HAYAL VE HAKİKAT (BİR KADIN/FATMA ALİYE HANIM – AHMET MİTHAT EFENDİ)
roman
Fatma Aliye Hanım (1862-1936) ve Ahmet Mithat Efendi (1844-1912)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Fatma Aliye Hanım ile Ahmet Mithat Efendi’nin birlikte yazdıkları bir roman. Eser, Tercüman-ı Hakikat gazetesinde (S. 4028, 15 Aralık 1891 - S. 4038, 26 Aralık 1891) tefrika edildikten iki ay kadar sonra kitaplaştırılmıştır (1892). Hayal ve Hakikat’in “Vedat” başlıklı birinci bölümü Fatma Aliye Hanım’ın ilk telif çalışmasıdır. Bir yıl önce George Ohnet’den yaptığı Volonte (Meram) (1890) tercümesi tartışmaları üzerine Mithat Efendi ile tanışan ve onun desteğini kazanan Fatma Aliye, açık adıyla yayımlayacağı ilk eseri Muhadarat (1892)’tan önce iki yazarlı bu romanla dönem okuyucusunun karşısına çıkar. Hayal ve Hakikat’in kitaplaştırılması sırasında “Bir Kadın” imzasını kullanan Fatma Aliye Hanım hakkındaki tek bilgi, Mithat Efendi’nin kaleminden çıkan “İfade” başlıklı kısa girişte yer alır. Fatma Aliye burada, yazıları Tercüman-ı Hakikat’te yayımlanan ‘Fazılat-ı nisvan-ı Osmaniyeden biri’ olarak tanıtılır. Bu kadın yazar hakkında başka bilgi vermeyen Mithat Efendi, “İfade” ile matbuat âlemine, eseri himayesindeki bir kadın yazarla yazdıklarını hissettirirken, Fatma Aliye Hanım’ı da yazmaya cesaretlendirir.

Hayal ve Hakikat’in edebiyat tarihi açısından bir önemli tarafı da devir okuyucusunun Zafer Hanım’dan 15 yıl sonra bir kadın yazarla karşılaştırılmasıdır. Ancak Zafer Hanım Aşk-ı Vatan’da (1877) kendi adını açık olarak kullanabilirken Fatma Aliye “Bir Kadın” imzasının arkasında durur. Hayal ve Hakikat, Türk edebiyatının ilk iki yazarlı romanıdır. “Vedat” ve “Vefa” başlıklı iki bölümden meydana gelen eserin birinci bölümü Fatma Aliye’ye; ikinci bölümü ise Mithat Efendi’ye aittir. Romanın ana teması, Fatma Aliye’nin bütün eserlerinde ele aldığı, dönemin önemli sosyal meselelerinden olan aşk ve evliliktir. Eserin iki yazarlı olması, aşk ve evliliğin iki tarafını oluşturan kadın ve erkeğin farklı bakış ve değerlendirmelerinin, hemcinsi bir yazar aracılığıyla yansıtılması imkânını sunar.

Hayal ve Hakikat’in birinci bölümü Vedat’ın Fatma Aliye’ye yazdığı bir mektupla başlar. Bu mektuba göre ölmek üzere olan Vedat, yazarla görüşmeyi istemektedir. Bu mektuptan kısa bir süre sonra da ölen Vedat’ın hikâyesi geriye dönülerek ve kronolojik bir akışla anlatılır. Kimsesiz bir kız olan ve zamanını kitap okuyarak geçiren Vedat’ın, vasisi Hüseyin Sabri Efendi’nin oğlu Vefa’ya âşık olması etrafında gelişen hikâye, Vefa’nın evlenmekten vazgeçmesi ve Vedat’ın hastalanarak ölümüyle tamamlanır. Başlangıçta çağdaşı genç kadınlardan farklı bir karakter sergileyen, evlenmeyi düşünmeyen Vedat’ın kendini ölüme götürecek bir aşka düşmesi, Fatma Aliye tarafından babasızlıkla açıklanır. Eserlerinde baba kız yakınlaşması ve babaların kızlarını hayata hazırlamaları fikri üzerinde duran yazara göre Vedat aşk değil, babasızlığın ruhunda eksik bıraktığı şefkat arayışı içindedir. Vedat bu haliyle kendine ait bir serveti olmasına rağmen hayatını baba ya da koca rolündeki bir erkeğe dayanmadan sürdüremeyen devir kadınının eksik duruşunu temsil eder.

Hayal ve Hakikat’in ikinci bölümü Vedat’ın ölümünden sorumlu tutulan Vefa’nın kendini anlatmak üzere Mithat Efendi’ye yazdığı bir mektuptan oluşur. Vefa bu mektupta, Vedat’la evlenme kararının babası tarafından verildiğini, kendi isteğinin iyi bir eğitim sonucunda meslek edinerek memlekete hizmet olduğunu anlatır. Babasının ölümü ardından Vedat’tan ayrılan Vefa, kendisini onun ölümünden sorumlu tutmaz. Ona göre Vedat hayalperestliğinin kurbanıdır. Vefa’nın mektubuyla gerçek bir aşkın ifadesi olarak görülen şeylerin aslında Vedat’ın hayalinden ibaret olduğu anlaşılır.

Hayal ve Hakikat’in bir kadın yazar tarafından yazılmış olan, aşk ve evlilik konusunda bir kadın karakterin duruşunu çözümleyen ilk bölümü ‘duygu’; bir erkek yazar tarafından bir erkek karakterin çözümlemesinin yapıldığı ikinci bölümü ‘akıl’ tarafında durur. Böylece bir yandan kadın-duygu, erkek-akıl eşleştirmesinin altı çizilirken, diğer yandan dönem edebiyatının Romantizm’den Realizm’e geçiş sancılarına gönderme yapılmış olur. Roman, Mithat Efendi’nin kaleminden çıkan “Histeri” başlıklı bir bölümle sonlanır. Kadınların hayata özellikle de aşk ve evliliğe bakışlarını ‘histeri’ ile açıklayan yazara göre hayatı kitaplardan öğrenmeye çalışan, kendilerini hayata hazırlayan bir rehberlerden yoksun olan kadınlar, hayatın gerçeklerine hazır değillerdir. Sosyal hayatın içinde yer alan erkekler ise edindikleri tecrübelerle meselelere akılcı bakabilmekte, bilgilerini gerçek hayat deneyimine dönüştürebilmektedirler. Bu bakış açısıyla romanın birinci bölümde anlatılan Vedat’ın hikâyesi, ikinci bölümdeki Vefa’nın mektubuyla dönem kadınıyla ilgili sosyal bir sorunun ifadesi haline getirilir.

Yazarların biyografileri için bk. “Fatma Aliye”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/fatma-aliye /  "Ahmet Mithat Efendi". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ahmet-mithat-efendi. 

Eserden Örnekler


“Sözünü ikmal edemedi. Şiddetlice birkaç öksürüğü müteakiben gelen kesiklik ile gözlerini kapadı. Pek büyük bir zaafla söylenilen bu son sözü doktor işitmiyor muydu? Yoksa manasını mı anlayamadı? Nasıl oldu da Vedat’a hiçbir cevap vermedi. Zavallı Vedat demek istiyordu ki bir kadının bahtiyar olması için yalnız bir zevç himayesi, bir zevç muhabbeti kâfi değilmiş. Asıl bahtiyarlık bir peder muhabbetindeki kutsiyete, ulviyete mazhariyet imiş ki hiçbir sebeple arıza-pezir olmasın. Lakin bunu izah edemediği gibi zaten muvazzah bir söz olduğundan izaha da hacet görmedi!” (Fatma Aliye Hanım- Ahmet Mithat Efendi, Hayal ve Hakikat 1309: 35)

