- Yazar Biyografisi (TEİS)
Revânî - Madde Yazarı: Prof. Dr. Rıdvan Canım
- Eser Yazılış Tarihi:?/?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:16. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Sakiname
- Yayın Tarihi:03/11/2021
İŞRET-NÂME (REVÂNÎ)
sâkî-nâmeRevânî (d. ?/? - ö. 930/1523-24)
ISBN: 978-9944-237-87-1
XVI. yüzyıl başlarında Edirneli Revânî İlyas Şüca Çelebi tarafından yazılmış mesnevi. Osmanlı toplumunun özellikle XVI. asırdaki yeme-içme ve eğlenme kültürünü konu olarak ele alıp işleyen bu eser, aruz vezninin mefâ'ilün mefâ'ilün fa’ûlün kalıbıyla yazılmış olup toplam 694 beyittir. İşret-nâme, yazıldıktan sonra devrin padişahı Yavuz Sultan Selim (ö.1520)’e sunulmuştur. Eser, Osmanlı edebiyatı içerisinde XV. yüzyıldan itibaren ortaya çıkmaya başlayan edebi türlerin çok önemli örneklerinden biri olarak kabul edilen sâkî-nâme yazma geleneğinin de Türk edebiyatındaki ilk örneği olma özelliğini taşır. İşret-nâme’den sonra Türk edebiyatında asırlar boyunca sâkî-nâme adıyla 57 eser yazılmıştır.
Türk edebiyatına Fars edebiyatından geçtiği söylenen sâkî-nâme türündeki kitapların, İşret-nâme üzerinde etkisinden söz edilebilirse de; İşret-nâme’nin asıl kaynağını İran edebiyatında bu tür eserlerin yazılmasından daha önce kaleme alınan ve Arap edebiyatında ortaya çıkan hamriyyât türündeki şarap konulu şiirlere bağlamak daha doğru olur. Şayet İşret-name'yi mutlaka bir kaynağa bağlamak gerekiyorsa bu ancak Revânî'den yaklaşık bir asır önce yaşamış olan Şemseddin Mehmed Hasan en-Nâvecî (öl. 1455)'nin Halbatü'l-Kumeyt adlı eseri olabilir. Zira İşret-nâme ile Halbatü'l-Kumeyt arasında, özellikle içerik yönünden büyük benzerlikler görülür.
İşret-nâme; ele aldığı konular itibariyle sırasıyla sebeb-i telif, Allah, Peygamber ve Padişah Yavuz Sultan Selim'e övgüden sonra, işret meclislerinde kimlerin ne şekilde hareket edeceklerini belirten manzum bir yemekli içki içme geleneği kitabıdır. Eser aynı zamanda, şairlerin zevk cümbüşü olarak nitelendirdikleri şarka özgü eğlence meclislerinin bütün ayrıntılarını, bu arada mey, şarap kadehi, sürahi, mum, yemekler, mûsikî aletleri ile sâkîyi birtakım benzetme ve sembollerle anlatır. Diğer taraftan şarabın hazırlanışı ve içmek için en uygun zamanın belirlenmesi (mevsimler), işret (yeme-içme) meclislerinin kendine özgü kuralları, aralara serpiştirilen ilgi çekici hikâyelerle sergilenir. Türk toplumunun o çağlardaki duyuş, düşünüş ve yaşayış tarzını aksettirmesi, insanımızın doğu dünyası içerisinde kendine özgü eğlenceleriyle zevk anlayışını, hayata bakış ve olayları yorumlayış tarzını ve duygu dünyasını ortaya koyması bakımından dikkate değer bir eser olan İşret-nâme, bundan yaklaşık beş yüz sene öncesindeki yemek kültürünü de Türk folklorunun en değerli ürünleri olarak günümüze kadar taşıması açısından önemlidir.
İşret-name, ele alınan konuların tasavvufi yorumundan sonra, sonuç bölümü olan hâtime ile biter. Burada şair, bütün günahlarını sayıp döktükten sonra, yaptıklarından dolayı pişman olup af diler. Revani, eserini tamamlama fırsatı veren Allah'a hamd ve şükrünü dile getirerek sözlerini bitirir.
Konuya dair bilgi veren şair tezkirelerinin hemen hepsi, İşret-nâme'nin yeni ve orijinal bir eser olduğu konusunda birleşmektedirler. V. D. Smirnof ve E. J. W. Gibb gibi Osmanlı edebiyatı üzerinde incelemeleri bulunan yabancılar da aynı kanaati paylaşmışlardır. İşret-nâme, türünün ilk örneği olarak hemen aynı asırda olmasa bile yaklaşık yüz yıl sonra Osmanlı şairleri arasında kabul görmüş ve bu sahada birçok şairin sâkî-nâme adını verdiği eserin kaleme almasına zemin hazırlamıştır. Özellikle XVII. yüzyılda, Revânî'nin İşret-nâme'sinden önemli ölçüde izler taşıyan bu eserlerin meydana getirilmesi âdeta moda haline gelmişse de bunların hiçbiri İşret-nâme kadar yaygın bir şöhrete sahip olamamıştır.
Tezkire yazarlarından Hasan Çelebi, İşret-nâme'yi bu alanda “modanın öncüsü” olarak nitelendirmekte ve eseri, leziz meyvelerle dolu bir tepsiye benzetmektedir. Tarihçi Gelibolulu Âlî ise, Revânî'nin karakterinin bu eserinde adeta bir ayna gibi yansıdığını söylemekle yetinir. Tarihçi Kâtip Çelebi, İşret-nâme adıyla sadece Revani’nin eserine rastladığını, bu konuda ilk eseri ortaya koyma şerefinin yine Revânî'ye ait olduğunu belirtir. Gibb, eserin orijinalitesi üzerinde dururken tezkirecilerin görüşlerine katıldığını, sonraki asırlarda kaleme alınan sâki-nâmelerde "zevk" temasının ilgi görmesinde Revânî'nin bu eserinin büyük payının bulunduğunu ileri sürer. Gibb, şairin tasavvufla ilgisini ve eserinde bu konuya yer verişini açıklarken de, bu ve benzeri birçok şairin bizden yüzyıllarca geride kaldığını, dolayısıyla artık onların gerçek dünyalarını ancak bıraktıkları eserlerinden anlamanın mümkün olabileceğini ifade eder. Daha sonra Gibb, İşret-nâme'nin gerçek anlamda şarabı ve işreti yani içki âlemlerini anlattığını, şairin bizzat bu meclislerde bulunduğunu ve dolayısıyla artık bunun tasavvufi veya alegorik bir eser olup olmadığını tartışmanın anlamsız olacağını söyler. Alessio Bombacı da; "Temlerin çokluğuna rağmen yazar, genel bir tasvire başvurur. Bununla beraber şairin, kendisi için çok önemli olan böyle bir konuda durmaktan özel bir zevk aldığı açıktır. Yeni bir edebî türün ortaya çıkmasına sebep olan Revânî'nin eseri İşret-nâme, İslam'ın yasak ettiği içkiye duyulan ihtirası da ortaya koyar." demektedir.
Eser zerine Rıdvan Canım tarafından bir yüksek lisans tez çalışması hazırlanmış (1987); eser daha sonra yine Rıdvan Canım tarafından kitaplaştırılmıştır (1998).
Şairin biyografisi için bkz. “Revânî”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/Revânî
Eserden Örnekler
İŞRETNAME-İ REVÂNÎ
İlâhî bezm-i cânı gülşen eyle
Mahabbet şem’i ile rûşen eyle
Şarâb-ı aşk olsun anda bâde
K’olavuz ayş u işretle safâda
O meydür cân gözinün tûtiyâsı
O meydendür sa’âdet kîmyâsı
Ana dil-teşne olmış ins ile cân
Anun bir katresidür âb-ı hayvân
Anı nûş iden olmaz hiç fâni
Kim andandur hayât-ı câvidânî
Velâyet kesb ider zikr ile zâkir
Hidâyet nûrı andan oldı zâhir
Anun mahiyyetinden akl olur çâk
Anun keyfiyyetin fehm itmez idrâk
Nice cân virmeye aşkında âdem
Degermiş bir demine iki âlem
Bu ne meydür ki olmış selsebîl ol
Tarîk-ı cennete olmış delîl ol
Yaraşur sâkî olursa melekler
Kim ana bâde olmış havz-ı kevser (Canım 1988: 163,164)
Kaynakça
Alışık, Eralp (1986). Revânî’nin İşretnâmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.
Bombacı, Alessio (1968). Hıstoıre de la Lıtierature Turque. Paris.
Canım, Rıdvan (1987). Türk Edebiyatında Sâkinâmeler ve Edirneli Revânî'nin İşretnâmesi, İnceleme - Metin. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.
Canım, Rıdvan (1998). Türk Edebiyatında Sakinameler ve İşretname. Ankara: Akçağ Yay.
Cavide Lutfi (1931-32). Sâkinâmeler. Bitirme Tezi. İstanbul.
Çelik, Muhittin (1989). Revânî, İşretnâme: Dil Özellikleri-Metin-Sözlük. Yüksek Lisans Tezi. Malatya: İnönü Üniversitesi.
Gibb, E. J. W. (1958). A Hıstory of Ottoman Poetry. C. II. London.
Karahan, Abdülkadir. ''Revânî''. İslâm Ansiklopedisi. C. IX. İstanbul: MEB Yay. 717-719.
Karahan, Abdülkadir (1980). Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri. Sâkînâmeler. İstanbul.
Kortantamer, Tunca (1983). Sâkînâmelerin Ortaya Çıkışı ve Gelişimine Genel Bir Bakış”. Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi. (2): 81-90.
Uludağ, Erdoğan (1998). "Divan Edebiyatı Türlerinden Sakinameler ve Şeyhülislam Bahayi’nin Sakinamesi". Atatürk Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi 9: 49-64.
Wensinck, A.J. (1977) "Hamr". İslam Ansiklopedisi. C. 5/1. İstanbul: MEB Yay. l95-l99.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN (REVÂNÎ) | Revânî | Prof. Dr. Ziya AVŞAR |
Görüntüle | ||
2 | DÎVÂN (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
3 | MÜNŞE’ÂT (CA’FER) | Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi | Dr. Fatma Meliha Şen |
Görüntüle | ||
4 | TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş |
Görüntüle | ||
5 | KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) | Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî | Doç. Dr. Himmet BÜKE |
Görüntüle | ||
6 | HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
7 | ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) | İdrîs, İdrîs-i Bitlisî | Doç. Dr. ADNAN OKTAY |
Görüntüle | ||
8 | ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) | Mesîhî, Îsâ | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
9 | DÎVÂN (ŞÂMÎ) | Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
10 | HEFT PEYKER (ABDÎ) | Abdî | Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ |
Görüntüle | ||
11 | CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) | Abdî | Prof. Dr. Adnan Ince |
Görüntüle |