HİKÂYE (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL)
Eleştiri
Halit Ziya Uşaklıgil (d. 1865 - ö. 27 Mart 1945)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Halid Ziya Uşaklıgil’in roman ve romancılık konusundaki görüşlerini açıklayarak romanın Batı edebiyatlarındaki tarihini ana hatlarıyla ele aldığı inceleme türündeki eseri. Halid Ziya Uşaklıgil’in sadece roman ya da hikâye yazmakla yetinmediğini aynı zamanda romanın çeşitli problemleriyle de ilgilendiğini gösteren Hikâye, yedi bölümden oluşmaktadır.

‘Mukaddime’ kısmından anlaşıldığına göre eserin yazılma amacı, dönemin önemli tartışma konularından biri olan realizm ve romantizm akımlarıyla ‘masalcılar’ olarak nitelediği roman tüccarlarına dair görüşlerini belirtmektir. “Hikâyeler öyle bir mir’at-ı hayat-ı beşer addolunuyor ki…” diye başlayan bir cümle Realist romanı tanımlamada sıklıkla kullanılan Stendhal’in “Roman sokağa tutulmuş bir aynadır” sözünü hatırlatmaktadır. Bundan sonraki ‘Tarih-i Hikâye’ bölümü kısa bir roman tarihidir. Halid Ziya, İlkçağ’dan yaşadığı döneme kadar Avrupa’da roman ve romancılığın gelişimini Eski Yunan, Latin, Ortaçağ ve Yeni Fransız edebiyatının ileri gelenlerinin katkılarına değinerek özetler. Sonraki bölümlerde üstün bularak öncelik verilmesini söylediği realizm akımı, temsilcileri ve eserleriyle geniş ölçüde ele alınır.

Halid Ziya, realizmin tanımını yaparak romantizmle farklarını belirler ve romandaki uygulamalarından örnekler vererek düşüncelerini açıklar. Eserde realizmin önde gelen isimlerinden Balzac, Flaubert, Goncourt Kardeşler, Alphonse Daudet ve eserlerine geniş yer verilirken işlediği konular yüzünden Türk edebiyatı kamuoyunda olumlu gözle bakılmayan Émile Zola’dan birkaç sayfada bahsedilerek âdeta geçiştirilmiş olduğu dikkat çekmektedir. Diğer taraftan bu akımlar içinde romantizme ve temsilcilerine çok az yer ayrıldığı da görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında bu eserin büyük ölçüde realist romanı ele alan ve değerlendiren bir inceleme olduğu anlaşılmaktadır. Halid Ziya, romantik edebiyatın önemli romancıları olduğunu kabul eder, ancak artık bu anlayışın sona erdiğini savunur. Bu bağlamda romantizmin Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi olan Ahmet Mithat Efendi’yi verdiği eserleriyle över ve o dönemin tek romancısı olarak Ahmet Mithat’ı kabul eder.

Hikâye’nin üzerinde durduğu temel noktalardan biri, romanın aslî unsurlarından biri olan ‘mekân’ı realistlerin eserlerinde ele alış biçimleridir. Mekân, yalnızca olayın somutlaşmasında rol almaz, romanın diğer unsurlarının tanıtımında ve çiziminde de etkindir. Bu anlamda Zola’yı örnek gösteren Halid Ziya, ayrıntılı ve iyi bir mekân tasvirinin duyuş tarzına etki ettiğini savunur. ‘Hatime’ bölümünde eseri yazma sebebini yineleyen yazar, ne realizme ne de romantizme bağlanamayan ancak ‘roman tüccarlığı’ yaparak modernleşmenin önünü kesen bu yazar grubunun önemle tespit edilerek fikirlerin ilerlemesini sağlayan romancılardan ayrılması gerektiğini belirtir. Yenileşme döneminin temel tartışmalarından biri olan hayaliyun-hakikiyun tartışmalarında “en çirkin hakikat, en süslü hayale tercih edilmelidir” diyerek hakikatin üstünlüğünü savunan bu eser, eski-yeni tartışmasında yeni duyuş tarzının zaferini müjdelemektedir.

Hizmet gazetesinde (Nr. 104-139, 19 Kasım 1887-27 Mart 1888) tefrika edildikten sonra 1891 yılında kitap halinde basılır. 

Yazarın hayat hikâyesi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/usakligil-halit-ziya

