GÜLZÂR-I MA’NEVÎ / GÜLZÂR / DÎVÂN-I GÜLZÂR / KİTÂB-I GÜLZÂR (İBRÂHÎM TENNÛRÎ)
dinî-tasavvufi mesnevi
İbrâhîm Tennûrî (d. ? - ö. 882/1482)

ISBN: 978-9944-237-87-1


15. yüzyılın ünlü mutasavvıflarından İbrâhîm Tennûrî’nin dinî-tasavvufi mesnevisi. Aruzun mefâ'îlün mefâ'îlün fe'ûlün kalıbında yazılan eserin beyit sayısı nüshalara göre ve eser üzerine yapılan çalışmalara göre kayda değer farklılıklar gösterir. Aslında İbrâhîm Tennûrî beyit sayısını eserinde bizzat söyler ancak bu sayı da muhtelif nüshalarda 5040, 5140, 5142 ve 5147 olarak değişmektedir. Eserin beyit sayısının “5 binin biraz üzerinde” olduğunu söylemek doğru olacaktır. Yapılan kitap ve tez çalışmalarında en çok 17 nüshası (İspir 1998: 36-43) gösterilen eserin 22 nüshası tespit edilmiştir (Köksal 1998: 41-42). Eserin asıl adı “Gülzâr”dır. Tennûrî, bunu eserinin girişinde de hâtime bölümünde de lafzen söyler: “Kıla lafzı anun bülbülleri zâr / Okıyalar anun adını Gülzâr” (Demirel 2005: 6). Ancak hemen her konunun başlığında geçen “Ma’nevî” kelimesi zamanla eserin adına katılarak eser Gülzâr-ı Ma’nevî olarak anılmaya başlanmıştır (İspir 1998: 6). Bazı kütüphane ve katalog kayıtlarında Kitâb-ı Gülzâr ve Dîvân-ı Gülzâr olarak da geçen eser yine bizzat müellifin kaleminden çıkan bilgiye göre 857 senesi Safer ayının ortasında (25 Şubat 1453) bitirilerek devrin padişahı Sultan II. Mehmed’e fetihten birkaç ay önce sunulmuştur (Demirel 2005: 6, 192).

Gülzâr-ı Ma’nevî klasik mesneviler gibi giriş, konunun işlendiği bölüm ve hâtime bölümlerinden oluşur. Yaklaşık 110 beyit tutarındaki giriş bölümünde -başlıklar bulunmaksızın- sırasıyla tevhid, na't, dört halifeye övgü, şeyhi Akşemseddîn’e övgü ve sebeb-i telif vardır. Bu hacimdeki bir mesnevi için çok kısa tutulan giriş bölümünde müellif, şeyhinin kendisine gönderdiği biri vasıtasıyla "insanları uyaracak, doğru yola davet edecek bir kitap yazmasını" salık verdiğini ifade eder. Konunun işlendiği bölüm, her konunun “Beyân-ı Sırr-ı Salât-ı Ma’nevî” şeklinde bir başlıkla bölümlendirildiği bir kompozisyon üzerine kurulmuştur. Konulara yer yer ayet ve hadis iktibaslarıyla başlanılan eserde namaz, abdest, zekât, oruç, hac gibi ibadetler; zina, hırsızlık, içki içme, cinayet, isyankârlık gibi haram ve günahlar; yemin etme, nikâh, boşanma, alış-veriş, kefalet, miras, cihat, av, borç, kira ve rehin vermek gibi birçok fıkhî ve toplumsal mesele 60 civarındaki bölüm başlığı altında ele alınmıştır. Bu konular arasında “Rumûz-ı Çeng-i Ma’nevî”, “Rumûz-ı Nây-ı Ma’nevî” ve “Rumûz-ı Def-i Ma’nevî” başlıkları altında bu üç çalgı aletinden bahsedilen bölümler dikkat çekicidir. Bu bölümlere düğünlerde raks edildiğinin ve bu çalgıların çalındığının da anlatıldığı “Nikâh” bahsinden sonra başlanması da tesadüfi değildir. Bu bölümlerde çeng, def ve neye “teşhis” yoluyla birtakım deruni ve manevi vasıflar izafe edilir.

İbrâhîm Tennûrî, bütün bu bölümlerde ele aldığı konuları önce fıkhi yönüyle işlemiş, devamında ise -genellikle- tasavvufi bir sonuca bağlamıştır. Başka bir deyişle dıştan içe, kabuktan öze, zahirden bâtına, kâlden hâle doğru bir seyir söz konusudur. "Çeng"i anlattığı bölümün sonlarına doğru söylediği “Ko akl u nefsi ışka uy ki cânun / Göre sultânını kevn ü mekânın”, “Göresin anun-ıla ol yüzi sen / Ne cân u ten senünle ne sen ü ben” beyitleri (Demirel 2005: 36), bu anlamda eserin amacını özetler gibidir. Aslında Tennûrî daha eserinin girişinde bunu söyler. Bedensiz kimsenin canının belirmeyeceği gibi amelsiz kişide de imanın zahir olmayacağı için eserini “şer’ üzre” ve “zâhir hükmüyle” yazacağını ancak sırrın ariflere açılacağını söyler. Bu cümleden olarak şairin “vahdet-i vücûd”u geniş kesimlere günlük hayattan ve hayatın türlü meselelerinden yola çıkarak anlatmaya çalıştığını belirtmek gerekir. Konu başlıklarının klasik fıkıh kitaplarıyla hemen hemen aynı olması hatta kimi eserlerle sıralanışa varana kadar benzerlik göstermesi, eserin tercüme olup olmadığı sorusunu tartışmaya açmıştır (bk. Eliaçık 2011). Mahmud Şebüsterî’nin Gülşen-i Râz’ından (Gölpınarlı 1972: 10; Cengiz 2011) ve Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden yer yer çeviriler istişhatlar bulunan (Gölpınarlı 1972: 10) Gülzâr-ı Ma’nevî’de söyleyiş, konular ve konuların ele alınış ve işlenişi bakımından Âşık Paşa’nın Garîb-nâme’si, Yûnus Emre’nin Risâletü’n-Nushiyye’si, Ahmed-i Dâî’nin Çeng-nâme’si ve Yazıcıoğlu Mehmed’in Muhammediyye’sinden tesirler de kendini hissettirmektedir. Sağlam bir dil yapısı ve nazım tekniği ile kaleme alınan Gülzâr-ı Ma’nevî, Türk dili ve edebiyatının yanı sıra Türk tasavvuf tarihi için de çok önemli eserler arasındadır.

Gülzâr-ı Ma’nevî kitap olarak yayımlandıktan (Karabulut ve Yıldız 1978) sonra eser üzerine, birisi bir bölümü (Kiraz 1991), diğeri tamamı (İspir 1998) olmak üzere iki yüksek lisans tezi ve bir doktora tezi (Fidan 1995) hazırlanmış, bilahare yine kitap olarak yayımlanmıştır (Demirel 2005).

Şairin biyografisi için bk. "İbrâhîm Tennûrî". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğühttp://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ibrahim-tennuri 

Eserden Örnekler


Hâzâ Kitâbu Gülzâr min Te’lîfi Şeyh İbrâhîm

Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm

Kılalum hamd-ila her işe bünyâd

Ki anı hayr-ile hatm ide üstâd


İşin üstâdı oldur kim cihânı

Yaratdı hem içinde cism ü cânı


Kamûsın gözgü kıldı san’atına

Bakanlar irmek içün vuslatına


Velî gözgünün ardından bakanlar
Göremedi vü gözsüz kaldı anlar


Çü bilmedi olar şâh-ı cihânı

Dilinde kaldı gözgünün nişânı


Kimi resmine kaldı ol nişânun

Kimi cismin beyân eyledi anun


O yüz hod resm ü cism-ile bilinmez

Nişânı olmayandan resm alınmaz


Kalur yolında akl u fehm hayrân

Bulam diyü iniler zâr u giryân


Olur kendü özü kendüye perde

O yüz hod gerçi zâhir kamu yirde


Eteklerün senin varlığun oldı

Kamu varlığı koyan anı buldı


Gerekdür bes sana bir gözgü kim ol

Gözünden eyleye ol gözgüye yol


Koyub ardını yüzünden bakasın

Anun ışkı-la varlıgun yakasın


Sıfâtına irişmez fehm ü idrâk

Kamular zatına dir mâ arefnâk


Tutan kollarda anun kudretidür

Biten ellerde anun san’atıdur


Anun ilmi durur gönüldeki nûr

Anun hüsni durur cennetdeki hûr


Beyân-ı Sırr-ı Cihâd-ı Ma’nevî

Dilersen sen de kevneynin nizâmın

Gönül levhine yaz Âşık kelâmın


Cemî’-i fitnelerden dûr olasın

Meşâyıh sohbetinden nûr olasın


O sohbetden bizi iy Hak ayırma

Çürük fitneler-ile yoldan ırma


Ki şeytân[un] işine düşmeyevüz

Bakup ehline yoldan şaşmayavuz


Gelün iy Hak yoluna cehd idenler

Guzât-ıla gazâya ahd idenler


Şehâdet menzilin Hak’dan bilenler

O yolda cân virenler baş alanlar


Ol ilde niçe gence tuş olanlar

Ganîmet mâlı-y-ıla hoş olanlar


Gazâ neydügini gel dinle imdi

Bu sözden kendü hâlün anla imdi


Kişi kılmasa nefsinün gazâsın

Bilimez kendünün yoldan azasın


Segirdüp baş kesüben kan döker ol

Hakîkatde özi hod bulmaduk yol 


Pes anlar yolda olmışdur harâmî

Ki cem’ ide helâli vü harâmı


Oları dünyede gâzî sanursın

Velî dergâha varsan utanursın (Demirel 2005: 3, 67)

Kaynakça


Cengiz, Muammer (2011). “İbrâhim Tennurî’nin Gülzâr-ı Mânevî’sinde Gülşen-i Râz’ın Tesirleri”. İbrahim Tennuri Sempozyumu Bildiri Kitabı. (ed. A. Çavuşoğlu). Kayseri: Melikgazi Belediyesi Yay. 211-220.

Demirel, Mustafa (hzl.) (2005). İbrahim Tennurî, Gülzâr-ı Ma’nevî (Giriş-İnceleme-Metin-Sözlük-Tıpkıbasım). İstanbul: Çağrı Yay.

Eliaçık, Muhittin (2011). “Gülzâr-ı Ma’nevî Vikâyetü’r-rivâye’nin Türkçe Tercümesi midir?”. İbrahim Tennuri Sempozyumu Bildiri Kitabı. (ed. A. Çavuşoğlu). Kayseri: Melikgazi Belediyesi Yay. 88-101.

Fidan, Mustafa (1995). İbrahim Tennûrî: Gülzar-ı Manevi (İnceleme, Metin, Sözlük). Doktora Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.

Gölpınarlı, Abdülbaki (1972). “İbrahim Tennuri”. Türk Ansiklopedisi. C. XX. Ankara: MEB Yay. 10.

İspir, Meheddin (1998). İbrahim Tennûrî: Gülzâr (İnceleme - Metin). Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Karabulut, Ali Rıza ve R. Yıldız (1978). Gülzâr-ı Ma’nevî ve İbrahim Tennûrî. Kayseri. 

Kiraz, Semiha (1991). Şeyh İbrahim Tennûrî: Gülzâr-ı Ma'nevî (İnceleme - Metin - Tıpkıbasım). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Köksal, M. Fatih (1998). Kayserili Divan Şairleri. Kayseri: Geçit Yay.

Atıf Bilgileri


Köksal, Mehmet Fatih. "GÜLZÂR-I MA’NEVÎ / GÜLZÂR / DÎVÂN-I GÜLZÂR / KİTÂB-I GÜLZÂR (İBRÂHÎM TENNÛRÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/gulzar-i-manevi-gulzar-divan-i-gulzar-kitab-i-gulzar-ibrahim-tennuri. [Erişim Tarihi: 23 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 GÜLŞEN-İ NİYÂZ (İBRÂHÎM TENNÛRÎ ?) İbrâhîm Tennûrî Dr. Necmiye Özbek Arslan
Görüntüle
2 [DÎVÂNÇE] (ÂŞIK) İbrâhîm Tennûrî Dr. Necmiye Özbek Arslan
Görüntüle
3 VAHDET-NÂME (ABDURRAHÎM) Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân Prof. Dr. Mehmet Sarı
Görüntüle
4 GARÎB-NÂME (ÂŞIK) Âşık Paşa, Âşık Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle
5 U’CÛBETÜ'L-GARÂYİB FÎ NAZMİ’L-CEVÂHİRİ’L-ACÂYİB (BAHÂ) Bahâ, Bahâeddîn ibn Abdurrahmân-ı Magalkaravî Prof. Dr. Mustafa Arslan
Görüntüle
6 KISSA-İ İSKENDER (HAMZAVÎ) Hamzavî Dr. Öğr. Üyesi Munise KOÇ
Görüntüle
7 BAHRÜ'L-HAKÂYIK (HATÎBOĞLU) Hatîboğlu Prof. Dr. Vahit Türk
Görüntüle
8 DÂSTÂN-I SÂHİB-KIRÂN (KIRŞEHİRLİ ÎSÂ) ÎSÂ, Kırşehirli Îsâ Dr. Öğr. Üyesi Musa Tılfarlıoğlu
Görüntüle
9 DÂSTÂN-I DUHTER HİKÂYE-İ YAHUDÎ (KIRŞEHİRLİ ÎSÂ) ÎSÂ, Kırşehirli Îsâ Dr. Öğr. Üyesi Musa Tılfarlıoğlu
Görüntüle
10 DÎVÂN (KEMÂL ÜMMÎ) Kemâl Ümmî, İsmâ’îl Araş. Gör. Büşra Karasu
Görüntüle
11 KIRK ARMAĞAN (KEMÂL ÜMMÎ) Kemâl Ümmî, İsmâ’îl Dr. Öğr. Üyesi Munise KOÇ
Görüntüle
12 HİKÂYE-İ HAZÎRE-İ KUDS (KEMÂL ÜMMÎ) Kemâl Ümmî, İsmâ’îl Prof. Dr. Beyhan KESİK
Görüntüle