BEHÉTSÉZ YÉGÉT (ALİASGAR KEMAL)
Tatarca tiyatro
Galiesgar Kamal (d. 6 Ocak 1879 - ö. 19 Haziran 1933)

ISBN: 978-9944-237-87-1


G. Kamal'in tiyatro eseri. Tatar Mağfiretçilik Edebiyatının önemli konularından olan eğitim ve çocuk terbiyesi işlenir. Kerim Efendi, eskilik taraftarı Kazanlı zengin bir tüccardır. Yirmi iki yaşında Zakir adında iyi eğitim almamış, kötü alışkanlıkları olan bir oğlu vardır. Anne Cemile Hanım, Zakir türlü bahanelerle okula gitmediğinde eşi Kerim Efendi’den bunu saklar ve onu babasının hışmından koruduğunu düşünür. Ayrıca Zakir’e canı ne isterse yemesi ve alması için babasından gizli para verir. Annesi tarafından şımartılan Zakir, düzgün eğitim görmediği ve ailesinden iyi bir terbiye almadığı için kötü alışkanlıklar kazanır.

Eserin 1. perdesinde birkaç gündür eve gelmeyen Zakir’i merak eden anne Cemile Hanım’ın endişeli hâli anlatılır. Zakir’in ortada olmadığını artık eşi Kerim Efendi’den saklayamaz. Zakir, daha önce de birkaç günlüğüne ortadan kaybolmuştur. Eve gelen Mansur, Zakir’in istasyonda Ufa’ya bilet aldığı haberini verir. Aile bu habere inanmak istemez. Eve gelen Ali adlı tüccar, Zakir’e üç yüz tenge akçe verdiğini söyler. Zakir, genç tüccarı babası Kerim Efendi’nin ondan para istediği yalanıyla kandırmıştır. Kerim Efendi, Ufa’daki tüccar arkadaşı Sagit Sabitof’a telgraf gönderip Zakir’i bulup Kazan’a göndermesi için yardım ister. Sagit Efendi’ye telgraf yazma sahnesinde Kerim Efendi’nin doğru dürüst yazma bilmediği anlaşılır.

O dönemin Tatar hikâye ve romanlarında yer alan kadimciler ve ceditçilerin karşılaştırılması bu eserde de karşımıza çıkar. İkinci perdede Ufalı zengin tüccar Sagit Sabitof’un gimnazyuma giden kızı Ayşe ile oğlu Ahmet’in kadınların erkeklerle eşit olması konusunda yaptıkları bir sohbet yer alır. Zakir’in aksine Ayşe ve Ahmet iyi eğitim görmüş ve terbiyeli iki gençtir. Kerim Efendi ve Cemile Hanım, oğulları Zakir’i bulup Kazan’a geri götürmek üzere Ufa’ya gelirler ve Sagit Sabitof’un evinde kalırlar. O gece eve hırsız girer. Sagit Efendi’nin paraları ve eşi Kamile Hanım’ın mücevherleri çalınır.

Üçüncü perdede, Zakir’le birlikte sekiz kişi eski, karanlık bir evdedir. Zakir dışındaki herkes keyifle Rusça şarkılar söyler. Zakir’le alaycı bir üslûpla konuşan adamlar her fırsatta Zakir’e iğneleyeci ve aşağılayıcı sözler söylerler. İçlerinde Kamalı adlı kişi Zakir’e daha yakındır ve onun arkadaşıdır. Parası biten Zakir bu hırsız çetesine katılmıştır. Kazan’a dönecek parası yoktur. Kamalı’dan adamları evden uzaklaştırmasını ister. İkisi baş başa kalınca gece çaldıklarını paylaşacaklardır. Zakir ve Kamalı anlaşamaz. Zakir, Kamalı’ya silah çekerek onu evden kovar. Çaldıklarını daha sonra almak üzere evde saklar.

Dördüncü perdede çalıntı paraları kimseyle paylaşmayıp saklayan Zakir, Kazan’a dönmeye karar verir. Kazan’da âşık olup görüştüğü kadının peşinden Ufa’ya gelmiş, parası bitince de kadın tarafından terkedilmiştir. Artık parası vardır, genç kadının onunla birlikte Kazan’a geleceğini ümit ederek kadının evine gider. Zakir’i soğuk bir şekilde karşılayan kadın onu bir an önce evden göndermek ister. Bu arada yeni görüşmeye başladığı İsmail eve gelir. Kadının İsmail’le konuşmalarını duyan Zakir çok öfkelenir. İsmail adlı adamın bir suçu olmadığını bütün suçun âşık olduğu kadında olduğunu düşünen Zakir, kadını tabancayla vurur ve kaçar.

Son perdede Kamalı, Zakir’le kaldıkları eve geri dönmüş ve Zakir’in sakladığı çalıntı paraları bulmuştur. Paraları alır ve polise Zakir’in hırsız olduğunu ihbar etme üzere oradan ayrılır. Âşık olduğu kadını vuran Zakir, eve geri döner. Kadını vurduğu için çok pişmandır. Yakalanıp hapse atılacağından sürgüne gönderileceğinden emindir. İntihar etmeyi düşünür, vazgeçer. İhbar üzerine polislerle birlikte paraları çalınan Sagit Efendi, beraberinde Kerim Efendi ve Cemile Hanım eve gelirler. Kapıyı polislere açmayan Zakir, kendisini vurur. Eve zorla giren polisler ve beraberindekiler Zakir’in son saniyelerine şahit olurlar.

Eser, trajik bir şekilde Zakir’in intiharıyla biter. Zakir’in küçük kötü alışkanlıkları giderek büyümüş, hırsızlık ve ardından cinayete kadar varmıştır. İyi eğitim ve aile terbiyesi almayışı onu adım adım felakete götürür. Zakir, adalet önünde hesap vermek yerine intihar etmeyi seçer. Zakir'in başına gelenler toplum için bir ibret hikâyesi olacak şekilde kurgulanmıştır. Yazar,  işlediği suçlara rağmen Zakir'i bir  suçludan ziyade bir kurban olarak gösterir.  

Bahétséz Yégét (Bahtsız Yiğit) adlı tiyatro eserini 1898 yılında yazmıştır. Bazı kaynaklarda eserin yazıldığı sene on altı sayfalık bir risale halinde yayımlandığı bilgisi bulunmakla beraber, Tatar Edebiyat Tarihi'nde Bahétséz Yégét (Bahtsız Yiğit) adlı eserinin 1900 yılında yayımlandığı yazılıdır. Aynı kaynakta eserin basılma ruhsatı tarihinin 18 Haziran 1899 olduğu ifade edilir. 1929 yılında yayımlanan G. Kemal Eserleré (I. tom) kitabında yer alan 1907 tarihli bir ön sözde Kamal, Bahétséz Yégét (Bahtsız Yiğit) adlı tiyatro eserini dokuz yıl önce (1898’de) yayımladığını o yıllarda eserinin tiyatroda sahnelenmesine dair bir ümidi olmadığını ifade eder. 1907 senesinden itibaren Tatar tiyatroları faaliyet göstermeye başlayınca 1898’de yazdığı eser tamamen yok olmasın diyerek dokuz sene sonra yeniden yayımlamaya karar verdiğini açıklar. 1907 yılındaki baskı, eserin genişletilmiş bir versiyonudur.

Yazarın biyografisi için bkz. “Galiesgar Kamal”. Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/galiesgar-kamal 

Eserden Örnekler


Zakir: Rahat yaşadığım günlerim, mesut geçen ömrüm, düşte görünür gibi gözümün önüne gelip gidiyor. Şu üç günlük dünya lezzetlerine aldanıp ne kadar aşağılık bir duruma düştüm! Kıyamete kadar her bir kişinin ağzında benim naçar adım olacak. Dünyada bundan daha büyük bir utanç var mı? Burda yakalayıp, alıp götürüp mahkemede yargıladıkları zaman ana-babamın ve başka kişilerin iffetli, itibarlı yüzlerine nasıl utanmadan bakmaya cesaret edebilirim. Hayır! (Yerinden fırlayıp kalkar. Tabancasını cebinden çıkarır.) Böyle aşağılık şeylere, böyle rezilliklere, böyle utanmazlıklara, böyle azaplara hiç dayanacak gücüm yok! Bak, zaten şimdi ben helâk oldum. Nice yıl azap çekerek öleceğime, şimdi öleyim! (Ateşlemeye yeltenir. Elini tekrar indirir.) Ah! Can denen şey çok kıymetli! İnsan bir an önce ölmek istemiyor. Hayır, düşünmeden çabucak kendini helâk etmek doğru değil. Belki öğrenmezler, kurtulursun. Gelip yakalamaya kalkarlarsa yaparsın. (Sandalyeye gelip oturur) Ey Allah’ım! Şimdi ben ne yapacağım? Bu geceyi nasıl geçireceğim! Baksana bu evin karalığına. Bunun zindandan ne farkı var! Bu zindan değil, kabir bu kabir (Kamal 1929: 63).

Kaynakça


Gaynullin, M. (1985). “Dramaturgiya”. Tatar Edebiyatı Tarihı (2. tom). Kazan: Tatarstan Kitap Neşriyatı, 486.

Kamal, G. (1929). “Bahétséz Yégét”. G. Kemal Eserleré (I. tom). Kazan: Yanalif Neşriyatı, 18-64.

Atıf Bilgileri


Uslu, Ayşen. "BEHÉTSÉZ YÉGÉT (ALİASGAR KEMAL)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/behetsez-yeget-aliasgar-kemal-tees-1660. [Erişim Tarihi: 17 Eylül 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 ÜÇ BEDBEHİT (ALİASGAR KEMAL) Aliasgar Kemal Diğer Gamzenur Mortepe
Görüntüle
2 TAALLÜMDE SAADET (M. AYAZ İSHAKİ İDİLLİ) M. Ayaz İshaki İdilli Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
3 SALİH BABAYNIN ÖYLENÜVİ (FATİH KERİMİ) Fatih Kerimi Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
4 BİR ŞAKİRD İLE BİR STUDENT (FATİH KERİMİ) Fatih Kerimi Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
5 HÜSAMEDDİN MOLLA (MUSA AKYİĞİTZÂDE) Musa Akyiğitzâde Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
6 MAVERAÜNNEHİRDE SEYAHAT (ZAHİR BİGİYEV) Zahir Bigiyev Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
7 CİHANGİR MAHDUMNIN AVIL MEKTEBİNDE OKUVI (FATİH KERİMİ) Fatih Kerimi Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
8 ATEŞ İLE BARUT ARASINDA (MEHMED RA'UF BEY) Ra'ûf, Mehmed Ra'ûf Bey, İstanbullu Doç. Dr. Dilek ÇETİNDAŞ
Görüntüle
9 MAİŞET (SADRİ MAKSUDİ ARSAL) Sadri Maksudi Arsal Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle
10 ESER-İ KÂMİL PAŞA/ ESER-İ KÂMİL (YUSUF KÂMİL PAŞA) Yusuf Kâmil Paşa Hatem Türk
Görüntüle
11 GÜNÂH-I KEBÂİR (ZAHİR BİGİYEV) Zahir Bigiyev Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Uslu
Görüntüle