İNTİBÂH Yâhud SERGÜZEŞT-İ ALİ BEY (NAMIK KEMAL)
roman
Namık Kemal (d. 21 Aralık 1840 - ö. 2 Aralık 1888)

ISBN: 978-9944-237-87-1


İntibah ya da diğer adıyla Sergüzeşt-i Ali Bey, Namık Kemal’in Kıbrıs/Magosa’daki sürgün döneminde kaleme aldığı “ilk edebi roman” olma özelliği taşıyan eseri. Roman, ilk defa 1876 yılında Vakit gazetesinde tefrika edilmiştir. Orhan Okay, İntibah’ın ilk iki basımının 1876 diğer ikisinin ise ona yakın yıllarda olmak üzere dört defa basıldığını ifade eder. 1944 yılında yeni harflerle ilk defa Mustafa Nihat Özön’ün esere ilave edilen ön sözüyle basılır.

Romanın olay örgüsü genel hatlarıyla şu şekildedir: Ali Bey, Çamlıca yakınlarında bulunan bir konakta ailesiyle birlikte yaşayan iyi bir eğitim almış, zengin bir ailenin çocuğudur. Ancak Ali Bey’in 20 yaşında babasını kaybetmesi hayatındaki en büyük trajedi ve yıkım olur. Melankolik bir tavra bürünür, babasının kendisine inşa etmiş olduğu kitaplar ve onların çevrelediği dünya artık kendisine yetmemeye başlar. Gündelik hayatı ve kaleme gidip gelmesi de kendisini değiştirmez. Validesi de oğlundaki bu değişime yakından tanık olur. Oğlunun biraz olsun düzelmesi için kendisine evlerinin yakınındaki Çamlıca tepesinde gezintilere çıkmasını salık verir. Ali Bey, başlarda bu gezintilere gönülsüzce katılsa da zaman içinde hayatındaki vazgeçilmez unsurlardan birisi haline gelir. Ali Bey’in Çamlıca’daki gezintileri kalem arkadaşlarının da dikkatini çeker. Bir gün kendileri için burada bir ziyafet tertip etmesini isterler. Ali Bey, Salı gününü uygun görür. Ancak arkadaşları Cuma günü burasının çok daha güzel ve hareketli olduğundan bahisle ziyafet tertibini bu günde yapmasını tavsiye ederler. Buluşma gününde arkadaşlarının bazı bayanlarla belli işaretleşmelerle irtibat kurmaları üzerine onlardan öğrendiği şekilde kendisi de oradan geçen bir arabayla işaretleşir. Karşı taraftan da cevap verilmesi üzerine arkadaşlarından mevcut durumun ne anlama geldiği konusunda bilgi alır. Bunun kendisiyle görüşmek istendiği manasına geldiğini anlayınca ertesi gün erkenden soluğu Çamlıca’da alır. Amacı yeniden aynı arabayı bulabilmektir. Ancak o gün aynı arabayı göremez. Akşam eve geç döner. Validesinin soruları ve endişesi üzerine de ilk yalanını söyleyerek kalemdeki işlerin yoğunluğundan dem vurur. Bir gün sonra sabah erkenden Çamlıca’ya gider ve tesadüf eseri aynı yerde arabaya rastlar, arabanın peşine takılır. Açık bir yere gelince arabadan inen bir bayan yanına gelir. Bu kişi Mehpeyker adında bir aşüftedir. Erkekleri tamamen güzelliği ve cazibesiyle kendisine hayran bırakan ve ağına düşürdüklerini maddi ve manevi yönden sömüren feleğin çemberinden geçmiş bir kişidir. Ali Bey’i görür görmez onun saf, temiz bir aileden geldiğini anlar. Kendisini dürüst, namuslu, eline erkek eli değmemiş, çekingen bir kız gibi ona lanse eder, ondan ilk gördüğü andan itibaren hoşlandığını belirtir. Ali Bey, Mehpeyker’i ilk gördüğü andan itibaren vurulur. Bu beraberliği evliliğe dönüştürmek adına ilk andan itibaren hamleler yapsa da Mehpeyker’in amacı onunla gönül eğlendirmekten ibarettir. Bu doğrultuda içinde bulunduğu koşullar altında evlenmesinin mümkün olmadığını ancak kendisiyle sık sık görüşebileceğini beyan eder. Aslında böyle bir evlenme teşebbüsünün kendisinin kirli geçmişini ortaya çıkaracağını bildiğinden böyle bir karar almıştır. Böylece Ali Bey’le Mehpeyker buluşmaya başlarlar. Ali Bey yaşadığı deneyimleri kalemden bir arkadaşıyla Atıf Bey’le paylaşır. Atıf Bey, bir münasebetle dayısı Mesut aracılığıyla tahkikat yaptırır. Mehpeyker’in gerçek yüzünü öğrenir. Durumu Atıf Bey’le paylaştığı gibi Ali Bey’i de uyarır. Ali Bey, gerek Atıf Bey gerekse dayısının uyarıları sonucunda Mehpeyker’le olan ilişkisini sonlandırma isteği duyar. Bu doğrultuda her zamanki buluşma yerinde Mehpeyker, Mesut Bey’in kendisi hakkındaki bilgileri karşı tarafa aktardığını bildiğinden kurban rolüne soyunur ve acıklı bir hayat hikâyesi uydurur. Ali Bey ayrılma arifesinden yeniden bağlanma noktasına geçer. Atıf Bey durumu Ali Bey’in annesine iletir. Validesine dayısıyla da konuşmasını salık verir. Mesut Bey, validesine verdiği tavsiyede oğlunun bir kara sevdaya tutulduğunu bu sevdadan vazgeçmesini sağlamak için yapılacak en iyi şeyin güzel, cazibeli bir cariye almak olduğunu söyler. Validesi de bu doğrultuda yaptığı araştırmalar sonucunda Dilaşupta karar kılar. Ali Bey başlangıçta çok fazla Dilaşup’a meyl etmese de bir gün Mehpeyker’in kendisinden üç gün buraya gelmemesini istemesi üzerine şüphelenip evine gider. Evinde bir gece beklemesine rağmen gelmemesi kafasındaki soru işaretlerini artırır. Mehpeyker ise kendisine finansal destek sağlayan bir diğer aşığı Abdullah Bey’den kendisini bir müddet rahatsız etmemesi için anlaşma yapmak amacıyla gitmiştir. Geri döndüğünde Ali Bey’le tartışırlar ve Ali Bey kafasında bu işi bitirme kararı alır. Evine döner, annesinin kendisi için uygun gördüğü ve evlenmesini istediği Dilaşup’la ilgilenmeye başlar. Mehpeyker, bir müddet Ali Bey’i bekler. Ancak gelmemesi üzerine ve eve yeni bir cariye alındığını öğrenmesinin ardından Abdullah Bey’e danışarak Ali Bey’in gözünde Dilaşup’u kötü birisi olarak göstermek için bir tezgâh kurar. Hamamda yıkanırken benlerini görürler. Ali Bey’in gezintiye çıktığı bir zamanda Abdullah Bey yanındaki kişilerle bilinçli bir şekilde Dilaşup’tan alelade bir aşüfte gibi bahsettirir. Ali Bey duydukları karşısında büyük bir hışımla eve gider. Sinir krizi geçirir. Dilaşup’u döver ve evden atılmasını ister. Annesi çaresizce durumu kabullenmek zorunda kalır. Mehpeyker, önceden yapmış olduğu plan doğrultusunda Dilaşup’u satın alır ve kendisi gibi birisi olmasına çalışır. Ancak Dilaşup şiddetle mukabele eder. Ali Bey ise kendisini içki, kumar ve kadına verir. Her şeyini kaybeder annesi üzüntüden hastalanır ve kısa süre sonra ölür. Mehpeyker’in de bulunduğu bir işret meclisinde ona en ufak bir itibarda dahi bulunmadığı gibi aşağılar. Mehpeyker mevcut durumun ümitsizliği içinde aşığı Abdullah Efendi’ye danışır ve onun da önerisiyle Ali Bey’in ortadan kaldırılmasının en uygun seçenek olduğunda karar kılınır. Ali Bey, bir gece Üsküdar’da bir bağa eğlentiye çağrılır. Mehpeyker intikamını almak için Dilaşup’u da yanında götürür. Dilaşup, kendisini bıraktıkları bir odadan Mehpeyker’le Ali Bey’i öldürecek kişinin aralarındaki konuşmaları işitir. Hiçbir şeyden habersiz Ali Bey’i bularak kendisini öldürmek istediklerinden bahseder. Ali Bey işin ciddiyetini kavradıktan sonra bir fırsat bularak evden çıkar ve karakola giderek durumu anlatır. Dilaşup beyin bıraktığı paltosunu giyerek onun bulunduğu odada kalır. Ali Bey’i öldürmek için gelen kişi onun yerine Dilaşup’u kalbinden bıçaklar. Dilaşup ölmeden önce Ali Bey ve beraberindekiler gelir. Ali Bey, Dilaşup’un kendisine olan sevgisini ve bu uğurda canını bile çekinmeden verebileceği gerçeğini anlar. Mehpeyker Ali Bey’in geldiğini sesinden duyarak saklandığı gizli bölmeden çıkar. Gerçekleri açıklar. Ali Bey Dilaşup’u öldüren bıçağı kaptığı gibi Mehpeyker’in beynine saplar. Ali Bey böylece katil olur, yakalanıp hapse atılır. Mesut Efendi, Dilaşup’un Ali Bey’in annesi Fatma Hanım’ın yanına gömülmesini sağlar. Abdullah Efendi’ye inme iner. Ali Bey ise altı ay sonra vefat eder.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Namık Kemal’in İntibah adlı eseri hakkında “ahlaki bir tez ve tenkit romanı” olarak addeder. Ömer Faruk Akün, romanın Namık Kemal’in diğer aile ve ahlak meselelerinin yer aldığı makalelerindeki görüşlerini yansıttığını belirtir. Ayrıca şahısların psikolojik tahlillerine yer veren ilk eser olarak görür. Mehmet Kaplan’a göre, İntibah romanı realite ve ruh hadiselerini tasvir ediş bakımından eski hikâyelerimizden tamamen ayrı bir yapıya sahip olup yeni edebiyatımızı kuran bir eserdir. Ayrıca Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası ile Sami paşazadenin Sergüzeşt romanlarının da İntibah’ın tesiri altında yazıldığını belirtir. Orhan Okay, İntibah romanını “eski hikâye geleneğimizle Avrupai tarz roman arasındaki ilk edebi metin” olarak görür. Önder Göçkün ise İntibah’ın gerek muhtevası gerekse Avrupai teknik özellikleri ile Türk romanının önde gelen eserlerinden birisi olarak addeder.

Yazarın biyografisi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. "Namık Kemal". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/namik-kemal

Eserden Örnekler


Bey konağa gelinceye kadar dünyada ne kadar emeli, ne kadar zevkı var ise hepsini birer birer hatırdan geçirdi. Fakat her bir nefsi için bir azab-i diğer hükmünde göründü. Hayat ile arasında hırs-i intikamdan başka bir şey kalmamış idi. Dilâşup için âlemde eşedd-i belâya olan mevti ahaff-i mücezat[cezaların en hafifi] addederdi.Konağa geldiği sırada validesi ile kız sokakta bulunduklarından derununda mültehip[alevlenmiş] olan naire-i gazap[öfke ateşi] menfez bulamamış ateş gibi sine sine vücudunu hakister etmeye başlamış idi. Güya ki etrafını ihata eden nesim bütün havası memattan ibaret olarak her nefes aldıkça hayatının bir cüz’ünü fena-pezir ederdi. Bu ıstırap ile gâh dudağını ısırarak, gâh dişlerini gıcırdatarak muttasıl odanın içinde gezinir ve her dakikada bir kerre sekteye yakın bir durgunluktan humma deliliğinden şedit bir tehevvüre intikal ve bir iki dakika sonra yine aksine avdetle gâh şüphe gibi hazin hazin güler, gâh yetim gibi garip garip ağlardı (Namık Kemal 1971:178).

Kaynakça


Akün, Ömer Faruk (2006). “Nâmık Kemal”, TDV İslâm Ansiklopedisi, C. 32. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yay. 361-378.

