HÂVER (AHMET İHSAN TOKGÖZ)
roman
Ahmet İhsan Tokgöz (d. 1868 - ö. 27 Aralık 1942)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Servet-i Fünun dergisinin sahibi Ahmet İhsan Tokgöz’ün, Ülfet’ten sonra ikinci telif romanı olarak 9 Nisan-16 Temmuz 1308 (21 Nisan-28 Temmuz 1892) tarihlerinde tefrika edilen, romantizm akımına bağlı kalınarak kaleme alınmış romanı. Tokgöz’ün roman sayısı hakkında farklı görüşler vardır. Araştırmacıların çoğu, Tokgöz’ün iki telif romanı bulunduğunu ifade etse de Elif Öksüz Güneş, Asya-yı Şarkî’ye Seyahat eserinin de kurgusal bir eser olduğunu söyler (Öksüz Güneş 2019: 642).

Çerçeve hikâye şeklinde düzenlenen ve iç içe iki olay örgüsünün bulunduğu romanda olaylar zamanı da buna uygun şekilde geri dönüşle (flashback) tertip edilir. Dış hikâyede Raci, başından geçenleri bir temmuz akşamı arkadaşlarına anlatır. İç hikâyedeyse Raci, Sadiye Hanım ve Hâver’in sergüzeşti aktarılır. İki varlıklı ailenin çocuğu olarak evlenen Râci’yle Sadiye Hanım’ın beş yıllık evliliklerinde çocukları olmamıştır. İkisi de iyi eğitimli, cemiyet hayatını seven ve bazı fikirleri yönüyle modern kahramanlardır. Yalıda yaşayan Râci ve Sadiye Hanım, birbirlerinin hayatına müdahale etmez, Sadiye Hanım sevdiği eğlencelere katılmaya devam ederken Râci, yalıdaki hizmetçi Hâver’le bir aşk yaşar ve onu iğfal eder. Fakat Hâver bu ilişkiye zorlanmaz, kendisi de Râci’yi sever. “Bir âşık-ı merdud” imzalı mektupla Sadiye Hanım durumdan haberdar olur. Râci, Hâver’le evlenip ona yeni bir ev tutma düşüncesindedir. Sadiye Hanım, “âlemin diline düşmemek için” durumu kabullenir. Aslen Kastamonulu olan Hâver’in, oradaki analığı İstanbul’a getirilir, Ayastefanos’ta bir ev kiralanır. Râci’nin Bursa’da olduğu bir zamanda bir oğulları olur. Eskiden beri Hâver’i seven fakat karşılık bulamayan Süleyman, Hâver’i bıçaklar, aldığı yaradan dolayı bir süre sonra Hâver ölür. Orada bulunan balıkçılar da kürekle Süleyman’ı öldürür. Nihayetinde Sadiye Hanım, çocuğu kabul eder.

Sade bir dille kaleme alınan ve yer yer sohbet üslubunun tercih edildiği, yazarın dâhil olduğu eserde mekân tasviri (yalıdaki yemek odasının ayrıntılı tasviri gibi) ve karakter inşası yer yer güçlü görünse de mekân ve kahramanlar tam anlamıyla aydınlatılmaz. Anlatıcı; betimlenen oda veya kahramanın üzerindeki kıyafetler, olaylar/durumlar hakkında okura bilgi verir.

Eserin karakterizasyonda Tanzimat dönemi eserlerinden ayrılan yönü, Hâver’in yazar-anlatıcı tarafından suçlu bulunmamasıdır. Hâver, evin beyi Râci ile bir ilişkiye zorlanmamış, kendisi de onu severek bu yola girmiştir. Bu nedenle Hâver, evin hanımı Sadiye’ye ihanet etse de eserde ona karşı suçlayıcı/olumsuz anlatımlar bulunmaz. Aynı zamanda eğlenceye düşkün olan Sadiye Hanım, yer yer kocası Râci’yi ihmal ettiğini dile getirir. Yazar, Kastamonu’nun bir köyünden olan Hâver’le İstanbullu ulema bir ailenin kızı Sadiye’yi mukayese eder gibidir ve bu mukayesede tercihi Hâver’den yanadır. Bunun işaretlerini yer yer okura gösterir.

Yazarın biyografisi için bk. "Ahmet İhsan Tokgöz". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü". http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/tokgoz-ahmet-ihsan 

Eserden Örnekler


Servet-i Fünûn iş bu nüshadan itibaren Ahmed İhsan Bey’in eser-i tahrîr ü tertîbi olan ‘Hâver’ unvanlı millî romanın dercine başlamıştır, her ne kadar gazetede iki roman bulundurmamak arzu etmiş idiysek de millî roman neşriyâtının arkası kesilmemesi hakkında pek çok taraflardan vârid olan ihtârât-ı mükerere ‘Hâver’ i iş bu nüshadan itibaren tefrika etmeye bizi mecbûr eylemiştir.  

[...]

“…zîrâ kadın deyince hep otuzunu bulmuş, iri yarı çeneli olanları mülâhaza eylersiniz. Hâlbuki Hâver sizin dediğiniz gibi değildir, kızcağız narin yapılı, biraz solgun çehreli, altın saçlı idi. Evde kimsenin ehemmiyet verdiği yok idi, gittikçe büyüyüp çağını bulduğu zamanlar bile tamam bir sene olmuş idi de Hâver’e nazar-ı dikkatle bakmamıştım.

[...]

“Ma’mafih kızı hakîkaten güzel bulmuştum; Hâver’den daha mütenâsib bir hizmetçi kız tasavvuru kâbil değildi. Kızın ince beli, geniş göğsü, dolgun kaba etleri, küçük ayakları en ziyâde güzellik dâiyesinde bulunanlarla bile müsabakâta elverişli idi. Hele ziyâdesiyle latîf cihet nâkâbil-i tasavvur derecede yakışıklı saçları ile kar gibi beyaz dişleri idi. Vâkıâ ellerinde ve yüzünde derisi parlıyor, rengi azıcık uçuk idiyse de bu da kızın heyet-i umûmiyesine müesser bir hal veriyor daha ziyâde hoş görünüyor.

[...]

“Ağlamaya başladı; kızın hali hakîkaten garib idi; ân-ı vâhitde meserretten mahzûniyete geçmekte o kadar suhûlet gösteriyordu ki mebhût kaldım. İsticvâba başladım; halindeki tagayyür-i sürûrun esbâbını anlamak istedim; ısrarıma tahammül edemedi; söyledi; Hâver öyle başka yerde benim zevce-i meşru’am olduğu halde bile kendini bir türlü namûskâr göremeyecek imiş; memlekete işi bildirmek hususunda ne düşüneceğini, ne yazacağını, ne yapacağını bilmiyormuş; kendi hissiyâtını cem’e, efkârını tahlîle muvaffak olamıyormuş, düşündüğünü, yaptığının bilmiyormuş, gâh ağlamak gâh gülmek istiyormuş; onun için ân-ı vâhitde meserretten kedere atılıyormuş (Ahmet İhsan 1308/1892: 91, 108, 109).

Kaynakça


Ahmet İhsan (1308/1892). "Hâver". Servet-i Fünûn, nr.58.

Kılıçkaya, Derya (2008). Ahmet İhsan ve Romanları (İnceleme- Metin). Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli: Kocaeli Üniversitesi.

Kılıçkaya, Derya (2010). “Ahmet İhsan’ın Romanları Üzerine Bir Değerlendirme”. Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi 27: 313-335.

Öksüz Güneş, Elif (2019). “Ahmet İhsan Tokgöz’ün Doğu Asya’ya Seyahat Romanında Yapı”. Journal of Turkish Language and Literature 5 (4): 642-656.

Polatel, Oğuz (2020). “Arşiv Belgeleri Işığında Ahmet İhsan (Tokgöz) ve Basım Faaliyetleri”. Kültür, Sanat ve Düşünce Dünyasının Nabzı Dergiler 1 Servet-i Fünûn Dergisi ve Servet-i Fünûn Topluluğu Edebiyatı. (ed. Doç Dr. Ali Kurt). Kocaeli: Gölcük Belediyesi. 15-67.

Atıf Bilgileri


Öz, M. Cem. "HÂVER (AHMET İHSAN TOKGÖZ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/haver-ahmet-ihsan-tokgoz. [Erişim Tarihi: 22 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 AVRUPA'DA NE GÖRDÜM (AHMET İHSAN TOKGÖZ) Ahmet İhsan Tokgöz Diğer Mehmet Ufuk Demir
Görüntüle
2 ÜLFET (AHMET İHSAN TOKGÖZ) Ahmet İhsan Tokgöz Öğretmen DENİZ POLATER
Görüntüle
3 BAHSE NE DERSİNİZ (AHMET İHSAN TOKGÖZ) Ahmet İhsan Tokgöz Dr. Öğr. Üyesi Dinçer Atay
Görüntüle
4 İKİ SENE MEKTEB TATİLİ (AHMET İHSAN TOKGÖZ) Ahmet İhsan Tokgöz Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
5 ARABA İLE DEVR-İ ÂLEM YÂHUD SEZAR KASKABEL (AHMET İHSAN TOKGÖZ) Ahmet İhsan Tokgöz Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
6 ALTI HAFTA NİL'DE SEYAHAT (AHMET İHSAN TOKGÖZ) Ahmet İhsan Tokgöz Dr. Öğr. Üyesi Dinçer Atay
Görüntüle
7 ASYA-YI ŞARKÎ’YE SEYAHAT (AHMET İHSAN TOKGÖZ) Ahmet İhsan Tokgöz Diğer Mehmet Ufuk Demir
Görüntüle
8 BİR KADININ RUZNÂMESİ (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan Tokgöz Araş. Gör. Dr. SEDA AKSÜT
Görüntüle
9 KONTES SARAH (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan [Tokgöz] Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
10 DEMİRHANE MÜDÜRÜ (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan [Tokgöz] Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
11 DENİZ ALTINDA 20.000 FERSAH SEYAHAT (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan [Tokgöz] Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
12 SEKSEN GÜNDE DEVR-İ ÂLEM (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan [Tokgöz] Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
13 CROİX-MORT KADINLARI (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan [Tokgöz] Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
14 EKMEKÇİ KADIN (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan [Tokgöz] Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
15 TUHAF BİR HANE (AHMET İHSAN) Ahmet İhsan Tokgöz Araş. Gör. Dr. SEDA AKSÜT
Görüntüle
16 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
17 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
18 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
19 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
20 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
21 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
22 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
23 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
24 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
25 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle