- Yazar Biyografisi (TEİS)
Fuzûlî - Madde Yazarı: Filiz Kılıç
- Eser Yazılış Tarihi:953/1546'dan önce
- Yazıldığı Saha:Azerbaycan
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:16. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum-Mensur
- Niteliği:Tercüme
- Türü/Formu:Maktel-i Hüseyn
- Yayın Tarihi:21/08/2022
HADÎKATÜ'S-SÜ'EDÂ (FUZÛLÎ)
Maktel-i HüseyinFuzûlî (d. 888/1483 - ö. 963/1556)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Fuzûlî’nin (ö.973/1556) Hz. Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilişini anlattığı maktel türündeki eseri. “Mutlular Bahçesi”, “Kutlu İnsanların Bahçesi”, “Saadete Erenlerin Bahçesi”, ”Şehitlik Mutluluğuna Erenlerin Bahçesi” veya kısaca “Erenler Bahçesi” olarak Türkçeye çevrilen Hadîkatü’s-Sü’edâ Hüseyin Vâiz-i Kâşifî’nin Ravzatü’ş-Şühedâ adlı maktelinden uyarlanmıştır. Eserin telif tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber istinsah tarihi bulunmayan ancak, kütüphane kayıtlarına 953/1546 tarihli olarak geçen Kahire nüshası ve 954/1547tarihli Konya nüshasından hareketle maktelin bu tarihlerden önce kaleme alındığı tahmin edilmektedir. Hadîkatü’s-Sü’edâ’nın sonundaki “Münâcât Be-Dergâh-ı Kâdı’l-hâcât” kısmında Fuzûlî Kanunî Sultan Süleyman’ın paşalarından Mehemmed Paşa’nın “hüsn-i şerifiyle” eserini kaleme aldığını söyler. Söz konusu kişi el-Hac Sofu Mehmed Paşa (ö.1551) olabilir. Hadîkatü’s-Sü’edâ hacim itibariyle Fuzûlî’nin en büyük eseridir. Genel olarak mensur olan maktelde 16’sı Arapça, 525’i Türkçe olmak üzere 541 manzume mevcuttur ve toplamda 1152 beyit ile bir mısra vardır. Hadîkatü’s-Sü’edâ, mukaddime, on bölüm ve bir hatime’den oluşmaktadır. Mukaddimede eserin telif sebebi ile neden Ravzatü’ş-Şühedâ’nın esas alındığı ve Hadîkatü’s-Sü’edâ’nın ilk Türkçe maktel olduğu üzerinde durulur.
Birinci bölümde, Âdem’den başlamak üzere Nuh, İbrahim Halil, Yakup, Yusuf, Musa, İsa, Eyüp, Zekeriya ve Yahya peygamberlerin hayat hikâyeleri ile bu peygamberlerin yaşarken çektikleri sıkıntılar; ikinci bölümde, Hazret-i Muhammed’in kendi kabilesi Kureyş’ten çektiği sıkıntılar; Bedr gazasında sırasıyla amcasının oğlu Ubeyde b. el-Haris’in, amcası Hamza’nın ve Ca’fer-i Tayyar’ın şehit edilişi; üçüncü bölümde, Hazret-i Peygamber’in vefatı; dördüncü bölümde, Hazret-i Muhammed’in kızı Fatıma’nın, kısaca hayatı ve ölümü; beşinci bölümde, Hazret-i Peygamber’in amcasının oğlu ve damadı Hazret-i Ali’nin kısaca hayatı ve şehit edilmesi; altıncı bölümde, Hazret-i Muhammed’in torunu, Hazret-i Ali ile Fatıma’nın büyük oğlu Hasan’ın hayat hikâyesi ve zehirlenerek öldürülüşü; yedinci bölümde, Hazret-i Peygamber’in torunu, Ali ile Fatıma’nın küçük oğlu Hüseyin’in hayatı ve onun Medine’den Mekke’ye gidişi; sekizinci bölümde, Hazret-i Hüseyin’in amcasının oğlu Müslim b. Akil b. Ebi Talib’in şehit edilişi olayı; dokuzuncu bölümde, Hüseyin’in Mekke’den Kerbela’ya doğru giderken başından geçen olaylar, karşılaştığı zorluklar anlatılır.
İki kısımdan oluşan 10. bölümde, Hazret-i Hüseyin’in bazı dostlarının şehit oluşu, el-Hurr b. Yezid et-Temimi el-Yerbu’i’nin öldürülüşü, Hazret-i Hüseyin ile Ehl-i Beyt erkeklerinin, Kerbela’da Yezid’in askerleri tarafından acımasızca şehit edilişi ayrıntılı biçimde anlatılır.
Hâtime ise üç kısımdan ibarettir. Ehl-i beyt kadınlarının Şam’a gitmesini anlatan birinci kısım terkibibent şeklindeki meşhur Kerbelâ mersiyesiyle son bulmakta, ikinci kısımda on iki imam hakkında kısa bilgi verilmektedir. “Münâcât” başlığını taşıyan üçüncü kısımda Fuzûlî, Kanunî Sultan Süleyman’a ve maktelini yazması için kendisini teşvik eden Mehmed Paşa’ya dua etmektedir.(Güngör 1997: 21)
Eserde Kur’an-ı Kerim’den, tefsir, hadis ve tarih kitaplarından, Arapça ve Farsça olarak telif edilen maktellerden yararlanılmıştır. Mukaddimede hadislerden örnekler vererek, eseri yazmakla hayırlı bir iş yaptığını; bu hizmetinin karşılığında ahirette ödüllendirileceğini belirten Fuzûlî, her bölümün sonunda Hüseyin’i öldürmenin korkunç bir günah olduğunu vurgulayarak beyt, kıt’a, rubai, mesnevi ve kısa manzumelerle olayı içli, heyecanlı bir söyleyişle son derece güçlü ve akıcı bir üslupla anlatır. Maktelin üslûbu muhtevaya göre yer yer değişiklik göstermektedir. Eserlerinde Âzerî Türkçesi’nin özellikleri görülen Fuzûlî’nin Hadîkatü’s-Süedâ’sı, Beng ü Bâde ve Türkçe Dîvân’ına oranla Osmanlı Türkçesi’ne daha yakındır.
Arap, İran ve Türk edebiyatlarında önceleri tarihî-menkıbevi, sonraları edebî mahiyette “maktel-i Hüseyin” veya kısaca “maktel” adı verilen birçok eser kaleme alınmıştır. Hadîkatü’s-Süedâ bu türün Türk edebiyatındaki en başarılı örneğidir (Güngör 1997: 21). Fuzûlî çok beğendiği Ravzatü’ş-Şühedâ’yı kaynak alarak, başka eserlerden de faydalanıp kendi duygu ve düşüncelerinin ilavesi ile konu bakımından Hüseyin Vaiz-i Kaşifî’nin eserine benzeyen Türkçe, orijinal bir eser yazmıştır. Hadîkatü’s-Süedâ’nın, her bakımdan el-Kâşifî’nin eserinden üstün olduğu gerçeği, daha yüzyıllarca önce meşhur edebiyat eleştirmenleri tarafından belirtilmiştir.
Eser yazıldıktan kısa bir süre sonra çok geniş bir coğrafyada tanınmış, başta Şiîler ve Alevi-Bektaşiler olmak üzere Sünniler arasında da ilgiyle okunmuştur. Maktel, Türkçeden Farsçaya tercüme edilen nadir eserlerdendir. Günümüzde bile Türk coğrafyasında ve Pakistan gibi Türkçenin iyi bilinmediği coğrafyalarda da okunmaktadır. Gene halk arasında özellikle matem günlerinde okunmuş, başta minyatürlü nüshalar olmak üzere kutsal bir kitap gibi saray kütüphanelerinden köy odalarının kitaplıklarına kadar farklı mekânlarda saklanmıştır.
Eserin Türkiye’de ve yurt dışında özel ve devlet kütüphanelerinde yüzlerce yazma nüshası mevcuttur. Şeyma Güngör çalışmasında 230 nüsha tespit etmiş, ancak Hadîkatü’s-Süedâ’nın bu sayıdan daha fazla yazması olduğunu da belirtmiştir (Güngör 1997: 22). Eserin İstanbul, Kahire ve Tebriz gibi önemli merkezlerde birçok defa tıpkıbasımları da yapılmıştır: Kahire 1253/1837, 1261/1845, 1271/1855; İstanbul 1273/1857, 1286/1869, 1289/1872, 1296/ 1879, 1302/ 1886. Yine Türkiye dışında başta İran ve Azerbaycan olmak üzere çeşitli ülkelerde ilmi neşirleri söz konusudur.
Hadîkatü’s-Suadâ’nın tesiri şöhreti nispetinde geniş ve devamlı olmuştur. Ayrıca, başta Kerbelâ mersiyesi olmak üzere maktelin bütününü örnek alan eserler de yazılmıştır. Bunların içinde en tanınmışı, Dârendeli Bekâyî’nin (ö.1200/1785) manzum Kitâb-ı Kerbelâ’sıdır. Hadîkatü’s-Suadâ Mehmed Mehdî tarafından 1877’de Farsçaya çevrilmiştir (Güngör 1997: 22). Hadîkatü’s-Süedâ’nın tenkitli neşri bir tanıtma ve değerlendirmeyle birlikte Şeyma Güngör tarafından yapılmıştır (1987). Selahattin Güngör, (Saadete Ermişlerin Bahçesi, İstanbul 1955, 1965, 1970); M. Faruk Gürtunca (Ermişlerin Bahçesi, İstanbul 1979, 1980) ve Servet Bayoğlu (Erenler Bahçesi, Ankara 1986, 1990) tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır. Günümüzde pek çok popüler yayını da mevcuttur.
Yazarın biyografisi için bk. “Fuzûlî”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/fuzuli-mdbir
Eserden Örnekler
Hâzâ maktel-nâme-i İmâm Hüseyin el-müsemmâ bihî Hadikatü’s-Sü’edâ radıya’llâhü ‘anhüm
Hâk-i pâk-i Kerbelâdur ol mübârek bük’a kim
Anda tahsil-i metâlib eylemek âsân olur
Eşk tökmek âh çekmek zâyi’ olmaz Rûz-ı Haşr
Kâm-bahş-ı çeşm-i pür-hûn u dil-i sûzân olur
Eşk-i âlün katresi gülberg-i gülzâr-ı bihişt
Dûd-ı âhun meddi nahl-i Ravza-i Rıdvân olur
El-minnetüli’llâh ki fırka-i ehl-i İslâma ve zümre-i ashâb-ı îmâna bu sa’âdet müyesser ve bu âdet mukarrer olupdur ki her mâh-ı Muharrem tecdîd-i merâsim-i mâtem idüp etrâf ü cevânibden müteveccih-i deşt-i Kerbelâ olurlar ve türbet-i şerîfde bük’a bük’a mecâlis ü mehâfil kurup tekrâr-ı vekâyi’-i Kerbelâyla şühedâ dâğ-ı musibetin tâze kılurlar (Güngör 1987: 16).
İkinci Fasl Hazret-i Hüseyn ve Ehl-i Beyt Şehâdetin Bildürür
Mâh-ı cemâlin ol gül-i bâğ-ı risâletün
Setr-i sehâb-ı merg nihân itdi ey dirîğ
Şâh-ı gül-i hadika-i ikbâl-i rûzgâr
Pâmâl-i inkılâb-ı hazân itdi ey dirîğ
Ve bu dahı rivâyetdür ki şehzâde kalb-i sipâh-ı a’dâya hamle kıldukda Hazret-i İmâmun nazarından gâyib oldı. Ol Hazret bî-ihtiyâr anun mütâlebetine revân olup “Yâ ‘Alî, yâ ‘Alî” diyüp her taraf gezüp feryâd iderken nâ-gâh bir cânibden sadâ-yı “Yâ ebtâh” istimâ idüp ol cânibe revân oldı ammâ eserin görmedi. Ve sebeb ol idi ki Men’e bin Murre-i harâm-zâde şehzâdeye zahm urdukda bî-şu’ûr olup merkeb bî-ihtiyâr anı meydândan çıkarup bir sahrâya bırakmışdı. Hazret-i İmâm şehzâde tefahhusında iken gördi ki merkeb-i bî-râkib müteveccih-i haymegâh oldı. Câme-i sabr ü tahammül çâk idüp merkebi dutmak istedi, merkeb firâr itdükde Hazret-i İmâmı ol menzile iletdi ki şehzâde düşmiş idi (Güngör 1987: 412).
Kaynakça
Aliyev, Sabir (1993). Hadikatü's-süeda (şiirler) - Fuzûlî, Beng ü Bade. Bakû.
Bayoğlu, Servet (1986,1990). Fuzûlî, Erenler Bahçesi (Hadikatü's-Sü’edâ). Ankara: KTB Yay.
Güngör, Selahattin(1970). Saadete Ermişlerin Bahçesi. İstanbul.
Güngör, Şeyma (1987). Fuzûli, Hadikatü’s-Sü’eda. Ankara: KB Yay.
Güngör, Şeyma (1997). “Hadîkatü’s-Suadâ”. İslâm Ansiklopedisi. C.15. İstanbul: TDV Yay. 20-22.
Gürtunca, M. Faruk (1980). Ermişlerin Bahçesi. İstanbul.
Hüseynî, Mirsaleh, (1373). Fuzûlî, Hadikatü's-Sü’edâ. Tahran.
Karahan, Abdülkadir (1980).”Fuzûlî’nin Hadîkatü’s-Suadâ’sı”. Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay. 267-274.
Karakoç, Sezai (2007). Armağan (Fuzuli’nin Hadikatü’s-Suada’sından Uyarlama). İstanbul: Diriliş Yay.
Memmedzâde, Hemid (1996). Fuzûlî, Eserleri- Hadikatü's-Süeda. 6. Cilt. Bakû.
Mirzayev, Ataemi (1998). “Fuzulı'nın “Hadîkatu's-Süeda” Eserinin İlmî-Tenkîdî Metinleri Üzerine”. Bilig 7: 235-38.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | DÎVÂN (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Filiz Kılıç |
Görüntüle | ||
2 | LEYLÂ VÜ MECNÛN (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Prof. Dr. Ayşe YILDIZ |
Görüntüle | ||
3 | BENG Ü BÂDE (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Prof. Dr. Ayşe YILDIZ |
Görüntüle | ||
4 | HADÎS-İ ERBAÎN TERCÜMESİ (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Prof. Dr. Adem Ceyhan |
Görüntüle | ||
5 | SOHBETÜ'L-ESMÂR (FUZÛLÎ ?) | Fuzûlî | Prof. Dr. Ayşe YILDIZ |
Görüntüle | ||
6 | MEKTUPLAR (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Doç. Dr. Şerife Yalçınkaya |
Görüntüle | ||
7 | FARSÇA DÎVÂN (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Prof. Dr. Ayşe YILDIZ |
Görüntüle | ||
8 | HEFT-CÂM/ SÂKÎ-NÂME (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Dr. Öğr. Üyesi AYŞE ÇELEBİOĞLU |
Görüntüle | ||
9 | RİND Ü ZÂHİD/MUHÂVERE-İ RİND Ü ZÂHİD/RİSÂLE-İ RİND Ü ZÂHİD (FUZÛLÎ ) | Fuzûlî | Prof. Dr. Ayşe YILDIZ |
Görüntüle | ||
10 | SIHHAT U MARAZ/HÜSN Ü AŞK/ RÛH-NÂME (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Prof. Dr. Ayşe YILDIZ |
Görüntüle | ||
11 | ARAPÇA DÎVÂN (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Dr. Büşra Sıdıka Kaya |
Görüntüle | ||
12 | MATLA'U'L-İ'TİKÂD FÎ MA'RİFETİ'L-MEBDE VE'L-ME'ÂD (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Araş. Gör. Songül Akboğa |
Görüntüle | ||
13 | RİSÂLE-İ MU'AMMÂ (FUZÛLÎ) | Fuzûlî | Araş. Gör. Songül Akboğa |
Görüntüle | ||
14 | DÎVÂN (CÂHÎ) | Câhî, İbrâhîm Mîrzâ | Prof. Dr. Muhsin Macit |
Görüntüle | ||
15 | MENÂKIB (GARİBÎ) | Garîbî | Prof. Dr. İsrafil Babacan |
Görüntüle | ||
16 | DÎVÂN (GARÎBÎ) | Garîbî | Prof. Dr. İsrafil Babacan |
Görüntüle | ||
17 | DÎVÂN (HATÂYÎ) | Hatâyî, Şâh İsmail | Prof. Dr. Muhsin Macit |
Görüntüle | ||
18 | DEH-NÂME (HATÂYÎ) | Hatâyî, Şâh İsmail | Prof. Dr. Muhsin Macit |
Görüntüle | ||
19 | NASÎHAT-NÂME (HATÂYÎ) | Hatâyî, Şâh İsmail | Prof. Dr. Muhsin Macit |
Görüntüle | ||
20 | DÎVÂN (RAHMETÎ) | Rahmetî, Tebrîzî | Araş. Gör. Dr. Orhan Baldane |
Görüntüle | ||
21 | KASÂYİD Ü GAZELİYYÂT-I TÜRKÎ (SÂDIKÎ-İ KİTÂBDÂR) | Sâdıkî-i Kitâbdâr | Doç. Dr. Emrullah Yakut |
Görüntüle | ||
22 | ZÜBDETÜ'L-KELÂM (SÂDIKÎ-İ KİTÂBDÂR) | Sâdıkî-i Kitâbdâr | Doç. Dr. Emrullah Yakut |
Görüntüle | ||
23 | GAZELİYYÂT (SÂDIKÎ) | Sâdıkî-i Kitâbdâr | Doç. Dr. Emrullah Yakut |
Görüntüle |