- Yazar Biyografisi (TEİS)
Mehmed Atâ - Madde Yazarı: Öğretmen Güller Eser
- Eser Yazılış Tarihi:1307/1889
- Yazıldığı Saha:Anadolu-Osmanlı
- Edebiyat Alanı:Yenileşme Dönemi Türk Edebiyatı
- Dönemi:19. Yüzyıl
- Dili:Türkçe
- Alfabesi:Arap
- Yapısı:Mensur
- Niteliği:Tercüme
- Türü/Formu:Roman
- Yayın Tarihi:10/08/2022
BEYAZ BOYUNBAĞLILAR (MEHMED ATÂ)
çeviri romanMehmed Atâ (d. 1266/1850- ö. 1337/1919)
ISBN: 978-9944-237-87-1
Hammer mütercimi olarak nitelendirilen Mehmed Atâ Bey’in Adolphe Belot’dan çevirdiği Beyaz Boyun Bağlılar adlı romanı. Türk edebiyatında ilk polisiye roman tercümelerinden olan eser, 1307/1889 senesinde ilk olarak Sabah Gazetesi’nin 4. sayısında yayınlanacağına dair bir tanıtım yazısı ile duyurulur. II. Abdülhamid devri çeviri romanlarından biri olan eser, dönemin yazar ve çevirmenlerinde görülen isimlerinin baş harfleri ya da gizlenmiş anlam ve sözcükler ile yazma geleneğini gösteren bir takma adla yayımlanmıştır. “Mim Ayın” müstearıyla 5. sayıdan itibaren tefrika edilmeye başlanmış; tefrika edilişinden 4 yıl sonra 1311/1907’de İstanbul’da Mihran Matbaası’ında kitap olarak basılmıştır.
Eser, Sabah’ın 5. Sayısından itibaren her gün gazetenin 2 ve 3. sayfalarında, “Sabahın Tefrikası: I” başlığında 160. Sayı haricinde 4 yıl süren 143 tefrikanın ardından roman, 162. Sayıda sonlandırılmıştır.
Mehmed Atâ’nın eseri, polisiye ve maceranın içi içe geçtiği bir olay örgüsü ile karşımıza çıkar. Fransızcadan Türkçeye çevirdiği polisiye türündeki 3 romanı arasında olup Adolphe Belot’dan tercüme ettiği 2 romandan biridir. Türk edebiyatındaki ilk polisiye roman çevrilerinden olması bakımından Türk edebiyatı çeviri tarihinde değerlidir. Türk edebiyatında 1881 ile 1908 yılları arasında polisiye roman türünde özellikle Fransızcadan artan tercümelerin arka planına bakılacak olursa Sultan II. Abdülhamid’in çeviri konusundaki tercüme odalarına yaptığı yönlendirmeler ve polisiye romanlara olan ilgisi -her akşam kitap okuyan bir mizaca sahip oluşu- gerekse halkın ilgisi vb. nedenler gösterilebilir. Yapılan tercümelerin Fransızcadan olması ise devrin bir getirisi olarak sanatçıların Fransa’nın dil ve kültürüne olan ilgisidir. Yazarın çeviri romanları gibi Beyaz Boyun Bağlılar, bu çevirilerin çoğaldığı (1888-1891) yıllarda kaleme alınmıştır (Yastıkçı Karagöl 2012: 74-75).
Polisiye roman merakının yanında sanatı ve sanatçıyı himâye eden çevirileri teşvik eden bir padişahın devrinde yazılan eserin diline bakıldığında sade bir Türkçe ile yazmanın amaçlanmış olduğu görülür. Genel çerçevesi itibariyle Türkçe kelimeler ile devrine göre sade ve doğal söyleyiş yeğlenmiştir denilebilir. Eserde her ne kadar Arapça ve Farsça terkiplere rastlansa da Fransızcadan Türkçeye birebir aktarılamayan sözcükler açıklama yoluna gidilerek verilmiştir. Bu doğrultuda “antersol” sözcüğü için “Avrupa usul-i mimarîsinde zemin katının üzerinde bulunan basık tavanlı tabanakadır.” şeklinde açıklanmıştır. Böylelikle okura yabancı gelebilecek Avrupa’nın toplumsal yapısına dair terim ve unsurlar hakkında açıklamalar eklenerek eserin anlaşılırlığı arttırılmıştır (Yastıkçı Karagöl 2012: 87-88). Eserin çevrilmiş olduğu ülkenin toplumundan bir takım izler taşıması ise çevirinin tam aktarıldığını da ispatlayan unsurlara örnek olarak gösterilebilir. Dili itibariyle de Mehmet Atâ’nın eserlerinde anlaşılır bir Türkçe düsturunu da kanıtlayan bir çeviridir.
Eser üzerine Habibe Yastıkcı Karagöl’ün (2012) Mehmed Atâ: Hayatı, Eserleri ve İktitaf adlı yüksek lisans çalışması bulunmaktadır.
Yazarın biyografisi için bk. “Mehmet Atâ”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/mehmed-ata
Eserden Örnekler
“Güzel biçilmiş, güzel dikilmiş olan uzun kışlık pardösüleri geniş omuzlarını, vücutlarının kısm-ı ulyâ-yı latifini, tenasüplü olan boyunlarını pek güzel gösteriyordu. Pantolonları keçi derisinden mamul ve pek zarif olan potinlerinin üzerine buruşuksuz olarak dökülüyordu. Gaz lambalarından intişar eden ziya -suret-i mahsusada olmaksızın biraz kulaklarının üzerine doğru indirilmiş olan-şapkalarının ipeklerini parlatmakta idi. İkisi de genç idi: Yaşları ancak otuz, boyları uzun, beniyeleri koyu, bir iki sarışın, kumral saçlı, öteki esmer, yalnız bıyıklı.
Opera tiyatrosundan çıkılacak yerde merdivenin yanında ayaküzeri duruyorlardı. Tiyatrodan çıkan halkın geçişine bakıyorlar idi. Sarışın delikanlı bir kadın görünce dikkatle bakmağa başlardı. Müsâdif-i nigahı olan nisvanın kendisince maruf yahut meçhul-Parisli yahut ecnebi- kısa boylu yahut uzun -zayıf, yahut şişman- sarışın, esmer, yahut beyaz-elbisesi süslü, yahut sade, kocalı, dul, yahut kız olmaları mültezimi olmayıp yalnız güzel olmalarını aradığı cihetle alelıtlak bir güzel bulunca gözlerini ondan ayırmazdı. Takip eder, gözler, yiyecek gibi bakar idi. Fakat o kadın kendisini görecek olursa delikanlıdan hemen başını çevirirdi. Çünkü gözleri yeşil renkli, cam gibi donuk ve sönük, kaşları dar ve düz olduğu cihetle çehresini görenlerin raşedar olmaması mümkün değil idi. Refiki de seyircilere göz gezdirmekte ise de, kimsenin üzerinde tevkif-i nazar etmediğinden bilinmiş ve solmuş bir çehreye ve bilmukabele kendisini arayacak gözlere intizar etmekte olduğu anlaşılırdı. Birkaç saniye sonra çehresi biraz sarardı, önünde doğru uzanmış olan boynu yukarı kalktı, vücudu hareketsiz kaldı. Haline bakılsa uzaktan bir büyük zabitin geldiğini görüp de şaşırmış, zabıta yol vermek üzere tevakkuf edip de “selam dur” vaziyetini almış bir asker neferi zannolunurdu."
“Askerlikte ise para olmayınca, zevce de yok… Nizam böyledir.” cümlesi için askerlerin Avrupa’da evlenme âdetleriyle ilgili şu açıklamada bulunmuştur: “Küçük rütbeli zâbıtân teehhül etmek [evlenmek] istedikleri hâlde zevc veyahut zevcenin tabur sandığına bir miktar muayyen akçe veyahut ismâm-ı tevzî etmeleri Avrupa’nın bazı devletlerinde usul-i ittihaz olunmuştur.”
“Pigmalyon ezmine-i kadimeye mensup bir ressam olup hurâfât-ı esâtîriyeye [mitoloji hurafeleri] göre Galata nâmındaki esâtîr perisinin heykelini yapar iken ona âşık olup sonra taş can bulmuş olduğundan onunla izdivaç eylemiş. Avrupa şuarâyı bu hurâfeden istifâde ederek asâr-ı şiiriyelerinde buna telmih ederler.” (Yastıkçı Karagöl 2012: 87- 88).
Kaynakça
Abdülkadir, Özcan (1991). “Mehmed Ata Bey”. TDV İslâm Ansiklopedisi, C.4, 34: https://islamansiklopedisi.org.tr/ata-bey-mehmed [Erişim Tarihi:01.08.2022].
Yastıkcı Karagöl, Habibe (2012). Mehmed Atâ: Hayatı, Eserleri ve İktitaf. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi.
Atıf Bilgileri
Benzer Eserler
# | Madde | Yazar | Madde Yazarı | İşlem | ||
---|---|---|---|---|---|---|
1 | GÜFT Ü ŞİNÎD (MEHMED ATÂ) | Mehmed Atâ | Öğr. Gör. Abdullah Ezik |
Görüntüle | ||
2 | İKTİTÂF (MEHMED ATÂ) | Mehmed Atâ | Öğretmen Güller Eser |
Görüntüle | ||
3 | İŞRET KUMAR NİSVAN BELASI (MEHMED ATÂ) | Mehmed Atâ | Öğr. Gör. Abdullah Ezik |
Görüntüle | ||
4 | LÖRUJ (LE ROUGE) DAVASI (MEHMED ATÂ) | Mehmed Atâ | Öğr. Gör. Abdullah Ezik |
Görüntüle | ||
5 | MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) | Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
6 | SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) | Abdülvehhâb, Bolulu | Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek |
Görüntüle | ||
7 | BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) | Ahmed Hamdi, Şirvânî | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
8 | LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) | Ahmed Lütfî Efendi | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
9 | LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) | Ahmed Vefîk Paşa | Diğer Hamza Havuz |
Görüntüle | ||
10 | ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) | Avnî, Yenişehirli | Dr. Bihter Gürışık Köksal |
Görüntüle | ||
11 | BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) | Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı | Prof. Dr. Mücahit Kaçar |
Görüntüle | ||
12 | HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) | Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
13 | SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) | Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu | Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ |
Görüntüle | ||
14 | SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) | Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey | Doç. Dr. Macit Balık |
Görüntüle |