- Yazar Biyografisi (TEİS)
Fatih Kerimi - Madde Yazarı: Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
- Eser Yazılış Tarihi:1899
- Yazıldığı Saha:Bilinmiyor
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Diğer
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Telif
- Türü/Formu:Roman
- Yayın Tarihi:25/04/2022
BİR ŞAKİRD İLE BİR STUDENT (FATİH KERİMİ)
romanFatih Kerimi (d. 30 Mart 1870 - ö. 27 Eylül 1937)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Fatih Kerimi’nin Şakird ile Student adlı romanı. Eser, ilk kez 1899 yılında Arap harfli Tatarca metin olarak yayımlanır. Fatih Kerimi, bu eserde eski ve yeni usulde eğitimi temsil eden iki tür insanı karşılaştırır. Şakird ile Student’in 1903 yılında yayımlanan 2. baskısında “Bir İki Söz” başlığı altında Fatih Kerimi, eserin ilk yayımlandığında halk tarafından sevilmediğini, yanlış anlaşıldığını ve dine, ulemaya dil uzattığı eleştirilerine maruz kaldığını ifade eder. Buna rağmen ilk baskının tamamen satılıp bittiğini, yeniden basılması istendiği için yayımladıklarını belirtir.
Şakird ile Student romanında Kazan’dan Çıstay’a gitmek üzere Aleksey adlı vapura binen bir gencin bu vapur seyahatinde gördükleri ve başından geçenler anlatılır. Genç, vapurun ikinci sınıfında bulduğu yere eşyalarını koyup üst kısma çıkar ve gelen yolcuları seyretmeye başlar. Kollarında büyük bir iple bağlı ibrik, diğer ellerinde birer kalaylı çaydanlık taşıyan, birinin başında kirli bir beyaz sarık, üstünde kol yenleri çok yağlanmış ve rengi atmış yeşil bir cüppe, diğerinin başında beyaz bir börk ve çok geniş bir cüppe vardır. Üzerindeki beyaz cüppenin göğüs kısmında birçok yerde kapkara lekeler uzaktan bile görünmektedir. Bu lekelerin kuymak yerken damlayan yağ damlaları olduğu anlaşılmaktadır. Yolcular arasında kirli giysileri, kaba davranışlarıyla fark edilen bu kişilerden başka kalabalık bir grup tarafından uğurlanan büyük bir molla olduğunu tahmin ettiği bir kişi daha gencin dikkatini çeker. Bu mollayla tanışıp konuşmak ister. Ama önce ilk gördüğü iki kişiyle tanışmaya ve onlardan mollanın kim olduğunu öğrenmeye karar verir. 3.sınıfta yolculuk eden bu iki kişiyi çevredekiler meraklı bakışları ve alaylı gülüşmelerle seyretmektedirler. Genç, bu iki kişiyle tanışır ve vapurun ikinci sınıfında seyahat eden mollanın Kazan civarından meşhur bir müderris olduğunu öğrenir. Müderrisin yanındaki kişi de onun zengin bir mürididir. Zengin mürid, müderrisi kızının düğününe götürmektedir. Yeşil cüppeli müderrisin damadı, beyaz cüppeli ise genç bir pişkademdir. Genç, müderrisin damadı ve pişkademle sohbet eder. Dünyanın yaratılışından başlayarak türlü konularda konuşan bu iki adamın uzun yıllar medresede okumalarına rağmen faydalı bir bilgi sahibi olmadıklarını görünce üzülür. Müderrisle tanışmak ve sohbet etmek niyetiyle onlardan ayrılır. Müderris, kendisiyle selamlaşan gencin selamını alır ama onunla sohbet etmez. Onunla konuşmak isteyen genç bir an düşünür ve bir çare bulur. Cüzdanından biraz para çıkardığı anda müderrisin sağ eli kımıldamaya başlar. Para tutan elini ona uzatırken müderrisin eli de ona doğru uzanır. Bu sayede sohbet mümkün olur. Sohbette müderristen dünya ve ahiret hakkında faydalı bilgiler duymayı düşünen genç hayal kırıklığına uğrar. Müderris, gencin kılık kıyafetini eleştirmekten başka bir konuda konuşmamıştır. Müderrisin yanından ayrılan genç tekrar müderrisin damadı ve pişkademin yanına gelir. Bu sırada bir Rus öğrenci onların yanına gelir ve Arapça konuşarak selam verir. Her ikisi de öğrencinin ne dediğini anlamaz. Rus öğrenci daha sonra Türkçe ve nihayetinde Tatarca olarak söylediklerini tekrar eder. Rus öğrenci eğitim hakkında konuşur ve sorular sorar. Öğrencinin söylediği pek çok şeyden habersiz oldukları anlaşılır.
Rus öğrenci Doğu Dilleri’nde eğitim alan bir gençtir. Arapça, Farsça, Türkçe ve Tatarca okumaktadır. Henüz öğrenci olmasına rağmen müderrisin damadı ve pişkademden daha fazla bilgi sahibidir. Bilgi ve görgüsünü arttırmak için seyahat etmektedir. Henüz okulundan mezun olmamış bir öğrencinin soruları karşısında yirmi yıla yakın medresede eğitim alan bu iki kişi sessiz ve çaresiz kalırlar. Rus öğrenci, medreselerdeki eğitimin zamanın gerisinde kaldığını söyler. Tatarların medreselerde kendi dillerini öğrenmeden Arapça öğrenmelerini eleştirir. Medreselerde fen bilimlerine ait derslerin olmaması büyük bir eksikliktir. Rus öğrenci, Çarın adaletli olduğunu ve Tatarlar için okul açmaya, kitap yazmaya, gazeteler bastırmaya, cemiyet-i hayriyeler açmaya, yetimhaneler kurmaya izin verdiğini anlatır.
Şakird ile Student adlı eserde eski ve yeni usulde eğitim karşılaştırılır ve zamanın gerisinde kalan medreseler eleştirilir. Yeni usulde eğitime şiddetle karşı çıkanlar eski usulde eğitim veren medreselerden yetişmiş kişilerdir ve toplumda büyük nüfûz sahibi olan bu türden kişiler yenileşme hareketinin önündeki en büyük engeldir.
Yazarın biyografisi için bk. “Fatih Kerimi”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/fatih-kerimi
Eserden Örnekler
Bizim müderris ile pişkademimiz Rus öğrencinin karşısında ömürlerinde bir kere adını işitmedikleri sözlerden ders almaya başladılar. Rus: “Bizim Rusya ve Avrupa’da çeşitli okullar var. Bu okullara gimnazyumdaki fenleri bitiren öğrencileri kabul ediyorlar. Onlara Şark halkları, yani çoğu Asya’da olan milletlerin dillerini öğretiyorlar. Meselâ bizim Peterburg’ta ve Moskova’da bu türden okullarda Arapça, Farsça, Osmanlı Türkçesi, Azerbaycan Türkçesi, Çağatayca, Tatarca, Hint ve Sanskrit, Çin, Japon, İbrani, Suriye dilleri gibi farklı diller öğretilir. O mekteplerde öğrenciler farklı bölümlere ayrılırlar ve bölümlerin her birinde ikişer, üçer çeşit dil öğrenirler. İşte bu dilleri öğreten okullara Rusça “Vastoçniy Fakultet”, Türkçe “El-lisân-i Şarkiyye Mektebi” derler. O okullarda okuyup bu dillerden bazılarını bilen kişilere de Fransızca ve Rusçada “orientalist”, Türkçe “müsteşrik” derler. Ben de Peterburg’ta böyle bir okulda Arapça, Farsça, Türkçe, Tatarca öğreniyorum. Müslümanları gördüğüm zaman dil öğrenmeye faydası olsun diye her zaman onlarla sohbet ederim. Ayrıca onların ilimleri ve fikirlerinin ne derecede ve usûl-i tahsillerinin nasıl olduğunu da öğrenmek isterim. İşte bu yüzden sizin yanınıza geldim. “Kanikul” kelimesini tatil vakti için kullanırlar. Bizim okullarımızda her yıl iki üç ay tatil yapıp öğrencilerin dinlenmeleri için izin verirler.” dedi. Her yıl iki üç ay boş durmaya bizimkilerin aklı gitti. Çünkü bırakın beş yıl okumayı, iyi okumak için hiç ara vermeden on beş yirmi yıl ömür geçirmek bizde âdet olup kalmıştır (Kerimi 1903: 26-27).
Kaynakça
Gaynullin, M. H. (1979). Tatar Megrifetçélék Edebiyatı. Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı.
Kerimi, Fatih (1903). Şakird ile Student. Orenburg: Kerimov Matbaası.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | SALİH BABAYNIN ÖYLENÜVİ (FATİH KERİMİ) | Fatih Kerimi | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle | ||
2 | BEHÉTSÉZ YÉGÉT (ALİASGAR KEMAL) | Galiesgar Kamal | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle | ||
3 | TAALLÜMDE SAADET (M. AYAZ İSHAKİ İDİLLİ) | M. Ayaz İshaki İdilli | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle | ||
4 | HÜSAMEDDİN MOLLA (MUSA AKYİĞİTZÂDE) | Musa Akyiğitzâde | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle | ||
5 | MAVERAÜNNEHİRDE SEYAHAT (ZAHİR BİGİYEV) | Zahir Bigiyev | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle | ||
6 | CİHANGİR MAHDUMNIN AVIL MEKTEBİNDE OKUVI (FATİH KERİMİ) | Fatih Kerimi | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle | ||
7 | ATEŞ İLE BARUT ARASINDA (MEHMED RA'UF BEY) | Ra'ûf, Mehmed Ra'ûf Bey, İstanbullu | Doç. Dr. Dilek ÇETİNDAŞ |
Görüntüle | ||
8 | MAİŞET (SADRİ MAKSUDİ ARSAL) | Sadri Maksudi Arsal | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle | ||
9 | ESER-İ KÂMİL PAŞA/ ESER-İ KÂMİL (YUSUF KÂMİL PAŞA) | Yusuf Kâmil Paşa | Hatem Türk |
Görüntüle | ||
10 | GÜNÂH-I KEBÂİR (ZAHİR BİGİYEV) | Zahir Bigiyev | Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu |
Görüntüle |