- Yazar Biyografisi (TEİS)
Vecihi - Madde Yazarı: Araş. Gör. TEVFİK ERGUN
- Eser Yazılış Tarihi:1898
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Roman
- Yayın Tarihi:19/07/2022
HARABE (VECİHİ)
romanVecihi (d. 1869 - ö. 1904)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Türk edebiyatında romantizmin etkisiyle acıklı, melankolik ve karamsar romanlar yazmakla tanınan Mehmet Vecihi Bey’in bir romanı. Roman bir mukaddime iki ana bölüm ve bir hatime bölümlerinden oluşmaktadır. Birinci ana bölüm dokuz alt bölümden, ikinci ana bölüm ise beş alt bölümden oluşur. İlk olarak İkdam gazetesinde tefrika edilen eser daha sonra İkdam Matbaası’nda (Dersaâdet) 1315 senesinde (Miladi 1898) kitap olarak basılmıştır. Eserin ilk baskısı 318 sayfadan oluşmaktadır.
Mehcûre eseriyle döneminde asıl şöhretine ulaşan Vecihi’nin romanları genelde beşerî aşk teması etrafında oluşturulmuştur (Önal, 1985: 7). Ancak bu aşk mutlu bir aşk değildir. Felâketlerle, göz yaşlarıyla, ayrılıklarla dolu hüzünlü bir aşktır. Aşk temasının yanında evlilik, fakirlik-zenginlik, evlatlık, kimsesiz çocuklar, fedakârlık, ihanet, konak hayatı ve gayrimeşru ilişki konularına yer verilerek romanların melankolik havası arttırılır. Romanlarının geneline hâkim bu konuların hepsi Harabe romanında da ön plandadır. Harabe romanında olaylar 1800’lerin başı ile 1890’ların sonu arasında geçmektedir. Genel olarak kronolojik bir sıra izlense de olayların başladığı zamandan oldukça gerilere gidilir ve daha sonra sırayla olaylar birbirini izler. Ardından eserin başında anlatılan ilk olay zamanına gelinir ve buradan kronolojik ileriye doğru olarak devam edilir. Romanda mekân olarak İstanbul ve civarı (konak, vapur, bahçe vs.) seçilmiştir. Romanın kahramanları Necati Bey, Nadire, Mesut, Hazni, Dilâşup, Peyman, Razi, hizmetçiler, kalfalar ve hocalardan oluşur. Ana karakterler Mesut, Hazni, Dilâşup ve Nadire’dir. Kurgu bu kişiler üzerine kurulmuştur. Bunun yanında Necati Bey, Peyman, Razi gibi yan karakterler ile de kurgu desteklenir.
Necati Bey varlıklı birisidir ve kızı Nadire, evlatlığı Mesut, kardeşinin oğlu Hazni ve diğer evlatlığı Dilâşup ile konakta yaşamaktadırlar. Necati Bey bunların eğitimine çok önem vermektedir. Özel hocalar ile eğitim almalarını sağlamaktadır. Hazni bu eğitimler sayesinde kendisini hem ahlâk açısından hem de bilgi açısından geliştirmektedir. Ancak Mesut dersleri ile ilgilenmemekte ve terbiyeden uzak hareketler sergilemektedir. Mesut ve Hazni arasındaki çocukluktan başlayan kutuplaşma romanın kurgusunun temel alındığı noktalardan birisidir. Hazni ve Mesut’un birbirlerine olan çekişme ilerleyen zamanlarda da düşmanlığa evrilir. Nadire on beş yaşlarına geldiğinde Necati Bey onu evlendirmek ister. Gözünü arkada bırakmayacak bir damat düşünür ve aklına Hazni gelir. Hazni’ye kızı ile evlendirmek istediğini söyler. Hazni de amcasının isteğine razı gösterir ve Nadire’nin de isteğinin olup olmadığını sorulmasını ister. Necati Bey kızına durumu