Eserden Örnekler


MESLEK-İ HAYALİYUN

Hayaliyun da hakikiyun gibi hikâyelerine zemin olarak birer esas-ı hikemî ittihaz ederler ve bu esası tevsi ederek bir netice-i tabiiye çıkarırlar. Hayaliyunun hakikiyundan farkları ekseriyet üzere esaslarda değil, suret-i tasvirdedir: Hakikî bir esas ittihaz eder, esasın bütün teferruatını bir takayyüd-i muşikâfane ile tahlil ettikten sonra netice verir. Hayalî, ittihaz ettiği esası tasvir etmek istediği vakaya tevfik için teferruatı o esasa mutabık olarak icat eder. Bir hakikînin hikâyesi alınsa muharriri bir müverrih-i müntekid zannolunur. Vakayı bütün teferruatıyla naklederken çıkacak neticeyi hiç düşünmüyormuş gibi görünür. O netice o kadar tabiîdir ki kendi kendine, bi'l-icap zuhur eder. Hayalîlerde böyle değildir. Hayalînin hangi maksadı iltizam ettiğini, hangi neticeyi takip ettiğini her sözünden, her tavrından anlarız; görürüz ki muharrir bütün naklettiği hâlleri o netice için hazırlamış, icat etmiştir. (…) Hayaliyun, eşhası bize bütün hususat-ı zâtiyesiyle, çıplak olarak göstermez; onların yalnız ahval-i hâriciyesini arz eder; hayatını, ahval-i ruhiyesini meskût geçer. Onların eşhası bizim hususat-ı hayatiyelerini uzaktan takip ettiğimiz adamlara benzer. Onlar birtakım çehrelerdir ki muharririn fikrine hizmet etmek için bir reng-i mahsus ve âriyeti almışlardır. Hakikiyunda böyle değildir. Eşhası beraber yaşamış kadar tanırız. Bütün ahval-i ruhiyesi bize uzun uzun tarif edilir; hiçbir ciheti yoktur ki bize meçhul kalsın. Muharrir gözümüzün önünde eşhası teşrih eder, nazarımızda onlar o kadar tecessüm eder ki vaka etten kemikten adamlarla bilfiil icra olunur zannederiz. Hayaliyunda eşhas, bir murakkasa gitmek üzere elbise-i tesmiyelerini lâbis gibi bigânedir. Hakikiyunun eşhasıyla hayaliyunun eşhası beyninde bir fark var ise o da evvelkilerin canlı adamlar, ikincilerin güzel yapılmış resimler olmasıdır. Evvelkilerinde darabat-ı kalbiyeyi duyarız. İkincilerde ressamın tersim ettiği alâim-i vechiyeden başka bir şey göremeyiz. (…) Hikâyelerin cihat-ı sairesindeki fark da bu kabildendir. Mevaki, terbiye, teessüs-i bünyevî vesaire hakkındaki bütün tafsilat âdi bir tedkikin husule getirdiği malumat-ı âmiyeden ibarettir. Bir hakikînin eseri bir tercüme-i hayat, bir hayalîninki bir hikâyedir. Birinde hakikî bir vaka, diğerinde muhayyel bir hikâye görürüz. Hakikî, fenni, hikmeti eline alarak nur-ı hakikati takip eder; hayalî, bir esas-ı muhayyel, bir fikr-i mahsus tutarak tasav¬vur ettiği neticeye doğru yürür. (…) Lakin halkı eğlendirmekten başka bir meziyetleri olmayan, ne hakikî ve ne de hayalî namlarına istihkak kesb edecek kadar sanat-ı tasvir ve meziyet-i lisaniyeleri bulunmayan, bütün faziletleri vukuat-ı garibe ve vakayi-i müteselsile-i acîbe icadından ibaret olan masalcıların silk-i üdebaya duhule yeltenmeleri nasıl affedilir? (Halid Ziya 2018: 131-135).

Kaynakça


Gökçek Fazıl (2007). “Halit Ziya’nın ‘Hikâye’sinin Gazetedeki ve Kitap Halindeki Neşirleri Arasında Bulunan Farklılıklar”. Ege Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, nr. 13: 117-128.

Huyugüzel Ömer Faruk (2010). Halit Ziya Uşaklıgil, Akçağ Yayınları, 2. Basım, Ankara.

Uşakîzade Halid Ziya (1307/1891). Hikâye. Kostantiniye.İstepan Matbaası, 

Uşaklıgil Halid Ziya (2018). Hikâye, (hzl. Gülden Vicir), Dergâh Yayınları, İstanbul.

Atıf Bilgileri


Vicir, Gülden. "HİKÂYE (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/hikaye-halit-ziya-usakligil-tees-1484. [Erişim Tarihi: 12 Eylül 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 GARPTAN ŞARKA SEYYALE-İ EDEBİYE. FRANSIZ EDEBİYATININ NÜMUNE VE TARİHİ. MEDHAL. EZMİNE-I MUTAVASSITA VE 16. ASIR C. I (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Diğer Gülden Vicir
Görüntüle
2 ESRAR-I SERENDİP (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Diğer ALİ ERBAY
Görüntüle
3 BİR MUHTIRANIN SON YAPRAKLARI (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Öğr. Gör. SEVDA ALTUNBAŞ
Görüntüle
4 BIR İZDİVÂCIN TÂRİH-İ MUÂŞAKASI (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Öğr. Gör. SEVDA ALTUNBAŞ
Görüntüle
5 HAML ve VAZ-I HAML (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Araş. Gör. Dr. nesrin aydın satar
Görüntüle
6 MEZARDAN SESLER (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Prof. Dr. Yasemin Mumcu
Görüntüle
7 MENSUR ŞİİRLER (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Prof. Dr. Yasemin Mumcu
Görüntüle
8 NEMÎDE (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Öğr. Gör. Merve Özdemir Çetinkaya
Görüntüle
9 BİR ÖLÜNÜN DEFTERİ (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Öğretmen Pürlen Kaleli
Görüntüle
10 MEBHASÜ'L-KIHIF (HALİT ZİYA) Halit Ziya Uşaklıgil Diğer Seçil Okumuş
Görüntüle
11 HESAP OYUNLARI (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Doç. Dr. Dilek Herkmen
Görüntüle
12 TUHFE-İ LETÂİF (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Araş. Gör. Ali Karahan
Görüntüle
13 NÂKİL CÜZ I (HALİT ZİYA UŞAKLIGİL) Halit Ziya Uşaklıgil Doç. Dr. Sabahattin Çağın
Görüntüle
14 HÜSAMEDDİN MOLLA (MUSA AKYİĞİTZÂDE) Musa Akyiğitzâde Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
15 MAVERAÜNNEHİRDE SEYAHAT (ZAHİR BİGİYEV) Zahir Bigiyev Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
16 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
17 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
18 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
19 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
20 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
21 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
22 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
23 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
24 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
25 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle