CÂM-I DİL-NÜVÂZ (HULVÎ)
şerh
Hulvî, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendi (d. 982/1574 – ö. 1064/1654)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Muhammed-i Lâhîcî’nin (ö. 912/1506-1507) Mefâtîhu’l-İ‘câz fî Şerhi Gülşen-i Râz adlı Farsça eserinin kısaltma ve eklemelerle Osmanlı Türkçesine tercümesidir. Eserin telif tarihi 1045/1635 olup, 181 varaktır. Şebüsterî’nin Gülşen-i Râz adlı eseri, vahdet-i vücudun temel boyutlarını veciz bir üslupla ortaya koymaktadır. Eserin klasik İslâm düşüncesi ve özellikle tasavvuf edebiyatındaki tesiri sürekli olmuştur. Özellikle Osmanlı topraklarında olmak üzere dünyada çok rağbet gören, üzerine şerhler yazılan, manzûm ve mensûr tercümeleri yapılan önemli eserlerin başında gelir. Gülşen-i Râz üzerine yapılmış otuz beşten fazla şerh tespit edilmiştir. Ahmet Avni Konuk da, Lâhîcî’nin şerhinden faydalanarak Gülşen-i Râz’ın 157 beytini şerhetmiş, ancak tamamlayamamıştır. (Mahmûd-ı Şebisterî 2007; 2011) Gülşen-i Râz şerhleri arasında, Şemsüddin Muhammed-i Lâhîcî’nin Mefâtîhu’l-İ‘câz fî Şerhi Gülşen-i Râz (telifi: 877/1472) adlı Farsça eseri, en dikkate değer şerh olarak kabul edilmektedir. Müellif, eserini dönemin ünlü mutasavvıfı Abdurrahmân-ı Câmî’ye (ö. 898/1492) göndermiş, o da yazdığı bir rubâî ile takdirlerini bildirmiştir (Kurtuluş 1996).

Hulvî, kendini mütercim ve şârih; eserini de bir şerhin tercümesi ve Türkçe yazılmış şerh diye tanımlamaktadır (Câm-ı Dil-nüvâz. vr. 181ab). Eserin giriş kısmındaki “Lâhîcî Şerh’in görüp … Türkî lisânıyla tebyîn ü terkîn itdüm” (vr. 3b) ifadesi; bu kitabın, salt bir tercüme olmadığını, eklemeler ve çıkarmalar ile te’lif edildiğini göstermektedir. Eser; mukaddime, şerh metni ve hâtime olmak üzere üç bölümden meydana gelmektedir. Müellif, Lâhîcî’nin mukaddimesini çıkarıp kendi mukaddimesini yazmıştır. Eserde iki hâtime vardır, biri asıl şerhe aittir, diğer tek paragraflık son bölüm ise Hulvî’nin hâtimesidir. Allah’a hamd, peygamberine salat ve selam, dört halifeye övgülerde bulunduğu, dönemin Osmanlı sultanlarından IV. Murad, I. Ahmed’in adlarını andığı giriş bölümünde, Hulvî; çalışmasını zamanın vezirlerinden Bayram Paşa’ya (ö. 1632) ihdâ etmekte ve Halvetî Sünbülî büyüklerinden Necmüddîn ve Necîbüddîn Hasan Efendilere muhabbetlerini sunmaktadır. Câm-ı Dil-nüvâz’ın şerh kısmında ilk yetmiş üç beyit mukaddimeyi, son dokuz (996-1004) beyit ise hâtimeyi oluşturur. Mevlânâ’nın Mesnevî’sinden çokça şiir alıntılayan Lahîcî’nin aksine, Hulvî sadece Mesnevî’deki "Fil Hikâyesi"ni Türkçe tercümesiyle almıştır, o da Lâhîcî şerhinde bulunmamaktadır. Hulvî’nin şerhinde yer verilen "Cüneyd-i Bağdâdî ve İbrahim-i Edhem hikâyesi" de Lâhîcî’nin eserinde yoktur. Hulvî’nin başka bir özelliği, Lâhîcî’nin bir beytin şerhinde verdiği bilgileri başka bir beyitte kullanmasıdır. Eserlerin farklılığı, şerhedilen beyitlerde de görülmektedir. Hulvî’nin eserinde şerhedilen beyitlerin sayısı 1004 iken, Lâhîcî’nin şerhindeki beyitlerin sayısı 1006’dır. İki eserdeki beyitlerin sıralaması birbirine uymamakta, kaynak ve tercüme eserdeki beyitlerin metinlerinde de farklılıklar bulunmaktadır. Câm-ı Dil-nüvâz’da, Lâhîcî şerhinde bulunmayan fazladan beyitler şerhedilmiştir. Müellif, eserinin hâtimesinde çalışmasının amacını, tevhîd-i ilâhîye talip olanlar için Gülşen-i Râz’ın anlaşılmasını kolaylaştırmak olarak belirlemiştir.

Hulvî şerhi üzerine bugüne kadar yapılmış iki çalışma tespit edilmiştir. Biri yazma metniyle çevriyazısını ihtiva eden Câm-ı Dil-nüvâz: Gülşen-i Râz Şerhi (Hulvî 2011) adlı çalışma, diğeri bir yüksek lisans tez çalışmasıdır. (Arefeoğlu 2005). 7

Yazarın biyografisi için bk. “Hulvî, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Hulvî Efendi”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hulvi-seyh-cemaleddin-mahmud-hulvi

Eserden Örnekler


Cümleden Şeyh Mahmûd-ı Şebüsterî’nün Gülşen-i Râz’ı kim her bir beyti bir iklîm ve sözinde görinen lutfı amîmdür, pes bu ‘abd-i hakîr hâdimü’l-fukarâ’i’l-Halvetiyyeti’l-Gülşeniyye Mahmûd-ı Hulvî ol kitâbun şerhlerinden Lâhîcî Şerh’in görüp bi-kadri’t-tâka me‘a’l-fakri ve’l-fâka Türkî lisânıyla tebyîn ü terkîn itdüm belki rûhum içün sadaka-i câriyye ta‘yîn idem diyü tahrîre başladum.

Beyt

Hulvî tahrîr-i kitâbdan itdi maksûdın du‘â

Âkibet Mahmûd ola dirlerse âhir hayr ola

Yohsa bu fakîrde ne bizâ‘at ola ki ma‘ârif-i merdân-ı Hudâ’dan dem urup anlarun silkine münselik olanlar menzilesine nâ’il olmış olam. Hemân Hudâ’dan recâmuz nûr-ı nûrâniyyet-i Necmüddîn şeyhüm Hasan Efendüm ve Necîbüddîn-i dîger Hasan Efendimün dil [ü] cânumda mahabbetleri bu Şeyheyn-i muhteremeynün mukarrer oldugı gibi îsâr u berekâtleriyle inşirâh-ı sadr mevcûd olup, müşâhede-i cemâl ke’l-leyleti’l-bedr meşhûdımuz ola.

Nazm

Biri Necm ü biri Necîb oldı

Haseneynüm bana habîb oldı


Derdime bunlar itdi dermânı

Hasta ‘âşıka hoş tabîb oldı

Nesr

Himmet-i ‘âliyeleriyle bu kitâb şerh olınup Câm-ı Dil-nüvâz diyü nâm virildi. İhvândan recâ oldur ki eger habt u hatâdan ba‘zı nesne görilürse ıslâh idüp ifzâhımuzla tekayyüd itmeyeler ve du‘â-i hayr ile yâd ideler.

İbtidâ-i Kitâb-ı Şerh-i Gülşen-i Râz Câm-ı Dil-nüvâz

Be nâm-i ân ki cân râ fikret âmûht

Çerâg-i dil be nûr-i cân efrûht

Ol Allâh’un ismiyle bed’ eyledüm ki câna fikr itmeklik ögretdi ve gönül çerâgını cân nûrıyla yalınlandurup rûşen eyledi. Musannif aleyhi’r-rahme hakîkate işâret idüp be nâm-i ân ki ilâ âhirihâ didi, zîrâ insân tesviye olmışdur hakîkat-i rûh u kalb ü cism ile, pes cân u rûhdan ibâretdür. Ve çerâg-i dil kinâye-i kalbdür, ya‘nî gönlün rûşenligi rûhdandur kim matlab-ı a‘lâsı milel-i şettânun ma‘rifetu’llâhdur. Anun husûli ise eyleyenden hâlî degüldür, ya nazar-ı istidlâlle ve yâhud keşf ile min eyyi hâl ikisi de fikr iledür, zâhirden bâtına ya‘nî ma‘nâya ve rûh-ı insânî bu ma‘nâyı müdrikdür. İnsânun hakîkati gönüldür kim mazhar-ı şu’ûnât-ı ilâhiyyeden nûr-ı cânla münevverdür. Zîrâ rü’yet-i cemâl-i hakîkî karanuda olmaz. Neş’et-i insânî ise evvelü’l-fikr ve âhirü’l-‘ameldür. Tekaddüm-i husûsiyyet-i zâtı âlem-i fânîde idrâk idüp ma‘lûm idendi. (Hulvî. Câm-ı Dil-nüvâz. Süleymâniye Ktp. Şehid Ali Paşa 1253. vr. 3a-4a).

Kaynakça


Arefeoğlu, Gökhan (2005). Hulvî’nin Gülşen-i Râz Lâhicî Şerhi Tercümesi ve Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Cemâleddîn Mahmûd Hulvî. Câm-ı Dil-nüvâz. Süleymaniye Kütüphanesi, Şehit Ali Paşa 1253.

Cemâleddîn Mahmûd Hulvî (2012). Câm-ı Dil-nüvâz: Gülşen-i Râz Şerhi. (hzl. Sait Okumuş). İstanbul: İnsan Yay.

Kurtuluş, Rıza (1996). “Lâhîcî Muhammed b. Yahyâ”. İslâm Ansiklopedisi. C. 27. İstanbul: TDV Yay. 52-53.

Mahmûd-ı Şebüsterî (2007). Gülşen-i Râz. (çev. Ahmed Avni Konuk, hzl. Turgut Karabey). Erzurum: Fenomen Yay.

Yavuz, Sevgi (2012). Cemaleddin Mahmud Hulvî Divanı (Metin-İnceleme).  Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.

Atıf Bilgileri


Okumuş, Sait. "CÂM-I DİL-NÜVÂZ (HULVÎ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/cam-i-dil-nuvaz-hulvi. [Erişim Tarihi: 05 Ekim 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 LEMEZÂT-I HULVİYYE EZ LEMEÂT-I ULVİYYE (MAHMUD CEMALEDDİN HULVÎ) Mahmud Cemaleddin el-Hulvî Diğer Özlem Şamlı
Görüntüle
2 HAMSE (HULVÎ) Hulvî, Şeyh Cemâleddîn Mahmûd Efendi Prof. Dr. Sait Okumuş
Görüntüle
3 AHBÂRÜ’L-'İBER (ZA’ÎFÎ, MUHAMMED) Za'îfî, Muhammed Dr. Necmiye Özbek Arslan
Görüntüle
4 KIRK HADİS TERCÜMESİ (FEYZÎ-İ KEFEVÎ) Feyzî-i Kefevî Prof. Dr. Adem Ceyhan
Görüntüle
5 ZÜBDETÜ'N-NESÂYİH VE UMDETÜ'T-TEVÂRÎH (IYÂNÎ) Iyânî, Cafer Iyânî Bey Prof. Dr. Osman Ünlü
Görüntüle
6 RÂZ-NÂME FÎ MENÂKIBİ'L-ULEMÂ VE'L-MEŞÂYİH VE'L-FUZELÂ (KEFEVÎ HÜSEYİN) Kefevî, Hüseyin ismail Aksoyak
Görüntüle
7 ES-SEYFÜ'L-MESLÛLÜ FÎ ŞERHİ'R-RESÛLİ (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafa b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
8 HADÎS-İ ŞERÎFLER MECMUASI (MUSTAFÂ b. BÂLÎ) Mustafâ b. Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
9 HÂŞİYE ALÂ ŞERHİ MİFTÂH (MUSTAFA b. BÂLÎ) Mustafâ bin Bâlî Araş. Gör. Oğuzhan Et
Görüntüle
10 TUHFE-İ ŞEMSÎ (ŞEMSÎ) Şemsî, İsfendiyar-zâde Şemsî Ahmed Paşa Prof. Dr. Yunus KAPLAN
Görüntüle
11 KARAMAN-NÂME (ŞİKÂRÎ) Şikârî Araş. Gör. Mizan Coşkun Özgür
Görüntüle
12 TERCÜME-İ KASÎDE-İ BÜRDE (ABDÜLHAY CELVETÎ) Abdülhay Celvetî Doç. Dr. Bünyamin Ayçiçeği
Doç. Dr. Hamza KOÇ
Görüntüle