ZAVALLI KIZCAĞIZ (T. ABDİ)
roman
T. Abdi (d. ? / ö. ?)

ISBN: 978-9944-237-87-1


Hayatı hakkında kesin bir bilgiye rastlanmayan T. Abdi’nin eseri. Ön sözde Zavallı Kızcağız’ın on dört bölümden oluşacağı müjdelenir. Ancak 192 sayfalık eserin sonunda yazar, “Îtizar” [Özür] başlığı altında eserin on dört bölümde değil de on iki bölümde tamamlanmasından dolayı okuyucularından özür diler. Oysaki eser, başlıklar sayıldığında sadece dokuz bölümden oluşmaktadır. Zavallı Kızcağız’ın ön sözünde Sergüzeşt-i Kalyopi ve Seyr-i Servinaz romanlarının aksine padişaha övgüde bulunulmaz. Bunun yerine eser, yazılma sebebinin anlatılmasıyla başlar. Buna göre T. Abdi, eski zamanlarda ve yabancı memleketlerde geçen olayları öğrenmenin okuyucuyu mutlu ettiğini kabul etmekle beraber yakın zamanda ve kendi vatanımızda geçen bir olayın daha fazla ilgi çekeceğini belirtir. Bu sebeple yazar, İstanbul’da anlatılan bir hikâyeden vatandaşları mahrum bırakmamak için böyle bir hikâyeyi yazmaya giriştiğini vurgular. Aynı zamanda T. Abdi, bu hikâyeyi yazarak doğruluk ve dürüstlüğün bütün kötülüklere üstün geleceğini ispatlamak ister. Zavallı Kızcağız’ın ön sözünün ilginç tarafı ise yazarın eseri nasıl bir düzen içinde aktaracağını detaylı bir şekilde anlatmasıdır. Bu durum yazarın önceki iki eserinde görülmez.

Roman, bir Rum ailesinin kızı Poliksen ile Osmanlı delikanlısı Zarifi Bey’in aşk hikâyesini anlatır. Poliksen sekiz, dokuz yaşlarındayken ailesi ile gittikleri Büyükada taraflarındaki yazlık bir seyahatten dönerken kayığının batması sonucu kaybolur. Poliksen’in anne ve babası kızlarını ne kadar arasalar da bulamazlar ve öldüğünü kabul etmek zorunda kalırlar. Oysaki Poliksen ölmemiştir ve o karışıklıkta bir İngiliz kaptanın dikkati sayesinde boğulmaktan son anda kurtulmuştur. Ancak kaptan, acelesi olduğu için Poliksen’i de yanında götürmüş ve onu Avrupa’da yaşayan karısını kaybetmiş, çocuğu olmamış yaşlı ve zengin bir adamın yanına evlatlık olarak vermiştir. Sarraf olan Moranival ismindeki bu adam, Poliksen’i çok sever ve sahip olduğu mal varlığıyla ona rahat bir hayat yaşatır. Ancak Poliksen büyüdükçe ailesine ve vatanına karşı dayanılmaz bir özlem duymaya başlar ve Moranival’in tüm itirazlarına rağmen İstanbul’a gitmek için izin alır. Böylece Poliksen, Moranival’in bir tanıdığı olan ve İstanbul Beyoğlu’nda yaşayan Mösyö Giron’un evine misafir olur. Bu evin tam karşısında ise Poliksen gibi anne ve babasını kaybetmiş, hâli vakti yerinde genç ve yakışıklı Zarifi Bey oturmaktadır. Poliksen ile Zarifi Bey birbirlerini cumbadan cumbaya görerek âşık olurlar. Ancak Poliksen’in evinde kaldığı Mösyö Giron kumarbaz, paragöz ve kötü biridir. Bu sebeple Poliksen’i yüklü bir miktar borcu olduğu Mösyö Şöval ile evlendirmek ve bu sayede borçlarından kurtulmak ister. Fırsatçı ve kötü biri olan Mösyö Şöval’in de Poliksen’de gözü vardır; ancak Poliksen kendisine sunulan evlilik teklifini kabul etmez. Bunun üzerine Giron ile Şöval, Poliksen’i zor durumda bırakarak evliliğe razı etmek için planlar kurarlar. Poliksen’in mücevherlerini çalmak, Şöval ile onu yalnız bir odada bırakmak, Zarifi Bey’den uzaklaştırmak, zindana atmak gibi çareler düşünseler de bu iki kötü adam başarılı olamazlar. Zarifi Bey, Poliksen’i bulur ve onu zindandan kurtarır. Bu esnada Poliksen, yıllardır aradığı anne ve babası ile tesadüf eseri karşılaşır. Böylece Zarifi Bey ile Poliksen evlenir; Poliksen anne ve babasına kavuşur. Mösyö Giron ile Mösyö Şöval’in bütün planları alt üst olur.

Zavallı Kızcağız, T. Abdi’nin Sergüzeşt-i Kalyopi ve Seyr-i Servinaz adlı eserleri ile karşılaştırıldığında Batılı anlamda bir romana daha yakın özellikler gösterir. Eserin kurgusu ön sözde de açıklandığı gibi daha düzenlidir. Aynı zamanda eserdeki cümleler önceki iki esere göre daha kısa ve akıcıdır. Zavallı Kızcağız, karakterler arası diyalogların kısa ve basit olması bakımından da daha canlı ve inandırıcıdır. Yer yer verilen iç konuşma örneklerinde de bu durum gözlemlenir. Ayrıca eser mekân olarak bilinen, tespit edilebilen yerlerde geçer. Beyoğlu, Doğruyol, Arnavutköy, Kandilli, Beykoz gibi kesin olarak belirtilen yerler, eseri daha gerçekçi kılan ve modern anlamda bir romana yaklaştıran ayrıntılardır. Ayrıca yazar, Zavallı Kızcağız romanında araya girmesi gerektiği kısımlarda bunu eserin içerisinde değil dipnotlarla açıklamak suretiyle yapar. Bu dipnotlar da az ve olabildiğince kısadır.

1291/1874 yılında yayımlanan eserin yayın yeri hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Roman, Latin harflerine aktarılmamış olup hakkında müstakil bir çalışma da yapılmamıştır. Sergüzeşt-i Kalyopi hakkında yapılan bir yüksek lisans tezinde çok az da olsa Zavallı Kızcağız’a değinilir (Doğan 2019). Bir doktora tezinde de Zavallı Kızcağız’ın 1875 yılında Zavallı Kızcağız yani Beyoğlu’nda Bir Vukuat Eser adıyla Hovsep Kfafyan matbaasında Ermeni harfleri ile basıldığı bilgisi vardır (Ayaydın Cebe 2009: 253). Bunların dışında rastlanan bilgiler eserin yazarı ve yayımlanma tarihinden ibarettir.

Eserden Örnekler


“Gerek zaman-ı selefte ve gerek memâlik-i ecnebiyede vukû bulan hâdisât-ı zaman vukûat-ı cihânı istimâ’ ile kesb-i ma’lûmât etmek umûmun mûcib-i memnûniyet ve mesrûriyeti olduğu hâlde yakın vakitte vatan-ı aslîmiz bulunan âsitâne-i aliyyede zuhûra gelen bir vukûat-ı garîbeye vâkıf olmak erbâb-ı dikkat ve mütâlaanın daha ziyâde merak ve endîşesini müeddî olacağı bedîhî ve âşikârdır. Çünkü bu cihân-ı ibret-nişanda bir havâdis veyâhut bir vukûatın nakl ve hikâyesi bir âteş-i sûzâna müşâbih olup takarrüb ettikçe daha ziyâde te’sîr edeceği ve bundan kat-ı nazar bir âdem herkesin hânesinde zuhûra gelen bir keyfiyete âgâh olup bizzat kendi hânesinde vukû bulan maddelerden bî-haber bulunması bâdî-i hayret olduğu misüllü memâlik-i ecnebiyenin vukûat ve zuhûratına kesb-i ma’lûmat edip de bizzat kendi vatanımızın vukûatından haberdâr olmamaklığımız mûcib-i keder ve endîşedir.” (T. Abdi 1291/1874: 2-3).

“Poliksen: Hayrola pederim bu gün âdetinizin hilâfında olarak böyle erkence teşrifinizin herhâlde bir sebebi olmalı?

G- Kızım benî âdem fenâ ve aksi haberi tûl-ı müddet derûnunda setr edebilir ama iyi ve hayırlı habere gelince bunun mugâyiri vâki olup bir an evvel ifâdesine mübâşeret etmeyince kalbi rahat edemez.

Po-İnşallah ahz u i’tâca bir rû-yı işten dolayıdır.

G- Ne?.. Âhz u i’tâca mı?... Hayır kızım hayır ben öyle ahz u i’tâca maddelerin evde lakırdısını edenlerden değilim. Bu vereceğim sevinçli haber bizzat sana râ’cidir.” (T. Abdi 1291/1874: 35-36).

Kaynakça


Ayaydın Cebe, Günil Özlem (2009). 19. Yüzyılda Osmanlı Toplumu ve Basılı Türkçe Edebiyat: Etkileşimler, Değişimler ve Çeşitlilik. Doktora Tezi. Ankara: Bilkent Üniversitesi.

Doğan, Abdullah (2019). Modern Anlatı Talebine Bir Cevap: Sergüzeşt-i Kalyopi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi.

T. Abdi (1291/1874). Zavallı Kızcağız. İstanbul.

Atıf Bilgileri


Oktay Erkoç, Gülçin. "ZAVALLI KIZCAĞIZ (T. ABDİ)". Türk Edebiyatı Eserler Sözlüğü, http://tees.yesevi.edu.tr/madde-detay/zavalli-kizcagiz-t-abdi. [Erişim Tarihi: 27 Aralık 2024].


Benzer Eserler

# Madde Yazar Madde Yazarı İşlem
1 MÎZÂNÜ'L-BELÂGA (ABDURRAHMAN SÜREYYÂ) Abdurrahman Süreyyâ, Mîrdûhî-zâde Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
2 SÜNÛHÂT (ABDÜLVEHHÂB) Abdülvehhâb, Bolulu Dr. Öğr. Üyesi Adem Özbek
Görüntüle
3 BELÂGAT-I LİSÂN-I OSMÂNÎ (AHMED HAMDİ) Ahmed Hamdi, Şirvânî Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
4 LUGAT-I KÂMÛS (AHMED LÜTFÎ) Ahmed Lütfî Efendi Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
5 LEHCE-İ OSMÂNÎ (AHMET VEFİK PAŞA) Ahmed Vefîk Paşa Diğer Hamza Havuz
Görüntüle
6 ISTILÂHÂT LÜGATİ (YENİŞEHİRLİ AVNÎ) Avnî, Yenişehirli Dr. Bihter Gürışık Köksal
Görüntüle
7 BELÂGAT-I OSMÂNİYYE (CEVDET PAŞA) Cevdet Paşa, Ahmed Cevdet Paşa, Lofçalı Prof. Dr. Mücahit Kaçar
Görüntüle
8 HADÎKATÜ'L-BEYÂN (HACI İBRÂHİM EFENDİ) Hakkı, Hacı İbrâhim Hakkı Efendi Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
9 SEFÎNETÜ’L-İNŞÂ (HÂLET) Hâlet, İbrâhim Hâlet Bey, İstanbullu Araş. Gör. MUSTAFA KILIÇ
Görüntüle
10 SEVDÂ-YI NİHÂN (HÂLİD) Hâlid, Yenişehirli-zâde Hâlid Eyyûb Bey Doç. Dr. Macit Balık
Görüntüle