ATEBETÜ'L-HAKÂYIK
manzum öğüt ve ahlak kitabı
Edîb Ahmed bin Mahmûd-ı Yüknekî (d. ?/? - ö. ?/?)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Yüknekli Edîb Ahmed bin Mahmûd tarafından tahminen 12. yüzyılda yazılarak Muhammed Dâd İspehsâlâr Bey'e ithaf edilmiş manzum bir öğüt ve ahlak kitabı.

Edîb Ahmed, eserini sunduğu Muhammed Dâd İspehsâlâr Bey'den “ulu emir (emirü'l-a'zam), Türk ve Acem meliki (meliki't-Türk ve'l-acem)” sıfatlarıyla bahsetmiştir; ancak bahsettiği emirin ne zaman ve nerede yaşadığı, kim olduğu bilinmemektedir. Edîb Ahmed'in kimliği ve yaşadığı zaman hakkında da menkıbevî anlatılar dışında kesin bilgiler bulunmamaktadır. Atebetü'l-Hakâyık'ın, dili ve içeriği,  eserin Kutadgu Bilig'den sonra yazıldığını düşündürmektedir. Eserin sonundaki eklerde eserin dilinin Kâşgar dili (“tamāmı erür Kāşġarī til bile”) olduğu belirtilmiştir.

Eserin adı günümüze ulaşan nüshalarda yer alan ana metin dizelerinin hiçbirinde bizzat müellifçe belirtilmemiştir. Eserin adı ya nüshalardaki başlıklardan veya Emîr Arslan Hoca Tarhan tarafından eser için yazılmış ekten hareketle çıkarılmıştır. Ancak hem başlıklardaki hem de ekteki isimler nüshalarda farklı şekillerde geçmektedir. Uygur harfli en eski nüshada "Atebetü'l-Hakâyık”, diğer nüshalarda "Hîbetül-Hakâyık”, “Gaybetü'l-Hakâyık”, “Aybetü’l-Hakāyık” biçimlerindedir. Bu nedenle eserin adı ile ilgili Necib Asım, Hîbetü’l-Hakâyık; M. Fuad Köprülü, Aybetü’l-Hakâyık, bazı edebiyatçılar ve dilciler Gaybetü’l-Hakāyık, Jean Deny ve Reşit Rahmeti Arat, Atebetü’l-Hakâyık şeklinde farklı görüşler ileri sürmüştür. Metnin içeriğine uygun olması ve en eski nüshada geçmesi bakımından “gerçeklerin eşiği” anlamındaki Atebetü’l-Hakâyık yaygın olarak kullanılmaktadır.

Nüshadan nüshaya eserdeki bâbların sayısı, başlangıç ve bitiş dizeleri ile başlıklarda kullanılan ifadeler farklılık arz etse de, Atebetü'l-Hakâyık için 40 beyit ve 101 dörtlükten ibaret (484 mısra) bir eserdir denebilir. Şehnâme ve Kutadgu Bilig gibi aruz vezninin mütekarib müsemmen-i maksur (feûlün feûlün feûlün feûl) kalıbıyla yazılmıştır. Ancak metinde vezin kusurları fazladır.

Atebetü’l-Hakâyık ilk kısmında 5 bölüm, asıl metin kısmında 9 bölüm olmak üzere toplamda 14 bölümden oluşmaktadır. İlk kısmı, klasik Arap ve Fars şiirinde olduğu gibi beyitlerle; asıl metin olan ikinci kısmı, halk şiirinde olduğu gibi dörtlüklerle yazılmıştır. “Atebetü’l-Hakâyık’ta mesnevi şekliyle yazılan ilk beş bölümün muhtevası ve bunların sıralanışı, klasik edebiyatın ilk dîvân örneklerinin yerleşmeye başladığını gösterirken asıl mevzuyu ele alan kısımların dörtlüklerle yazılmış olması, eski Türk şiir geleneğinin temel biçimlerinin henüz terk edilemediğini gösterir” (Çağbayır 2009: 49).

Eserin giriş kısmı beyitler hâlindeki bölümlerden oluşur ve gazel tarzında kafiyelenmiştir. Eserin ilk kısmı İslâmî kitap tertibi geleneğine uygun olarak şu beş bölüm ile başlar:

1. Tanrı’nın medhi hakkında (Tevhid 10 beyit)

2. Peygamber’in medhi hakkında (Na’t 5 beyit)

3. Dört Sahabe’nin medhi hakkında (5 beyit)

4. Büyük Emir Muhammed Dâd İspehsâlâr Bey’in medhi hakkında (Gazel, 14 beyit)

5. Kitabın yazılması hakkında (Sebeb-i telif, 6 beyit)

Asıl metni oluşturan ve dörtlüklerin olduğu kısım 9 bölümden meydana gelmiştir. Mâni tarzında (a a x a) kafiyelenmiştir. Eserde tam kafiyeler yanında, yarım kafiyeler de vardır. Mısra başı kafiyelerine de sık rastlanır. Bölüm başlıkları kitabın konularını açıklamaktadır:

1. Bilginin faydası ve bilgisizliğin zararları hakkında (12 dörtlük)

2. Dilin korunması hakkında (12 dörtlük)

3. Dünyanın dönekliği hakkında (12 dörtlük)

4. Cömertliğin övgüsü ve cimriliğin yergisi hakkında (10 dörtlük)

5. Alçak gönüllülük ve kibir hakkında (7 dörtlük)

6. Hırs ve tamah hakkında (6 dörtlük)

7. Kerem, yumuşak huyluluk ve diğer iyilikler hakkında (16 dörtlük)

8. Devrin bozukluğu hakkında (21 dörtlük)

9. Yazarın özrü hakkında (5 dörtlük)

Eserin sonundaki ekler ise şu şekildedir:

I. Bilinmeyen bir müellifin sözü (1 dörtlük)

II. Emir Seyfeddin’in (Barlas) sözü (1 dörtlük)

III. Emir Arslan Hoca Tarhan’ın sözü (10 beyitlik manzume)

Atebetü'l-Hakâyık, yazılış amacına uygun olarak tamamen öğüt üslubuyla kaleme alınmıştır. Dinî ve toplumsal ahlak kurallarını topluma açıklamak için çoğu zaman ayet ve hadislere başvurulmuştur. “Kitapta yer alan ayet ve hadislerle, bu iki ana dinî kaynak İslâmî Türk edebiyatı sahasında bu ölçüde ilk defa kullanılmış ve bunlardan faydalanılmıştır. Bu tercümeler aynı zamanda Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerin Türkçeye çevrilmesi yolunda atılmış ilk önemli adımlardır (Gülensoy 1991: 51). Dinî didaktik bir eser olan Atebetü'l-Hakâyık, Kutadgu Bilig’in öğüt ağırlıklı bölümleri ile benzer üsluptadır. Ancak Atebetü'l-Hakâyık'ın üslubu Kutadgu Bilig kadar çeşitli ve zengin bulunmamaktadır.

Atebetü’l-Hakâyık’ın günümüze ulaşan üç tam nüshası ve çeşitli yazmalar içerisinde eksik nüshaları bulunmaktadır. İstanbul'da üç, Ankara'da iki, Berlin'de ve Hollanda’da birer nüshası vardır. Reşit Rahmeti Arat tarafından üç tam nüshası karşılaştırılarak Türkiye Türkçesiyle birlikte yayımlanmıştır.

Semerkant nüshası, A nüshası diye de bilinir. Eserin eski tarihli ve en doğru, sağlam nüshasıdır. Temür'ün oğlu Şahruh döneminde, hicri 848’de (1444'te) Semerkant'ta, hattat Zeynelâbidin tarafından istinsah edilmiştir. Düzgün bir hatla, Uygur harfleriyle yazılan metnin başlıkları Arap harfleriyledir. İstanbul Süleymaniye Kütüphanesinde Ayasofya bölümü 4012 numarada kayıtlıdır.

İstanbul Ayasofya nüshası, B nüshası diye de bilinir. 1480'de İstanbul'da Şeyhzade Abdürrezzak Bahşı tarafından düzenlenmiştir. Üst satırları Uygur, alt satırları Arap harflidir, her sayfasında on bir satır yer almaktadır. İstanbul’da Ayasofya Kütüphanesinde 4757 numarada kayıtlıdır.

Topkapı Müzesi nüshası, İstanbul Topkapı Sarayı Kütüphanesindeki bir mecmua içerisinde bulunmakta olup, C nüshası olarak bilinmektedir. Fatih veya II. Beyazıt döneminde, İstanbul'da istinsah edilmiş olması muhtemeldir. Topkapı Sarayı Kütüphanesi Hazine bölümünde 35552 numarada kayıtlıdır. Arap harfli olan bu metnin, her sayfasında on bir satır bulunan B nüshasından kopya edildiği düşünülmektedir.

Ankara Seyid Ali nüshası Arap harflidir.  Bu nüsha Uzunköprü’de Seyid Ali kitapları arasında zikredilmiştir. Başı, ortası ve sonu eksik olan bu nüshanın istinsah tarihi, yeri ve müstensihi hakkında da bilgi yoktur. Köprülü tarafından tanıtılmış olan bu nüshanın bugün nerede olduğu bilinmemektedir.

Hollanda nüshası, Groningen Üniversitesi Kütüphanesi HS 474 numarada kayıtlı bir mecmua içerisinde ve kütüphanenin dijital koleksiyonunda yer alır. Ana metnin hemen öncesine harekeli olarak kırmızı mürekkeple “Aybetü’l-Ḥaḳâyıḳ Kitâbı” yazılıdır. Üç farklı eserin yer aldığı bu mecmuanın 9a-32b sayfaları arasındaki ikinci eser, Aybetü’l-Hakâyık’tır. Başından sonuna kadar aynı müstensihin kaleminden çıktığı, yazı tarzından anlaşılan bu mecmuada müstensih ve istinsah yeri hakkında herhangi bir kayda rastlanmamıştır. Aybetü’l-Hakâyık başlığının öncesinde yer alan hicri 799 (1396–1397) senesinin, nüshanın istinsah tarihini belirtmesi kuvvetle muhtemeldir (Çakmak 2019: 37-38). Harekeli ve nesih bir hatla kaleme alınan metnin tamamı 404 mısradır. Bu mısralar metinde, 32 beyit ve 85 dörtlüğe tekabül eder (Çakmak 2019: 42). Bu nüsha Serkan Çakmak tarafından ilim âlemine tanıtılmış ve yayımlanmıştır.

Eserin dizelerinden bazıları, farklı yazmalarda kaydedilmiştir. Ankara Maarif Kütüphanesindeki mecmuanın içerisinde Atebetü’l-Hakâyık’tan bir dörtlük bulunmaktadır (Arat 1951: 34). Ayrıca Berlin’de Prusya İlimler Akademisinin Turfan Uygur metinleri arasında T. I. TM 287 numaralı bir varak üzerinde Atebetü’l-Hakâyık’tan alınan bir dörtlük yazılıdır. Eserin yazmalarının Semerkant ve İstanbul'da istinsah edilmesi, Ali Şir Nevayî'nin eserinde Edîb Ahmed'den bahsedilmesi, esere ait bir dörtlüğün, Uygur harfli Turfan yazmaları arasında bulunması, Atebetü’l-Hakâyık’ın 15. yüzyılın sonlarına kadar bütün Türk dünyasında tanındığını gösterir.

Eser, 14. yüzyılın sonları veya 15. yüzyılın başlarında, özellikle Arslan Hoca Tarhan’ın ilgi ve itinası ile yeniden tanzim edilmiştir. Atebetü’l-Hakâyık’ı ilim alemine ilk defa 1906 yılında Necib Asım (Yazıksız) tanıtmıştır. Daha sonra eserin faksimile, metin, tercüme ve açıklaması yine Necib Asım tarafından neşredilmiştir (1918). F. Köprülü, W. Radloff, J. Deny, T. Kowalski gibi Türkologlar tarafından da ele alınıp işlenen eser, 1951’de Reşit Rahmeti Arat; 2019’da da (Hollanda nüshası) Serkan Çakmak tarafından yayımlanmıştır.

Şairin biyografisi için bk. "Edîb Ahmed Bin Mahmûd-I Yüknekî." Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü. http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/edib-ahmed-bin-mahmudi-yukneki

Eserden Örnekler


VI. BİLGİNİN FAYDASI VE BİLGİSİZLİĞİN ZARARI HAKKINDA (AH 81-112)

biligdin urur men sözümke ula

biligligke ya dost özüŋni ula

bilig birle bulnur sa‘adet yolı

bilig bil sa‘adet yolını bula


bahalıg dinar ol biliglig kişi

bu cahil biligsiz bahasız bişi

biliglig biligsiz ḳaçan teŋ bolur

biliglig tişi er cahil er tişi


süŋekke yilig teg erenke bilig

eren körki ‘aḳl ol süŋekniŋ yilig 

biligsiz yiligsiz süŋek teg ḫali

yiligsiz süŋekke sunulmaz elig 


bilig bildi boldı eren belgülüg 

biligsiz tirigle yitük körgülüg 

biliglig er öldi atı ölmedi 

biligsiz tirig erken atı ölüg 


biliglig biriŋe biligsiz miŋin 

teŋegli teŋedi biligniŋ teŋin 

baḳa körgil emdi uḳa sınayu 

ne neŋ bar bilig teg asıglıg öŋin 


bilig birle ‘alim yoḳar yokladı 

biligsizlik erni çökerdi kodı 

bilig yind usanma bil ol hak resul 

bilig çinde erse siz arkaŋ tidi 


biliglig biligni edergen bolur 

bilig tatgın ay dost biliglig bilür 

bilig bildürür bil bilig kadrini 

biligni biligsiz otun ne kılur 


biligsizke hak söz tatıgsız erür 

aŋar pend nasihat asıgsız erür 

ne türlüg arıgsız arır yumakın

cahil yup arımaz arıgsız erür 


X. TEVÂZÛ VE KİBİR HAKKINDA (AH 265-280)

yana bir kereklig sözüm bar saŋa

ayayın men anı kulak tut manŋa 

ol ol kim tekebbürni yirdin salıp

tevazu‘nı berk tut yapuş ked aŋa


tekebbür kamug tilde yirlür kılık

kılıklarda eḍgü ḳılıḳ kodkılık 

ol er kim ulugsındı men men tidi 

anı ne halayık sever ne halik 


kamug kazganıglı ajun malını

yiyümedi bardı körüŋ halini 

tişisi kalıp bir adın er bile 

ol anda yatıpan birür sanını 


tekebbür libasın kedip tap salın 

kerip halkka kögzüŋ tap uslan tilin 

mü'minlık nişanı tevazu‘ erür 

eger mü'min erseŋ tevazu‘ kılın 

Kaynakça


Akar, Ali (2006). Türk Dili Tarihi. İstanbul: Ötüken Yayınları.

Arat, Reşid Rahmeti (haz.) (1951). Edib Ahmed b. Mahmud Yükneki, Atebetü’l- Hakâyık. İstanbul: Ateş Basımevi.

Çağbayır, Yaşar (2009). Günümüz Diliyle Atebetü'l Hakâyık Gerçeklerin Eşiği. İstanbul: Ötüken Neşriyat.

Çakmak, Serkan (haz.) (2019). Edip Ahmet Yükneki, Atebetü’l Hakâyık (İnceleme-Tenkitli Metin-Tıpkıbasım). İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı.

Demiryürek, Hatice (2012). Atebetü’l-Hakâyık’ın Gramatiksel Bağlam ve Sıklık Sözlüğü. Yüksek Lisans Tezi. Denizli: Pamukkale Üniversitesi.

Ercilasun, Ahmet Bican (1985). “Edib Ahmed Yüknekî ve Atebet’ül-Hakâyık”. Büyük Türk Klâsikleri. C. 1. İstanbul: Ötüken-Söğüt Yay., 158-164.

Ercilasun, Ahmet Bican (2003). "İlk Müslüman Türk Devletlerinde Dil ve Edebiyat”. Türkler, C. V, 779.

Ercilasun, Ahmet Bican (2007). Türk Dili Tarihi. Ankara: Akçağ Yayınları.

Gülensoy, Tuncer (1991). “Atebetü’l-Hakâyık”. İslâm Ansiklopedisi. C. 4. TDV Yay., 50-51.

Cevat Heyet (2008). Türk Dilinin ve Lehçelerinin Tarihi Seyri (çev. Mürsel Öztürk),. Ankara: TDK Yayınları.

Köprülüzâde Mehmed Fuad (1925). “Aybetü’l-Hakâyık’a Dair”. Türkiyat Mecmuası I, 255-257.

Necîb Âsım (hzl.) (1334). Ahmed bin Mahmûd Yüknekî, Hîbetü’l-Hakâyık. C. 1-2. İstanbul.

Necîb Âsım (1925). “Uygur Yazısıyla Hîbetü’l-Hakâyık’ın Diğer Bir Nüshası”. Türkiyat Mecmuası, I: 227-233.

Sever, Mustafa (2011). ‟İlhamını Kur‟an-ı Kerim‟den Alan Bir Ahlakçı Edib Ahmed ve Atebetü’l-Hakâyık”. Dil ve Edebiyat Dergisi, 35: 74-77.

Atıf Bilgileri


Karahan, Akartürk. "ATEBETÜ'L-HAKÂYIK". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/atebetu-l-hakayik. [Erişim Tarihi: 20 Eylül 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 DÎVÂNU LUGÂTİ’T-TÜRK KÂŞGARLI MAHMÛD Prof. Dr. Akartürk Karahan
Görüntüle
2 KİTÂBÜ CEVÂHİRİ’N-NAHV FÎ LUGÂTİ’T-TÜRK Kâşgârlı Mahmûd Prof. Dr. Akartürk Karahan
Görüntüle
3 KUTADGU BİLİG Yûsuf Has Hâcib Prof. Dr. Leyla Karahan
Görüntüle