açıklar ancak Nadire buna karşı gelir. Çünkü kuzeni ile evlenmek istemez. Bu sebeple Necati Bey kızının isteğine uyar ve saygı gösterir. Aradan bir süre daha geçince Mesut ile evlendirmek ister ve Nadire kabul eder ve evlenirler. Bu evlilik Mesut için oldukça kârlıdır. Çünkü düşmanı olan Hazni’ye karşı arkasına büyük bir destek almış ve konağın damadı olmuştur. Bu evlilikten Dilâşup çok mutsuz olmuştur. Çünkü o Mesut’u sevmektedir ve ondan hamile kalmıştır. Bu gayrimeşru ilişki ile üzüntüsü giderek artar ve konaktan kaçar. Ev halkı onu arar ancak Hazni dışında kimse onun nerede olduğunu öğrenemez. Hazni, Dilâşup’un Mesut’u sevdiğini ve ondan hamile kaldığını en başından beri bilmektedir. Ancak kimseye söylememiştir. Bu arada Nadire de hamile kalmıştır ve konakta bunun sevinci yaşanmaktadır. Ancak kısa süre sonra Dilâşup’un hamile olarak evden kaçtığı öğrenilir. Mesut gerçeklerin ortaya çıkmasından korkarak Nadire’ye Hazni’nin kendisine iftira atmaya çalıştığını ve çocuğun sanki kendisinden olduğunu göstermeye çalıştığı yalanını söyler. Bunun üzerine Nadire ve Hazni arasında bir tartışma geçer. Bu olayların etkisiyle Hazni de evden ayrılmak zorunda kalır. Aradan yıllar geçer Hazni kendisini küçüklükten yetiştirmesi sayesinde bir memuriyet elde eder. Varlıklaşır ve bir konakta yaşamaya başlar. Bu sürede Dilâşup çocuğunu doğurmuştur. Peyman ismini verdiği bir kızı olmuştur. Dilâşup, Peyman küçük yaştayken vefat eder. Hazni, Peyman’ı yanına alır. Onun eğitimi ile ilgilenir. Hazni yaşlanmış ve tüm dikkatini Peyman’a vermiştir. Çünkü o Dilâşup’tan bir emanettir. Hazni’nin, Dilâşup’un konaktan kaçmasından önce yazar bize Hazni’nin Dilâşup’u sevdiğini söyler. Bu Hazni’nin Peyman’a neden daha da sahip çıktığını gösterir. Peyman çok güzel bir kızdır. Terbiyesi ve güzelliği ile tüm dikkatleri üstüne çekmektedir. Ancak annesi gibi öksüz ve yetim bir kızdır. Peyman, Razi isminde bir genç ile aşk yaşamaya başlar. Daha sonra Razi, Peyman ile evlenmeyi ister ve Hazni’den Peyman’ı ister. Hazni, Razi’yi sever ve onun damadı olmasını ister. Peyman ve Razi evlenirler. Hazni konaktan kaçtıktan sonra maddi ve manevi sıkıntılı günler yaşasa da bunları kısa sürede atlatmış ve rahata kavuşmuştur. Ancak Mesut ve Nadire için öyle değildir. Hazni konaktan ayrıldıktan birkaç sene sonra Necati Bey vefat etmiştir. Mesut konağın ve varlıkların başına geçmiştir. Ancak vurdumduymaz ve züppe birisi olmaya devam etmiştir. Nadire’ye de ilgi göstermemiş ve onu dövmeye başlamıştır. Zamanla Nadire hastalanmış ve vefat etmiştir ancak Mesut eşinin cenazesine bile gitmemiştir. Aradan yıllar geçmiş Mesut için perişanlık ve rezillikler baş göstermiştir. Mesut’un perişanlık içerisinde bulunduğu sıralar Hazni tesadüfen Mesut’a rastlar. Onun haline acır ve kendi konağına taşındırır. Mesut, Hazni’nin konağında rahat yaşamaya başlamıştır. Ancak yaşlandığı için eski kişiliğini gösteremez. Hazni’ye taşındıktan yıllar sonra vefat eder. Eser Mesut’un ölümü ile son bulur.
Eserde anlatım tekniği olarak hâkim bakış açısı kullanılmıştır. Yazar tüm olaylara, kahramanlarının düşüncelerine ve kurgunun gidişatına tümden hâkim olduğunu eser boyunca hissettirmektedir. Karşılıklı diyalogların oldukça az olduğu eserde kahramanların mektuplaşmaları oldukça fazladır. Bu mektuplar ile olaylar gelişmektedir. Mektuplar birinci tekil ağzı ile yazılmıştır. Eserde mekân betimlemeleri çok dikkat çekmez. Mekân betimlemeleri az yer kaplamaktadır. Kahramanların fiziksel betimlemeleri kısa ve öz olarak verilirken ruhsal betimlemelerine ağırlık verilmiştir.Üslûp ve dil açısından Harabe, devriyle uyumlu bir yapıdadır. Servet-i Fünûn’un ağırlık kazanmaya başladığı ve Tanzimat’ın yazarlarından etkilenen bir yazar için bu oldukça doğaldır. Diyaloglar günümüz Türkçesine benzerken, betimlemeler ve olayların anlatılışında ağır dil kullanılmıştır. Özellikle ruhsal betimlemelerde dil oldukça tumturaklı ve ağdalıdır.
Kısacası Harebe, yetim ve öksüz Mesut, Hazni ve Dilâşup ile öksüz Nadire’nin acıklı hayatlarını anlatan bir romandır. Yetim ve öksüzlük kavramları üzerine inşa edilmiş kurgu romantik bir hava içerisinde oluşturulmuştur.
Yazarın biyografisi için bk. "Vecihi". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/vecihi
Eserden Örnekler
Mukaddime
Harabe, ma’mur iken ‘umranından eser kalmayacak sûrette münhedim ve virân olmuş bir menbâ-yı ‘azimül-heykeldir ki dâhil-i dareyni senelerce sükkânına kâh saadet-hâne, kâh matem-gede ittihaz etmek suretiyle üzerinden gelip geçen zamanın köşelerine, bucaklarına gömdüğü hatıralar, ümidleri perde-i zalâmında, zir-i zilâlinde sakladığı eşk-abeler hicranlar zeminini ‘umumiyeti itibarıyla bir ihtisasât-ı beşer veyahut bir inkılabat-ı hayat, makbere-i siyaha benzemiştir (Vecihi 1315: 4).
Kaynakça
Önal, Mehmet (1985). Vecihi Bey'in Hikâyelerindeki Fiktif Yapı. Yüksek Lisans Tezi. Ankara: Gazi Üniversitesi.
Vecihi (1315). Harabe. İkdam Matbaası, Dersaâdet.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | MİHR-İ DİL (VECİHİ) | Vecihi | Diğer Saime Kemerci |
Görüntüle | ||
2 | MEHCÛRE (VECÎHÎ) | Mehmed Salih Vecîhî Bey | Öğretmen Nurullah YAŞAR |
Görüntüle | ||
3 | HALİME (VECİHİ) | Vecihi | Akın ZENGİN |
Görüntüle | ||
4 | ÇOBAN KIZI (VECİHÎ) | Vecihi | Öğretmen Tuğçe Meç |
Görüntüle | ||
5 | HİKMET YAHUT MEHCÛRE'NİN KISM-I SÂNÎSİ (VECÎHÎ) | Mehmed Salih Vecîhî Bey | Öğretmen Nurullah YAŞAR |
Görüntüle | ||
6 | NERİME (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen Emre Şengül |
Görüntüle | ||
7 | HÜRREM BEY (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen Emre Şengül |
Görüntüle | ||
8 | SÂİL (VECİHİ) | Vecihi | Akın ZENGİN |
Görüntüle | ||
9 | MALİK (VECİHİ) | Vecihi | Dr. Öğr. Üyesi Fırat Karagülle |
Görüntüle | ||
10 | MESUDE (VECİHİ) | Vecihi | Dr. Öğr. Üyesi Fırat Karagülle |
Görüntüle | ||
11 | NEDÂMET (VECİHȊ) | Vecihî | Öğretmen Tuğçe Meç |
Görüntüle | ||
12 | MÜJGAN (VECİHİ) | Vecihi | Dr. Öğr. Üyesi Fırat Karagülle |
Görüntüle | ||
13 | HASBİHAL (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen DENİZ POLATER |
Görüntüle | ||
14 | VUSLAT (VECİHȊ) | Vecihi | Öğretmen Tuğçe Meç |
Görüntüle | ||
15 | SEVDA-YI MASUMANE (VECİHİ) | Vecihi | Öğretmen Emre Şengül |
Görüntüle | ||
16 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
17 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
18 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
19 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
20 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
21 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
22 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
23 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
24 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
25 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |