDÎ) Câhidî, Ahmed Prof. Dr. ABDULLAH AYDIN
Görüntüle
3 TEZKİRE-İ ŞU'ARÂ (SÂLİH AYNÎ MEHMED EFENDİ)  Aynî, Sâlih Aynî Mehmed Efendi Prof. Dr. Beyhan KESİK
Görüntüle
4 DÎVÂN (EŞREF-İ SÂNÎ) Eşref-i Sânî, Şeyh Seyyid Öğretmen Kevser Kıroğlu
Görüntüle
5 TECELLİYÂT (FENÂYÎ, CENNET MEHMED EFENDİ) Fenâyî, Cennet Mehmed Efendi Prof. Dr. ABDULLAH AYDIN
Görüntüle
6 ÂDÂB-I HURDE-İ TARîKÂT (HİMMET/ABDÎ, BOLULU ŞEYH HİMMET EFENDİ) Himmet/Abdî, Bolulu Şeyh Himmet Efendi Araş. Gör. Emrah Baş
Görüntüle
7 VAHDETNÂME (LÂMEKÂNÎ) Lâmekânî, Hüseyin Prof. Dr. İbrahim Halil Tuğluk
Görüntüle
8 MECMÛA-İ ŞEYH MISRÎ EFENDİ (NİYÂZÎ-İ MISRÎ) Niyâzî-İ Mısrî, Muhammed/Mehmed Akın ZENGİN
Görüntüle
9 RİSÂLE-İ VAHDET-İ VÜCÛD (MISRÎ) Niyâzî-i Mısrî, Muhammed/ Mehmed Dr. Muhammed Ülgen
Görüntüle
10 RİSÂLE-İ EŞRÂTU’S-S‘AT (NİYÂZÎ-İ MISRÎ) Niyâzî-İ Mısrî, Muhammed/Mehmed Öğretmen TALAT OLGUN
Görüntüle
11 RİSALE-İ TEVHÎD (NİYÂZÎ-İ MISRÎ) Niyâzî-İ Mısrî, Muhammed/ Mehmed Öğretmen TALAT OLGUN
Görüntüle
12 ED-DEVRETÜ’L-ARŞİYYE (MISRÎ) Niyâzî-i Mısrî, Muhammed/ Mehmed Dr. Muhammed Ülgen
Görüntüle