- Yazar Biyografisi (TEİS)
Hüseyin Cahid Yalçın - Madde Yazarı: Dr. Öğr. Üyesi İSMAİL ALPER KUMSAR
- Eser Yazılış Tarihi:1898
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Tenkit
- Yayın Tarihi:27/11/2021
HİKMET-İ BEDAYİ/ESTETİK (HÜSEYİN CAHİT YALÇIN)
Hikmet-i Bedayie DairHüseyin Cahid Yalçın (d. 1875-ö. 18 Ekim 1957)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Hikmet-i Bedayie Dair” başlığı altında Servet-i Fünûn'da tefrika ettiği metinlerin kitaplaşmış biçimi. Hüseyin Cahit Yalçın’ın on altı yazıdan oluşan "Hikmet-i Bedayi" tefrikası, Halef Nas'ın tespitine göre Türk edebiyatında estetik meselesini bir bütünlük içinde ele alan ilk yazı dizisidir. Bahsi geçen yazıların ilki 14 Nisan 1898’de Servet-i Fünûn dergisinin 370. sayısında, sonuncusu ise 13 Ekim 1898’de yine Servet-i Fünûn’un 396. sayısında yayımlanmıştır. Kimi zaman birkaç sayı fasılalarla yedi ay devam eden tefrika, dekadanlık tartışmalarının en canlı olduğu döneme denk düşer. Hüseyin Cahit, bu yazı dizisinde estetiğin ne olduğunu anlatarak hem muarızlarına dolaylı bir cevap vermiş hem de Servet-i Fünûn’un dayandığı estetik temelleri izah etmiştir. Hüseyin Cahit’in "Hikmet-i Bedayi" yazılarında ele aldığı konular şunladır: şive, zevk, estetiğin tarihi, güzellik, fikir ürünleri, sanat eserinin ortaya çıkma şartları, dekadizm, sembolizm, sanatın kaynağı konusu amacı kısımları, gaye-i hayalî (ideal), sanatın ahlâkla ilgisi, deha, şiir ve sanatın geleceği.
“Hikmet-i Bedaiye Dair” yazı dizisinde Hüseyin Cahit, onlarca filozofun estetik meselelerine dair görüşlerini aktarmakla birlikte Hippolyte Taine’in estetik görüşlerine bağlı olduğunu birçok kez açıkça ifade eder. Bütün bir Servet-i Fünûn neslini etkilemiş olan Hippolyte Taine (1828-1893) estetik eleştiriyi, öznellikten kurtarıp değişmez kesin kanunlara dayandırmaya çalışır. Bu sebeple sanat eserleri hakkındaki yargılarında bilimsel metotları kullanır. Taine; rastlantısal, sebepsiz ve gelişigüzel doğduğuna inanılan sanat eserinin “esen rüzgar gibi, belirli şartları ve değişmez yasaları” olduğuna inanmaktadır. Tain’in estetik anlayışına göre bir sanat eserini anlamak istiyorsak onun meydana gelişini hazırlayan şartları bulup çıkarmak gerekir. Bu şartlar ise üç tanedir: 1. Sanat eserinin doğduğu fiziksel ve sosyal çevre, 2. Sanat eserini yaratan ırk, 3. Sanat eserinin yaratılışına tanık olan tarihsel an.
Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Hikmet-i Bedayie Dair” yazıları "Estetik" adı altında 2021'de kitaplaştırılmıştır. Bu kitapta; Hüseyin Cahit’in estetik görüşleriyle bütünlük oluşturduğu düşünülen üçü telif, yedisi tercüme on yazısı da kitabın ikinci bölüm olarak tasarlanmıştır. Kitabın ikinci bölümündeki yazılardan “Taklit” başlıklı olanı hariç tamamı “Hikmet-i Bedayie Dair”den yaklaşık üç yıl sonra yayımlanmıştır. “Taklit” isimli yazı, edebî metinlerin bir başka metinden etkilenme meselesini ele almaktadır. “Zevk-i Edebînin Esbab ve Suver-i Tahavvülatı” başlıklı ikinci yazı, edebî zevkin dönem ve kişilere göre nasıl ve niçin değiştiğini ele alır. Diğer yazılar ise edebiyata etki eden faktörler (iklim, mizaç) ve edebiyatın başka disiplinlerle (iktisat, hukuk, musıki) ilişkisine odaklanılmıştır. Geriye kalan üç yazı ise dönemin popüler meselelerinden edebiyat ve bilim ilişkisine dikkat çekmektedir.
Hüseyin Cahit, “estetik”le ilgisini uzun yıllar boyunca devam ettirmiştir. Bu bağlamda Hüseyin Cahit Yalçın'ın Finlandiyalı meşhur yazar Yrjö Hirn’in The Origins of Art (Güzel Sanatların Kökenleri) isimli eserini Sanayi-i Nefisenin Menşeleri adı altında 1925'te Türkçeye aktardığını da belirtmek gerekir.
Hüseyin Cahit Yalçın'ın biyografisi için bk. “Hüseyin Cahit Yalçın”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yalcin-huseyin-cahit
Eserden Örnekler
Bir eser-i sanat kendi kendine bilâsebep vücuda gelmiş değildir. Mutlaka bir heyet-i mecmuaya dâhildir. İşte eser-i sanatı anlamak için bu heyet-i mecmuayı tetkik iktiza eder. Eser-i sanatın böyle dâhil ve merbut olduğu heyet-i mecmua üç türlüdür: Birinci sanatkârın âsâr-ı sairesi. Filhakika herkes bilir ki bir sanatkârın bütün eserleri -aynıyla bir pederin evlatları gibi- aralarında müşabehet-i kesire irae ederler. Her sanatkârın bir üslûb-ı hası olur ki bu üslûp tekmil eserlerinde görülür. Hatta esatize-i meşhureden birinin imzasız bir eserini, mesela bir şiirini, bir tablosunu, bir heykelini bir ehl-i vukuf görse sahibini tayinde asla güçlük çekmez. Demek oluyor ki bir eser-i sanat, mücerret olmayıp evvelemirde kendini vücuda getiren sanatkârın âsâr-ı sairesine merbuttur.
Hâlbuki bu âsâr, hatta bizzat sanatkârda başlı başına yalnız olarak mevcut olmayıp aynı zamanda, aynı fikirde, aynı memlekette yaşamış birtakım sanatkârlarla ve onların âsâr-ı dehasıyla muhattır. İşte bu da ikinci heyet-i mecmuayı teşkil eder. Mesela İngiltere tarih-i edebiyatında Shakespeare bize o zamanda yapayalnız yetişmiş âdeta başka bir dünyadan düşmüş gibi görünür. Hâlbuki Marlowe, Ben Jonson gibi aynı zamanda İngiltere’de daha birçok temaşanüvisler vardı ki onların tiyatroları da Shakespeare’inkine benzer. Vakıa bunlardan yalnız Shakespeare’in şöhreti günümüzde intişar etmiştir. Mamafih Shakespeare’i anlamak için zamanında yetişmiş sair sanatkârları da piş-i mütalaaya almalıdır.
...
Cenubi bir memleketten şimale doğru yükselmeye başlandığı zaman bazı mıntıkalara girilirken her birinde başka bir nevi ziraatın, başka bir nevi nebatatın zuhuru görülür. İptida portakal, az yukarıda zeytin yahut üzüm, sonra meşe ve yulaf, az daha yukarıda çam nihayet yosun ve buna mümasil nebatat. Her mıntıkanın kendine mahsus nebatı ve tarz-ı ziraatı vardır. Bunlar mıntıkanın bidayetinde başlar, müntehasında biter. Bu nebatat ve tarz-ı ziraatın sebeb-i vücudu o mıntıkadır. O mıntıkadır ki zuhur veya adem-i zuhuruna bâdî olur. Hâlbuki mıntıka dediğimiz şey, hararet ve rutubetin falan derecede bulunmasından ibaret değil de nedir? Tabir-i diğerle mıntıka birtakım şerait-i hâkimeden ibarettir ki biraz evvel bahsettiğimiz efkâr ve ahlakın hâl-i umumisine tamamıyla müşabihtir. (Yalçın 2021: 38-40)
Kaynakça
Hirn, Yrjö (1925). Sanayi-i Nefisenin Menşeleri. (Çev. Hüseyin Cahit Yalçın). İstanbul: Tanin Matbaası. 381 s.
Nas, Halef (2019). Türk Edebiyatında Estetiğin Doğuşu, Ankara: Hece Yayınları.
Tunalı, İsmail (2004). Estetik. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Yalçın, Hüseyin Cahit (1898). “Hikmet-i Bedayie Dair”. Servet-i Fünûn. 14 Nisan 1898-13 Ekim 1898. 370-396. sayılar.
Yalçın, Hüseyin Cahit (2021). Estetik -Hikmet-i Bedayie Dair-. (hzl. İsmail Alper Kumsar) İstanbul: Ötüken Neşriyat. 358 s.
Yetkin, Suut Kemal (1972). Estetik Doktrinler, Ankara: Bilgi Yayınları.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | NÂDÎDE (HÜSEYİN CAHİT YALÇIN) | Hüseyin Cahit Yalçın | Prof. Dr. Hasan Yürek |
Görüntüle | ||
2 | HAYAT-I MUHAYYEL (HÜSEYİN CAHİT YALÇIN) | Hüseyin Cahit Yalçın | Dr. Aybige Başeğmez Çetin |
Görüntüle | ||
3 | HAYÂL İÇİNDE (HÜSEYİN CAHİT YALÇIN) | Hüseyin Cahit Yalçın | Dr. Öğr. Üyesi Veysel Öztürk |
Görüntüle | ||
4 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
5 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
6 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
7 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
8 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
9 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
10 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
11 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
12 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
13 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |