GÜLŞEN-İ AŞK (İZZET MOLLÂ)
mesnevî
İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi (d. 1200/1786 - ö. 1245/1829)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Keçeci-zâde İzzet Molla’nın 1227/1812 yılında 26 yaşında kaleme aldığı ilk mesnevîsi. Aruzun "fe’ilâtün mefâ’ilün fe’ilün" kalıbıyla yazılan eser toplam 290 beyit ve aynı vezinde beş bentlik bir muhammes tardiyeden oluşan kısa bir mesnevîdir. Eserin sonunda "fâ’ilâtun fâ’ilâtun fâ’ilun" kalıbıyla beş beyitlik bir tarih kıt’ası yer alır. Baştaki münâcât (31 beyit) ve na’t-i şerîf (29 beyit) dışında asıl hikâye, “hâtime” (12 beyit) ile beraber 230 beyitten ibarettir. Sebeb-i te’lîf bölümünün bulunmadığı bu kısa hikâyede zaman ve mekân tasvirlerinin oldukça zayıf kaldığı görülür.

Şairin kendi aşk yolculuğunu birinci kişi ağzından anlattığı mesnevîde yer ve kişi adları Hüsn ü Aşk'ı andırır. Örneğin hikâyenin asıl kahramanı olan İzzet’in maşuku “Aşk nâmında bir civan”dır (Karacasu 2009: 721). Yani Hüsn ü Aşk’ta âşık rolündeki Aşk, burada maşuk konumundadır. Hüsn ü Aşk'taki Benî Mahabbet, Mekteb-i Edeb, Sühan, Hayret, Mollâ-yı Cünûn, Nüzhet-gâh-ı Ma'nâ gibi kişi ve yer adlarına benzer şekilde Gülşen-i Aşk'ta Sûk-ı Mihnet, Gülşen-i Aşk, Bâğbân, Bâzâr-ı Derd, Semt-i Efgân, Huddâm-ı Nâle, Râh-ı Gam, Mekteb-i Aşk, Çeşme-i Zehrâb, Mâristân, Vâdî-i Gam gibi sembolik isimler görülür. Hüsn ü Aşk veya Şeyh Gâlib'in (1171/1757-1213/1799) adının hiç geçmediği bu kısa eserde İzzet Molla'nın Mevlevî kimliği ön plana çıkar. Bahâr-ı Efkâr adlı divanındaki bütün gazellerin sonunda Mevlânâ (ö: 672/1273) ve Mevlevîlikle ilgili bir beyte yer veren İzzet Molla, bu tutumunu Gülşen-i Aşk’ın Hâtime bölümünü Mevlânâ'ya tahsis ederek tekrarlar. Bu aynı zamanda “esrârını Mesnevî’den aldım” diyen Galib’in Hüsn ü Aşk’ta yaptığı gibi şairin mensup olduğu edebî ve tasavvufî anlayışını gösteren bir atıftır.

Gülşen-i Aşk'ın konusu özetle şöyledir: Aşk adlı güzelin bahçesinde kurulan eğlence meclisinde bir araya gelen Mecnûn, Leylâ, Ferhâd, Şîrîn, Vâmık, Azrâ, Bülbül, Gül, Pervâne, Şem’ gibi efsanevi aşk kahramanları, İzzet Molla’yı da aralarında görmek isterler. İzzet, onu davete gelen bağbân ve Ferhad’a sevgilisi olmadan oraya gidemeyeceğini söyler. Ferhad sevgilisinin de orada olduğuna ikna edince yola çıkarlar. Bu meclise davet edilen İzzet Molla, çıktığı tehlikelerle dolu yolculuğunda rehberi Ferhâd’ın ölmesi üzerine yalnız kalır. İzzet’in imdadına Mevlânâ yetişir. Aksakallı bir pîr olarak tasvir edilen Mevlânâ, İzzet’in derdini sorup sevgilisinin Aşk adlı bir civan olduğunu öğrenince ona ateşin yerini duman ile buldukları gibi, Aşk’ın bahçesine de âh ile ulaşabileceğini söyler. Bu nasihati yerine getiren İzzet, âh etmeye başlar. Âlem onun âhı ile dolunca dumanlar içerisinden aydan ve güneşten daha parlak, yakıcı bir nûr tezahür eder. Gayb âleminin meş’alesi olan bu nûrun gerçekte Aşk olduğu anlaşılır. İzzet’i kuşatan nûr, onun vücudunu yakıp ayrılık ve hasreti yok edince vuslat tamam olur ve şair Aşk’a ulaşmış olur. (Şahin 2013: 150)

Gülşen-i Aşk’ı, Gâlib’in Hüsn ü Aşk’ı yazdığı yaşta kaleme alan İzzet Molla’nın bu ilk denemesinde yapmak istediği, eski şairlerin hep başkaları üzerinden anlattığı aşk hikâyesini daha çarpıcı bir anlatımla kendi hayat hikâyesi üzerinden aktararak etkiyi artırmaktı. Ancak İzzet Molla’nın eserlerinde “şahsen yaşanan bir sergüzeştin daima esas” olduğuna dikkat çeken Ahmet Hamdi Tanpınar’ın da belirttiği gibi, onun “icat kabiliyeti, bu buluşu hakikî bir ‘vision’ hâline getirememiştir.” (Tanpınar 1976: 91-92). İzzet Molla’nın Gülşen-i Aşk’ta kendini bir figür olarak hikâyenin merkezine oturtmasını önemli bir yenilik olarak yorumlayan Metin Kayahan Özgül bunu “Ahmed Midhat’in Müşâhedât’ına kadar romanda, Celâl Sâhir’in Beyaz Gölgeler’ine kadar şiirde emsâli görülmeyecek bir icâd” olarak niteler (Özgül 2006: 149). Mevlânâ övgüsüne ayırdığı hâtime bölümünde “'aşkı ben Mevlevî’den öğrendim/sühanı Mesnevî’den öğrendim” (282. beyit) diyen İzzet Molla’nın bu tavrı Mevlânâ üslubuna da aykırı görünmektedir. Zira Mevlânâ, Mesnevî’nin 1. Defterinin 136. beytinde “dilberlerin sırrını başkalarının hikâyesi üzerinden anlatmanın en iyi yol” olduğunu ifade ederek hikâyede mecazın ve alegorik anlatımın önemine dikkati çekmiştir. Hüsn ü Aşk’ta Şeyh Gâlib’in yaptığı da budur. Onda yeni olan, kişiler veya varlıklar üzerinden anlatılagelen aşk hikâyesini, kahramanlarının ortak sıfatları olan güzellik ve aşk üzerinden anlatmasıdır. Galib’le aynı yaşta bir mesnevî yazmaya gayret eden İzzet Molla’nın bütün eski mesnevî kahramanlarını Aşk’ın bahçesinde bir araya getirip kendisini de o zümreye dâhil etmek için kurguladığı bu hikâyesinde başarılı olduğu söylenemez. Şairin ileri yaşlarda başlayıp tamamlayamadığı Nâz u Niyâz mesnevîsine bu eksikliği gidermek amacıyla başladığı söylenebilir (Şahin 2013: 155).

Kütüphanelerde üç yazma nüshası tespit edilen Gülşen-i Aşk, eski harfli olarak iki defa basılmıştır (Karacasu 2009: 692-694). Cumhuriyet döneminde eser üzerine yapılan ilk müstakil çalışma Osman Kavalcı tarafından yazılan “Gülşen-i Aşk’ta Sembolik Karakterler” başlıklı makaledir (1990). Metni ilk olarak Barış Karacasu tarafından makale olarak yayımlanan (2009) eser, daha sonra Ali Budak ve Mehmet Kanar tarafından bir inceleme ile birlikte kitaplaştırılmıştır (2016). Eser, Hüsn ü Aşk nazireleri üzerine yapılan çalışmalara da konu olmuştur (Öztoprak 2000, Üstüner 2003, Turan 2008, Şahin 2013).

Şairin biyografisi için bk. "İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/izzet-molla-kececizade-mehmed-izzet

Eserden Örnekler


Âgâz-ı Dâstân ve Tertîb-i Bezm-i Gülşen-i Âşıkân

Bir seher-geh şu gül-şen-i devvâr
Gül-i hurşîdi eyledi izhâr

Nûrdan câme giydi bâğ-ı cihân
Havz-ı leb-rîz oldu âyine-dân

Gonce destâr-ı sebzini sardı
Önünü kaş kadar açıp yardı

Tûg-ı şahî dikildi sahrâya
Saldı cünd-i şükûfeye sâye

Çeşm-i ezhâra tâze cân geldi
Leb-i cûda benefşe yan geldi

Akdı deryâ-yı ahdara enhâr
Suya gark oldu sâye-i eşcâr

Kadeh-i mey gibi gelip zerrîn
Eyledi bezm-i gül-şeni tezyîn

Kûh-ı gül-bünde bülbül-i nâ-şâd
Nâhunun kıldı tîşe-i Ferhâd

Deşt-i gül-şende lâle Kays oldu
Nâz-ı hicrân derûnuna toldu

Kays u Ferhâd u Vâmık u Azrâ
Geldi Şîrîn ile ma'an Leylâ

Kimi Leylâ rivâyetin okudu
Kimi Mecnûn hikâyetin okudu

Yine hükm etdi bâga devlet-i aşk
Çalınıp tantanayla nevbet-i aşk

Sohbet-i aşk ile tolup gül-zâr
Etdi âzâr bâg-bâna hezâr

Dedi kim gitmedin mi şimdiye dek
İzzeti da'vete öpüp el etek

Söyle bizden selâm o nâ-şâde
Meclis-i aşk olundu âmâde

Ciger-i Kays olup o bezme kebâb
Eşk-i Ferhâdı eyledim mey-i nâb  


Zuhûr-ı Aşk ve Sıfat-i Û

Âhdan oldu rû-nümâ bir nûr
Sanki pervâne-i şu'a'ı büdûr

Mâh-tâbân yanında cerrârı
Olsa lâyık güneş kadeh-kârı

Nûr ammâ ki mâye-i duzah
İbtidâsı nihâye-i duzah

Nûr ammâ ki gıbta-i nîrân
Âteşinden cinân olur sûzân

Nûr ammâ ki şu'le-i vahdet
Meş'al-i reh-neverd-i gaybubet

Meger ol nûr imiş hakîkat-i aşk
Anda mestûr imiş hakîkat-i aşk 


Resîden-i İzzet be-Vuslat

İzzeti nûr edince istî'âb
Vuslat-ı aşka oldu fırsat-yâb

İltihâb etdi âteş-i vuslat
Muhterik oldu hasret ü firkat

Nâr-ı aşk etdi cümlesin mahrûk
Ber-taraf oldu aşık u ma'şûk

Nâr-ı aşkı da yakdı nûr-ı Hudâ
Kaldı bâkî kadîm olan Mevlâ (Karacasu 2009: 706-707, 723-724).



Kaynakça


Budak, Ali-Mehmet Kanar (2016). Gülşen-i Aşk İzzet Molla’nın İçten İçe Doğru Bir Yol Hikâyesi. İstanbul: Bilge Kültür Sanat.

Karacasu, Barış (2009). “Keçeci-zâde İzzet Mollâ ve Gülşen-i Aşk’ı” Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic   4 (2): 690-726.

Kavalcı, Osman (1990). "Gülşen-i Aşk'ta Sembolik Karakterler". Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi.   (66): 135-142.

Keçeci-zâde İzzet Mollâ (1264). Gülşen-i Aşk. İstanbul: Litografya Destgahı

Keçeci-zâde İzzet Mollâ (1293). Gülşen-i Aşk. İstanbul: Süleyman Efendi Matbaası.

Mevlânâ Celâleddîn Rûmî (2004). Mesnevî. hzl. Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu. (2 cilt) Ankara: Akçağ Yay.

Özgül, Kayahan (2006). Dîvan Yolu’ndan Pera’ya Selâmetle. Ankara: Hece Yayınları.

Özgül, M. Kayahan (1990). Yenişehirli Avnî. Ankara: Kültür Bakanlığı Yay.

Ötoprak, Nihat (2000). Refî-i Âmidî Cân u Cânân -İnceleme, Hüsn ü Aşk ile Karşılaştırma, Metin. İstanbul: Türk Gençlik Vakfı Yay.

Özyıldırım, Ali Emre (2009). Keçeci-zâde İzzet Molla ve Mihnet-Keşân 2 vols. Sources of Oriental Languages and Literatures. Turkish Sources. Cambridge, Massachusetts: Harvard University Printing Office.

Özyıldırım, Ali Emre (2002). Keçeci-zade İzzet Molla’nın Mihnet-Keşan’ı ve Tahlili. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi.

Özyıldırım, Ali Emre (2007). Keçeci-zade İzzet Molla and Mihnet-Keşan. Part1-2. The Department of Near Eastern Languages and Civilizations Harvard University. Sources of Oriental Languages and Literatures 81.

Şahin, Ebubekir Sıddık (1997). “Keçeci-zade İzzet Molla’nın Eserlerinde Mevlevîlik ve Şairin Yayımlanmamış Bir Na’t-ı Mevlânâsı” Türk Kültürü, Edebiyatı ve Sanatında Mevlâna ve Mevlevîlik Ulusal Sempozyumu: Bildiriler. Konya: Selçuk Üniversitesi Mevlâna Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları: 87-99.

Şahin, Ebubekir Sıddık (2005). Keçeci-zade İzzet Molla’nın Dîvânları: Bahâr-ı Efkâr ve Hazân-ı Âsâr. Doktora Tezi. Ankara: Ankara Üniversitesi. 

Şahin, Ebubekir S (2013). “Hüsn ü Aşk'ın İzinde Yarım Kalan Bir Mesnevî: Nâz u Niyâz”. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türkoloji Dergisi, 20 (1): 145-184

Tanpınar, Ahmet Hamdi (1976). 19uncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Çağlayan Kitabevi.

Turan, Lokman (2008). “Yenişehirli Avnî Beyin Âteşkede Mesnevîsi Üzerine Bir İnceleme”. Turkish Studies International Periodical For the Languages. Literature and History of Turkish or Turkic. 3 (4): 866-903.

Üstüner, Kaplan (2003). Refî-Cân u Cânân İnceleme-Metin. İstanbul: MEB Yayınları.

Atıf Bilgileri


Şahin, Ebubekir Sıddık. "GÜLŞEN-İ AŞK (İZZET MOLLÂ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/gulsen-i-ask-izzet-molla. [Erişim Tarihi: 29 Nisan 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DEVHATÜ’L-MEHÂMİD FÎ TERCEMETİ’L-VÂLİD (İZZET MOLLÂ) İzzet Mollâ, Keçeci‐zâde İzzet Molla Doç. Dr. Nilüfer Tanç
Görüntüle
2 MİHNET-KEŞÂN (İZZET MOLLA) İzzet Molla, Keçeci-zâde Muhammed İzzet Dr. Öğr. Üyesi Ali Emre Özyıldırım
Görüntüle
3 BAHÂR-I EFKÂR (İZZET MOLLÂ) İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi Dr. Öğr. Üyesi Ebubekir Sıddık Şahin
Görüntüle
4 HAZÂN-I ÂSÂR (İZZET MOLLÂ) İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi Dr. Öğr. Üyesi Ebubekir Sıddık Şahin
Görüntüle
5 NÂZ U NİYÂZ (İZZET MOLLÂ) İzzet Mollâ, Keçeci-zâde Mehmed İzzet Efendi Dr. Öğr. Üyesi Ebubekir Sıddık Şahin
Görüntüle
6 DİVANÇE (VÂZIH) Mustafâ Vâzıh Araş. Gör. Giyasi BABAARSLAN
Görüntüle
7 MEVRİDÜ’L-VÜSÛL FÎ MEVLİDİ’R-RESÛL (İBRÂHÎM ZİKRÎ) İbrâhîm Zikrî Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle
8 ED-DÜRERÜ'L-MÜNTAHABÂTÜ'L-MENSÛRE FÎ ISLÂHİ'L-GALATÂTİ'L-MEŞHÛRE / GALATÂT-I HAFÎD EFENDİ Hafîd, Mehmed Hafîd Efendi Doç. Dr. Ramazan Ekinci
Görüntüle
9 TARÎKÜ'L-İHTİSÂR Nûrî, Osman Hanyevî Prof. Dr. Orhan Kurtoğlu
Görüntüle
10 TUHFETU SABRÎ AN-LİSÂNİ BULGARÎ Mehmed Sabrî Dr. Öğr. Üyesi Özkan Uz
Görüntüle
11 RAVZ-I VERD Şâkir, Ahmed Paşa Prof. Dr. Ramazan Sarıçiçek
Görüntüle
12 KENZ-İ FUSAHÂ (ABBAS KEMÂL EFENDİ) Abbas Kemâl Efendi, Kerküklü Diğer Öznur ÖZER
Görüntüle
13 DÎVÂN (ABDÎ) Abdî, Abdülkerîm Abdî Efendi Prof. Dr. Beyhan KESİK
Görüntüle
14 MEVLİD (ABDÎ) Abdî Doç. Dr. Hasan Kaya
Görüntüle
15 DÎVÂN (ABDÎ) Abdî, Şarkîkarahisarlı Dr. Hacer SAĞLAM
Görüntüle