FLORA (MUSTAFA REŞİT)
roman
Mustafa Reşit (d.1861- ö.7 Eylül 1936)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Türk edebiyatının “Ara Nesil” sanatkârları arasında yer alan Mustafa Reşit’in Flora adlı bir genç kız ile Şair müstearlı bir delikanlının aşk ve evlilik süreçlerini anlattığı roman. 30 bölüm, 134 sayfadan oluşan romanın olay örgüsünün aktarımında hâkim anlatıcı bakış açısı ve mektup tekniği kullanılır. Ara Nesil edebiyatının hissî atmosferinin karakter mizaçları ve tabiat manzaraları ile ön plana çıkarıldığı eserde aşk, maddiyat ve aile içi çatışma temaları yansıtılır. 

Bir nisan sabahında tabiatın güzelliklerini temaşa eden Şair, sandalda göğsüne bıçak saplanmış halde yatan Flora’yı görür. Sevdiği delikanlının kendisini terk edip zengin bir kadınla evlenmesi nedeniyle intihar eden genç kızı kurtaran şair, sık sık Flora'nın ziyaretine gider. İyileştikten sonra  her gün Şair'den edebiyat dersleri almaya başlayan genç kız, bir müddet sonra Şair'i sevdiğini hisseder. Edebiyat kitabının arasında kendisine yazılan aşk mektubunu bularak sevgisinin karşılıksız olmadığını anlar.  Flora, Şair ile her ne kadar mutlu olsa da delikanlının fakir ve alt tabakadan bir aileye mensup olması, baba-kız ilişkisinde çatışmaya yol açar. Annesi ise Flora’nın mutluluğunu düşünür; sevgiyi izdivaç için yeterli bir neden olarak görür. Flora ile Şair, tabiat manzaralarıyla aşkın bütünleştiği bir atmosferde buluşmaya devam etseler de bir müddet sonra Flora'nın babası İstanbul’da kurulan bir şirkete başkan olarak atanıp ailesi ile birlikte Fransa’dan İstanbul’a taşınır. Flora'nın İstanbul'dan Şair'e yazdığı mektuplarda maddiyat-aşk, hüzün-mutluluk gibi tezatlar ile İstanbul'un doğasının güzelliği yansıtılır. Bir müddet sonra İstanbul’a gelen Şair ile birlikte Belgrad Köyü’ne sığınan Flora, kısa bir süre sonra babasının da gönlünü ve rızasını alıp evlenir. Flora’nın drahoması şairin zenginler sınıfına girmesini sağlar. 

21 Ağustos 1302 tarihli Âsâr dergisinin 14. sayısında Flora; doğal, zevkle okunan fakat kayda değer olay örgüsü arz etmeyen bir roman olarak değerlendirilir. Eser, ilk olarak Envâr-ı Zekâ dergisinin 25. ve 34. sayıları arasında, “Şâirden Flora’ya Mektûb” bölümüne kadar tefrika edilip daha sonra tamamlanarak 1303 (1886) yılında Şirket-i Mürettebiye Matbaası'nda basılmıştır. Romanın “İfâde-i Mahsûsa” bölümünde, dergide neşredilen parçalarının sonradan birçok defa tahsis edilip değiştirilmiş olduğunu ifade edilir.

Yazarın biyografisi için. bk. "Mustafa Reşit". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/mustafa-resit

Eserden Örnekler


- I - 

".... Senesi nisanının latîf bir sabahında bedâyi‘-i tabî‘ati temâşâya çıkmış olan bir şâ‘ir *** civârında pek mürtef‘i ve deryâya mâ’il bir kayanın tâ zirvesinde oturmuş idi. Bu kayayı uzaktan görenler denize düşüyor zannederlerdi. Şâ‘ir, üç vâsi‘ şey’in; sahrânın, deryanın, semânın arasında kalmış idi. Deniz râkid idi, semâ sâf! Erbâb-ı tefekkürü ta‘cîz edecek kadar hiçbir ses işitilmiyordu. Tenhâ!..... Sükût!.... Bir dest-i ma‘nevî, her şeyin elini ayağını bağlamış, ağzını tıkamış idi! Şâ‘ir, bu sükûn-ı rûh-perver içinde, feyyâz-ı kudretin âsâr-ı kemâlini temâşâya dalmış idi. 

- 2 -

Güneş tulû‘ etti. Sabâ hübûba, deryâ hafif hafif temevvüce, çayır kuşları terennüme başladı. Şâ‘irin nazarı, denizin mini mini dalgalarını ta‘kîb eder iken yüz elli iki yüz adım kadar uzakta, bir sandala ilişti. Dikkat etti: Sandalın içinde bir âdem yatıyor, sandalı ise dalgalar yavaş yavaş sâhile atıyordu. Biraz sonra sandal sahildeki kayalara çarptı. İçindeki âdem ise yine hareket etmedi! Şâ‘ir merâk edip kayadan aşağıya indi. Sandala takarrüb edince birkaç kere “Yâhu! Yâhu!” diye bağırdı. Lâkin işittiremedi. Bu âdemin kim olduğu anlaşılmıyordu. Çünkü siyah bir mantoya sarılmış, büyük bir hasır şapka da yüzünün üstüne düşmüş idi. Nihâyet Şâ‘ir sandalın içine atladı, şapkayı kaldırdı.... Ne gördü? Bir kız, bir melek! Kızı bu halde görünce derin bir uykuya dalmış olduğuna hükmetti. Fakat kızın çehresindeki reng-i hazîn, bu hükmün hatâ olduğunu gösteriyordu. Şâ‘ir buna dikkat ederek düşünmeye başladığı sırada kızın göğsüne saplanmış bir bıçak gördü. Bağırarak üstüne kapandı, bıçağı çekip çıkardı. Bu esnâda kızda göz kapaklarını birâz açarak dedi ki:

        -Bana acırsanız..... O bıçağı kalbime sokunuz!

        -Nîçin?

        -Kalbim o cezaya müstehak olduğu için...

        -Bu bıçağı size kim soktu?

        -Aşk....

        - Aşk mı?

        -Evet!" (Mustafa Reşid 1886: 4-7).


Kaynakça


Babacan, Mahmut (1993). Ara Nesil'de Tenkid. Doktora Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.  

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 25: 531-536.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 26: 588-592.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 27: 621-624.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 28: 625-630.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 29: 660-668.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 30: 702-707.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 31: 724-733.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 32: 753-765.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 33: 803-814.

"Flora", (1299). Envâr-ı Zekâ, C.2. Cüz. 34: 817-820.

“Flora”, [İmzasız] (21 Ağustos 1303/2 Eylül 1886). Âsâr, nr. 4: 1-2 . 

Karagülle, Fırat (2004). Ara Nesil Romanında Sosyal Muhteva. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Mustafa Reşid (1303). Flora. İstanbul: Şirket-i Mürettebiye Matbaası.

Mustafa Reşid (1303/1886). "Âsâr Hey'et-i Tahrîriyesine Cevab" Nihâl, C. 1. nr. 7: 218-221.

Özarslan, Ersin ( 1994). Ara Nesil Edebiyatçısı ve Gazetecisi Mustafa Reşîd Bey Hayatı ve Eserleri. Yüksek Lisans Tezi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi.

Reşâd, (1304). "Mustafa Reşîd Bey'e Hitaben Bir Mektûp" Nihâl, nr. 6: 169. 

Soydaş, Hakan (2017). “Tahlilî Fihristi Işığında Envâr-ı Zekâ Dergisinin Edebî Faaliyetleri” Gazi Türkiyat,  21: 137-161.

Atıf Bilgileri


TUNÇ, Saliha. "FLORA (MUSTAFA REŞİT)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/flora-mustafa-resit. [Erişim Tarihi: 24 Nisan 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 ÂSÂR-I MEŞÂHİR (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Öğr. Gör. Sefa Toprak
Görüntüle
2 MÜNTEHABÂT-I CEDÎDE I-II (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Dr. Gonca ARKON TEKİNEL
Görüntüle
3 SULTAN BAYEZİD-İ SÂNÎ YAHUT ELVÂH-I ZAFER (MEHMET CELAL) Mehmet Celal Akın ZENGİN
Görüntüle
4 MD4481 BEDÂYİ'U'L-İNŞÂ (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
5 ŞEHİT ONBAŞININ OĞLUNA VASİYETİ (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Diğer Öznur ÖZER
Görüntüle
6 TEZKÎR-İ MÂZÎ (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Diğer Öznur ÖZER
Görüntüle
7 YEİS YÂHUD BİR CÜRM-İ MEŞHÛD (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Araş. Gör. Dr. Fikri Kula
Görüntüle
8 BİR ÇİÇEK DEMETİ (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
9 HAYF (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Araş. Gör. Dr. Fikri Kula
Görüntüle
10 GÖZYAŞLARI (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
11 CÜZDANIMDAN BİR KAÇ YAPRAK (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Diğer Öznur ÖZER
Görüntüle
12 HAYAL-I ŞEBÂB (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Prof. Dr. Nuran Özlük
Görüntüle
13 SON SALON VE AŞK (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Araş. Gör. Saliha TUNÇ
Görüntüle
14 NEYYÎR (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Diğer Öznur ÖZER
Görüntüle
15 RESSAM (MUSTAFA REŞİT) Mustafa Reşit Diğer Öznur ÖZER
Görüntüle
16 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
17 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
18 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
19 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
20 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
21 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
22 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
23 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
24 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
25 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle