- Yazar Biyografisi (TEİS)
Âşık Paşa, Âşık - Madde Yazarı: Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal
- Eser Yazılış Tarihi:?
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yazılı Edebiyat / Divan Edebiyatı
- Dönemi:Başlangıç-15. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Manzum
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Dinî-Tasavvufî-Ahlaki Eser
- Yayın Tarihi:02/11/2022
ELİF-NÂME (ÂŞIK)
dinî-tasavvufi muhtevalı şiirlerÂşık Paşa, Âşık (d. 670/1271-72 - ö. 13 Safer 733/3 Kasım 1332)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Âşık Paşa’nın her biri sırasıyla elifbanın bir harfiyle başlayan şiirlerinden oluşan eseri. Esere “Elif-nâme” denmesi veya metnin bu adla şöhret bulması, "elif"ten başlayıp "ye" harfine kadar düzenli ve sıralı bir şekilde her mısraının aynı harfle başlayan 29 manzumeden müteşekkil olması dolayısıyladır. Bazı nüshalarda "ḳaf" harfiyle başlayan iki şiir bulunduğu için 30 manzume mevcuttur. Yûnus Emre ve Tasavvuf adlı eserinde Elif-nâme’nin tamamını ilk kez neşreden Abdülbaki Gölpınarlı (1961: 89-95) bunları yedişer beyitlik birer musammat gazel olarak değerlendirirken diğer naşirler (Ergun 1936; Kaymaz 1996; Demirel 1996, 2005) dörtlükler hâlinde tespit etmişlerdir. Sadettin Nüzhet Ergun’un; eserine kaydettiği "elif, dal, ra, sin, sad ve mim" harfleriyle başlayan altı şiiri dörtlükler hâlinde yazmakla birlikte bunları "Garibnâme’deki Gazellerden" başlığı altında sunması, manzumelerin nazım şekli hususunda mütereddit olduğu şeklinde yorumlanabilir. Bize göre bu manzumeler, klasik murabbadan farklı olarak ilk bentlerinin kafiye yapısı da diğer bentler gibi abab şeklinde olan bir tür murabba kabul edilmelidir.
Bazı çalışmalarda Elif-nâme’nin aruz ve heceyle karışık olarak yazıldığından söz edilse de bu manzumeler arasında heceyle yazılanı yoktur. Sadece mısraları “te” harfiyle başlayan murabba “mefâ'îlün mefâ'îlün” kalıbında, “se” ve “he” harfleriyle başlayanlar ise “mefâ'îlün mefâ'îlün” ve “müstef’ilün müstef’ilün” kalıpları karışık olarak yazılmıştır. Kimi mısralardaki aruz kusurları, söz konusu araştırmacıları bu kabule yöneltmiş olmalıdır. Sözü edilen bölümler dışında eser hemen bütünüyle aruzun “müstef’ilün müstef’ilün” kalıbıyla kaleme alınmıştır. Şu hâlde Elif-nâme, yedişer bent veya dörtlüğe sahip 29 murabbadan müteşekkil, bir başka deyişle 812 mısralık müstakil bir eserdir.
Tespit edilebildiği kadarıyla biri bir şiir mecmuasında, diğerleri kimi Garîb-nâme nüshaları içinde yer alan (nüshalar için bk. Kaymaz 1996: 302; Demirel 2005: XIII) Elif-nâme bize göre Âşık Paşa’nın Garîb-nâme’den sonra en kayda değer manzum eseridir. Yukarıda değindiğimiz gibi Ergun’un -kendisinin de “harfü’l-elif” vb. başlıkları nakletmiş ve bu sıraya uygun sıralamış olmasına rağmen bunları “Garîbnâme’deki Şiirler” olarak not etmesi, gördüğü nüshalarda “Elif-nâme” adının bulunmamasına hamledilebilir. Âşık Paşa'ya dair bazı çalışmalarda (msl. Kut 1991; Yavuz 2000: VIII-VX) onun eserleri arasında Elif-nâme’nin zikredilmemesini, araştırmacıların bu şiirleri müstakil bir eser olarak kabul etmedikleri veya Elif-nâme’nin yer aldığı bir Garîb-nâme nüshasına yahut mecmuaya tesadüf etmedikleri için yer vermedikleri şeklinde yorumlanabilir. Fuat Köprülü’nün Garîb-nâme’den bahsederken “birtakım nüshalarda Garîbnâme’nin sonuna, elifba sırası ile, Âşık Paşa’nın başka manzumelerinin ilâve edildiğini ve belki de bundan dolayı bu gibi nüshalara Dîvân adı verildiğini söyleyelim” (1965: 705) demesinden, müstakil bir eser olarak telakki etmeyip tesadüfen not edilmiş şiirler gibi değerlendirdiği çıkarımı yapılabilir.
Bize göre Elif-nâme’nin Âşık Paşa’nın müstakil bir eseri olduğu tartışma konusu yapılamayacak kadar aşikârdır. Zira Garîb-nâme’deki mükemmel tertip ve tasnifin sahibi bir müellifin, elifbanın sıralı olarak her harfiyle başlayan, aynı beyit sayısında, aynı vezinde ve üstelik muhteva olarak da birbiriyle bağlantılı şiirlerini ayrı ayrı manzum parçalar kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki eser, İslam kitap telif geleneğine uygun olarak "Evvel bize farz u vâcib / Allah adın anmak durur / Anun adın zikr idelüm / Ol kim kamu müştâk durur" mısralarıyla başlar. Bu şiir, tipik bir eser mukaddimesi ve bir "tevhid"dir. Eserin devamında birer na't ve münacattan sonra, Allah aşkı, ibadet, züht ve taatin önemi, mürşide bağlanmanın önemi, dünyanın geçiciliği gibi konular başta olmak üzere dinî-tasavvufi konular işlenir.
Âşık Paşa, diğer müstakil şiirlerine nazaran özellikle ve daha çok bu şiirlerinde lirizmi büyük oranda yakalayabilmiştir. 29 şiirin hepsinde değilse de önemli bir kısmında Yûnus etkisi çok bariz olarak görülür. Esasen lirizmi yakalayabildiğini ifade ettiğimiz şiirleri de daha ziyade o şiirlerdir. Köprülü ısrarla onu şiiriyetten ve lirizmde uzak, didaktik bir nâzım olarak değerlendirse de Âşık Paşa’nın sadece bir didaktik mesnevi yazıcısı ve bir mutasavvıf olarak değil bir “şair” olarak da devrinin önde gelen kalemlerinden olduğunu kabul etmek gerekir.
Elif-nâme, yukarıda değinildiği gibi Ergun tarafından kısmen, Gölpınarlı (1961), Zeki Kaymaz (1996) ve Mustafa Demirel (1996; 2005: 8-42) tarafından tam metin olarak yayımlanmıştır. Gölpınarlı ve Demirel’in ilk neşri tek nüsha üzerinden, Demirel’in ikinci neşriyle Kaymaz'ın makalesi tenkitli metin olarak yayımlanmıştır.
Şairin biyografisi için bk. "Âşık Paşa, Âşık". Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/asik-pasa-asik
Eserden Örnekler
HARFÜ'L-BÂ
Biribidi ol Pâdişâh
Bu dünyeye peygamberi
Batdı yire kâfir dini
Belüricek anun nurı
Bâkî durur yolı anun
Pîşrevidür yol varanun
Bu dünyenün ol dünyenün
Begidür o dîn serveri
Bu yir ü gök eylenmedin
Bunca cevâb söylenmedin
Berr ü bahir ornanmadın
Bar-ıdı anun gevheri
Bindügi at anun Burâk
Buğz u kine andan ırak
Belli ana arşdur turak
Benzi anun aydan arı
Baş indürüp gönül viren
Bil bağlayup ḳâyim turan
Bunlar-durur dîzâr gören
Bahtuludur yarınları
Bâtıl işi her kim koya
Bu hak yola bil bağlaya
Bahs olısar ol kimseye
Bin bin hezârân bin hurî
Bakgıl Âşık bu işlere
Bağlanma bu teşvişlere
Bahma bu âsâyişlere
Bağrun yiyüp yüzün süri (Kaymaz 1996: 211-312; Demirel 2015: 9-10)
Kaynakça
Demirel, Mustafa (1996). “Âşık Paşa’nın Elifnamesi ve Dil Özellikleri”. Bilig, (3): 203-246.
Demirel, Mustafa (2005). Alî bin Ahmed bin Emîr Alî, Mecmû’a-i Latîfe ve Dili. İstanbul: Çağrı Yay.
Ergun, Sadettin Nüzhet (1936). “Âşık Paşa”. Türk Şairleri. C. 1. 129-144.
Gölpınarlı, Abdülbâki (1936). “Aşık Paşa’nın Şiirleri”. Türkiyat Mecmuası, (V): 87-100.
Gölpınarlı, Abdülbâki (1961). Yunus Emre ve Tasavvuf. İstanbul: İnkılâp Kitabevi.
Kaymaz, Zeki (1996). “Âşık Paşa'nın Elif-nâme'si”. İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2 (2): 302-332.
Köprülü, Mehmed Fuad (1965). “Âşık Paşa”. İslâm Ansiklopedisi. C. 1. İstanbul: MEB Yay. 701-706.
Kut, Günay (1991). “Âşık Paşa”. İslâm Ansiklopedisi. C. 4. İstanbul: TDV Yay. 1-3.
Yavuz, Kemal (2000). Âşık Paşa, Garib-nâme (Tıpkıbasım, Karşılaştırmalı Metin ve Aktarma). C. 1. Ankara: TDK Yay.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | GARÎB-NÂME (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
2 | FAKR-NÂME (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
3 | VASF-I HÂL (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
4 | HİKÂYE (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
5 | KELÂM-I ÂŞIK PAŞA (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
6 | FÜRKAT-NÂME (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Hanife KONCU |
Görüntüle | ||
7 | KÎMYÂ RİSÂLESİ (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
8 | RİSÂLE FÎ BEYÂNİ’S-SEMÂ’ / SEMÂ’ RİSÂLESİ (ÂŞIK) | Âşık Paşa, Âşık | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle | ||
9 | CÂMASB-NÂME (ABDÎ) | Abdî, Mûsâ | Prof. Dr. Müjgân Çakır |
Görüntüle | ||
10 | TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği |
Görüntüle | ||
11 | RİSÂLE Fİ’L-MEBDE’İ VE’L-MA’ÂD (ABDURRAHÎM) | Abdurrahîm, Abdurrahîm Karahisârî, Şeyh Abdurrahîm Karahisârî, Abdurrahîmu’l-Karahisârî, Abdurrahîm Sultân, Abdurrahîm Mısırlı-zâde, Mısırlı-zâde, Mısrîoğlu, Mısrî Sultân | Öğretmen Ece Ceylan |
Görüntüle | ||
12 | NEKÂVETÜ’L-EDVÂR (HÂCE ABDÜLAZÎZ) | Abdülazîz, Abdülkâdir-zâde, Hâce Abdülazîz, Usta Abdülazîz | Doç. Dr. Recep Uslu |
Görüntüle | ||
13 | DÎVÂN (ADLÎ) | Adlî, Sultân Bâyezîd-i Velî bin Fâtih Sultân Mehmed | Prof. Dr. YAVUZ BAYRAM |
Görüntüle | ||
14 | DÎVÂN-I TÜRKÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
15 | DÎVÂN-I FÂRİSÎ (ADNÎ) | Adnî, Mahmûd Paşa | Dr. Öğr. Üyesi Hulusi Eren |
Görüntüle | ||
16 | DÎVÂN (ÂFİTÂBÎ) | Âfitâbî | Prof. Dr. Yunus KAPLAN |
Görüntüle | ||
17 | DÎVÂN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Doç. Dr. Osman Kufacı |
Görüntüle | ||
18 | HÜSREV Ü ŞÎRÎN (ÂHÎ) | Âhî, Benli Hasan, Dilsiz Dânişmend | Prof. Dr. Mehmet Fatih Köksal |
Görüntüle |