“Kadınlarımız okumaya yazmaya başlayalıdan beri vakıa nazarlarınca, fikirlerince pek çok asar-ı terakki görüldüyse de sevda ve teehhül ve geçinmek gibi ömr-i beşer için pek mühim olan mesail hakkında henüz bir hikmet-i sahiha peyda edemedikleri işte böyle Vedat faciası gibi pek çok facialarla sabit oluyor. Bir delikanlının bir kadın tarafından sevilmesi değil a; hatta bir delikanlının bir kızı sevmesi bile teehhül hususundaki bunca ciddiyatı ehemmiyetlerinden düşürüvererek hemen mucib-i izdivaç oluverir mi? Maişet-i maddiye ve hakikiye âleminde gaye-i mutalip sevda ve teehhül hayallerinin husulünden mi ibarettir? Sevda ve teehhül o maişet âlemince ‘gaye’ değil ‘mukaddime’dir. Onun vukuundan sonra ne olacağını düşünmeli. İnsan koca bir ömür müddetince sevgili zevcesiyle baş başa diz dize yaşayabilir mi? O müddet-i ömrü şereflendirmek, tatlılandırmak için istidadının müsaadesi derecesinde itmam-ı kemalata gayret vazifesinden bu teehhül sebebiyle kurtulabilir mi?” (Fatma Aliye Hanım- Ahmet Mithat Efendi 1309: 58-59).

Kaynakça


Argunşah, Hülya (2016). “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Bir Sosyal Veri Kaynağı Olarak Kadın Yazarlar ve Eserleri”. Kadın ve EdebiyatBabasının Kızı Olmak. İstanbul: Kesit Yayınları, 9-36.

Argunşah, Hülya (2016). “İlk Kadın Yazarlarda Toplumsal Kimliğin Yapılandırılması Sürecinde Babanın Keşfi”. Kadın ve Edebiyat / Babasının Kızı Olmak. İstanbul: Kesit Yayınları, 36-76.

Argunşah, Hülya (2016). “Fatma Aliye Hanım ve Hayal ve Hakikat Üzerine”. Kadın ve Edebiyat / Babasının Kızı Olmak. İstanbul: Kesit Yayınları, 227- 244.

Aşa, H. Emel (1993). Fatma Aliye Hanım (Hayatı – Eserleri - Fikirleri). Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Bir Kadın ve Ahmet Mithat (1309 /1892). Hayal ve Hakikat. İstanbul.

Kızıltan, Mübeccel (1990). “Öncü Bir Kadın Yazar: Fatma Aliye Hanım”. Journal of TurkishStudies/Türklük Bilgisi Araştırmaları, 14: 283-322.

Oylubaş, Duygu (2014). Fatma Aliye Hanım’ın Düşünce Dünyası. Yüksek Lisans Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.

Uğurcan, Sema (1982). “Ahmet Midhat Efendi ile Fatma Âliye Hanım’ın Ortak Olarak Yazdıkları Bir Roman: Hayal ve Hakikat”, Türk Kültürü, 230: 16-24.

Atıf Bilgileri


ARGUNŞAH, HÜLYA. "HAYAL VE HAKİKAT (BİR KADIN/FATMA ALİYE HANIM – AHMET MİTHAT EFENDİ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/hayal-ve-hakikat-bir-kadin-fatma-aliye-hanim-ahmet-mithat-efendi. [Erişim Tarihi: 07 Ocak 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 MERAM (FATMA ALİYE HANIM) Fatma Aliye Hanım Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH
Görüntüle
2 NİSVAN-I İSLAM (FATMA ALİYE) Fatma Aliye Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH
Görüntüle
3 MUHADARAT (FATMA ALİYE) Fatma Aliye Hanım Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH
Görüntüle
4 REFET (FATMA ALİYE) Fatma Aliye Hanım Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH
Görüntüle
5 ÛDÎ (FATMA ALİYE) Fatma Aliye Hanım Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH
Görüntüle
6 LEVAYİH-İ HAYAT (FATMA ALİYE) Fatma Aliye Hanım Prof. Dr. HÜLYA ARGUNŞAH
Görüntüle
7 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
8 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
9 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
10 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
11 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
12 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
13 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
14 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
15 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
16 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle