- Yazar Biyografisi (TEİS)
Ahmed Fakîh - Madde Yazarı: Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş
- Eser Yazılış Tarihi:1350 civarı ?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Dinî-Tasavvufî-Ahlaki Eser
- Yayın Tarihi:14/11/2021
KİTÂBU EVSÂFİ'L-MESÂCİDİ’Ş-ŞERÎFE (AHMED FAKÎH)
hac seyahatnamesiAhmed Fakîh (d. ? - ö. ?)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Kitâbu Evsâfi’l-Mesâcidi’ş-Şerîfe, kaçıncı yüzyılda yaşadığı tam olarak tespit edilemeyen Ahmed Fakîh tarafından yazılmış bir mesnevidir. Özellikle dil hususiyetleri değerlendirmeye alındığında eserin 14. yüzyılın ikinci yarısı ile 15. yüzyılın ilk yarısında, 1350’li yıllar civarında yazılmış olabileceği görüşü kabul edilmiştir (Tezcan, 1994: 88). Kitâbu Evsâf'ın bugüne ulaşan tek nüshası British Library Or. 9847 numarada kayıtlı mecmuanın 1b-21b sayfaları arasında yer almaktadır.
Kitâbu Evsâf, Anadolu’da gelişmeye başlayan Türk edebiyatının ilk örneklerinden biri olduğu gibi divan ve halk edebiyatının kesişim noktasında yer almaktadır. Sahip olduğu özelliklerle halk tipi mesneviler kategorisine dâhil edilebilen metin, şimdiki bilgilerimize göre Anadolu sahasında yazılmış elimize ulaşan ilk hac seyahatnamesidir. Ahmed Fakîh, Kudüs, Halilürrahmân, Mekke, Medine ve Şam menzillerinin coğrafi özellikleri ve seyahati sırasında yaşadıkları hakkında kısa bilgiler vermektedir. Ancak eser, bunlardan ziyade Kubbetü’s-sahre, Mescid-i Aksâ, Haremü’l-Halîl, Harem-i Şerîf ve Mescid-i Nebevî gibi Müslümanlar için önem arz eden kutsal yapılara dair ayrıntılı bilgiler aktaran bir mesnevi özelliği göstermektedir. Mazıoğlu’nun incelemesi başta olmak üzere şimdiye kadar Kitâbu Evsâf üzerine yapılan çalışmalarda Ahmed Fakîh’in hacdan dönüşte Kudüs’e uğradığı, burada geçirdiği günler sırasında oğlunu ve kızını özleyerek daha fazla kalamadığı yönünde verilen bilgiler (Ahmed Fakih 1974: 8, 13) yanlıştır. Nitekim Ahmed Fakîh’in Mekke’den dönüş sırasında değil, Mekke’ye gidiş sırasında Kudüs’e uğradığı; ailesine karşı duyduğu özlemin ise Mekke’den dönüşte, Şam’da konakladıkları sırada arttığı anlaşılmaktadır.
Aruz vezninin hezec bahrinde mefâ'îlün mefâ'îlün fe'ûlün kalıbıyla kaleme alınan mesnevide farklı nazım şekilleriyle ve aynı aruz kalıbıyla yazılmış iki şiir mevcuttur. Kıt‘a-i kebîre nazım şekliyle yazılmış ilk şiir, yedi beyitten oluşmaktadır. Bunun gazel-kaside düzeninde yazıldığının söylenmesi yanlıştır (Ahmed Fakih 1974: 13). Bu kıt'ada hacca gitmenin ve namazın öneminden, dünyadan vazgeçmek ve haramdan sakınmak gerektiğinden bahsedilmiştir. Kaside nazım şekliyle yazılan ve sekiz beyitten oluşan ikinci şiir ise şairin Mescid-i Nebevî hakkındaki gözlemlerine, burayı görmenin kendilerine verdiği mutluluğa ve mekânın hatırlattıklarına dairdir. Bunların yanında eser içerisinde hece ölçüsüyle yazılıp beyit düzeniyle tertip edilmiş dörtlükler de yer alır. Bunlardan ilki 16’lı hece ölçüsüyle yazılmış üç beyitten/dörtlükten oluşmaktadır. Ahmed Fakîh bu şiirinde Halilürrahman’a gitmek gerektiğinden bahsederek Hz. İbrâhîm hakkındaki çeşitli telmihlere yer vermiştir. Eldeki nüsha eksik olmakla birlikte eser, mesnevi metni ve farklı nazım şekillerinde yazılmış şiirlerle toplam 339 beyittir. British Library nüshasının sonunda Kudüs övgüsünde hece ölçüsüyle ve beyit düzeninde tertip edilen dört şiir yer almaktadır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Seminer Kütüphanesi’nde 4453 (veya 246) numarada kayıtlı Kudüs övgülerini içeren yazmanın sonunda da Ahmed Fakîh’e ait beş şiir bulunmaktadır (Sertkaya 1989: 67; Pala 2004: 124). Her iki nüshadaki bu şiirler mesnevi metninin sonuna eklendiğinde eserin toplam beyit sayısı 418’e ulaşmaktadır.
Ahmed Fakîh; eserinde, gördüğü mekânların adım ölçüsüyle tespit ettiği genişliğine ve enine, kemerlerin, direklerin, buralarda asılan kandillerin, minarelerin, minarelere çıkan basamakların sayısına, hangi malzemeden yapıldıklarına ve bu türden başka ayrıntılara detaylıca yer vermiştir. Dolayısıyla şair, bu mesneviyi yolculuk hâtıralarını yazmak, gördüğü mekânların vasıflarını mimar hassasiyetiyle aktarmak, kendisinden sonra aynı coğrafyalara gideceklere ve ilgili mekânlara gireceklere bu yerlerle ilgili önceden bilgi vermek, ayrıca fakih olması hasebiyle de çeşitli nasihatlerde ve tavsiyelerde bulunmak amacıyla kaleme almıştır.
Kitâbu Evsâf’ın aynı konuda kendinden sonra yazılmış eserlere örnek oluşturduğunu söylemek mümkündür. Nitekim 16. yüzyılın hemen başında aynı yolculuğa çıkan Esîrî’nin Hüsâm-nâme'sindeki iki beytin Ahmed Fakîh’in iki beytiyle benzerliği bunu ortaya koymaktadır (Kolbaş 2021: 91).
Kitâbu Evsâfi’l-Mesâcidi’ş-Şerîfe, Hasibe Mazıoğlu tarafından 1974 yılında yayımlanmıştır. Eser üzerine Ozan Kolbaş tarafından düzeltme ve ilavelerle yapılan çalışma yayım aşamasındadır.
Şairin biyografisi için bk. “Ahmed Fakîh”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ahmed-fakih
Eserden Örnekler
Fî Zikri Vasfı Mescidi’l-Kudsi’ş-Şerîf ve Mâ Fîhâ
Acâyib yir imiş Kuds-i mübârek
Yaratmış anı sun'ından Tebârek
Bir ulu şehrdür daşdan kireçden
İçinde bir evi yokdur agaçdan
O yirdedür bilün Sahre vü Aksâ
Gice gündüz ana göz dikse baksa
Müzeyyendür münakkaşdur müretteb
Cemî'[i] altun işidür müzehheb
Görince gözüm anı sevdi cânum
Giri gitmegi unutdum i cânum
Varınca fikrümüz gitmegidi hem
Çü gördüm Kuds'i didüm otur ebsem
Bunun gibi şerîf yirde turayın
Gice gündüz Çalab'a yalvarayın
Oturdum anda iki ay tamâmet
Çü yoldaşlar çıkup gitdi selâmet
Ki ba'zı yoldaşumuz bile durdı
O Kuds şehrini gördi cânı sevdi
İşid imdi sana vasfın diyeyin
İşidicek çü dirsin ben gideyin
Bir ulu kubbedür Sahre acâyib
İçinde var durur hem çok garâyib
Sekiz katdur o Kubbe'nün bucagı
Anun karşusınadur Tûr tagı
Degme bir pençerede envâ'-ı câm
Pençereler kamusı kırkdur tamâm
O Kubbe içi mermer taşı mermer
Bakıncak heybet alur kişi derler
Yaşıl kızıl direkler mermer eblak
Bunun ortasıdur Sahre daşı çak
Yigirmi biş direkdür ortadagı
Dükeli ala eblak yokdur agı
En içinde on altıdur direkler
Kopagelür göricegez yürekler
Demür tarâbuzundur çevre yanı
Dâvûd Peygâmber itmiş dirler anı
Anun yüksekligi on biş karışdur
Muşabbakdur kamusı tuhfe işdür
Çü dört yirde kapu düzmiş demürden
Bu didügüm ne otdan ne kömürden
Nebîdür mu'cizât ile düzetmiş
Teferrüc itmege bir hoş iş itmiş
İçindedür demürden nâr agacı
İkidür bu agaç var gör i hâcı
Yimişleri budaklarında vardur
Bi-aynihi sanasın ki o nârdur
Ol agaçlarun altı Sahre taşı
Varup anda geçürse kişi yaşı (Ahmed Fakih 1974: 33-34)
Kaynakça
Ahmed Fakih (1974). Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe. (hzl. H. Mazıoğlu). Ankara: TDK Yay.
Kolbaş, Ozan (2021). Esîrî’nin Hüsâm-nâme Adlı Manzum Hac Seyahat-nâmesi (İnceleme - Metin Tenkidi - Nesre Çeviri - Açıklamalar - Sözlük - Özel Adlar Dizini). Doktora Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Pala, İskender (2004). “Ahmed Fakih ve Şiirleri Üzerine Bir İnceleme”. Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, (10): 123-148.
Sertkaya, Osman Fikri (1989). “Ahmed Fakih”. İslâm Ansiklopedisi. C. 2. İstanbul: TDV Yay. 65-67.
Tezcan, Semih (1994). “Anadolu Türk Yazınının Başlangıç Döneminde Bir Yazar ve Çarḫ-nâme’nin Tarihlendirilmesi Üzerine”. Türk Dilleri Araştırmaları, (4): 75-88.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | ÇARH-NÂME (AHMED FAKÎH) | Ahmed Fakîh | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
2 | CÂMASB-NÂME (ABDÎ) | Abdî, Mûsâ | Prof. Dr. Müjgân Çakır |
Görüntüle | ||
3 | TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği |
Görüntüle | ||
4 | RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Öğretmen Ece Ceylan |
Görüntüle | ||
5 | NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) | Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz | Doç. Dr. Recep Uslu |
Görüntüle | ||
6 | DÎVÂN (ADLÎ) | Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM |
Görüntüle | ||
7 | DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
8 | DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
9 | DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) | Âfitâbî | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
10 | DÎVÂN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Doç. Dr. Osman Kufacı |
Görüntüle | ||
11 | HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle |