HÂLÂT-I PEHLEVÂN MUHAMMED
biyografi
Ali Şîr Nevâyî (d. H 844/M 1441-ö. H 906/M 1501)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Ali Şîr Nevâyî’ni yazdığı üç biyografiden biri.

Eser, Nevâyî’nin Mecâlisü’n-Nefâyis adlı şairler tezkiresine aldığı ve “Pek çok erdemler ile süslenmiştir. Güreş fenni onun hakkı ve sahip olduğu bir husus olmakla birlikte diğer erdemlerine göre bu özelliği aşağı düzeydedir. Onun üstün meziyetleri güneş gibi parlak olduğu için açıklamaya gerek yoktur. Bu zamanda fakr ehlinin önderi ve fakr yoluna girenlerin öncüsü Pehlevân’dır. Bazı kimseler Pehlevân’ın soyu konusunda ayıplamada bulunurlarsa da, fakir araştırıp yalan olduğunu tespit ettim” diyerek söz ettiği, yakın dostlarından biri olan Pehlevân Muhammed’in hayatıyla ilgilidir. Diğer biyografileri gibi bu biyografi de sanatkârane ve akıcı bir üslupla yazılmıştır. 

Nevâyî bu eseriyle devrinin önde gelen edebiyatçı, bestekâr, hekim ve sûfisi olan Pehlevân Muhammed’i bütün yönleriyle tanıtırken aynı zamanda devrinin kültür hayatına da ışık tutmuştur. Eser, Agâh Sırrı Levend’e göre 900/1494-1495’ten sonra yazılmıştır. Ölümle ilgili bir dörtlükle başlayan eserin giriş kısmında Pehlevân Muhammed’in övgüsü yapılmış ve bazı özellikleri belirtilmiş, soyunda seyyitlik olduğundan söz edilmiştir. Zamanın önde gelen güreşçilerinden olan dayısı Pehlevân Bû Sa'îd’in ölümünden sonra güreşçilerin başına Pehlevân Muhammed’in geçtiği şöyle anlatılır: “Pehlivan, hak ettiği üzere pehlivanların başına geçti ve bu topluluk onun başkanları olmasını büyük bir istekle benimsedi.” Bu ifadeler o devirde Herat’ta meslek mensuplarına ait birtakım kurumların olduğunu göstermekte ve sosyal hayatla ilgili önemli bir bilgi aktarmaktadır.

Eserde Pehlevân Muhammed’in başka bazı özelliklerinden de söz edilir. Bunlardan biri müzik nazariyatı ve müzik bilimindeki yetkinliği, sesinin güzelliği, bestelerinin olması ve bunları güzel seslendirmesidir. Nevâyî eserinde o devir Herat’ında müzikle ilgilenen, bu alanın üstat kabul edilen kişilerinden de söz eder ve adlarını belirtir. Bu küçük eser bu yönüyle de Türk kültür tarihi için değerli bir kaynak niteliği taşır. Mesel, söz, gazel, muamma söylemek de Pehlevân’ın uğraştığı sanatlar arasında sayılıp bunların hem ameline, hem de bilimine sahip olduğu belirtilmiştir. Aruz ve kafiye bilgisindeki yetkinliği vurgulanmış, şiir konusunda zamane şairlerinin ancak yüzde birinin, onun kadar bilgili olduğu tespiti yapılmıştır. Yıldız ilmini oldukça iyi bildiği, tıp ve hikmet yani felsefe bilgisine sahip olduğu da özellikle belirtilir. Fıkıh bilgisinin genişliğinden söz edilmiş, ibadetlerin farzları, vacipleri ve sünnetleri konusundaki bilgisinin pek çok fakih ve zahitte olmadığı ifade edilmiştir.

Eserde Pehlevân’ın başka birtakım özelliklerinden de söz edilmiş ve başında bulunduğu kurumla ilgili olarak da şu bilgi verilmiştir: “Pehlivân’ın tekkesinde gece gündüz, yirmi dört saat boyunca hiçbir zaman yiyecek ve içecek bulunmadığı olmazdı, türlü türlü yemekler olurdu, yoksullar, miskinler, dervişler, yolcular, yerliler orada yemek yerlerdi.” Bu satırlarda da yine o devir Herat’ının bir başka yönü yansıtılmıştır.

Pehlevân’ın devlet ricaliyle de oldukça iyi ilişkiler içerisinde olduğu, sultanzadelerin bir an bile ondan ayrılmayı istemedikleri, saray erkânı ve devlet ricalinin katıldığı şiir ve müzik sohbetleri meclislerinin kurulduğu, bu meclislerin de Pehlevân’ın gözetiminde geçtiği belirtilmiştir. Yazar, eserin bir yerinde şöyle bir not düşer: “Onun zihin gücü ve zekâsının letafetiyle, hafızasının keskinliği ve zarafetiyle ilgili pek çok söz hatıra geliyor, ancak bunların hepsini söylemek için bir sebep yoktur.

Eserin ilgi çekici taraflarından biri de Pehlevân Muhammed ile Nevâyî’nin; Seyyîd Nesimî ile Lütfî’nin şiirleriyle ilgili yaptıkları konuşmalar, Türkçe söyleyen şairler ve Türkçe şiirler üzerine yaptıkları değerlendirmelerdir. Pehlevân’ın konuyla ilgili derin bilgisi karşısında Nevâyî, şaşkınlığını ifade eder.

Eserin sonunda Pehlevân Muhammed’in hastalığından, kendisinin (Nevâyî’nin) hekim göndermesinden, ancak Pehlevân'ın sağlığına kavuşamayıp ölmesinden söz edilmiş, ölümüne tarih düşürülmüştür. Kemal Eraslan yayınında eserin dört nüshasından söz edilmektedir. Bunlar, Topkapı ve Süleymaniye kütüphanelerinde bulunan Nevâyî külliyatlarında bulunan nüshalar, Paris Bibliothèque Nationale’deki külliyat nüshası ve İstanbul Üniversitesi Kütüphanesinde bir Nevâyî mecmuası içerisindeki nüshadır.

Yazarın biyografisi için bk. "Alî Şîr Nevâî". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ali-sir-nevai

Eserden Örnekler


Kazârâ bir kün kim seherî fakîr bir şi’r aytıp irdim kim anıng matla’ı budur kim: Her kayan baksam közümge ol kuyaştın nûr irür. Her sarı kılsam nazar ol ay manga manzûr irür. Ve bu şi’r yitti beyt irdi. Ve müsveddesin cîbimga salıp irdim ve henüz hîç kişige okumaydur irdim ve körsetmeydür irdim. Pehlevân iltifât yüzidin ki ma’hûd düstûrı bile ignimni tutadur irdi. Mukaddime bünyâd kıldı kim sini bu kün dirler ki türkçe şi’rni yahşı aytur sin. Ve türkçe nazm aytur ehldin işitip biz ki bu sözni müsellem tutarlar. Bizing bir su’âlımız bar, cevâb bir. Didim, bilsem, birey, siz barı su’âlıngıznı aytıng. Didi su’âlımız budur ki türkî-gûy şu’arâdın olça şi’rleri rûzgâr sahîfeside sebtdür, kaysı yahşırak aytıpdurlar ve sining ‘akideng anıng yahşı aytmagıga bar ve sin bigenür sin?

(Kazara bir gün sabah erken bu fakir bir şiir söylemiştim ve onun matla beyti buydu: Her ne yana baksam gözüme o güneşten nur olur, Her nereye nazar kılsam o ay bana bakıyordur. Ve bu şiir yedi beyitti, müsveddesini de cebime koymuştum, henüz hiç kimseye de okumamış ve göstermemiştim. Pehlevân iltifat etmekte ve her zamanki âdeti olduğu üzere omzumu tutmaktaydı. Söze şöyle bir giriş yaptı: Bugün senin Türkçe şiiri güzel söylediğinden söz ediyorlar. Ve biz, Türkçe şiir söyleyen kişilerden bu sözü doğru kabul ettiklerini işittik. Bizim bir sorumuz var, cevap ver. Siz sorunuzu sorun, biliyorsam cevap vereyim dedim. Sorumuz; Türkçe söyleyip de şiirleri elimizde olan şairlerden hangisi daha iyi söylemiştir ve sen kimin daha güzel şiir söylediğine inanıyorsun ve hangisini beğeniyorsun?)

Kaynakça


Alişer Nevaiy (2011). Tola Eserler Toplami Onınçı cilt. Taşkent: Uzbekistan Matbuat ve Ahbarat Agentligi.

Eraslan, Kemal (1980). "Ali Şir Nevâyî’nin Hâlât-ı Pehlevân Muhammed Risalesi". Türkiyat MecmuasıXIX: 99-164.

Eraslan, Kemal (2001). Alî Şîr Nevâyî Mecâlisü’n-Nefâyis II (Çeviri ve Notlar). Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.

Levend, Agâh Sırrı (1958). "Türkiye Kitaplıklarındaki Nevai Yazmaları". Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, 127-209.

Levend, Agâh Sırrı (1968). Ali Şir Nevaî IV. Cilt Divanlar İle Hamse Dışındaki Eserler. Ankara: Türk Dil Kurumu Yay.

Sultan, İzzat; A. Kayumov; G. Hazarov; vd. (1999). Ali Şer Navoiy Hamsetü’l-Mütahoyyirin – Halati Sayyid Hasan Ardeşer–Halati Pahlavan Muhammed – Nazmü’l-Cavahir. Taşkent.

Atıf Bilgileri


Türk, Vahit. "HÂLÂT-I PEHLEVÂN MUHAMMED". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/halat-i-pehlevan-muhammed. [Erişim Tarihi: 17 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 NESÂYİMÜ’L-MAHABBE MİN ŞEMÂYİMİ’L-FÜTÜVVE Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
2 RİSÂLE-İ MÜFREDÂT-I MU’AMMÂ ALÎ ŞÎR NEVÂÎ (ö. 906/1501) Dr. Öğr. Üyesi Fatma ŞENYÜZ
Görüntüle
3 MÎZÂNÜ’L-EVZÂN Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
4 MÜNÂCÂT Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
5 ÇİHİL HADÎS Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
6 SİRÂCÜ’L-MÜSLİMÎN Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
7 MAHBÛBU’L-KULÛB Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
8 NAZMÜ’L-CEVÂHÎR Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
9 HAMSETÜ’L-MÜTEHAYYİRÎN NEVÂYÎ, Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Ayşehan Deniz Abik
Görüntüle
10 HÂLÂT-I SEYYİD HASAN ERDEŞÎR BİG Ali Şir Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
11 TÂRÎH-İ ENBİYÂ VE HÜKEMÂ Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
12 TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ 'ACEM Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
13 VAKFİYYE Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
14 MÜNŞE’ÂT Ali Şîr Nevâyî Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
15 KÜLLİYÂT-I DEVÂVÎN / BEDÂYİ'Ü'L-BİDÂYE / NEVÂDİRÜ'N-NİHÂYE, HAZÂYİNÜ’L-ME’ÂNÎ (NEVÂYÎ) Alî Şîr Nevâyî/Nevâî, Fânî Prof. Dr. Günay Kut
Görüntüle
16 DÎVÂN (ŞEYH-ZÂDE ATÂYÎ) Atayî, Şeyh-zâde Atayî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
17 LEYLÂ vü MECNÛN Emîr Şeyhim Süheylî, Nizâmeddin Ahmed Dr. Öğr. Üyesi Selcen Koca
Görüntüle
18 DİVÂN (YÛSUF EMİRÎ) EMÎRÎ, Yusuf Emirî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
19 BENG Ü ÇAĞIR EMÎRÎ, Yûsuf Emîrî (öl. 1433-Herat) Doç. Dr. rabia şenay şişman
Görüntüle
20 DEH-NÂME (EMÎRÎ) Emîrî, Yûsuf Emîrî Prof. Dr. Kâzım Köktekin
Görüntüle
21 DÎVÂN (GEDÂYÎ) Gedâyî Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR
Görüntüle
22 YÛSUF U ZÜLEYHÂ (HÂMİDÎ) HÂMİDÎ, Ahmedî, Kutbüddîn Ahmed Câm Jendepil Dr. Öğr. Üyesi Selcen Koca
Görüntüle
23 DÎVÂN-I TÜRKÎ Harezmli Hâfız / Hâfız-ı Harezmî Doç. Dr. Yaşar Şimşek
Görüntüle
24 MAHZENÜ’L-ESRÂR (HAYDAR TİLBE, MÎR HAYDAR) Haydar Tilbe, Mîr Haydar Doç. Dr. Filiz Meltem ERDEM UÇAR
Görüntüle
25 RİSÂLE-İ SULTÂN HÜSEYİN BAYKARA Hüseynî, Sultân Hüseyin Baykara, Hüseyin Baykara bin Mansûr bin Baykara bin Ömer Şeyh bin Timur Prof. Dr. Talip Yıldırım
Görüntüle