Dino, Güzin(1978).Türk Romanının Doğuşu. İstanbul: Cem Yayınevi.

Dizdaroğlu, Hikmet (1995). Namık Kemal Hayatı-Sanatı-Eserleri. İstanbul: Varlık Yay.

Fuat, Memet (1999). Namık Kemal: Yaşamı, Düşünce Dünyası, Sanatçı Kişiliği, Seçme Yapıtları. İstanbul: YKY Yay.

Göçgün, Önder (1987). Nâmık Kemâl. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.

Kaplan, Mehmet (1948). Namık Kemal Hayatı ve Eserleri. İstanbul: İbrahim Horoz Basımevi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay.

Namık Kemal (1971). İntibah-Sergüzeşt-i Ali Bey. (hzl. Mustafa Nihat Özön). İstanbul: Remzi Kitabevi.

Okay, Orhan (2014). Edebiyat ve Edebi Eser Üzerine. İstanbul: Dergâh Yayınları.

Nur, Rıza (2017). Namık Kemal: Hayatı, Divanı, Eserleri. (hzl. Mehmet Soğukömeroğulları, ed. Göktürk Ömer Çakır). İstanbul: Doğu Kütüphanesi.

Tanpınar, Ahmet Hamdi (2012). On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yay.

Tanpınar, Ahmet Hamdi(2011). Edebiyat Üzerine Makaleler. İstanbul: Dergâh Yay.

Uçman, Abdullah (2006). “Namık Kemal”, Tanzimat Edebiyatı (ed. İsmail Parlatır). Ankara: Akçağ Yay. 201-288.

Yücebaş, Hilmi (1959). Bütün Cepheleriyle Namık Kemal Hayatı-Hâtıraları-Şiirleri. İstanbul: Ahmet Halit Yaşaroğlu (Dizerkonca Matbaası).

Atıf Bilgileri


SEL, Polat. "İNTİBÂH Yâhud SERGÜZEŞT-İ ALİ BEY (NAMIK KEMAL)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/intibah-yahud-serguzest-i-ali-bey-namik-kemal. [Erişim Tarihi: 21 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 ÂKİF BEY (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Araş. Gör. Hatice Büşra Tuna
Görüntüle
2 BAHÂR-I DÂNİŞ (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Dr. BİLAL DEMİR
Görüntüle
3 BÂRİKA-İ ZAFER (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Dr. Aybige Başeğmez Çetin
Görüntüle
4 CELÂLEDDİN HARZEMŞAH (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Öğretmen Doğukan Ali Paker
Görüntüle
5 CEZMİ (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Dr. Polat SEL
Görüntüle
6 DEVR-İ İSTÎLÂ (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Dr. Aybige Başeğmez Çetin
Görüntüle
7 DÎVÂN-I NÂMIK KEMÂL / EŞ’ÂR-I KEMÂL (NÂMIK KEMÂL) Namık Kemal Doç. Dr. Lokman Taşkesenlioğlu
Görüntüle
8 EVRÂK-I PERÎŞÂN (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Dr. Aybige Başeğmez Çetin
Görüntüle
9 GÜLNİHÂL (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Araş. Gör. Hatice Büşra Tuna
Görüntüle
10 KANİJE (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Araş. Gör. Hatice Büşra Tuna
Görüntüle
11 İRFAN PAŞA'YA MEKTUP (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Diğer Cansu Hin
Görüntüle
12 MAKÂLÂT-I SİYÂSİYYE VE EDEBİYYE (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Dr. Kamil Parın
Görüntüle
13 MEKTUPLAR (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Dr. Öğr. Üyesi ELİF KAYA
Görüntüle
14 MUKADDİME-İ CELÂL: CELÂLEDDÎN HARZEMŞAH MUKADDİMESİ (NÂMIK KEMAL) Nâmık Kemal Diğer Cansu Arslanoğlu
Görüntüle
15 RENAN MÜDÂFANÂMESİ (NAMIK KEMAL) Namık Kemal Öğretmen Doğukan Ali Paker
Görüntüle
16 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
17 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
18 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
19 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
20 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
21 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
22 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
23 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
24 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
25 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle