- Yazar Biyografisi (TEİS)
Ahmet Mithat Efendi - Madde Yazarı: Prof. Dr. Fazıl Gökçek
- Eser Yazılış Tarihi:1877
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Roman
- Yayın Tarihi:09/06/2022
ÇENGÎ (AHMET MİTHAT EFENDİ)
romanAhmet Mithat Efendi (d. 1844 - ö. 28 Aralık 1912)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Ahmet Mithat Efendi’nin Cervantes’in Don Kişot adlı eserine öykünerek kaleme aldığı roman. Bilindiği gibi Cervantes'in eserinde Don Kişot adlı kahraman, okuduğu şövalye romanlarının etkisinde kalarak şövalye olmaya karar verir ve bu kararını uygulamak isterken bir dizi akıl ve mantık dışı macera yaşar. Jale Parla’nın da belirttiği gibi Cervantes'in amacı nasıl ki gerçeklikten uzak gördüğü geleneksel edebiyatın parodisini yapmaksa, Ahmet Mithat'ın amacı da gerçeklikten uzak gördüğü geleneksel edebiyatın parodisini yapmaktır. Bu amaç için Cervantes kendisinden önceki şövalye romanlarını, Ahmet Mithat ise bizim edebiyatımıza ait hikâyeleri kullanır.
Ahmet Mithat’ın kahramanı, annesi Efsuncu Saliha Molla’nın yanlış terbiyesi ve okuduğu Muhayyelat-ı Aziz Efendi, Hamzaname, Ebu Ali Sina gibi hikâyelerin etkisiyle muhayyel bir dünya kurar ve Don Kişot’un şövalye romanlarının gerçek dışı dünyasında yaşaması gibi o da bu hikâyelerin dünyasında yaşamaya başlar. Ahmet Mithat Efendi bu romanda konuyu Cervantes'ten almış, ama Don Kişot’un yazıldığı kültür ve medeniyet dünyası ile Türk toplumunun içinde bulunduğu kültür ve medeniyet dünyası arasındaki farkı dikkate alarak bu konuyu yerlileştirmiştir. Bunun gerekçesini kitabın başında “İstanbul’da Bir Don Kişot” başlığı altında açıklar. Bu bölümde Don Kişot’u okumamış olan okuyucularına bu romanı ve kahramanını tanıtır. Başlıktaki ifadeye bakarak okuyucularının Don Kişot’u İstanbul’a getireceğini de düşünmemelerini ister. Okuyucularının bu romandan Avrupalılar kadar “lezzet alabileceğini” bilse doğrudan Cervantes'in eserini Türkçeye de tercüme edebilecektir. Fakat bu romanı anlamak ve keyif alabilmek için Avrupa Orta Çağ tarihinin ve özellikle de şövalyelikle ilgili anlatıların bilinmesi gerekir, bu yüzden söz konusu eseri tercüme etmek yerine yerli bir benzerini yazmayı tercih etmiştir.
Esasında “kitap” başlığı verilen dört bölümden oluşan romanın sadece “Birinci Kitap”ı bir Don Kişot uyarlamasıdır, diğer bölümlerde, ilk bölümde Don Kişot’un yaşadıklarına benzer tuhaf ve komik maceraları anlatılan Daniş Çelebi’nin Peri adlı cariyeden olan oğlu Cemal Bey’in farklı bir atmosferde cereyan eden hikâyesi anlatılmıştır. Daniş Çelebi, Saliha Molla adında ve efsunculukla büyük paralar kazanarak zengin olmuş bir kadının oğludur. Annesinin anlattığı büyü ve efsun hikâyeleri ile büyümüştür. Bu hikâyelerin etkisiyle Daniş Çelebi gerçekle hayali birbirine karıştırmaya başlamıştır. İlk bölümde buna dair bazı olayların anlatımıyla yazar, Daniş Çelebi’yi okuyucuya ayrıntılı olarak tanıtır. Daniş Çelebi, arkadaşlarının kendisine oynadıkları bir oyunla, âşık olduğu ve sonra evlendiği genç kızın (Peri) periler âlemine mensup olduğuna inanmaktadır. Annesinin ölümünden sonra bir Arap dadı ve Peri ile kalan Daniş Çelebi, Peri’nin tahakkümünde yaşamaya başlar. Onun gerçekten peri olduğuna inandığı için bir dediğini iki etmez. Arap dadı, Daniş Çelebi’yi bu korku ve iptiladan kurtarmaya çalışır ve onu kandırarak Peri’yi öldürmeye razı eder. Fakat onları gizlice dinleyen Peri planı tersine çevirir ve Daniş Çelebi’nin yanlışlıkla Arap dadıyı öldürmesini sağlar. Kendisi de ortadan kaybolur. İkinci kitapta Mısırlı Canberd Bey'i ve kızı Melek'i tanırız. Canberd Bey, duyduğu aşırı sevgi ve hastalık derecesindeki kaybetme korkusu yüzünden kızını on altı yaşına kadar evden çıkarmaz, kimseye göstermez. Genç kız içgüdüleriyle karşı cinsi merak eder ve ilk fırsatta evden kaçar. İkinci kitap böyle sona erer.
Üçüncü ve dördüncü kitapta Sümbül Hanım adında bir güzel dansöz ile âşıklarının macerası anlatılır. Cemal adında çok zengin bir mirasyedi de Sümbül’ün âşıklarındandır, ama Sümbül ona yüz vermez. Kendisi yerine kızı Melek’i (Bu aslında Canberd Bey’in kızı Melek’tir) Cemal Bey’e sunar. Bu ikisi zaman içerisinde birbirlerini delice sevmeye başlarlar. Ama Sümbül Hanım bir taraftan Cemal’in bütün maddi varlığını elinden almaktadır. Cemal sonunda beş parasız kalır. Artık ona kimse yüz vermemektedir. Sümbül de evinden kovar ve bir daha gelmemesini söyler. Cemal'in yolu nice badireler atlattıktan ve iyice olgunlaştıktan sonra güya tesadüfen yine Sümbül'le kesişir ve düğüm çözülür: Esasen bütün olanlar Sümbül hanımın planı dâhilinde gerçekleşmiştir. Sümbül Hanım’ın Daniş Çelebi’nin karısı Peri ve Cemal’in de Daniş Bey’in oğlu olduğunu öğreniriz. Yani Sümbül aslında Cemal’in annesidir. Cemal’in bütün varlığını bir mirasyedi gibi tüketmesine engel olmak için Peri böyle bir oyun hazırlamış ve artık yaşadıklarından sonra aklının başına geldiğini ve ders aldığını düşündüğü Cemal’in "imtihanını" sonlandırmaya karar vermiştir. Melek’i bir delikanlı vasıtasıyla evinden kaçırtan da odur. Cemal’e bütün parasını iade eder ve gidip daha önce sattığı konağı geri almasını ve Melek’le birlikte oraya yerleşmelerini söyler. Yazar, okurlarını daha da şaşırtmak için şöyle bir son sahne düzenlemiştir: Daniş Bey’in ilk bölümün sonunda konakta kendisini astığı yere gider ve onun ipi bağladığı yere bir ip bağlayıp üç kişi kuvvetlice çekerler. Tavandan düşen parça ile birlikte ortalığa elmas ve mücevherler saçılır! Meğer bu da Daniş Çelebi’nin uçukluklarından biri imiş, oğlum bir gün parasız kalır ve kendisini asmaya karar verirse ipi buraya takar, tavan düşer ve elmasları bulur diye düşünmüştür! Bu planından da bir defa karısı Peri’ye bahsetmiştir. Böylece Cemal yüklü bir hazineye daha kavuşur ve romanda mutlu son katmerlenmiş olur.
Ahmet Mithat Efendi bu romanda kendi şahsıyla birleştirdiği anlatıcıyı da roman kişilerinden biri gibi kurgulamıştır. Roman kişileri anlatıcı ile konuşurlar, hatta diğer kişilerin o sırada onun bulunduğu yerden geçip geçmediğini sorarlar. Rakstan söz edilen bir yerde de “beş sene mukaddem Dağarcık serlevhalı mecmuamda “Raks” serlevhasıyla yazmış olduğum bent dahi hatırıma geldi” diyerek kendisini de yazar olarak metne dâhil eder. Bunun gibi bazı kurgu oyunları ve ilk bölümdeki Daniş Çelebi’nin eğlenceli maceraları romanı ilgi çekici ve eğlenceli hâle getirmektedir. Ancak ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümlerde yazarın okurlarının zekâsını biraz hafife aldığını belirtmek gerekir.
Ahmet Mithat Efendi bu romanın ilk bölümünü Çengi Yahut Daniş Çelebi adıyla tiyatro eseri olarak da kaleme almış ve 1884 yılında yayınlamıştır.
Yazarın biyografisi için bk. “Ahmet Mithat Efendi”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/ahmet-mithat-efendi
Eserden Örnekler
"İstanbul'da Don Kişot" denildiği zaman, İstanbul şehrinde Don Kişot denilir bir şeyin vücudu anlaşılır ise de, bu Don Kişot şenir mi yenmez mi, canlı mı cansız mı, buralara dair bazı mertebe izahat verilmeyince Don Kişot'un mahiyeti nazarlarda taayyün edemez.
Ama erbab-ı mütalaa içinde Don Kişot'un ne olduğunu bilenler dahi bulunacak imiş. Malumdur ki bir hikâye yalnız havâs için yazılmaz, avâm için yazılır. Havâs indinde pek meşhur ve maruf olan Don kişot'un avâm nezdinde pek meçhul kalması dahi âdâtın haricinde bir şey değildir. Her hâlde Don kişot'un mahiyetini avâma tanıttırmak lazımdır. Ta ki hikâyemizin işbu birinci cüzüne serlevha ittihaz eylediğimiz kelimâtın hükmü cümle indinde taayyün edebile.
Efendim! İspanya'nın meşahir-i erbab-ı kaleminden Cervantes Don kişot'un Sergüzeşti namıyla bir hikâye yazmış. "Don" lafzı İspanya zadegânının alemidir ki kont ve dük gibi unvanların mukabilidir. Şu hâlde "Kişot" dahi sahib-i sergüzeştin ismi olacağı anlaşılır [...] (Ahmet Mithat Efendi 1887: 2).
Araba beş on dakika tevakkuf eyledikten ve "Sümbül ne vakit gelecek?", "O da geliyor. Siz gidiniz, ben gelirim. Cemal çapkınından henüz bir haber almadım dedi" diye geride daha arkadaşları olduğunu işrab eder. Kaç söz teati edildikten sonra gidilmeye karar verilir. Lakin evvelce iki araba ile gelen altı efendiden yalnız ikisi birer arabanın içine değil arabacıları yanına oturup dördü piyade kalırlar. Öküz arabasından dahi beş karı ile bir erkek aşağıya inip yaya yürümeğe başlarlar. Araba içinde kalan iki karı def çalarlar. Piyadeler şarkı çağırırlar, kıvırırlar, oynarlar. Hayal ve hatıra gelmedik nice rezaletlerle yola düzülürler. İşte o zaman biz maşatlıkta bulunaydık evvel emirde şunları görürdük.
Sümbül denilen diğer bir karının daha gelmek üzere olduğunu haber aldıydık ya. Hazır maşatlıkta iken bunu da bekleyelim. Tesadüfe bakınız ki bu da gecikmez. Aradan bir çeyrek zaman geçer geçmez o vaktin en kibarına mahsus olan faytonlardan birisiyle Sümbül Hanım dahi zuhur eder. Araba ile ta bizim bulunduğumuz yerin karşısına kadar gelerek pencereyi açar. Karşısında bir kız vardır ki adeta bedr-i tam ile revnak ve letafet rekabetine çıkabilir. Bu kadar hüsnünden fazla bir de mücevherat içine gark edilmiş olduğundan parıl parıl parlar. Sümbül evvelki refiklerinin geçip geçmediklerini bizden sorar. Geçtikleri cevabını veririz. Cevap üzerine arabacı her biri ejderhaya benzeyen yağız atlar üzerinde kamçıyı çatlattığı gibi araba uçarcasına harekete başlar (Ahmet Mithat Efendi 1887: 90-91).
Kaynakça
Ahmet Mithat Efendi (1887). Çengi. İstanbul: Kırkambar Matbaası.
Parla, Jale (2000), Don Kişot'tan Bugüne Roman. İstanbul: İletişim Yayınları.
Gökçek Fazıl (2012). "Don Kişot'tan Ahmet Mithat Efendi'ye". Küllerinden Doğan Anka - Ahmet Mithat Efendi Üzerine Yazılar. İstanbul: Dergâh Yayınları, 117-129.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | ACÂ'İB-İ ÂLEM (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Prof. Dr. Fazıl Gökçek |
Görüntüle | ||
2 | AHMED METÎN VE ŞİRZÂD YÂHUD ROMAN İÇİNDE ROMAN (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Prof. Dr. Fazıl Gökçek |
Görüntüle | ||
3 | ALTIN ÂŞIKLARI (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Dr. Ayşe Sandıkkaya Aşır |
Görüntüle | ||
4 | ANA-KIZ (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Öğr. Gör. CEMİLE ŞEN |
Görüntüle | ||
5 | ARNAVUDLAR VE SOLYOTLAR (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Dr. Öğr. Üyesi Halef Nas |
Görüntüle | ||
6 | LETAİF-İ RİVAYAT 11 / BAHTİYARLIK (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Doç. Dr. Sabahattin Çağın |
Görüntüle | ||
7 | BELİYYÂT-I MUDHİKE (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Öğretmen Münevver Eroğlu |
Görüntüle | ||
8 | LETÂİF-İ RİVÂYÂT 24 (BİR ACÎBE-İ SAYDİYYE) (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Diğer Güray Gümüş |
Görüntüle | ||
9 | LETÂİF-İ RİVÂYÂT 9 (BİR GERÇEK HİKÂYE) (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Diğer Güray Gümüş |
Görüntüle | ||
10 | BİR TÖVBEKÂR (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Öğr. Gör. CEMİLE ŞEN |
Görüntüle | ||
11 | LETAİF-İ RİVAYAT 23 / CANKURTARANLAR (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Doç. Dr. Sabahattin Çağın |
Görüntüle | ||
12 | CELLÂD (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Dr. Elmas Karakaş |
Görüntüle | ||
13 | LETÂİF-İ RİVÂYÂT 12 (CİNLİ HAN) (AHMET MİDHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Diğer Güray Gümüş |
Görüntüle | ||
14 | LETAİF-İ RİVAYAT 16 / ÇİFTE İNTİKAM (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Öğr. Gör. Burcu ÇAKIN ERDAĞ |
Görüntüle | ||
15 | LETAİF-İ RİVAYAT 15 (ÇİNGENE) (AHMET MİTHAT EFENDİ) | Ahmet Mithat Efendi | Prof. Dr. Fazıl Gökçek |
Görüntüle | ||
16 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
17 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
18 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
19 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
20 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
21 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
22 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
23 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
24 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
25 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |