DÎVÂN (SÂMÎ)
şiirler
Sâmî, Arpaemîni-zâde Mustafâ (d. ?/? - ö. 1146/1733-1734)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Sâmî mahlaslı Arpaemîni-zâde Mustafâ’nın (d. ?/? - ö. 1146/1733-1734) şiirlerinin toplandığı eser. Sâmî Dîvânı’nın hazırlanan tenkitli metninde 2’si Farsça 35 kaside (6’sı tarih), 41 kıta-ı kebire (hepsi tarih), 1 murabba (münacat), 6 şarkı, 2 müseddes (1’i tarih), 2 terkib-i bend, 6 mesnevi (2’si lugaz), 5’i Farsça 149 gazel, 1’i Farsça 16 rubai (1’i tarih), 12 kıta (2’si tarih), 9 nazm, 6’sı Farsça 128 matla, 5’i Farsça 13 müfred (3’ü tarih) yer almaktadır (Kutlar 2017).

Orta hacimdeki Sâmî Dîvânı 2 na’tın ardından çoğu medhiye türünde kaleme alınmış kasidelerle devam etmektedir. Eserde 5’i Sultan III. Ahmed, 3’ü Baltacı Mehemmed Paşa, 5’i Şehid Alî Paşa’ya (1’i Farsça), 7’si Damad İbrâhîm Paşa, 1’i Vezir Mustafâ Paşa, 1’i Kethuda Mehemmed Paşa için yazılmıştır. Ayrıca eksik ve kimin için yazıldığı belli olmayan 2’si Türkçe, 1’i Farsça Şevket’e nazire kasideler ile 1 hiciv kasidesi mevcuttur. Tarihlerin yer aldığı bölümdeki 6 manzume de kaside nazım şekliyle yazılmıştır. Farklı türlerde kaleme alınmış kasidelerin dili külfetli olup en uzunu 101 beyit, en kısası 9 beyittir. Dîvân’ın en hacimli bölümlerinden birini farklı nazım şekilleriyle düşürülmüş tarihler oluşturmaktadır. Düşürülen tarihlerin en eskisi 1116, son tarih ise 1146 yılını göstermektedir. Farklı nazım şekilleriyle kaleme alınmış bu bölümde tarih tarih kasideleri de dâhil olmak üzere toplam 54 manzume yer almaktadır. Dîvân’ın musammatlar kısmında devrin modasına uyularak yazılan şarkılar mevcuttur. Şairin bu bölümdeki en meşhur manzumesi, Bâgdadlı Rûhî’nin terkib-bendine yazılan nazirelerin en meşhurları arasında sayılan şiiridir. Dîvân’ın en uzunu 170, en kısası 9 beyitten oluşan mesnevileri içinde en dikkat çeken manzume musıkî makamlarıyla ilgili olanıdır. Bu metin şairin musikî bilgisini göstermesi bakımından da önemlidir. Hepsi aynı güçte olmasa da renkli ve alışılmamış hayallerle ve genellikle külfetli bir dille kaleme alınan hikemî, rindane ve âşıkane nitelikli gazeller Dîvân'ın en hacimli bölümünü oluşturmaktadır.

Sâmî, bazı şiirlerini eski diye nitelediği ve rağbet etmediği bir vadide (Sebk-i Irakî) yazmış, ancak yeni bir tarza yöneldiğini de belirtmiştir. Yeni tarzla kastettiğinin, şiirine ilişkin olarak kendisinin ve kaynakların değerlendirmelerinden hareketle Sebk-i Hindî olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Sebk-i Hindî’nin özellikleri onun her şiirinde aynı yoğunlukta yer almamaktadır. Nitekim şair, şiirlerinde Bâkî’den başlamak üzere Bağdatlı Rûhî, Nef’î, Nâ’ilî-i Kadîm, Fehîm, Malatyalı Şehrî, Vecdî, Nâbî, Nazîm, Nedîm, Râşid, İzzet Ali Paşa ve Koca Râgıb Paşa’ya, İranlı şairlerden Örfî-i Şîrâzî, Sâ’ib-i Tebrîzî, Şevket-i Buhârî ve Nâmî olmak üzere birçok şaire nazireler yazmış, Hayâlî ve Kelîm’in beyitlerini tazmin etmiştir.

Sâmî, şiirlerinin büyük kısmında deyim kullanmaya özen göstermiş, Farsça deyimleri Türkçe kelimelerle birleştirmesi ise bu noktada en dikkati çeken özelliğini oluşturmuştur. Şair, şiir dilindeki Farsça unsurların hâkimiyetinin tesadüfi olmadığını, bilinçli bir tercihten kaynaklandığını da Anadolu’da Acem ibareleriyle kendisinden başka böyle şiir yazan bulunmadığını söyleyerek vurgulamıştır. Gibb’e göre Sâmî, Nâbî’yi izleyenlerin en parlak ve en sanatkâr olanıdır. Dîvân’ının ana karakteri saklamaya çalışmadığı bir ilhamsızlıktır. Buna rağmen çok başarılı şiirler yazmış, parlak ustalığını sanatının derinliklerinde gizlemiştir. Şiirlerindeki akıcı dil, oturaklı düşünceler ve özenli tasvirler bunların geçiş döneminden çok klasik dönem çalışmalarına benzemesini sağlamıştır. Romantizmden uzak, gerçekler yerine soyutlamaların hâkim olduğu mısralarında yerellik çok azdır. Şiirleri büyük oranda felsefî veya düşündürücüdür. Çağdaşlarının ilgilendiği dünyevî konularla pek ilgilenmez. Nedîm’in neşesi, Sâbit’in kaba mizahı onda görülmez. Nedîm tarzı şiirden bir iki nazire yazacak kadar etkilenmiştir. Bir ustanın hâkim olabileceği bir dille, etkileyici ve akıcı bir biçimde şiirler söylemiştir. Şiirlerinin dilini kavramanın zahmetli, tarzının genellikle kapalı ve anlaşılmaz, düşüncelerinin derin olması gibi nedenlerle Sâmî zor bir şairdir (bk. Gibb 1999: 309-310).

Sâmî Dîvânı’nın 1’i Viyana, 3’ü Mısır, 1’i Bursa, 7’si Ankara ve 20’si İstanbul’daki kütüphanelerde olmak üzere tespit edilen yazma nüshalarının sayısı 32’dir. Dîvân’ın bir de Mısır’da (Bulak 1253) basılmış nüshası mevcuttur, ancak matbu metne hangi nüshanın esas alındığı belirlenememiştir (bk. Kutlar Oğuz 2017: 9). Sâmî Dîvânı üzerine iki doktora (Kahramanoğlu 1995; Kutlar 1996) ve bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır (Aksoy 1992). Eser kitap olarak da yayımlanmıştır (Kutlar 2004; Kutlar Oğuz 2017).

Şairin biyografisi için bk. “Sâmî, Arpaemîni-zâde Mustafâ”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sami-arpaeminizade-mustafa 

Eserden Örnekler


Na’t-ı Hazret-i Server-i Kâ’inât Aleyhi Efdali’s-Salavât Na’t-ı Şerîf

Dil oldı güm-sürâg-ı deştgâh-ı aşk ü hayrânî

Ki gerd-i hâtır-ı uşşâkdur rîg-i beyâbânı


Gönül bâr-efgen-i gafletdür ol vâdîde kim anda

İder bîdâr savt-ı pây-ı mûrân çeşm-i düzdânı


Derâ-yı kârvânı savt-ı Mansûr-ı ene’l-Hak-gû

Metâ’-ı nâ-revâcı küfr-i mahmil-zîb-i San’ânî

...

Kebâbâsâ döner ser-geşteler sîh-i mahabbetde

İdüp pâdan güzer serden çıkar hâr-ı mugaylânî


Şebi hem-reng-i âh-ı teşnegân-ı el-ataş-gûyân

Sabâhı tûde-i hâkister-i güm-kerde-râhânî


O deşt-i cân-güdâza pâ-nihâde olmak istersen

Seri çün şu’le-i şem’ eyle pâyı berk-ı cevlânî (Kutlar Oğuz 2017: 36).


Sâmî Pey-revlik İdüp Rûhîye Tanzîr Eyledi Kim Bu Terkîb-i Bendi İnşâ İtdi Tahrîr Eyledi

[I]

Sûfî gibi zann itme bizi sübha-be-destüz

Biz dâne-şümâr-ı güher-i ahd-i elestüz

Erbâb-ı riyânun serine cür’a-nisâruz

Peymâne-i ser-şâr-ı mey-i aşk ile mestüz

Kuhlü’l-basaruz sâye gibi dîde-i mihre

Hâk-i kadem-i ehl-i melâmetde ki pestüz

Ka’beyle sanem-hânede yek-reng-i sücûduz

Biz hânkah-ı dilde ki Allâh-perestüz

Bilmezse n’ola kadrümüzi zâhid-i hod-bîn

Ol âyineyüz kim kef-i zengîde şikestüz

Ser-geştelerüz dûr olalı menba’umuzdan

Seyl-âb-ı sahârî gibi bî-cây nişestüz

Güm-kerde-sürâg-ı reh-i hayrânî-i aşkuz

Hızr ile o vâdîde ki biz dest-be-destüz


Sâgar be-kef-i meykede-i aşk-ı Hudâyuz

Fark-ı felege cür‛a-feşân turfe gedâyuz (Kutlar Oğuz 2017: 245).


Gazel

Sâgar-be-kef o dil ki ola bî-gam-ı sabâh

Âyînesinde zâhir olur âlem-i sabâh


Uşşâk-ı sîne-sûhte âh-ı sehergehi

Eyler be-cây-ı mass-ı duhân hem-dem-i sabâh


Pîrânun eşk-i çeşmi hum-ı pîre feyz olur

Gülzâra hüsn-i tâze virür şeb-nem-i sabâh


Şeb-zindedâr-ı aşk ki cismin hilâl ider

Zer bâliş âftâb olur ana dem-i sabâh


Îsâ-tabî’atâna gıdâ-bahş-ı rûh olur

Pistân-ı mihrden leben-i Meryem-i sabâh


Olur kenâr-ı bahr-ı siyeh Sâmî pür-sadef

Dür-pâş olınca mevc-i sefîd-i yem-i sabâh (Kutlar Oğuz 2017: 306).


Gazel

Lebün ki bâde-i câm-ı nigâhum olmışdur

Dü dîde mest-i müdâm-ı nigâhum olmışdur


Gül-i izârı ki ser-şîşe-zîb-i bâsıradur

Şemîm-bahş-ı meşâm-ı nigâhum olmışdur


Sabâha dek tutuşur sûz-ı hasretünle müjem

Fetîl-i şem’a-ı şâm-ı nigâhum olmışdur


Uçar o çeşm-i kebûdun hayâli çeşmümde

Kebûter-i ser-i bâm-ı nigâhum olmışdur


O kebk-i hüsni cenâh-ı hat ile tutdı gözüm

Ki per-girifte-i dâm-ı nigâhum olmışdur


Nezârem oldı sebeb hışm-ı gamze-i yâra

Keşîde-tîg-ı niyâm-ı nigâhum olmışdur


Hamûş olursa da dil gûş-ı çeşm ile o perî

Edâ-şinâs-ı kelâm-ı nigâhum olmışdur


Ya gelmese n’ola Gül-gûn-ı eşk o pençe-i mihr

Rübûde-sâz-ı zimâm-ı nigâhum olmışdur


Şikeste-rengî-i rûy-ı latîfi ey Sâmî

Nişân-ı pây-ı zihâm-ı nigâhum olmışdur (Kutlar Oğuz 2017: 315-316).

Kaynakça


Aksoy, Fatma Yaşar (1992). Dîvân-ı Sâmî. Yüksek Lisans Tezi. Kayseri: Erciyes Üniversitesi.

Gibb, E. J. Wilkinson (1999). Osmanlı Şiir Tarihi, A History of Ottoman Poetry. C. III-IV. (Tercüme: A. Çavuşoğlu). Ankara: Akçağ Yay.

Kahramanoğlu, Kemal (1995). Sâmî, Hayatı, Sanatı, Eserleri ve Dîvânı’nın Tenkîdli Metni. Doktora Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi.

Kutlar, Fatma Sabiha (1996). Arpaemîni-zâde Sâmî Dîvânı (Tenkitli Metin-İnceleme-Özel Adlar Dizini). C. I-II. Doktora Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi.

Kutlar, Fatma Sabiha (2004). Arpaemîni-zâde Mustafa Sâmî, Dîvân. Ankara.

Kutlar, Fatma Sabiha (2009). “Arpaemînizâde Sâmî’nin ‘Ta’kid’ Örneği Bir Beyti Üzerine”. Turkish Studies - Şerh/Annotation - Prof. Dr. Cem Dilçin Adına. 4 (6): 346-359.

Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha (2017). Arpaemîni-zâde Mustafâ Sâmî Dîvânı. Ankara: KTB Yay. https://ekitap.ktb.gov.tr/TR-196126/arpaemini-zade-mustafa-sami-divani.html [Erişim tarihi: 01.05.2022]

[Sâmî Arpaemîni-zâde Mustafâ] (1253). Dîvân-ı Sâmî. Bulak.

Tercî‘-i Bend-i Rûhî ile Sâmî’nin ve Ziyâ Paşa’nın Nazîresi (1304). Kostantıniyye: Matba'a-i Ebu’z-Ziyâ.

Atıf Bilgileri


Kutlar Oğuz, Fatma Sabiha. "DÎVÂN (SÂMÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/divan-sami-tees-1694. [Erişim Tarihi: 22 Mayıs 2025].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 TÂRÎH-İ SÂMÎ Sâmî, Arpaemîni-zâde Mustafâ Prof. Dr. Abdülkadir ÖZCAN
Görüntüle
2 TAKRÎZ (SÂMÎ) Sâmî, Arpaemîni-zâde Mustafâ Doç. Dr. Nagihan Gür
Görüntüle
3 [ARZ-I HÂL / ARÎZA / ZARÂ'AT-NÂME] (SÂMÎ) Sâmî, Arpaemîni-zâde Mustafâ Prof. Dr. Fatma Sabiha Kutlar Oğuz
Görüntüle
4 [MEKTÛBLAR] (SÂMÎ) Sâmî, Arpaemîni-zâde Mustafâ Prof. Dr. Fatma Sabiha Kutlar Oğuz
Görüntüle
5 EZ-MUKATTA'ÂT-I ÖRFÎ-İ ŞÎRÂZÎ (SÂMÎ) Sâmî, Arpaemîni-zâde Mustafâ Prof. Dr. Fatma Sabiha Kutlar Oğuz
Görüntüle
6 MANZÛME-İ DURÛB-I EMSÂL (HIFZÎ) Hıfzî Dr. Öğr. Üyesi BAHANUR ÖZKAN BAHAR
Görüntüle
7 NA'T MECMÛ'ASI (HÜSEYİN AYVANSARÂYÎ) (Rıfat Kütük Şahsi Kütüphanesi) Ayvansarâyî, Hâfız Hüseyin Diğer Aybala Sena KÜTÜK
Görüntüle
8 DÎVÂN (KESBÎ /KİSBÎ) Kesbî/Kisbî, Kesbî Mehmed Efendi ismail Aksoyak
Görüntüle
9 TERCÜME-İ DURÛB-I EMSÂL-İ ARABİYYE (KUDSÎ, ABDULLÂH EFENDİ) Kudsî, Abdullah Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
10 TERCÜME-İ LUTFU'T-TEDBÎR fî SİYÂSÂTİ'L-MÜLÛK (KUDSÎ, ABDULLÂH EFENDİ) Kudsî, Abdullâh Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
11 TERCÜME-İ EL-BERKU’L-YEMÂNÎ FÎ FETHİ’L-OSMÂNÎ (KUDSÎ, ABDULLÂH EFENDİ) Kudsî, Abdullâh Efendi Prof. Dr. Sadık Yazar
Görüntüle
12 DÎVÂN (TEKİRDAĞLI AHMED LÜTFÎ) Lütfî, Ahmed Lütfî Efendi Diğer Ahmet Serdar Erkan
Görüntüle
13 MÜSTEVCEBÜ’L-HALÂS FÎ TEFSÎR-İ SÛRETİ’L-İHLÂS (TÂHİR, MEKKÎ-ZÂDE MEHMED) Tâhir, Mekkî-zâde Mehmed Tâhir Efendi (?/? – ö. 1128/1716) Dr. Öğr. Üyesi Oğuzhan UZUN
Görüntüle
14 AHSENÜ'L-HABER MİN KELÂMİ SEYYİDİ'L-BEŞER (VÂSIF, ŞA'BÂN-ZÂDE ABDULLÂH VÂSIF ÇELEBİ) Vâsıf, Şa'bân-zâde Abdullâh Vâsıf Çelebi Diğer Nükran ERBAŞ
Dr. Öğr. Üyesi Muhammed İkbâl Güler
Görüntüle
15 DÎVÂNÇE (ABDÎ / VASSÂF) Abdî (Vassâf), Abdullâh Efendi Prof. Dr. İbrahim Halil Tuğluk
Görüntüle