FÜTÛHU'L-MÜCÂHİDÎN/NEFAHÂTÜ'L-ÜNS TERCÜMESİ (LÂMİ’Î ÇELEBİ)
sufi biyografileri
Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osmân (d. 878/1472-3 - ö. 938/1532)

ISBN: 978-9944-237-87-1



Molla Câmî’nin (ö. 1492) Nefehâtü’l-Üns adlı mensur eserinin Lâmi’î (ö. 1532) tarafından yapılan ilaveli tercümesi. 

Bilinen ilk sufi tabakat kitabı Sülemî’nin (ö. 1021) Arapça yazdığı Tabakâtu’s-Sûfiyye’sidir. Daha sonra Herevî (ö. 1089), kendi zamanına kadar yaşamış diğer sufileri de ilave ederek Sülemî’nin eserini aynı isimle Farsçaya tercüme etmiştir. Yaklaşık 300 yıl sonra Molla Câmî; Herevî’nin eserinin eski Herat Farsçasıyla yazıldığı için anlaşılamadığını, bu yüzden kendi zamanına kadar yaşamış sufileri de ilave ederek Herevî’nin eserini sadeleştirdiğini ifade etmiştir. Ali Şir Nevâyî’nin isteği üzere yazıldığı bilinen Nefehâtü’l-Üns 1478’de tamamlanmıştır (Karaca 2019: 117). Eserin tam adı Nefehâtü’l-Üns min Hadarâti’l-Kuds’tür. Sufi tabakat geleneğinin önemli halkalarından biri olan Câmî’nin Nefehâtü’l-Üns’ü sufilerin sözleri ve hayatları hakkında bilgi veren ve biyografik özellik taşıyan bir eserdir. Türk edebiyatındaki ilk Türkçe sufi tabakat kitapları, bu eserin ilaveli tercümeleridir. İlki 1495’te Nevâyî’nin Orta Asya sufilerini ilave ederek tercüme ettiği Nesâyimü’l-Mahabbe, diğeri de Lâmi’î’nin 1521’de Anadolu sahası sufilerini ilave ederek tercüme ettiği Fütûhu’l-Mücâhidîn’dir.

Nefehâtü’l-Üns Tercümesi olarak meşhur olan eserin tamamlandığı tarih, eserin mukaddimesindeki “Ey fâtih-i mülk-i Üngürüs” ve “Bilâd-ı Üngürüs’i eyledi feth” sözlerine tarih düşürülerek 927/1521 yılı olarak ifade edilmiştir (Karaca 2019: 221). Yine eserin sonundaki “Tokuz yüz yigirmi yidi idi pes/ Receb ayı içinde oldı tamâm (Karaca 2019: 1456)” sözleriyle 1521 yılının Temmuz ayında eserin tamamlandığı öğrenilmektedir. Bu tarih Kanunî Sultan Süleyman’ın (ö. 1566) Belgrad Zaferine denk düşmektedir. Lâmi’î de fetih kelimesinin, hem Belgrad Kalesinin fethi hem de savaşan mücahitlerin kalplerinin manaya açılması anlamlarını tevriyeli kullanarak Nefehâtü’l-Üns Tercümesi'ne “müşahede ehlinin kalplerinin rahatlaması için mücahitlerin yaptığı fetihler” anlamına gelen Fütûhu’l-Mücâhidîn li-Tervîhi Kulûbi’l-Müşâhidîn adını vermiştir (Karaca 2019: 149). Mukaddimeden anlaşılacağı üzere eser, Kanunî’ye ithaf edilmiştir (Karaca 2019: 151).

İlmî bir eser olan Fütûhu’l-Mücâhidîn’de uzun bir mukaddimeden sonra 34’ü kadın toplam 646 sufinin hayatı ve sözleri hakkında bilgi verilmiştir. Lâmi’î hem mukaddimede hem de sufilerin anlatıldığı kısımlara ilavelerde bulunmuştur. Eserin en önemli kısımlarından biri mukaddimesidir. Câmî’nin yaklaşık 10 varak civarındaki mukaddimesini Lâmi’î yaklaşık 50 varağa çıkarmıştır. Her iki mukaddimede de tasavvuf terimlerine dair açıklamalar görülmektedir. Lâmi’î bu kısmı genişleterek küçük bir Türkçe tasavvuf terimleri kitabı oluşturmuş gibidir. Nitekim Fütûhu’l-Mücâhidîn’in 3 nüshası sadece mukaddimeden oluşmaktadır. Eserin Türk edebiyatı ve kültür tarihi bakımından bir diğer önemi, Anadolu sufilerini içeriyor olmasıdır. Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Velî, Akşemseddin gibi 35 Anadolu sufisinin hayatı hakkında bilgi verilmiştir. Lâmi’î, ayrıca eserine çok sayıda minhuvat kaydı (yazma eserlerde sayfa kenarına müellif tarafından eklenen açıklama notu) düşmüştür. Bu kayıtlar nüsha farkı, sözlük bilgisi, imlâ ve ifade meseleleri sofra ve giyim kuşam kültürü gibi unsurların yanı sıra Lâmi’î’nin başka önemli şahsiyetler ve Bursa hakkında bilgi verdiği metinlerdir (Karaca 2021: 178).

Lâmi’î’nin Fütûhu’l-Mücâhidîn’i sade nesirle inşâ edilmiştir. Orta ve süslü nesirle de eser verdiği bilinen Lâmi’î; Allah dostlarının sözlerini süslemenin, onların anlatmak istediği şeyi karşılamayabileceğini ve bu tavrın edebe aykırı olduğunu ifade etmiştir. Bu sebeple Molla Câmî’nin yazdığı kısımları aynen tercüme edeceğini, kendi ilavelerini de Molla Câmî’nin üslubuna benzeterek ekleyeceğini belirtmiştir (Karaca 2019: 218). Yaklaşık 500 varaklık hacimli bir eser olan Fütûhu’l-Mücâhidîn’de, mukaddimenin süslü nesirle yazılan baş tarafı ve metnin muhtelif yerlerindeki birkaç cümle hariç tamamen sade nesir görülmektedir. Bu da Lâmi’î’nin, eserini herkesin okuyabilmesi için kaleme aldığını gösterir. Nitekim sebeb-i telif kısmında bir grup dostun Lâmi’î’ye gelip Nefehâtü’l-Üns’ü Türkçeye çevirmesini ve böylece Anadolu’daki taliplerin bu eserden faydalanmasını istedikleri, Lâmi’î’nin de ısrarlara dayanamayıp eseri tercüme etmeye başladığı belirtilmektedir (Karaca 2019: 150).

Bilindiği kadarıyla Lâmi’î’nin en çok istinsah edilen eseri Fütûhu’l-Mücâhidîn’dir. Yurt içinde 74, yurt dışında 18 olmak üzere toplam 92 yazma nüshası vardır. Ayrıca biri 1270/1854, diğeri 1289/ 1872 tarihli 2 de matbu nüshası vardır. Bu nüshaların birçoğunda kütüphane mührü bulunmaktadır. Bu da birden fazla okuyucuya ulaştığı anlamına gelir. İstinsah tarihi bilinen nüshalara bakıldığında çoğunun 16. yüzyılda istinsah edildiği görülmektedir. Lâmi’î’den sonra Türk Edebiyatında yazılan ilk sufi tabakat kitabı 1649 yılında Baldır-zâde (ö. 1650) tarafından yazılan Ravzâ-i Evliyâ’dır. Lâmi’î’nin Fütûhu’l-Mücâhidîn’inden ancak 128 sene sonra yeni bir eser yazılması, Fütûhu’l-Mücâhidîn’in ne kadar öne çıktığının bir göstergesidir. Nitekim Lâmi’î’den sonra Türk edebiyatında 19 tane daha sufi tabakat kitabı yazılmıştır. Bu eserlerin bazısı Fütûhu’l-Mücâhidîn’in devamı veya özeti mahiyetindedir. Bir çoğunda da Fütûhu’l-Mücâhidîn, ismen zikredilmiştir. Bu da kendisinden sonraki pek çok esere kaynaklık ettiğini göstermektedir.

Fütûhu’l-Mücâhidîn; tasavvuf başta olmak üzere tarih, edebiyat hatta iktisat gibi pek çok akademik çalışmada başvurulan kaynak eserlerden biridir. Câmî’nin eserinin ilaveli tercümesi olması nedeniyle Nefehâtü’l-Üns Tercümesi olarak yaygınlaşmıştır. Hatta eserin gerçek adı sadece Lâmi’î ile ilgili akademik çalışmalarda zikredilir hâle gelmiştir.

Türk Edebiyatında bu kadar beğenilmiş bir eser olması, günümüz araştırmacılarının da dikkatini çekmiştir. Halihazırda 5 farklı günümüz Türkçesine çevirisi bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Süleyman Uludağ ve Mustafa Kara’nın neşridir (2011). Eserin tenkitli metni Songül Karaca tarafından doktora tezi olarak hazırlanmıştır (2019).

Yazarın biyografisi için bk. “Lâmi’î Çelebi, Mahmûd bin Osmân”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/lamii-celebi-mahmud-osman 

Eserden Örnekler


[Mukaddimeden]

Ve abdâl yidi şahsdur. Ve bunda ihtilâf vardur ki bu yidi şahs kutb ve imâmân ve evtâd mıdur yoksa bunlardan gayrı kimse midür. Ve abdâl dimege vech-i tesmiye oldur ki çün biri vefât eyleye kırklardan biri yirine bedel olur. Ve kırklardan dahı üç yüzler tamâm olur. Ve üç yüzler dahı ‘âmme-i sulehâdan tetmîm olur. Yâ vech-i tesmiye budur ki çün bunlar bir yire gideler kâdirlerdür ki kendülerün sûretinde bir cesed koyup gideler. Ve abdâl ıtlâkı bunlara meşrûtdur ki bu emre ‘âlim olalar (Karaca 2019: 274).

[…]

Seyyidü’t-Tâyife Cüneyd-i Bagdâdî, kuddise sırruhu

Tabaka-i sâniyedendür. Künyeti Ebû’l-Kâsımdur. Ve lakabı Kavârîrî ve Zeccâc ve Hazzâzdur. Kavârîr ve Zeccâc anun-çün dirlerdi ki atası sırça satardı. Târîh-i Yâfi‘îde hazzâz hâ-ı mu‘ceme ve zâ-ı mu‘ceme-i müşeddede ve mükerrere iledür. Anun-çün Hazzâz didiler ki hazz işlerdi. Hazz, ibrişimlü câmeye dirler. Ve dirler Cüneyd aslında Nihâvenddendür. Mevlûdı ve menşesi Bagdâddur. Ebû Serv mezhebin tutardı ki Şâfi‘înün şâkirdlerinün ulusı-y-ıdı. Ve dimişlerdür ki Süfyân-ı Sevrî mezhebin tutardı. Seriyy-i Sakatî-y-ile ve Hâris Muhâsibî ile Muhammed Kassâb-ıla sohbet itmiş idi. Ve anlarun şâkirdi olmış idi. Ve bu kavmün e’imme ve sâdâtındandur. Ve cümlesi nisbetlerin ana dürüst iderler Harrâz ve Rüveym ve Nûrî ve Şiblî gibi ve bunların gayrı kim var ise (Karaca 2019: 431-432).

[…]

Meselâ Âl-i ‘Osmândan Orhan Hân Gâzî ‘aleyhi’r-rahme ve’l-gufrân zamânında ‘Âşık Paşa Hazretleri kuddise sırruhu zuhûr itmişdür. Bu tarîk ehlinün muhakkiklerindendür. Ve uşşâkun kümmelindendür. Hemân ma‘ârif-nâmelerine ki ‘Âşık Paşa Dîvânı dimeg-ile ma‘rûfdur nazar itmek anun ahvâline vukûfda kâfidür. Ve’l-hâsıl ol bir kitâbdur ki etvâr-ı sülûkda anun nazîri yokdur* (Karaca 2019: 1417).

*minhu: ‘Âşık Paşa gibi oglı Elvân Çelebi dahı ehl-i irfân idi. Ve ‘âşık-meşreb idi. Ve anun dahı ma’ârifi ve Dîvânı vardur, meşhûr u makbûldür (Karaca 2019: 1501).

Kaynakça


Abdurrahman Câmî (2011). Evliya Menkıbeleri. (hzl. Süleyman Uludağ ve Mustafa Kara). İstanbul: Pinhan Yay.

Karaca, Songül (hzl.)(2019). Lâmi’î Çelebi, Fütûhu’l-Mücâhidîn li-Tervîhi Kulûbi’l-Müşâhidîn (Nefehâtü’l-Üns Tercümesi): İnceleme,Tenkitli Metin, Sözlük, Dizin. Doktora Tezi. Rize: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi.

Karaca, Songül (2021). “Minhuvât Kayıtlarının Tenkitli Metin Neşirleri İçin Önemi: Fütûhu'l-Mücâhidîn Örneği”. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (71): 163-180.

Atıf Bilgileri


Karaca, Songül. "FÜTÛHU'L-MÜCÂHİDÎN/NEFAHÂTÜ'L-ÜNS TERCÜMESİ (LÂMİ’Î ÇELEBİ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/futuhul-mucahidin-nefahatul-uns-tercumesi-lamii-celebi. [Erişim Tarihi: 21 Kasım 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 ŞEVÂHİDÜ'N-NÜBÜVVE (LÂMİ'Î ÇELEBİ) Lâmi’î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Doç. Dr. Erdem Can Öztürk
Görüntüle
2 VÎS Ü RÂMÎN/ VEYSE VÜ RÂMÎN (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi’î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Doç. Dr. murat öztürk
Görüntüle
3 HüSN Ü DİL (LÂMİ’Î ÇELEBİ ) Lâmi’î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
Görüntüle
4 MÜNÂZARA-İ BAHÂR U ŞİTÂ/ MÜNÂZARA-İ SULTÂN-I BAHÂR BÂ-ŞEHRİYÂR-I ŞİTÂ (LÂMİ'Î ÇELEBİ) Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Doç. Dr. Sadettin Eğri
Görüntüle
5 ŞERH-İ DÎBÂCE-İ GÜLİSTÂN (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Doç. Dr. Mehmet Nuri Çınarcı
Görüntüle
6 MÜNŞE'ÂT-I LÂMİ’Î (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi’î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Prof. Dr. Hasan Ali ESİR
Görüntüle
7 HALL-İ MU’AMMÂ-YI MÎR HÜSEYN / ŞERH-İ ESMÂ’-İ HÜSNÂ / MİR’ÂTÜ’L-ESMÂ / CÂM-I CİHÂN-NÜMÂ / TEFE’Ü’L-NÂME (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Araş. Gör. Songül Akboğa
Görüntüle
8 RİSÂLE-İ ARÛZ (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi'î, Mahmûd b. Osmân Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
9 MENÂKIB-I ÜVEYSÜ'L-KARÂNÎ (LÂMİ’Î ) Lâmi’î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Dr. Öğr. Üyesi Orhan KILIÇARSLAN
Görüntüle
10 ʻİBRET-NÂME/ ʻİBRET-NÜMÂ (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osman Dr. Öğr. Üyesi ATİYE NAZLI
Görüntüle
11  HEFT PEYKER (LÂMİ’Î ÇELEBİ ) Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ
Görüntüle
12 MEVLİDÜ'R-RESÛL (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi’î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Doç. Dr. SÜLEYMAN EROĞLU
Görüntüle
13 MAKTEL-İ İMAM HÜSEYİN/MAKTEL-İ ÂL-İ RESÛL (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren
Görüntüle
14  SALÂMÂN U ABSÂL (LÂMİ'Î ÇELEBİ) Lâmi’î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Doç. Dr. Erdoğan ULUDAĞ
Görüntüle
15 ŞEM' Ü PERVÂNE (LÂMİ’Î ÇELEBİ) Lâmi'î Çelebi, Mahmûd b. Osmân Doç. Dr. Sadık Armutlu
Görüntüle
16 DÎVÂN (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
17 MÜNŞE’ÂT (CA’FER) Ca’fer, Tâcî-zâde Ca’fer Çelebi Dr. Fatma Meliha Şen
Görüntüle
18 TERCEME-İ CÂMEŞÛY-NÂME (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Dr. Öğr. Üyesi Ozan Kolbaş
Görüntüle
19 KİTÂB-I TÂLİ'-İ MEVLÛD / TÂLİ’-İ MEVLÛD-İ KEBÎR (FİRDEVSÎ) Firdevsî, Şerefeddîn Mûsâ, Uzun Firdevsî, Firdevsî-i Rûmî, Firdevsî-i Tavîl, Türk Firdevsî Doç. Dr. Himmet BÜKE
Görüntüle
20 HEŞT BİHİŞT / KİTÂBÜ’S-SIFÂTİ’S-SEMÂNİYYE FÎ ZİKRİ’L-KAYÂSIRETİ’L-OSMÂNİYYE (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlîsî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
21 ŞERH-İ MESNEVÎ-İ MA’NEVÎ (İDRÎS) İdrîs, İdrîs-i Bitlisî Doç. Dr. ADNAN OKTAY
Görüntüle
22 ŞEHRENGÎZ DER-MEDH-İ CÜVÂNÂN-I EDİRNE / ŞEHRENGÎZ-İ EDİRNE (MESÎHÎ) Mesîhî, Îsâ Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
23 DÎVÂN (ŞÂMÎ) Şâmî, Şâmlıoğlu Mustafâ Bey Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
24 HEFT PEYKER (ABDÎ) Abdî Dr. Öğr. Üyesi ASLI AYTAÇ
Görüntüle
25 CEMŞÎD Ü HURŞÎD (ABDÎ) Abdî Prof. Dr. Adnan Ince
Görüntüle